Birkaç yıl önce İnternet işlem servisini hayata geçirerek finansal servisler alanının ilerlemesine büyük yardımları dokunan E*Trade kendini yeniliyor. Fakat online finansal servisleri yakından takip edenler vizyonun giderek günümüzün geleneksel bankalarına benzemeye başladığını düşünüyorlar.
E*Trade geçtiğimiz sonbaharda ilk fiziksel şubesi “E*Trade Zone”’u açarak geleneksel bir yaklaşım uygulamaya başladığının sinyallerini vermişti. E*Trade perakende devi ile ortaklığını genişleterek önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ülke çapında 20’nin üzerinde yeni Zone açmayı planlıyor. Çok küçük yer kaplayan şubeler çok basit bir yapıya sahipler: Birkaç bilgisayar terminali, bir ATM makinesi ve iş saatlerinde hizmet veren bir temsilci.
Merkezi Kaliforniya’da bulunan E*Trade 2001 yılının ikinci çeyreğinde ilk E*Trade Center’ı açmayı planlıyor. Merkezin kesin açılış tarihi şu an için belli değil.
E*Trade en son TV reklamlarında geleneksel bankaların büyük maliyet yapıları ile dalga geçiyor. Veriler E*Trade’in dalga geçmekte haklı olduğunu gösteriyorlar. American Bankers Association 1999 yılında bankanın büyüklüğüne bağlı olarak şube başına ortalama 1 milyon dolarla 1.18 milyon dolar arasında para harcadıklarını bulmuş.
E*Trade yetkilileri yeni merkezlerinin geleneksel banka şubelerinden farklı olduğunu iddia ediyorlar. E*Trade sözcüsü Deborah Newman, “Yeni merkezimiz maliyetler ve verdiği hizmetler açısından geleneksel şubelere benzemiyor” dedi.
Bu değişikliklerin olası nedenlerinden birisi online finansal servislerin çok yavaş benimsenmesi. Mercer Management Consulting’in yaptığı bir araştırmaya göre Web tabanlı finansal servislerin birçoğu henüz tüketiciler arasında kabul görmedi. “Digital Business Designs in Financial Services” adını taşıyan çalışma tüketicilerin sigorta, faiz ve ipotek gibi finansal servislere, donanım, kitap, seyahat, elbise ve diğer tüketici mallarını satın almaya nazaran daha az ilgi gösterdiklerini gösterdi.
E*Trade ayrıca Web tabanlı finansal servisler verme yolunda ilerleyen geleneksel bankalarla arasındaki mesafeyi korumaya çalışıyor.
E*Trade Center’lar sadece bankacılık ve aracılık hizmetleri için kullanılmayacak aynı zamanda tüketicilerin online erişim konusunda eğitildikleri yerler olacak. Merkezlerde çalışanlar olacak ama müşteriler işlemlerini yapmaları için makinelere yönlendirilecekler. İşlemlerin otomatik makinelerde müşteriler tarafından yapılmasının maliyetleri düşüreceğini belirten Newman merkezlerin müşterilerle ilişkileri artırırken potansiyel müşteriler de sağlayacağını söyledi.
Fakat fiziksel işgücünü teknoloji ile değiştirme maliyetlerin kesinlikle düşeceği anlamına gelmiyor. Birçok banka geçmişte müşterilerinin birçoğunu İnternet’e geçirdiler. Fakat müşterilerin yaptıkları işlemler (hesap bakiyesi izleme, havaleler, EFT) önemli ölçüde arttı. İşlem sayısının artması bankaların tasarruf etmelerini engelledi.
Diğer taraftan bankalar tepki vermede gecikmelerinin müşterileri kendi ihtiyaçlarını karşılayacak finansal kurumlara yönelmelerine neden olduğunu buldular. İşte E*Trade’in tam olarak yaptığı da bu.
E*Trade müşteri memnuniyetini daha da artırmak amacıyla ATM ağını yükseltmek üzere Mosaic Software ile anlaştı. Card Captuer Services’in satın alma işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte E*Trade, Wells Fargo ve Bank of America’dan sonra ABD’nin en büyük üçüncü ATM ağını işletmeye başladı. E*Trade Mosaic’in Postilion yazılımı ile ağ hızını artırırken işlem sürecini ve izleme yeteneklerini genişletmeyi amaçlıyor.
Daha da önemlisi E*Trade Mosaic’le birlikte müşterilere hem E*Trade Bank hesaplarına Hem De E*Trade Securities hesaplarına erişebilmeleri konusunda çalışacak. Bu endüstride bir ilki oluşturacak. Bu girişim henüz geliştirme aşamasında olmasından dolayı şirketin sadece hesaplara erişim mi yoksa hem hesaplara erişim hem de işlem yapabilme yeteneği mi sunacağı henüz belli değil. Bu girişimi olumlu bulan analistler E*Trade’in pozisyonunun geleneksel bankalara göre çok daha hızlı hareket edebilmesini sağladığını belirttiler.