YENİ YASA GERÇEKTEN GEREKLİ Mİ?
Öncelikle belirtmek isterim ki, bu satırların yazarı, sektör ve hatta Telekomünikasyon Kurumu yetkilileri dahil hemen herkes bu yasanın şu ortamda ortaya çıkarılmasında aciliyet görmemektedir. Ancak; görünen o ki; bu yasanın bir an önce çıkarılmasını isteyen bakanlık, çalışmalarını kapalı kapılar ardında tamamlayarak sözde görüş alma gibi demokratik bir yaklaşımla belirsizlik ve tuzaklar içeren yasa tasarısını önümüze koymuştur.
Ne gariptir ki; lisanslama ile ilgili yapılacak bir kaç basit düzenleme kurum tarafından dört yıllık süre sonunda hala bitirilememişken, bu ülkenin ağır işleyen bakanlık bürokrasisi, hukuki ve fiili tekellerin kalkmasına neredeyse saatler kalmışken, birkaç ay gibi kısa bir sürede yeni yasa çalışmasını bitirebilmiştir. Bir başka deyişle, ülkenin telekomünikasyon alanında gerekli düzenlemeleri yapma konusunda yetkilendirilen bağımsız ve uzman otoritesi dört yıllık sürenin sonucunda konuyla ilgili sadece birkaç yönetmeliği ancak çıkarabilmiş olmasına karşın, bakanlık bürokrasisi jet hızıyla, hem de birkaç ay gibi kısa bir sürede ve kapalı kapılar ardında kimseye haber vermeksizin koskoca ve yepyeni bir yasa çalışmasını bitirmiştir. Aynı bakanlığın sektörün sabırsızlıkla beklediği Karasal Hatlar Üzerinden Data İletimine imkan verecek tarifeyi aylarca sümen altında unutması ise dikkatlerimizden kaçmamıştır.
YENİ YASANIN LİSANS SÜRECİNE ETKİSİ
Sektör ve hatta bu ülkenin telekomünikasyon otoritesi dahil herkes yeni yasayı okuyup anlamaya çalışmaktadır. İşte bu süreç yaşanırken, Telekomünikasyon Kurumu yetkilileri yeni yasa çalışmalarının sektörün beklediği lisansların verilmesi sürecini geciktirebileceği yolunda açıklamalarını yaptılar bile.
Sözde, dağınık olan mevzuatın toparlanması ve liberalleşmenin hızlandırılması gibi kulağa hoş gelen ifadelerle önümüze sunulan taslağın zaten ağır çalışan Telekomünikasyon Kurumunu daha da ağırlaştıracağı bir gerçektir.
27.01.2000 tarihinden bu güne kadar dört yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen Telekomünikasyon Kurumu yapılanma çalışmalarını ancak tamamlamış ve sektörün beklediği lisanslar ile ilgili olarak örneğin , Yerel Ağların Paylaşıma Açılması ve Ulusal Numaralandırma Planı gibi konularda düzenlemelerini halen bitirememiştir.
Unutulmamalıdır ki; Telekomünikasyon Kurumu mevcut tüm çalışmalarını eski yasayı dikkate alarak hazırlamıştır. Oysa yeni taslağının yasalaşması halinde eski yasaya dayanılarak yapılan tüm çalışmalar hukuki dayanaktan yoksun hale gelecektir. Bir diğer deyişle ; dört yıllık süreç boyunca Telekomünikasyon Kurumu’nun yapmış olduğu tüm düzenlemeler, yasal dayanaktan yoksun hale gelecek ve uygulanabilirliğini kaybedecektir.
Bu durumda her şey “sil baştan ve yeniden” hazırlanmaya başlanılacaktır. Bürokrasi önce yeni yasayı anlamaya çalışacak , sonra yeni yasanın gerektirdiği yeni düzenlemeleri yapmak isteyecektir. Lisanslamaya yönelik eski düzenlemeler, örneğin ara bağlantı ve erişim yönetmeliği yeni yasa kapsamında yeniden hazırlanmak zorunda kalınacaktır. Bu arada unutmadan hemen belirtelim ki; bakanlık tarafından Telekomünikasyon Kurumu’nun Teşkilat ve Görevlerini düzenleyen yeni bir taslak yasa da sektörün görüşüne açılmıştır. Bu taslağın da yasalaşması halinde, lisanslamayla ilgili çalışmaların süratle gerçekleşmesini beklemek hayal olacaktır.
ÖNCE LİSANSLAR
Tam dört yıldır sessizce tekellerin kalkmasını bekleyen sektörün önceliği yeni yasa değil, lisansların bir an önce verilmesidir. Yapılması gereken, acil eylem planında yer alan bu yasa çalışmasının, lisanslandırma sürecinden sonraya bırakılmasıdır. Sektörün, dört yıllık sürecin sonunda beklemeye tahammülü kalmamıştır ve hiçbir yasa çalışması toplumu mevcut durumundan daha geriye götürecek bir sürecin başlamasına neden olmamalıdır.
Telekomünikasyon Kurumu’nca bu aşamada yapılması gereken, lisanslandırma çalışmalarını bir an önce bitirip, 01.01.2004 tarihinde isteyene istediği konuda faaliyette bulunma imkanını tanımasıdır.