Yarışmayı kazanan 3 pırıl pırıl gencin düşüncelerini sizlere sunarken, 3.cü Murat Büke‘nin makalesini dün yayınladığımızı hatırlatıyoruz. 2.Akçokoca’nın makalesini yarın ve 1.Hüseyin Güler’in makalesini ise bir sonraki gün yayınlayacağız.
Yarışmanın Birincisi Hüseyin Güler
turk-internet.com : Kendinizi tanıtır mısınız?
Güler : 1977 Bulgaristan doğumluyum ve Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Halen İTÜ Savunma Teknolojileri Ana Bilim Dalı Strateji Geliştirme Teknolojileri Programı’nda yüksek lisans eğitimime devam etmekteyim. Mezuniyetimden sonra Turkcell Satış ve Pazarlama’da çalışmaya başladım. Şu anda iş profesyonel iş yaşantıma TOFAŞ’ta Ürün Geliştirme Yöneticiliği’nde devam etmekteyim. EFQM Kamu Sektörü finalisti olan M.Ü. Mühendislik Fakültesi’ndeki TKY uygulamalarında öğrenci lideri olarak aktif görev aldım. Stratejiye hem kavramsal hem de uygulama boyutu ile ilgi duymaktayım. Bunun yanısıra özellikle 20.yüzyıldaki teknolojik gelişmeler, süreci ve sosyal etkileri bakımından da ilgi alanıma giriyor. Ayrıca fütürizm konusunda da kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Kaosta strateji, Türkiye için yeni yönelimler, eğitimde TKY uygulamaları, karar analizi konularında yayınlanmış makalelerim var.
turk-internet.com : Bu makale yarışmasına katılma amacınız nedir?
Güler : Her genç gibi benim de Türkiye’nin geleceğine ilişkin fikirlerim ve hayallerim var. Yine her gencin sahip olduğuna inandığım bir duyguyu ben de paylaşıyorum:”Türkiye’nin geleceğine katılmak istiyorum”. Sürekli olarak olumsuzlukların vurgulandığı bir dönemde kimseyi eleştirmeden geleceğe olumlu bakmaya çalıştım sadece. Okuduklarımı, düşündüklerimi ve hayallerimi yansıtmaya çalıştım.
turk-internet.com : Makalenizde göz önüne aldığığınız konular nelerdi?
Güler : Makalemde iki konuya içiçe yer verdim. Türkiye için yeni yönelim önerileri ve ülke imajı yaratma stratejileri. Türkiye için yeni yönelim önerileri sıralanırken önce hayal gücünü de işin içine katarak “Gelecekte nasıl bir Türkiye olmalı?” sorusuna cevap aramaya çalıştım. Bu cevabı da strateji, ekonomi, füturizm ile ilgili kitapların yanısıra, tartışma programları, değişik forumlar, Newropeans 2000 gibi Avrupalı gençlerin 2020’lerin Avrupasını tartıştıkları platformlar, değişik sohbet ortamlarında arkadaşlarla yaptığımız alakasız gibi gözüken beyin cimnastiklerinden yararlanarak oluşturmaya çalıştım. Makalemde Türkiye’deki mevcut sorunlar ve dünyada olup bitenler de göz önünde tutularak optimistçe bir tablo çiziliyor. Ayrıca, sunulan tablo iç dinamiklerde olması gereken dönüşümler olarak da yorumlanabilir. Daha rekabetçi bir Türkiye için her başlık altında açıklanan dönüşümlerin gerekliliği vurgulanırken, dönüşümlerin gerçekleşmesi yönünde öneriler de sunmaya çalıştım. Daha sonra tabloyu gerçek kılacak jeopolitik, teknopolitik ve ekonomik bakış açısı ile yönelim önerileri sıralandı. Güçlü bir Türkiye’ye giden yolda uluslararası imajımızın güçlenmesine ve yenilenmesine dair önerilerime ise ikinci bölümde yer verdim. Bu bölümde Değişik Ülkelerle Bilgi Paylaşım Ağları Kurulması, Kültürel Tanıtım Merkezleri/Kültürel Alışveriş Merkezleri Kurulması, Dış Temsilciliklere İmaj Görevlilerinin Atanması, Gençlere Hitap Eden Ülke Olmak, İstanbul’un ve Sporun Önemi, Yurtdışına Beyin Göçünün Etkin Şekilde Kullanılması gibi önerilere yer verdim.
turk-internet.com : Makalenizin sonucu nedir ? Önerilerinizin nasıl uygulanmasını
bekliyorsunuz?
Güler : Aslında makalem bitmiş bir çalışma değil. Bu çalışmanın bundan sonraki safhası, sunulan önerileri sayısal verilerle de destekleyerek maliyet ve süreç analizlerini yapmak, bu kapsamdaki gerekli modellemeleri sunmak olacak. Bu çerçevede önerilen bölgesel yenilik merkezlerinin, gelecek enstitülerinin, dijital ve vatandaş dostu devlete geçiş sürecinin, online yerel yönetimlerin, bölgesel paylaşım ağlarının, kültürel tanıtım merkezlerinin, ileri teknoloji ülke olmanın maliyetini hesaplamak; ilgili yönelimi uygulamaya sokmanın safhalarını sunmak gelecek çalışmaların adımları olabilir. Önerilerimin uygulanabilirliği bu analizlerin sonucunda ortaya çıkacak. Çalışmam, “21. Yüzyılda kaderinin çarkını kırmayı amaçlayan Türkiye’nin, geleceğe ilişkin bakış açısını ve stratejilerini oluştururken dünyada olup bitenleri ve olabilecekleri etkin ve doğru bir şekilde değerlendirebilmelidir.” vurgusu ile bitiyor. Bu kapsamda dünü ve bugünü iyi analiz edip, gelişmeleri ve değişimleri doğru yorumlayarak geleceğe uzanmalıyız. Bunu da kısa dönemli deterministik kestirimlerin yerine, dinamik modellemelerle, alternatif geleceklerimizi çizerek, değişik senaryoları oluşturarak yapmalıyız. Kısacası uzgörü yapmalıyız. Geleceğe uzanan Türkiye’nin oluşturulmasında Kurtuluş Savaşı sonrası Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yakaladığı ivme bizim için tetikleyici bir güç olmalıdır.
turk-internet.com : Ekonomistler grubu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Güler : Ekonomistler Platformu’nu gençlerin atılım yetkinliği ile olgunların tecrübesini ve dünyayı kavrayış biçimini sentezleyecek, ortak sinerji üretecek bir network (bilgi paylaşım ağı) olarak görüyorum. Bugünün yöneticileri ile yarının potansiyel yöneticilerini bir araya getirecek bu ve bunun benzeri platformların “Özlenen Türkiye”’ye giden dönüşüme önemli katkılar sağlayabileceklerine inanıyorum.
turk-internet.com : Bilişim-Internet-Telekomunikasyon sektörü ile ilgili varsa düşünceleriniz
Güler : Yoğun kabul gören görüşe göre, dijitalleşebilecek her şey dijitalleşecektir. Yeni dönem, çok farklı yerlerde farklı teknolojilerin gelişimine olanak tanımaktadır. Dolayısıyla, Türkiye gibi ülkelere yeni fırsatlar doğmaktadır. Bilişim-Inetrnet- Telekominikasyon sektörlerinin Türkiye’de büyük bir gelişme potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Hatta Türkiye, hem Balkanlar’dan hem de Ortadoğu ve Orta Asya’da bu teknolojilerin yaygınlaşması için de kaldıraç etkisi yapabilir. Bu gelişmeler Türk şirketlerine alanlarını genişletme fırsatı sunabilecektir. Bence diğer önemli bir konu bu sektörlerin sosyal hayata pozitif etki yapacak yeni uygulamalrın gerçekleştirilmesine katkı sağlayabilecek olmalarıdır. Internet ve mobil teknolojileri kullanarak yerel yönetimler bazında çok verimli olabilecek uygulamalar gerçekleştirilebileceğine inanıyorum. Örneğin elektronik ortamı kullanarak yerel bazda gerçekleştirilmesi düşünülen yenilikleri, alınması muhtemel kararları ilçe/belde sakinlerinin görüşüne açabilir, ilgili beldenin ortak geleceği üzerine tartışma platformları oluşturabilirler. Bu yolla müşterek demokrasinin en güzel uygulamaları gerçekleştirilebilir, halk katılımının en yüksek düzeye ulaştığı ortak kararlar alınabilir, ortak yönelimler belirlenebilir. 3G gibi yeni teknolojilerden de yararlanılarak benzer uygulamalar mobil ortamı kullanarak gerçekleştirilebilir. Tüm bunların yanında toplumsal bir bakış açısı ile “Türkiye dijitalleşmelidir” derken, bir birey olarak da bir çelişkiyi yaşıyorum. Çünkü bu teknolojiler hayatımızı kolaylaştırırken, birey olarak özgürlüklerimizin kısıtlanması tehlikesini de doğurmakatdır. Orta vadeli gelecekte bunun çok tartışılan konular başında yer almaya başlayacağını düşünüyorum.
turk-internet.com : Türkiye Ekonomisi için öngörülerinizi alabilir miyiz?
Güler : Türkiye’nin bir dönem daha krizin eşiğinde olmaya devam edeceğini düşünüyorum. Görünen o ki, yeni dönemde kriz dünyanın her yerinde patlak verebilir. Çünkü, 20.yüzyıldaki teknik gelişmeler dünyanın ekonomik dengesini bozmuştur. Krizler bugün Türkiye’de, yarın Venezuela’da, Şili’de, Japonya’da devam edip duracak diye düşünüyorum. Bu kapsamda kısa dönemli ve statik kriz önlemlerinin yerine, dinamik modellemeler geliştirebilmeliyiz.
Yarışma İkincisi Kerim Akçokoca
turk-internet.com : Kendinizi tanıtır mısınız?
Akçokoca : Pamukkale Üniversitesi işletme bölümü son sınıf öğrencisiyim. Öğrenimimin üniversite ayağını tamamlarken, dil eğitimi için yurtdışı planları yapmaktayım. Gelecekte yapmayı planladığım iş, Türkiye’nin meselelerinin çözümlenmesinde önemli bir çözümü teşkil ettiğine inandığım istihdamın arttırılması hususunu, uygulamaya çalışacağım girişimcilik faaliyetlerim ile desteklemeye çalışmak. Makale yarışmasına katılmamdaki en önemli sebep çözümün bir parçası olmak gereğine inanmış olmamdır. Yarışmaya katılarak genç beyinlere fırsat verildiğinde yeni fikirlerin ortaya çıkabileceğini ispatlamak istedim. Makalemde ülkemizin su kaynakları, maden yatakları ve emek gücü konularındaki zenginliklerinden, ulaşım avantajları ve tarihten gelen birçok etkeni ve coğrafi konumları göz önüne aldığım ülkeler ile işbirliği yapılması durumunda oluşabilecek avantajlarından bahsettim. Araştırma ve incelemelerim sonucunda ülkemizin gücünün doğru kullanıldığında maksimum seviyelere ulaşabileceğini ispatladım. Önerilerimin stratejik politikalar belirlenerek uygulanması taraftarıyım. Çünkü; bahsetmiş olduğum avantajlar kısa vadeli planlar ile gerçek sonuca ulaşamayacaktır. Örneğin Türk devletleri ve İslam dünyası ile yapılması gereken işbirliği çalışmaları çok dikkatli ve doğru zamanlarda uygulanmalıdır. Global dünyada ülkelerin stratejisi, rakip ülkelerin gelişimini engelleyerek büyümedir. Bu durum göz önüne alındığında çalışmaların sağlam ve gerçekçi olabilmesi sonuçları önemli oranda etkileyecektir. Ekonomistler Platformu oldukça mütevazı bir şekilde çalışmalarına başlamış ve internetin ciddi konularda kullanımının daha yeni başladığı bir ortamda 6000+ kişilik bir üye sayısına ulaşarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Genç beyinlerin fikirlerini özgürce sunabilecekleri ve toplumun her kesiminden fikirlerin tartışabileceği bir platform oluşturarak ülke sorunlarının çözümüne yönelik önerileri ortaya çıkarabilmiştir. Çok faydalı ve geleceği parlak bir grup olduğuna inanıyorum. Globalleşmeyle birlikte haberleşmenin daha fazla ön plana çıktığı bir ortamda Bilişim-Internet-Telekomünikasyon şirketler ve ülkeler için stratejik unsurlar olarak dikkati çekmektedir. Ve bu üç sektörün önemi giderek artacaktır. Ülke stratejileri belirlenirken bu üç unsurun göz ardı edilmemesi kanaatindeyim. Türkiye Ekonomisi, siyasi çatışmalar nedeniyle bir türlü düzlüğe çıkamamaktadır. Kısa dönemde olumlu beklentilerim olduğunu söyleyemem. Dakikada ortalama 30 bin dolar daha borçlanan ekonomimizin borç yükü giderek ağırlığını arttırmakta ve çok ciddi anlamda bizi tehdit etmektedir. Dış borçlanma yerine devlet kaynakları paraya dönüştürülebilirse daha mantıklı olacağı inancındayım. Tarihimizin incelenip analiz edilmesi gereğine dikkat çekerek, özellikle Düyun-ı Umumiye’ den bazı derslerin çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.
‘Dünyanın Stratejik Gözbebeği:Türkiye’ adını taşıyan makalemde, konumu ve doğal kaynakları ile çok özel bir durumu muhafaza eden ülkemizin, doğru stratejik planlamaların yapılması ve uygulanması ile global dünyada çok güçlü bir ülke durumuna gelebileceğine olan inancımı ifade ettim. Türkiye’nin rekabet avantajlarını irdelediğim çalışmamda; su kaynakları, maden yatakları ve bor, emek gücü ve girişimci ruhu, turizm, boğazlar ve ulaşım avantajları, Ortadoğu Orta Asya ve Balkanlarla potansiyel ticaret hacmi rekabet avantajları olarak sıralanmaktadır. Türkiye’nin sorunu kaynaksızlık değil, vizyonsuzluktur.”
Yarışmanın Üçüncülüğünü Kazanan Murat Büke
turk-internet.com : Kendinizi tanııtır mısınız?
Murat Büke : 1971 Ankara doğumluyum. Gazi Üniversitesi İstatistik Bölümünü bitirdim. 1998 yılından itibaren Anses Haber Yorum ajansı’nda Ekonomi Muhabiri olarak çalışıyorum. Ekonomi Muhabirleri Derneği üyesiyim.
Tüm platformlarda, sivil toplum kuruluşları ve ekonomik kuruluşlarda, Türkiye’nin sorunlarını tespite yönelik çalışmalar yapılıyor. Ekonomistler platformunun çözüm üreten, bunu aktaran, paylaşan bir yapıda olması, benimde bu yapıya katkı sağlama isteğimden dolayı yarışmaya girdim.
Makalemde, Türkiye’de uygulanan ekonomik program ile üretim sektörünü geleceğe taşıyacak konuların eksik olduğunu, para politikası esaslarıyla incelemek istedim. Vergi oranları, elektrik fiyatları, kur değişimi, işçi ücretleri ve ithal hammadde girdilerinin üretim sektörünü hangi oranda ve yönde etkilediğine ilişkin açıklayıcı istatistik uygulaması gerçekleştirdim. Söz konusu faktörler yardımıyla DİE’nin 1997=100 bazlı sanayi üretim endeksi trendini çok az hata ile tahmin ettim. Bilindiği üzere DİE sanayi üretim endeksi, sanayide üretilen mal ve hizmetleri, miktar ve değer açısından ele alarak açıklar. Makalemde ise söz konusu faktörlerin sanayi üretim endeksini nasıl etkilediğine dikkat çektim.
Sanayi üretim endeksini söz konusu faktörler yardımıyla nasıl ve hangi yönde etkilediğine ilişkin sonuçlar buldum. Söz konusu modelde, elektrik fiyatlarının sanayi üretim endeksini doğru yönde ve yüzde 4 oranında etkilediğini: ithal hammadde girdilerinin yüzde 22.8 oranında etkilediğini, kur değişiminin yüzde 3.8 oranında etkilediğini ve son olarak işçi ücret değişiminin yüzde 1.5 oranında etkilediği sonucuna ulaştım.
Türkiye’nin dünya ticaret sisteminden yararlanabilmesi ve rekabet gücünü artırabilmesi için öncelikle yurt içi pazarın genişlemesi gerektiğine inanıyorum. Kaliteli ve dünya standartlarına uygun üretimin dünya pazarlarında da kendisine müşteri bulabileceğine ve bunun ülke politikalarıyla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ekonomistler grubu, Türkiye’nin genç nüfusunun, nitelikli ve yetişmekte olan işgücünün bir araya geldiği bir oluşum. Türkiye’nin hak ettiği yere gelmesi için çözüm üreten bireylerin gönüllü olarak bir araya geldiği sivil toplum örgütü. Çalışmalarını, çabalarını büyük zevkle izlediğim gibi, katkıda bulunmuş olmaktan da duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim.
Uzmanlık alanım olmamasına rağmen bilişim konusunda şunları düşünüyorum: e-devlet ve bunun gibi oluşumları elbette olumlu buluyorum. Fakat, devletin internete geçmesinden önce, kurumların, Türkiye ekonomisine katkıları tartışılmaz olan KOBİ’lerin internete geçmesi gerekir. Örneğin; Vergilerini internet üzerinden ödeyen küçük ve orta boyuttaki işletmelerin, hem kayıt altına girmesinden hem de devletin vergiyi tahsil etmekteki kolaylığından söz edilebilir. Böylesine projelerin vakit kaybetmeden uygulanmaya geçmesini umuyorum.
Turkiye Ekonomisi kırılgan yapısı, mevcut sistemle çözülebileceğini sanmıyorum.
Türkiye gerçekten bir değişim geçirmiyor. Gerek siyasette gerekse ekonomi politikalarında eski grift yapı devam ediyor. Türkiye’nin gerçekten yeniden yapılanmaya, toplumsal bir uzlaşı içinde geçmesi gerekir. Türkiye sanayi evrimini sağlayamamış, geleneksel üretim anlayışını; mevcut kendini yenileyemeyen ekonomi politikaları nedeniyle değiştirememiştir. Hükümetin reel sektörü canlandıracak, onların isteği doğrultusunda ve devletin gelir kaybına uğramadan bunu yapabilecek bir ortama ihtiyacı vardır.
Türkiye’nin, hem sanayileşme hem de dış dünya ile bütünleşme çabasında başarılı olabilmesi için gerekli potansiyele sahip bir ülkedir. Ancak bu potansiyeli harekete geçirecek ivmeye ihtiyacı vardır.
İlgilenenler için makalelerin tamamı
1. Hüseyin Güler
21. Yüzyılda Rekabet Gücü Yüksek Bir Türkiye Için Yeni Yönelim Önerileri
2. Kerim Akcakoca
Dünyanın Stratejik Gözbebegi: Türkiye
3. Murat Büke
Türkiye’nin Dış Dünya ile Rekabetini Etkileyen Faktörler ve Sanayii Üretim Endeksi Tahmini
Mansiyon: Emre Dalkılıç
Global Dünyada Türkiye’nin Rekabet Avantajları
Mansiyon: Ahmet Celebi
Avrupa Birliği Bilişim Sektöründeki Uzman İşgücü Açığı ve Türkiye İçin Bilgi Ekonomisinde Büyüme Fırsatı
Mansiyon: Oguz Demir
Sanayii Toplumundan Bilgi Toplumuna Rekabet Gücü
Mansiyon: Aydos Özel – Özgür Özel
Alternatif Bakışlar: Devletten Bireye Özel Mülkiyet