Facebook, Google ve Twitter CEO’ları, seçimden bir haftadan kısa bir süre önce 28 Ekim’de Senato Ticaret Komitesi önünde ifade vermeyi kabul ettiler. Aslında 1 ekimde davet edilmişlerdi ama katılmadılar. Bunun üzerine “mahkeme celbi” söz konusu oldu. Buna gerek kalmadan 28 ekimde katılmayı kabul ettikleri anlaşılıyor.
Bilindiği gibi haziran ayından Trump’ın Zenci Floyd’un ölümü dolayısıyla düzenlenen protestolardaki talan konusunda “silah kullan” şeklindeki mesajı Twitter tarafından askıya alınmış. Arkasından da seçimlerde “mail ile oy kullanılması durumunda hile olabileceği” mesajına da “Get The Facts” etiketi eklenmişti. Trump bunun üzerine sosyal medya firmalarını uyarmış ve onları kapatacağını söylemişti. Ancak ABD kurallarına göre bunu yapamayınca, sosyal medya firmalarını zora düşürecek bir başka konuya el atıldı. 3.şahısların ifadelerine karşı sosyal medya kurumlarını sorumsuz hale getiren 1996 tarihli madde 230 konusu sorgulanıyor.
Senato paneli oybirliğiyle bu üç yöneticinin – Facebook’tan Mark Zuckerberg, Google’dan Sundar Pichai ve Twitter’dan Jack Dorsey – ifadelerini vermeleri için mahkeme tarafından çağrılmalarına karar verdi. Demokratlar başlangıçta direndiler ve 3 Kasım seçimleri öncesinde böyle bir duruşmanın olası bir caydırıcı etkisinden korksalar da, duruşmanın kapsamı genişledikten sonra mahkeme celbi lehine oy vermeyi kabul ettiler.
Arkasından CEO’ların gönüllü olarak ifade vermeyi kabul ettikleri duyuldu. 28 Ekim’deki duruşmada artık sadece internet şirketlerinin korunma maddesi değil, yanısıra veri gizliliği ve medya konsolidasyonu da ele alınacak.
Cumhuriyetçiler Twitter’ın kendi gönderilerini sansürlediğini iddia ediyorlar. Ama demokratlar da farklı nedenlerle teknoloji firmalarının sınırlanması gerektiğini düşünüyorlar. Trump özellikle tweetlerine eklenen, “gerçekleri kontrol et”, “şiddeti yüceltiyor” ve “manipüle edilmiş medya” şeklindeki etiketler nedeniyle Twitter’a saldırıyor.
Demokratlar ise, sosyal medya platformlarının popüler ağlarında dolaşan nefret söylemi ve yanlış bilgilendirmeyi engellemek için yeterince önlem almadığını düşünüyor ve bu nedenle de teknoloji endüstrisinin sorumluluk kapsamını yeniden düşünmek istiyor.