Dün yayınladığımız Dialer Kurbanları Sevindi; TT Davayı Kaybetti başlıklı haberimizden sonra pek çok okuyucumuzdan yukarıdaki soruyu aldık.
Okuyucularımızın sorularına cevap bulabilmek amacıyla Dialer konusunu Türkiye’de en önce dile getiren hukukçularımızdan Av.Ali Osman Özdilek’le bir röportaj yaptık. Sorular ve cevapları şöyle;
Turk-internet.com : Dialer’ın hukuksal yönü nedir? Dialer nasıl bir program?
Av.Ali Osman Özdilek : Dialer programları küçük boyutlu programcıklardır. Kısaca yaptığı iş, kullanıcının mevcut normal internet bağlantısını kesip, kendi içine kodlanmış olan bir telefon numarasını modemin aramasını sağlamaktır.
Böylece internet kullanıcısı yapılan bu internet bağlantısı sebebiyle çok daha yüksek telefon ücretleri ödemek zorunda kalmaktadır. Daha önce dialer programlarının ceza hukuku ve borçlar hukuku açısından ayrıntılı bir incelemesini yapmış ve turk-internet.com’da yayınlamıştık*.
Bu incelemenin yayınlanmasından sonra dialer programlarından mağdur olan birok insandan yardım talepleri almıştık. Ama neticede açılan bir dava olmamıştı.
Açılan bir dava olmamasına rağmen, turk-internet.com’un dialer programları üzerine yaptığı yayınlar epeyce yankı uyandırmıştı. Neticede Türk Telekom da dialer programlarını engellemeye yönelik tedbirler aldı. Hatta konu meclis gündemine de geldi.**
Turk-internet.com : Bize dialer konusunda Altemur Kılıç’ın açtığı davayı yorumlar mısınız?
Av.Ali Osman Özdilek : Gerçekten de dialer programları sebebiyle mağdur olan insanların sayısı o kadar artmıştır ki, bunlar toplumun genelini etkileyen bir sorun haline dönüşmüştür.
Ama tüm yazılanlar ve söylenenler Sayın Altemur Kılıç’ın açtığı dava sayesinde gerçeğe dönüşmüş ve mahkeme tüketici lehine gerçekten takdir edilecek bir karar vermiştir.
Hem davanın dayandığı hukuki temeller, hem mahkemenin olaydaki hukuki analizi hem de bilirkişilerin verdiği rapor tam anlamıyla bir hukuk dersidir.
Tabii ki bu sonucun alınmasında, yasa koyucunun Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik yaparak, sözleşmelerdeki haksız şartların tüketici açısından bağlayıcı olmayacağını düzenlemesi de çok önemli bir etkendir.
Burada vurgulanması gereken önemli noktalardan biri de, resmi kurumlara karşı toplumun ve mahkemelerin bakış açısındaki değişikliktir. İnsanlar artık kendilerine kamu gücünü kullanan kurumlar tarafından dayatılan şartların karşı gelinemez şartlar olduğunu düşünmüyorlar.
Tüketici dernekleri de kamu gücünün kullanıldığı çeşitli olaylarda verdikleri mücadeleler ile bunu ispatlıyorlar. Toplumun genelini ilgilendiren ve bir kamu gücünün kullanılmasının sözkonusu olduğu durumlarda, kamu gücünün kullanımı ile sözleşmelerin kurulmasında edim yükününün dağılımındaki ölçülülük çok iyi ayarlanmalıdır. Şimdiye kadar bu ayarın yapılması yine devletten beklenmiştir. Oysa bu dava bize göstermektedir ki bireyler ve sivil toplum örgütleri de artık bu terazideki denge unsurlarından olmaya başlamıştır.
Turk-internet.com : Bu ödeme sistemini kullanacak bir site nasıl çalışabilir? Hukuksal açıdan hangi koşulları yerine getirmelidir?
Av.Ali Osman Özdilek : Böyle bir site yasal olarak çalışmak isterse öncelikle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’a her yönüyle uymalıdır. Yurtdışında konuyla ilgili yapılan çalışmalarda dialer programının işlevine ilişkin tüketicinin bilgilendirilmesi gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda bir dialer programını tüketici kullanmadan önce:
- Programın işlevinin ne olduğu açıkça anlatılmalıdır.
- Programın çalışmasıyla birlikte işlemeye başlayacak tarifenin ne olduğu ayrıntılarıyla açıklanmalıdır.
- Program kullanıcının anlayacağı bir dilden olmalıdır. Örneğin bir Türk kullanıcı için dialer programları konusundaki bilgilendirme İngilizce yapılırsa burada tüketicinin bilgilendirilmediği sonucuna varılacaktır.
- Yazı karakterleri herkesin okuyabileceği şekilde olmalıdır. Çok küçük karakterlerle veya okunması zor olan karakterlerle yapılan bilgilendirmeler yeterli sayılmayacaktır.
- Bilgilendirme yazısının tüketicinin incelemesine fırsat verecek şekilde ekranda görünür olması gerekecektir. Örneğin bir pop-up penceresi gibi açılan ve birden ortadan kaybolan bilgilendirme yazıları geçerli kabul edilmeyecektir.
- Dialer programlarının ancak borç altına girebilme ehliyetine sahip olanlar tarafından kullanılabileceği açıkça belirtilmelidir.
- Programın yüklenmesi ve çalışmaya başlaması mutlaka dialer programı kullanım sözleşmesinin kabul edilmesinden sonra başlamalıdır.
- Sözleşmede yerine getirilmesi mümkün olmayan, tüketiciyi yanıltıcı hiçbir ibareye ve vaade yer verilmemelidir.
Bütün bunların yanında böyle bir ödeme sistemi ile çalışmak isteyen web siteleri altyapı hizmet sağlayıcısı ile yapacağı sözleşmede de bütün bu yukarıda sayılan hususlara uyacağını ve kendisine tahsis edilen hatları kötüye kullanmayacağını taahhüt etmelidir.
Turk-internet.com : Daha önce bu tür sorun yaşamış kullanıcılar da bu kararı emsal göstererek geçmiş ödemeleri için dava açabilirler mi?
Av.Ali Osman Özdilek : Bu karar bize açıkça Türk Telekom’un dialer programları sebebiyle faturalara yansıtılan miktardan abonelerin sorumlu olmadığını göstermektedir.
Eğer dialer bağlantıları sebebiyle işleyen miktarlar faturalarına yansıtılan kullanıcılar bu fatura bedellerini ödemişlerse, bu kararı emsal göstererek Türk Telekom’dan ödedikleri miktarı geri isteyebileceklerdir.
Çünkü burada hukukta “sebepsiz zenginleşme” dediğimiz bir durum ortaya çıkmıştır. Türk Telekom faturalarının dayanağı ortadan kalktığı için kurumun tahsil ettiği fatura bedelleri Türk Telekom açısından sebepsiz zenginleşme teşkil etmiştir.
Bu sebeple sebepsiz zenginleşmede iade hükümlerine göre kullanıcılar ödedikleri miktarı geri alma imkanına sahip olabileceklerdir. Burada diğer önemli bir nokta ise bu taleplerin zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesinin gerekliliğidir.
Borçlar Kanunu’nun 66. maddesine göre iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra, sebepsiz zenginleşmeden doğan iade talebi zaman aşımına uğrar.
Burada dava açmak isteyen kullanıcıların önüne çıkabilecek problem, kullanıcının alacak hakkının varlığını öğrenmesinden sonra 1 yıl geçtiğinin ileri sürülmesi ihtimalidir. Buna karşı ise kullanıcıların bu hakka sahip olduklarını bu davanın sonucunun turk-internet.com’daki yayından sonra öğrendikleri belirtilerek cevap verilebilir.
Bu iade taleplerinde temerrüt faizi ise ancak iade talebinde bulunulmasından itibaren işlemeye başlayacaktır.
* Hukuk Açısından Dialer Konusu
** Bakan Yıldırım’a Dialer Kazancı Sorusu