Sigorta iş ya da özel hayatımızda önemli bir yere sahip olması gereken bir kavram. Sağlık sigortası, hayat sigortası, trafik sigortası, ev-hırsızlık ve deprem sigortaları bir çırpıda aklımıza gelenler.
Bugünlerde “Emeğini heba ettin” ya da “şu kadar uykusuz geceye ya da ülserli bir mideye mal oldu” temalı reklamlara dikkat ettiniz mi? 2-3 hafta önce yayınlanan “sigortacılık tutumu” başlıklı araştırmayı da bu tabloya katarsak, görülüyor ki, sigortacılık alanında bir hareketlenme var.
Neler olduğunu, 61 sigortacılık ve reasürans firmasının üyesi olduğu, Sigorta ve Reasürans Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay ile konuştuk ve gördük ki, sigortacılık alanı ülkemizde hak ettiği yeri bulamamış durumda. Bu durumu değiştirmek isteyen Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) de yıllardır yapılmayan tanıtım ve araştırma faaliyetlerine başlamış ve gerek araştırma yaptırarak, dinamikleri görmek ve gerekse reklamlar yoluyla halkı bilinçlendirmek çabaları içinde. Daha önce Garanti Bankasında Birim Müdürlüğü görevlerinde ve Garanti’ye ait 2 sigorta şirketinin Genel Müdürlüğünü yapmış olan ve 5 yıldan beri TSRŞB Genel Sekreterliğini yürüten Erhan Tunçay bize bunları anlattı.
turk-internet.com: Öncelikle bize ülkemizde sigortacılık ne zaman başlamış ve birliğiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Erhan Tunçay: Türkiye’de sigortacılık faaliyetleri ve hizmetleri, 1870’lerden itibaren ve daha çok yabancı sigorta şirketleri tarafından başlatılmıştır. Daha sonra sigorta şirketleri, aralarında “meslek kuruluşu” şeklinde örgütlenme ihtiyacını duymuşlar ve başlangıçta, “Türkiye Sigortacılar Sendikası” adıyla ilk meslek kuruluşu oluşturulmuştur.
Bu sendika daha sonra 1916 yılında “Türkiye’de Çalışan Sigorta Şirketleri Cemiyeti”ne dönüştürülmüştür. Bu cemiyetin, o tarihlerde tamamı yabancı olan 81 üyesi bulunmakta idi.
1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından hemen sonra, bu cemiyet kaldırılarak, yerine “Sigortacılar Kulübü” kurulmuştur. Bu Kulüp yerini 1927 yılında kurulan “Sigortacılar Cemiyeti Daire-i Merkeziyesi”ne bırakmıştır. Türkiye’de çalışmakta olan yerli ve yabancı tüm sigorta şirketlerinin zorunlu olarak üye oldukları bu kuruluş, daha sonra 1959 yılında Sigorta Şirketlerinin Murakabesi Hakkında 7397 Sayılı Kanunla “Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği” ve takiben, 1975 yılında da Ana Tüzüğü ile “Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği” adını almıştır. Birlik o tarihten beri aynı adı taşımaktadır.
1987 yılında yayınlanan ve 7397 sayılı Kanunun bazı maddelerini değiştiren ve kanuna bazı maddeler ekleyen 3379 sayılı kanunla, Birliğe “Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” hüviyeti verilmiştir. Yapılan bir başka değişiklikle de, Birliğin organ seçimlerinin yargı gözetimi altında, yani hakim nezaretinde yapılması esası getirilmiştir.
14 Haziran 2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 24 ncü maddesinde de Birliğin sigortacılık mesleğinin geliştirilmesi, şirketler arasında dayanışma sağlanması ve haksız rekabetin önlenmesi amacıyla kurulan, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğu hükmü yer almıştır.
Türkiye’de faaliyette bulunan yerli ve yabancı tüm sigorta şirketlerinin veya şubelerinin Birliğe üye olmaları zorunlu olup; 2007 sonu itibarı ile 56’ı sigorta şirketi ve 2’si de reasürans şirketi olmak üzere, toplam 58 üyesi bulunmaktadır. Birlik merkezi İstanbul’da olup, gerekli görülen yerlerde temsilcilik açabilme yetkisine sahiptir.
Turk-internet.com: Temmuz 2007’de Sigortacılık Kanunu yenilendi dediniz. Neler değişti? Şikâyet ettiğiniz bir şeyler var mı?
Erhan Tunçay: Teknik konulara girmeden şöyle ifade edeyim: 5684 sayılı sigortacılık kanunu, günün ihtiyaçlarına, AB ve Uluslar arası uygulamalara göre yapılan düzenlemeleri içermesi ile önemli. Yaklaşık 50 senedir aynı kanunla idare edilmekteydik. Bugün sigortacılık kanununa baktığımızda, tüketiciyi koruyan bir kanun oldu. Sigorta şirketlerinin daha disiplinli ve sağlam bilançolarla çalışmasını gerektiren ve kuralları daha belirli bir mevzuat altyapısı getirildi. AB ile son derece paralel bir kanun oluşturuldu. Şikâyet edilecek konular derseniz, ufak tefek konular var. Ama bunlar çok majör konular değil. Zaten mevzuat düzenlemeleri yapılırken herkesi memnun etmek de mümkün değil.
3 yıldır kanunla birlikte ikincil mevzuat yani yönetmelik ve genelgeler çıkarıldı. Yeni teknik karşılıklar oluşturuldu; mesela “Sermaye yeterliliği”. Sonuçta çok ciddi düzenlemeler yapıldı. Tahkim komisyonu oluşturuldu. Tüketici ile sigorta şirketi, kendi aralarında anlaşmazlığa düştüğü takdirde, konuyu tahkime götürebilme imkânı tanındı. Ancak daha henüz tahkim sistemi devreye girmedi. Çünkü düzenlemelerle ilgili beklenenler var. Mesela henüz hakem listeleri oluşturulmadı.
Turk-internet.com: Bunları düzenleyen yetkili kurum hangisi oluyor. Daha doğrusu sigortacılık sektörünün hukuki alt yapısını hangi kamu kurumları düzenliyor?
Erhan Tunçay: Ülkemizde Sigortacılığı düzenleyen kurum Hazine Müsteşarlığıdır ve dolayısıyla bu müsteşarlığın bağlı olduğu Bakan sorumludur. Bugün için Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan Sn. Ali Babacan’dır. Hazine Müsteşarlığı bünyesinde Sektörümüzü denetleyen Sigorta Denetleme Kurulu ve Sigorta Sektörünün kanun ve mevzuat düzenlemelerini yapan ve sorumlu olan Sigortacılık Genel Müdürlüğü bulunmaktadır.
Röportajın devamını Erhan Tunçay: TSRŞB Sigortacılık Sektörünün Şemsiye Örgütüdür – 2 başlığı altında okuyabilirsiniz.