Emin Sadık Aydın, Devlet Planlama Teşkilatı(DPT) bünyesindeki Bilgi Toplumu Daire Başkanlığı görevini, 2003 yılından bu yana bu makamda bulunan Recep Çakal’dan geçtiğimiz günlerde devraldı. Kendisiyle bu göreve geldikten sonra yapılan ilk röportajı gerçekleştirmek, turk-internet.com adına bana düştü.
Bilgi toplumuna dönüşüm, e-devlet, bilişim sektörü ve benzeri alanları kapsayan e-Dönüşüm Türkiye Projesinin koordinasyonunu yürüten Bilgi Toplumu Daire Başkanlığı, 2003 yılında kuruldu.
Daire Başkanı Aydın, İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 1997 yılında mezun olduktan hemen sonra Devlet Planlama Teşkilatı’nda Uzman Yardımcısı olarak göreve başlamış ve 2003 yılında Planlama Uzmanı olmuş deneyimli bir kişi. 2008-2009 yıllarında Başbakanlık e-Devlet Danışma Grubunda görev alan ve bugüne kadar e-dönüşüm, e-devlet, telekomünikasyon, bilgi teknolojileri ve benzeri alanlarda yürütülen pek çok çalışmada aktif rol oynayan Aydın, “e-Dönüşüm” konusuna bütüncül bir perspektiften bakılması gerektiği görüşünde. Bilgi Toplumu Daire Başkanı Aydın, bu çerçevede, öncelikle ele alınmasını düşündüğü konuları şu ifadelerle dile getiriyor;
Bu daire, bir Başbakanlık Genelgesiyle ve ‘e-Dönüşüm Türkiye Projesini’nin kordinasyonunu yürütmek maksadıyla 2003 yılında kuruldu. Kurulduğundan bu yana Bilgi Toplumu Dairesi pek çok faaliyetin içerisinde yer aldı.
Biz, ‘Bilgi Toplumu’ndan ne anlaşılacağıyla ilgili, kamunun, sivil toplum kuruluşlarının (STK), vatandaşların, işletmelerin, ne gibi bir dönüşüm yaşamaları gerektiğiyle ilgili bir çerçeve çizmeye çalıştık. Bunun, en önemli çıktılarından birisi ‘Bilgi Toplumu Stratejisi’dir. Takdir edenler, ya da eleştirenler olabilir ancak ben bu stratejinin doğru bir çerçeve çizdiğini düşünüyorum.
Bilgi Toplumu Dairesi Başkanlığı, Bilgi Toplumu alanını daha kapsayıcı ve bütüncül bir yaklaşımla ele almaya gayret etti. Bu çalışmalar içerisindeki önceliklerden birisi e-devlet idi. E-devlet, kamunun üzerine düşen dönüşüm yükümlülüğünü tarif ediyor. Bunun, kamu reformuyla çok yakın bir bağı var.
Dolayısıyla e-devlet, aslında kamunun, nereye gitmek istediğiyle alakalı çalışmaları bir araya getirdiği bir üst şemsiye. Vatandaşların bilgiye erişimlerini ve bilgi teknolojilerini etkin kullanmalarını ifade eden Sosyal Dönüşüm alanında strateji ve hedeflerin belirlenmesi ve buna ilişkin yapılması gereken projeler var.
İnternet yaygınlığından tutun, bilgisayar sahipliğine, internet erişim merkezlerine kadar pek çok konu hala çalışılmayı bekliyor. Diğer yandan, işletmelerin yaşamaları gereken e-dönüşüm, üzerinde çalışılması gereken bir diğer önemli alan. Kaynakların etkin tahsisi, DPT’deki önemli kavramlardan biridir. Eğer, ekonomik ve sosyal alanda ilerleme kaydetmek istiyorsak kaynakların etkin tahsisine özen göstermemiz lazım.
Bu anlamda mevcut kurumların kapasitelerini dikkatle incelememiz lazım. Biz, e-dönüşüm projesiyle bunu yürütmeye çalışıyoruz. Son günlerde “torba kanun” olarak bilinen ve TBMM’de bulunan tasarı, genel olarak e-devlet projeleriyle ilgili mevzuattaki engellerin kaldırılmasını amaçlıyor. Bunun içerisinde kurumsal yapılanmaya ilişkin hükümler de var.
Kurumsal yapılanma Bilgi Toplumu Stratejisi’nde de tartışılan konulardan birisiydi. E-devlet, Bilgi Toplumu içerisinde yer alan komponentlerden birisi. Kanun yapmak elbette TBMM’nin iradesinde, bu irade e-devlet koordinasyonu görevini Ulaştırma Bakanlığı’na vermek yönünde kullanılırsa[1] buna ilişkin yeni bir yol haritası çizmek lazım. Bu konuya taraf kamu kurumlarının oturup yeniden bir müzakerede bulunmaları lazım.
Bilgi Toplumu, çok geniş bir kavram. Ulaştırma Bakanlığı ve Türksat’ın konumuyla alakalı özel sektör kuruluşlarının ve STK’ların bir takım düşünceleri var. Sanıyorum, Tasarı ile ilgili bir karar alınırken bunlar da göz önüne alınacaktır.
turk-internet.com: Bu perspektifte, özel sektörden ne gibi beklentileriniz var?
Emin Sadık Aydın: Bu konu önemli. Son dönemde, özellikle Bilgi Toplumu Ajansı kurulmasıyla alakalı kanun çalışması gündeme geldiğinde, STK’lar ile özel sektörün görüşlerinin alınmasına özen gösterildi. Özellikle, STK’ların e-dönüşümle ilgili bir takım taleplerinin olduğu biliniyor. Bunları da dikkate alarak, sivil toplumun ve özel sektörün elini taşın altına koyduğu daha aktif bir yapıya geçmemiz lazım. Kamunun, karar alma mekanizmalarını, yöneticilerin bu konudaki tutumlarını iyi anlamadan ortaya konulabilecek bazı öneriler havada kalıyor. Gerçekleşmesi zor olan önerilerin gündemde kalması, mesafe kat edebileceğimiz alanları da gölgeliyor. Bu anlamda, STK’lardan ve özel sektörden e-dönüşümün hızlandırılmasına katkı sağlayacak her öneriye açık olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
turk-internet.com: Ulaştırma Bakanlığı ile işbirliği içerisinde olduğunuzu biliyoruz. Bundan bahsedebilir misiniz?
Emin Sadık Aydın: E-devlet Kapısı’nın işletilmesiyle alakalı, önce Türk Telekom’a, sonra Türksat’a verilmiş görevler var. E-Devlet Kapısı, E-Devlet ile ilgili çalışmaların tam göbeğinde yer alan bir proje.
Ulaştırma Bakanlığı, dolayısıyla Türksat ile DPT şimdiye kadar ortak çalışmalar yürüttü. Ancak, bu çalışmaların daha da ileriye götürülmesi ve yeni bir modelle çalışmaların daha da hızlandırılmasının mümkün olduğuna inanıyorum.
DPT’de, geçtiğimiz yıldan bu yana üst düzey yönetim değişti. Eğer, kurumsal yapılanma konusundaki kararlar netleşir ve buna ilişkin mevzuat düzenlemeleri tamamlanırsa, Ulaştırma Bakanlığı, Türksat, DPT ve diğer aktörlerle nasıl bir çalışma modeli izlenebileceği konularında çalışmalar yapılabilir.
turk-internet.com: E-Dönüşüm konusunda ne gibi aşamalar kaydedildi? Bu konudaki hedefler neler?
Emin Sadık Aydın: Bilgi Toplumu Dairesi’ndeki görevim daha çok yeni, ancak çalışmaların hep içerisinde yer aldım. Yaptığımız çalışmaların sonuçlarını diğer ülkelerle, benzer konumdaki kurumlarla karşılaştırarak yapmakta fayda var. Türkiye, özel sektörü çok dinamik bir ülke. Büyük projeler geliştiriyorlar. Avrupa nezdinde takdir edilen e-dönüşüm projelerimiz var.
Ama, bunun yanında çok arkada kalan kurumlarımız da var. Bunu, sadece kamu kurumlarıyla sınırlamamak lazım. Almamız gereken daha çok mesafe var. E-dönüşüm anlamında, kamu kurumlarının yapmaları gerekenin yanında diğer alanlarda da almamız gereken çok mesafeler var.
Eğer, konuya bütüncül yaklaşacaksak, hem arz hem de talep yönünü dikkate almamızda fayda var. İşletmeler ve bu hizmetlerden faydalanacak vatandaşlara dönük bütüncül bir yaklaşım izlememiz lazım. Tüm bunlara ilişkin bir rakam vermemiz zor. Çünkü, her şey göreceli. Teknik alt yapıda önemli ilerlemeler kaydediliyor.
turk-internet.com: Ar-ge konusunda neler söyleyeceksiniz?
Emin Sadık Aydın: Ar-ge ve inovasyon, Bilgi Toplumu gibi çok derinliği olan başlıklar. Bilgi Toplumu alanıyla Ar-ge ve inovasyon alanı, birbiriyle çok örtüşen, ortak pek çok konusu olan iki alan. Olaylara şöyle bakmak lazım: tüm bu kavramlar, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasının desteklenmesi ve ileriye götürülmesini amaçlıyor. Bilişim sanayi ile ilgili atılacak adımlarda, katma değerin ülkemiz içerisinde kalmasını sağlayabilecek politikaların oluşturulması için kafa yormuyorsak, bu bütüncül yaklaşımı kaybediyoruz demektir.
Burada, DPT’nin şöyle bir avantajının olduğunu söylemem gerekiyor. Çok sektörlü bir yapıya sahip olması itibariyle DPT’de, Ar-ge, inovasyon, sosyal konular, KOBİ, eğitim ve sağlık gibi pek çok konu bir arada ele alınıyor. Bilgi Toplumu Daire Başkanlığı’nın, burada yer alması Ar-ge ve inovasyon konularıyla olan ilişkilerin beraber götürülmesi, ülkemizin orta ve uzun vadede bu alanlardan elde edeceği katma değerin bütüncül politikalarla, birbirlerini destekleyen politikalarla yönlendirilmesi konusunda bir artı sağlıyor.
Ar-ge ve inovasyon konusunun TÜBİTAK gibi diğer aktörleri var. İlgili kurumların ortak bir amaca doğru yönelme konusunda daha yakın işbirliği göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.
Son bir husus olarak şunu dile getirmek istiyorum: Bilgi Toplumu Daire Başkanlığı, kurulduğu günden bu yana bazen eleştirilen, bazen takdir edilen çalışmalar yürüttü. E-Dönüşüm, Bilgi Toplumu, çok geniş ve çok aktörlü, üzerinde daha çok çalışılması gereken konular. Bilgi Toplumu’yla alakalı tüm çalışmaları, başarıları veya yanlışlıkları Bilgi Toplumu Daire Başkanlığı üzerinden değerlendirmek sanırım yanlış olacaktır. DPT’nin, bir takım eksiklikleri varsa bunları açık yüreklilikle tartışmamız lazım. Dairemizde görevli kişilerin son 7 yılda özveriyle yürüttükleri çalışmalar konusunda elde edilen başarıların da görülmesi gerektiği kanaatindeyim. DPT’de, E-Dönüşüm’ün yeni bir yaklaşımla ve daha bütüncül olarak ele alınması, Bilgi Toplumu altında yer alan diğer başlıklarla entegre edilecek projelerin yürütülmesi konusunda biz üzerimize düşen görevi yerine getirmeye gayret edeceğiz.