Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi, Kurumsal ilişkiler ve Regülasyon, Dr. Hasan Süel, Fatih Projesi’nin, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için eğitim alanında teknolojinin kullanılması açısından stratejik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Dr. Süel, Vodafone’un projeyi takibe başlamasının tablet bilgisayarların gündeme gelmesiyle eş zamanlı olduğunu ifade ediyor ve ekliyor:
“Fokusumuz tablet tarafında, çünkü bu projeye katkıda bulunabileceğimiz alanın tablet olduğunu düşünüyoruz.”
Geçmişte çok basit özellikleri olan telefonların ardından akıllı telefonların kullanıma sunulduğunu ve çok kısa bir sürede yaygınlaştığını hatırlatan Dr. Süel, veri trafiğindeki artışın da yeni yeni yaşanmaya başladığını ifade ediyor. Tablet pclerin, akıllı telefonun bir sonraki ayağı olduğunu söyleyen Dr. Süel, sözü “sürdürülebilirlik” konusuna getiriyor:
“Biz, içinde mobil teknoloji unsuru olmayan bir tabletin bir sürdürebilirliğinin olmayacağını düşünüyoruz. Gelecekte tablet hayatımızın içinde olacaksa, içinde mobil teknoloji olan tablet olması lazım. Biz tabletin birkaç sene içinde mobil teknoloji kapsamasının olmazsa olmaz bir özellik olacağını düşünüyoruz. Şöyle düşünün, elinizdeki akıllı telefonun içindeki sim kartı çıkarsam, desem ki gittiğiniz yerlerde wi-fi var, oraya gittiğin zaman wi-fi’a bağlan konuş. Ne yaparsınız? Olmaz dersiniz.
Son söyleyeceğimi başta söylüyorum ama biraz pencere açıp kapamak lazım. Fatih Projesi’ni konuşurken olay oraya doğru gidiyor. Dolayısıyla çok doğru bir teknoloji, doğru bir vizyon ve gerçekten etkinliği olabilecek, her yerde, her zaman işe yarayabilecek bir teknolojiyle bu projenin yapılması lazım.
Eğer verilecek olan bu tabletlerde 3G özelliği bulunmazsa, bu tabletler sadece okulda ve wi-fi verilen yerlerde geçecek, bir de evinizde w-fi varsa, gittiğiniz yerde wi-fi varsa oradan erişebileceksiniz. Ama 2012’deyiz, 2023 hedeflerinden bahsediyoruz. Tabletin babası akıllı telefon.
Buraya gelmeden evvel baktırdım, Kasım-Aralık ayında tablet satışlarının % 75’i wi-fi artı 3G ile. Yani wi-fi varsa kullanın, wi-fi olmayan yerde 3G’ye geçin diyoruz. 3G’yi tamamen ikame etmiyoruz. Tamamlayıcı bir şekilde düşünüyoruz. Türkiye’de bugün % 75 3G’li tablet oluyorsa, bir sene sonra bu masaya oturduğumuzda bu % 85-90 belki % 90 olacak. 2 sene sonra % 100 olacak, bu belli. Suyun gidişine dur diyemezsiniz. Böyle önemli bir projede rakamlar çok büyük. Şu anda dünyada olmayan tablet sayısından bahsediliyor.
Burada ayrıca çok önemli bir alana girmek istiyorum. Şimdi bir yerli üretim konuşuluyor biliyorsunuz. Bunu yaparken de sadece Türkiye’ye yönelik değil, başta bölge ülkeleri olmak üzere rol modeli olabilecek ihracat potansiyelini taşıyan teknoloji üretmek hedefleniyor. Şimdi ben Vodafone’un da faaliyet gösterdiği Mısır örneğini vermek istiyorum. Mısır’da sabit geniş bant neredeyse yok. Biz 2008-2009 yılında Mısır’a 3G şebekesini kurduk. Şu anda Mısır’da en çok mobil geniş bant kullanımı olan bölge kırsal alanlar. Çünkü böyle bir erişim yoktu, orada bunu sağladılar. Şimdi ben Mısır’a 3G’si olmayan bir tableti götürsem bunun teknolojik verimliliği, eğitim etkinliği ne kadar olacak? Çok düşük olacak.
Dolayısıyla gerek Türkiye’de, gerekse çevre ülkelerde Fatih Projesi’nin ve tabletin verimli bir şekilde kullanılması ve eğitime fayda sağlayabilmesi için biz tabletlerde 3G özelliğinin bulunması gerektiğini düşünüyoruz.
Dr. Süel, daha sağlıklı bir karar alınabilmesi için hedef kullanıcı ekseninde bir araştırma yapılmasını öneriyor:
“Eğitimin etkin olabilmesi, daha iyi kullanılabilmesi, istenilen sonuçların elde edilebilmesi için hangi teknoloji kullanılmalı diye bir anket, araştırma yapılsın. Bizim Vodafone olarak görüşümüz ve emin olduğumuz konu 3G’nin de tamamlayıcı olması gerektiği. Ama bunu Vodafone olarak söylediğimiz zaman, bunun etki alanı var. Bir de bunun bağımsız olarak araştırılıp belli çalışmalar neticesinde bulunarak söylenmesi var.”
Sivil toplum kuruluşlarının projeyle ilgili çeşitli raporlar yayınladığını anımsatan Dr. Süel, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Türk Bilişim Vakfı, Fatih Projesi’yle ilgili bir rapor yayınladı. Bu raporda, 3G’nin wi-fi ile beraber kullanılması gerektiğine, hem teknolojik trend anlamında hem de bu projenin etkinliği anlamında önemine değinildi. Keza şu anda Tüsiad da bir hazırlık içinde. Dolayısıyla sadece Vodafone değil, STK’lar da bunu görmüş durumda.
Biz zaten bu konuyu rekabet üstü bir konu olarak görüyoruz. Tabletlerin hepsi Vodafone 3G’li olsun gibi değil, olsun yararlansın ülke, böyle bir platform olsun. O yüzden gerçekten buna önem veriyoruz.
Ne sağlayacaksınız sorusuna gelince şunlar olabilir; çok makul ve karşılanabilir bu projeye uygun tarifeler olabilir, operatörler başlangıçta Fatih Projesi’nin kullanıcıları için çok ciddi teşvikler getirebilir. Vergi boyutu da var, biraz da o yüzden girizgah yaptım. Bu konuya ilişkin vergi muafiyeti sırf bu projede kullanılacak tabletler için söz konusu olabilir. Bu bir anda talebi ve kullanımı artıracak bir şeydir.
Biz bu konunun içinde olup üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Benim söylediğim 3G’nin faydaları ise, biz içerik sağlayıcısından çok o platformu yapan taraf olmak istiyoruz. O konuda da bir anda Fatih Projesi’yle içerik sağlayıcısı olduğunu söyleyenlere dikkatli olunması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bizim ana işimiz mobil telekomünikasyon hizmetleri.”
Tablet PC’lerde 3G özelliğinin kabul edilmesi halinde projeye iştirak etmek istediklerini yineleyen Dr. Süel, Vodafone’un eğitimde teknolojinin faydasına inanan bir şirket olduğunu ifade ediyor. Dr. Süel, sözlerini şu şekilde tamamlıyor;
“Biz doğru bir şekilde kullanıldığı zaman tabletin faydası olacağını düşünüyoruz. Zaten öyle bir düşüncemiz olmasa, bu işin içinde yer almak istiyoruz demeyiz. Ama yanlış bir şekilde kullanılırsa da hakikaten dünyanın ekonomik kriz yaşadığı bir dönemde kaynakların verimsiz kullanılmasına neden olur. Bunu da Türk vatandaşı olarak hiçbirimiz istemeyiz. Bu, Vodafone şapkasının dışında bir konu, gerçekten doğru bir şekilde kullanılması lazım.”