Türk Telekom’un özelleştirilmesi sürecinde, akla gelen önemli bir konu da ülkenin fakir ya da gidilmesi zor bölgelerine, özel bir şirketin eşit haberleşme olanaklarını nasıl götüreceği konusuydu. Daha önce başka ülkelerde de benzer konu gündeme gelmişti ve çözüm “Evrensel Hizmet Kanunu’ydu. Ama bu hafta çıkarılan bir ek ile kanun hemen farklı alanlara kaydırıldı gibi gözüküyor.
Bütün dünya’da devlete ait telekomünikasyon firmalarının özelleştirilmeleri sırasında akla gelen sorulardan birisi “devlet şirketlerinin kar amacı gütmeden hizmet ve servis götürdüğü, daha fakir ya da ulaşılması zor bölgelere, özelleştirilen firmanın hizmet götürmekten kaçınabileceği düşüncesiydi”. O zaman bu bölgelere nasıl hizmet götürülecekti?
Ülkemizden önce özelleştirme yaşanan ülkelerde de yaşanan bu sorunun çözümü, sektörün firmalarının kazançlarının belli bölümlerini aktaracakları bir “evrensel hizmet fonu” yaratmak ve bu fonu “digital divide” olarak da adlandırabileceğimiz, ülkenin zengin-fakir bölgeleri arasında meydana gelebilecek haberleşme farklılığını yok etmek için kullanmak.
Yani devlet telekom firması özelleştirilmiş ülkelerde, hizmet götürülmesi kar’lı olamayacak bölgelere bu fon kullanılarak hizmet götürülüyor. Özetle ülkenin bütününde haberleşme-iletişim eşitliği yaratılmış oluyor.
Türkiye’de de bu anlamda bir “Evrensel Hizmet Kanunu” çıkarıldı. 25 haziran 2005 tarihli Resmi Gazeteye bakarsak bu kanunun amacı
Bu Kanunun amacı; kamu hizmeti niteliğini haiz, ancak işletmeciler tarafından karşılanmasında mali güçlük bulunan evrensel hizmetin sağlanması, yürütülmesi ve elektronik haberleşme sektöründe evrensel hizmet yükümlülüğünün yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
şeklinde belirtiliyor. Kanunun kapsamı ise;
MADDE 5. — Evrensel hizmet;
- a) Sabit telefon hizmetlerini,
- b) Ankesörlü telefon hizmetlerini,
- c) Basılı veya elektronik ortamda sunulacak telefon rehber hizmetlerini,
- d) Acil yardım çağrıları hizmetlerini,
- e) Temel internet hizmetlerini,
- f) Ulaşımı yalnız deniz yoluyla sağlanabilen yerleşim alanlarına yapılan yolcu taşıma hizmetleri ile denizde tehlike ve emniyete ilişkin haberleşme hizmetlerini,
Kapsar. Evrensel hizmetin kapsamı; ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik şartları da göz önünde bulundurularak, üç yılı aşmamak üzere belirli aralıklarla, Kurumun ve işletmecilerin de görüşlerini alarak Bakanlıkça yapılacak teklif üzerine Bakanlar Kurulunca yeniden belirlenebilir.
şeklinde belirleniyor. Bir de kimler yararlanıyor diye bakalım;
MADDE 3. — Evrensel hizmetin sağlanmasında ve bu hususta yapılacak düzenlemelerde aşağıdaki ilkeler göz önüne alınır:
- a) Evrensel hizmetten, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan herkes, bölge ve yaşadığı yer ayırımı gözetilmeksizin yararlanır.
- b) Evrensel hizmet, fert başına gayrisafi yurt içi hasıla tutarı da göz önünde bulundurularak karşılanabilir ve makul fiyat seviyesinde sunulur.
- c) Düşük gelirliler, özürlüler ve sosyal desteğe ihtiyacı olan grupların da evrensel hizmetten yararlanabilmesi için uygun fiyatlandırma ve teknoloji seçeneklerinin uygulanabilmesine yönelik tedbirler alınır.
- d) Evrensel hizmet, önceden belirlenmiş hizmet kalitesi standartlarında sunulur.
- e) Evrensel hizmetin sunulmasında ve ulaşılmasında devamlılık esastır.
Gördüğünüz gibi güzel bir kanun. Ülkenin bütününde eşitlik sağlaması açısından önemli bir kanun aynı zamanda.
Bu hafta içinde bu kanun yeniden düzenlendi. 28 şubatta Resmi Gazete’de yayınlanan bu değişiklik acaba ne diye baktığımızda şu satırlarla karşılaşıyoruz;
Bilgi toplumunun geliştirilmesine katkı sağlamak amacıyla bilgisayar okur yazarlığı da dahil olmak üzere bilgi teknolojilerinin yaygınlaştırılmasına yönelik hizmetlerin, 5369 sayılı Evrensel Hizmetin Sağlanması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde yer verilen evrensel hizmet kapsamına dahil edilmesi; Ulaştırma Bakanlığının 10/2/2006 tarihli ve 228 sayılı yazısı üzerine, 5369 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 13/2/2006 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Kapalı bir ifade ile yazılanın arka planına baktığımızda bu fondan 25 milyon $’ın bilgisayar alımı+uydu hattı için Milli Eğitim Bakanlığı’na aktarılması yönünde bir çalışma yapıldığı bilgisini alıyoruz. Tabi evrensel hizmet fonundaki paranın eğitim için kullanılmasında sakınca yok, aksine olumlu bir gelişme denilebilir.
Ancak kulislerde aktarılan konu özellikle Ulaştırma Bakanlığı bilgisayarlarının bu yolla yenilenmekte olduğu şeklinde. Yani fakir ya da ulaşılması zor bölgelere telefon-internet hizmeti götürülmesi için kurulan fon, Ankara’nın göbeğindeki Ulaştırma Bakanlığı’nın kendi bilgisayarlarını ve uydu hatlarını finanse etmek için kullanılıyorsa, sizce doğru yapılıyor mu? Aslında Bakanlık’tan bu konuda açıklama bekliyoruz. Bu doğru mudur? Değilse, bu para ile neler yapılacaktır?