Gündem, “seçim”, “Twitter’ın kapatılması”, “Youtube’ün de kapatılması”, “ses kayıtları” vsvs. Ama bu arada arka planda internet üzerindeki sansürü sağlamlaştıracak olan “Erişim Sağlayıcılar Birliği” konusu devam ediyor. Biz de konuyu yakından takip ediyoruz.
Erişim Sağlayıcılar Birliği olarak adlandırılan, kanuna göre “sivil inisiyatif” olacak ama aslında bal gibi devlet güdümlü bir kuruluş olan yapı. İnternet kullanıcılarının özgürlüğü kadar, orta ve küçük ölçek sınıfında yerel erişim sağlayıcılarının da hayatlarını etkileyecek. Belki de çoğunun kapılarının kapatmasına neden olacak.
Bu erişim sağlayıcılar kim derseniz; bunlar internet sitelerini internete eriştiren firmalar. Bir nevi hosting hizmeti veriliyor. Erişim sağlayıcılar, önceleri çevresindeki firmalar için “web master” olarak bazı web siteleri tasarlarken, bu sitelere internette yayına açılmasını da sağlamaları istendiği için 1 sunucu kiralayıp, daha sonra işlerini büyüten ve firma haline gelen kişiler. KOBİ boyutundalar.
19 mayısa kadar kurulması beklenen Erişim Sağlayıcılar Birliği konusunda sayıları 325 civarı olduğu anlaşılıyor. Bu erişim sağlayıcılar arka planda tüzük ve birlik tartışıyorlar. Bunların % 25’inin yani ortalama 85-90 tanesinin imzalaması ile tüzük onaylanacak ve birlik kurulmuş olacak.
Tüzük önce BTK tarafından önlerine konuldu. Firmalar itiraz ettiği için karşı tüzük oluşturuluyor. Ama bu tüzüğün serbest olmadığını, 5651 sayılı kanuna göre BTK onaylı olması gerektiğini de hatırlatalım. Yani devlet tüzükte hoşuna gitmeyen bir şey görürse, onaylamayı yapmayacak, düzeltilmesini isteyecek.
Ancak bu arada olayın diğer detaylarına da bakıyorlar. Bu konuda turk-internet.com’a yazan erişim sağlayıcılardan birisi şu konulara dikkat çekiyor;
Erişim Sağlayıcılar Birliği’nden bahsetmeden önce, kısaca yeni çıkardıkları yasadan bahsedeceğim. Yasa içerisinde öyle bir madde varki “1 yıl dan az olmayacak 2 yıldan çok olmayacak şekilde” erişim sağlayıcılardan logları saklamaları isteniyor.
Bu logları saklama olayı zor olan kısım değil zor olan kısım bu logların boyutu normal websitesinin boyutunu aştığı zaman yer sağlayıcı ne yapacak. Kısaca bir hesap yaparsak, günde 100 ziyaretçisi olan bir websitesinde her kullanıcının 10 sayfa görüntülediğini varsayarsak 100 x 10 = toplamda 1000 satır log tutulur. Bu 1000 satır log tahmini olarak 100kb lık bir dosya halini alır. 100kb x 730 yaptığımızdaysa 73 MB yer yapar toplamda.
Günde 100 ziyaretçisi olan bir websitesinin zaten dosya boyutu ortalama 20-30 mb iken bu şahsa ait logların 73 mb tutması ne kadar da manidar olur değil mi?
Biz 20 MB’lık bir alanın kullanımını ortalama olarak 1 yıllık 7 TL civarında bir maliyet kabul ediyoruz. 73 mb bu durumda bize 22 TL civarında bir rakama mal olacak. Bu parayı devlet bize ödeyecekse ben sanıyorum ki tüm yer sağlayıcılar seve seve bu logları tutacaklardır.
Ancak ödenmemesi durumunda , kanunda bir madde daha var sanırım bu masrafları donanımsal ve yazılımsal olarak kendileri karşılayacaklar şeklinde, biz nasıl para kazanacağız?
Tamam diyelim ki bu bizim barındırma maliyetlerimizi artırdığı için biz de artan maliyetleri son kullanıcıya yansıtalım. Peki kullanıcının aptal olduğunu mu sanıyorlar?
Çünkü bir çok dünya devi hosting firması halen bizden çok çok ucuza hizmet sağlıyorken bizim bu fiyatlara zam yapmamız demek. Türk firmalarının hosting satamaması demektir.
Tabi bir de unutmadan belirtelim eğer takip etmek istediğiniz vatandaşlar hani bu loglattırdıkları, eğer yurtdışından hosting alırlarsa bu durumda o logları nasıl alacaklar? Firmaya yaptırım mı uygulayacaklar ? İşte olay bu kısımda artık komik olmaya başlıyor diye düşünüyorum. Belirtmemde fayda var bu sadece benim bakış açım. Farklı düşünenler tabi ki olabilir.
Ufak bir noktaya da değinmeden yapamayacağım, Ben yer sağlayıcılığımı evimin bir odasında çalışırken almıştım. O zamanlar bu kadar fazla müşterimiz ve bu kadar fazla söz hakkımız sektörde yoktu. Bir oda’dan bugün 7 kişinin 7/24 çalıştığı , bir çok devlet kurumuna, sendikalara hizmet veren aynı zamanda bayilik konusunda Türkiye’nin en büyüğü haline gelen bir firma olduk. Eğer bu loglama konusu o zaman olsaydı emin olun bu şirketi hiç kurmazdım bile, benim gibi niceleri vardır diye düşünüyorum.
Bunun girişimciliğin önünü kesecek ve baltalayacak bir sistemden başka bir şey olmayacağı kanaatindeyim.
Biz 2-3 yer sağlayıcı olarak bu tarz bir girişimi 2011 yılında yapmayı denediğimizde bizlere
“Siz TİB’in yerini mi alacaksınız, bu örgüt suçuna girer” tarzında bir ifade kullanılarak bizi vazgeçiren zihniyet, şimdilerde “Erişim Sağlayıcılar Birliği” kur(dur)arak buna firmaları dahil ediyorsa birilerinin bunu sorgulamaması hatta ters bulmaması çok abes …
Olayın başladığı noktadan sona erdiği noktaya gelindiğinde , polise siz logları verseniz bile o kadar kalifiye elemanları olmadığı için henüz logları okuyabilip analiz edebilecek bir polis memuruna ben rastlamadım.Şu ana kadar 300e yakın davada log gönderdik ve hepsinde benzer cevaplarla logları bizim analiz etmemiz istendi.
En kötüsü’de bu birlik ile birlikte birlik yönetimi karlarını kestiğimizi düşündükleri için taban fiyat uygulaması getirecekler, hali hazırda zaten perde arkasında uygulanan bu uygulama bu sayede artık fiyatlar tek bir kurul tarafından belirlenecek ve TTNET kasasını doldurmaya devam edecek.
Bu yine aynı şekilde kullanıcıları yurtdışına itecek bir etken ve bu noktada bizde firmamızı yurtdışına taşımak zorunda kalacağız diye korkuyorum.
Genelde devletin yanlış yaptığını anlaması 2-3 sene gibi bir zaman aldığından bu sorunların yüksek sesle dile getirilmesi birilerinin bunları devlet erkanına iletmesi bizim için çok önemli. Aksi taktirde bir çok insan bu durumdan mağdur olacak.