Girişimcilik yeni bir olay değil. Ülkemizin dönercisinden, tornacısına girişimcisi eskiden beri bol miktarda mevcut ama internetle birlikte daha az rastlanan bir grup yani teknoloji girişimcileri sayıca yükselmeye başladı. Bunlar bir zamanlar Google’un ya da Spotify’ın kurucuları gibi parası az ama fikri olan kişiler. Bu nedenle de paraca desteklenmeleri lazım.
Son 10-12 yılda ülkemizde para bulma konusunda da gelişmeler oldu. Öncesinde, para benimse, şirket de benim olmalı fikri yavaş yavaş yerini küçük yatırımları desteklemeye dönüştü. Melek yatırımcı, hızlandırıcı, fonlar ya da kitlesel fonlama daha çok konuşulur oldu ama hala gidilecek çok yol var.
Bu kapsamda, gözümüze bir süredir çarpan ilginç platformlardan birisi de “Komünite”. Okuyucularımız için kurucusu Fatih Güner’e sorularmızı ileterek, Komünite’yi biraz daha anlayalım istedik. Sorularımız ve cevapları şöyle;
Komunite nedir? Ne zaman kuruldu? Amacı nedir?
Komünite bir yatırım girişimi. Amacımız çok standart, çok erken aşamada internet girişimi olma potansiyeli gösteren fikirleri yakalamak ve onları hızlandırmak.
Yaklaşımımız ise en tabandan farklı. Risk sermayesi şirketleri ya da melek yatırım ağları önce ortaklarından para toplayıp, sonra kendi girişimci topluluklarını kurmaya çalışırken Komünite, önce topluluk anlayışıyla hareket ediyor. Gücünü topluluğuna üye olan girişimci ve yaratıcılardan alan Komünite, onların fikirlerini sadece kapital olarak değil, aynı zamanda kaynak olarak da destekliyor. Komünite’yi kurma fikri aklıma Ocak 2021’de geldi, ancak hazırlıkları tamamlamam 2021’in Nisan ayının sonlarını buldu.
Kendinizden bahseder misiniz?
Ben bir iletişim profesyoneliyim, halkla ilişkiler dışında reklam ve iletişim sektörünün tüm disiplinlerinde çalıştım ve çok farklı deneyimler edinme şansına eriştim. 1999 yılında tasarımcılık ve webmasterlık ile başlayan profesyonel hayatım, 2001’de Bahçeşehir Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel iletişim Bölümü’ne girmem ve 2003 yılında tasarımcı olarak reklam sektörüne geçmemle devam etti. 2007’de tasarım eğitimleri vermeye başladım ve tam da o dönem Reklam Yaratıcıları Derneği’nin yönetim kurulunda görev almaya başladım. 2010’un sonunda reklam sektöründen tamamen ayrılıp, sosyalmedya.co isminde bir girişim medyası başlattım.
Bu girişim medyasının gücüyle Bilgi Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitelerinin sürekli eğitim merkezleri ile ortak sertifika programları geliştirmeye başladık. 2014’ün ortasında bu şirketimi Webrazzi’ye sattım ve o yılın sonunda ana muhalefet partisinin 7 Haziran 2015 seçim kampanyası için dijital direktörlüğü görevini aldım. İngiltere’de tez konusu da olan bu seçim kampanyasından sonra Bilhassa ismindeki performans pazarlama ajansını kurdum ve sağlık ve gayrimenkul geliştirme sektörleri öncelikli olmak üzere 5 sene hizmet verdik. 2020’nin Kasım’ında Bilhassa’yı tamamen kapattım ve Komünite fikrine yoğunlaştım.
Sizin bu platformu kurarken, gördüğünüz sıkıntı ya da boşluk neydi?
Bu sorunun tek bir cevabı yok, çünkü Komünite’nin tek hedefi internet girişimcileri değil, aynı zamanda reklam ve iletişim profesyonellerini de hedefliyoruz. Dolayısıyla her iki sektörün ayrı problemleri ve boşlukları var.
Anlatayım:
Internet sektörü: Yatırım ağlarının ya da risk sermayesi şirketlerinin önüne her yıl gelen ortalamada 4 binden fazla girişim başvurusunun, toplamda sadece 100-150sinin yatırıma uzanabildiği, diğerlerinin ise birçok farklı kültürel ve yönetimsel olanaksızlık dolayısıyla ilerleyemediği bir sektörümüz var.
Komünite’ye katılan ilk 400 kişiyle ayrı ayrı görüştüğüm ve onlarla yaptığım bu görüşmelerin notlarını küçük çaplı bir araştırma haline getirdiğim için, net bir şekilde söyleyebilirim ki bu sektörde çalışan profesyonellerin çok büyük bir kısmı, patronlarına para kazandırdıklarını düşünürken, yeterince kompanse edilmediklerini düşünüyorlar. Bir çok profesyonel özellikle Covid ve sonrasında yurt dışına saat bazlı döviz fiyatlamayla çalışmaya başladı ve artık döviz paritesini kendi faydalarına kullanmayı biliyorlar. Ancak özellikle girişimciliğe ve ürün geliştirmeye nereden başlayacağını bilmeyen insanlar için ne bir eğitim ne de bir topluluk öğrenimi kanalı var.
Reklam ve iletişim sektörü: Bu sektör, özellikle Gezi Parkı olayları ve sonrasında, hükümetin bir politika olarak internet ve medya sektörünü zapturapt altına alma çabasıyla tam anlamıyla kabız bir yapıya büründü. Bu sektörün en yaratıcı ve üretken insanları geçtiğimiz yıllarda kendilerine üst düzey roller bulmayı başardı, ancak büyük bir çoğunluğu da şansını yurt dışında aradı, arıyor. Ancak aynı tas aynı hamam devam eden profesyoneller, sabah 9 akşam 5 mengenesinde sıkışmış durumdalar ve nasıl dışarı çıkacaklarını bilemiyorlar.
Gördüğüm sıkıntı en temelde, bu sektörlerde çalışan insanların kendilerine katma değerli gelir elde edecekleri bir çıkış noktası aramalarıydı. Nitekim Komünite kurulduğundan beridir geçen 2 seneden fazla zamanda, bu içgörümün ne kadar doğru olduğunu rakamlarla görüyorum.
Türkiye’deki girişimci ortamını (ekosistemi ile birlikte) nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu soruya tahmin edersiniz ki her röportajda farklı bir cevap veriyorum, çünkü sektör birkaç ayda bile değişebiliyor. Ancak değişmeyen tek bir şey var, bu soruya hangi cevabı verirsem vereyim, cevabım bir tartışma konusu haline geliyor ve mutlaka birkaç kişi tarafından bloklanıyorum.
Şaka bir yana, 21 Aralık’da KKM’nin uygulamaya girmesi ve sonrasında 6 Şubat depremleri, tüm sektörü baştan aşağı derinden etkiledi. 21 Aralık’dan önce, tam da çeşitlilik göstermeye başlayan ve erken aşama yatırım konusunda cesaretlenen bir yatırım düzlemi varken, KKM’nin hayatımıza girmesiyle internet yatırımları resmen durma noktasına geldi. Hükümet, KKM atağıyla internet girişimlerinin öğlen yemeğini yedi. Bu esnada erken aşama yatırımlar ise hiç bir yatırımcının değerlendirmeye bile almadığı bir noktada kaldılar.
6 Şubat depremleri ise yatırımcılar için sadece KKM havuzunun açılmasını sağlamadı, aynı zamanda girişimcilerin sırtına yüklenen emisyon primi gibi arkaik uygulamalarla internet girişimlerinin, yatırımcılar için ‘sıcak merkez’ olması engellendi. Şu an neredeyse tüm yatırımcılar ve yatırım fonları, sermayelerini KKM’de değerlendiriyor.
KKM uygulaması birkaç ay içinde yavaşça bitecek gibi görünüyor. Ancak uygulamanın bitmesi, sektörün hızlı bir şekilde ayağa kalkmasını sağlayacakmış gibi görünmüyor. Nitekim, fonların tekrar yatırım toplamak için aylara ihtiyacı var ve yatırıma geçmek için de yine zamana ihtiyaçları var.
Bu krizin en önemli yatırım fırsatını, mikro yatırımlarda görüyorum. Yatırım aralığı bin ile on bin dolar arasında olan çok erken aşama girişimler, internet sektörünü kurtaracak gibi görünüyor. Seçim ekonomisi dolayısıyla hükümet, halkın üzerine çok fazla yükü tek seferde bindirdi. Bu yükten bizim hitap ettiğimiz kitleler de payına düşeni aldı maalesef. Hatta, yakın zamanında ikinci döviz krizinin başladığı 2022 Şubat’dan sonra 3-6 ayda bir zam almak zorunda kalan internet çalışanları, ilk defa seçim sonrasında zam alamadılar. Hayat pahalılığı ve ev kiraları sene başından beridir %60’dan fazla artmış olmasına rağmen, internet şirketleri halen zam yapmadılar ve bir süre daha yapabileceklermiş gibi görünmüyor. Kimi şirkette 3 kiminde ise 30 olmak üzere neredeyse her şirket işten çıkarma yaptı ve yapmaya devam edecek gibi görünüyor. Sektörün bir çıkış yoluna ihtiyacı var. Ben bu yolu mikro yatırımlarda görüyorum.
Komunite’nin ne kadar üyesi var? Üyelik şartları nelerdir?
Üye sayımız 700’ü geçti, yeni üye bulmak için özel bir çaba harcamıyoruz. Komünite, yıllık 2.000 ₺ üyelik ücreti olan bir platform. Üyelik şartı gibi bir söylemimiz yok, ancak hedef kitlemizi net belirlediğimiz ve internet sitemizde ve tüm iletişimlerimizde yaptığımız işleri net bir şekilde belirttiğimiz için, kültürümüze uygun olmayan insanları neredeyse hiç çekmiyoruz. Üye sayısının çok yüksek olması ve üyelik gelirlerinden gelir elde etme amaçlarımız da olmadığı için, topluluk büyürken, topluluk kültürünün erozyona uğramamasına özen gösteriyoruz. Bu en ciddiye aldığım konu, kültürü olmayan bir topluluğun orta vadede ayakta kalması mümkün değil.
Eğitim programlarından bahsediyorsunuz. Bunlar ücretli midir? Kim tarafından veriliyor? Eğitim programlarını nasıl oluşturuyor ya da planlıyorsunuz?
Komünite’ye üye olduktan sonra, Komünite’nin tüm eğitimleri, ürünleri ve hizmetleri ücretsiz.
Komünite, geçtiğimiz 2 yıldan fazla zamanda 400 saatten fazla eğitimi katalogunda biriktirdi. Bu eğitimlerin arasında tasarım, geliştirme, içerik üretimi, pazarlama, satış ve daha birçok farklı konuda eğitimler bulunuyor. Komünite’nin uzman ekibinin yaptığı daha derinlikli eğitimlerin yanında, sektörden konukları misafir ettiğimiz, daha vizyona dayalı içerikler de bulunuyor.
Ayrıca, üye olanlara sunduğumuz, toplam değeri 200 bin dolardan fazla olan bir perk/hediye paketimiz bulunuyor. Bu paketin içerisinde dünyadan ve Türkiye’den internet hizmetleri için indirimler ve ücretsiz kullanımlar bulunuyor.
Hepsinin yanında, Komünite’nin sahip olduğu ya da fonladığı tüm ürünler de, üyelerimizle ücretsiz paylaşılıyor. Mesela Komünite üyesi, ürettiğimiz Informate isimli ChatGPT için Whatsapp arayüzü uygulamasını ücretsiz kullanıyor ya da chat.komunite.com.tr adresinde sunduğumuz ücretsiz GPT-4 arayüzünü de kullanıyor.
Circle nedir? Nasıl çalışıyor?
Circle, kullandığımız topluluk yönetimi altyapısının sahibi olan şirket. Bu altyapı sayesinde üyelerimize bir internet forumu ortamı sunuyoruz. Topluluk üyeleri ve yöneticileri, bu forumun içindeki farklı kanallarda mesajlar oluşturup diğer üyelerle angajmana girebiliyorlar. Topluluğu kurarken Slack ya da Discord gibi senkron bir kanaldansa, Circle gibi asenkron bir mekanizmayı daha doğru buldum.
Mikro fonlama nasıl çalışıyor? Buradaki fon nereden geliyor? Katma değer fonu dediğiniz nedir?
Komünite Nisan 2021’de yola çıkarken aile-arkadaş yatırımı ile başladı. İlk etapta amacımız yatırım yapmak değil, yatırım yapılacak ortamı oluşturmak ve mikro fonlama fikrini test etmekti. Nitekim ilk aylarda yaptığımız basit yatırımlar ve sonrasında Ağustos ve Eylül ayında yaptığımız ürün lansmanları ile, fikri test etmeyi başardık. Nasıl test ettiğimizi az sonra anlatacağım.
Bu süreçten hemen sonra, Kasım 2021’de, kendileri de girişimci olan 11 farklı yatırımcıdan, toplam 147 bin dolar yatırım aldık ve bu yatırımı almaktaki amacımız, daha fazla girişim fikrine yatırım yapmaktı. Röportajın en başında, Komünite’nin bir yatırım girişimi olduğunu belirtmiştim, zaten bizim yatırım sistematiğimiz de buradan geliyor. Yatırımcılarımızdan aldığımız parayı, bir yatırım fonu gibi değil, bir girişim stüdyosu gibi işletiyoruz.
Girişim fikirleri ile gelen üyelerimize, mikro fonlama desteği verdiğimiz gibi, kaynak desteği de veriyoruz. Komünite’nin ekibinde tasarımcı, uygulama geliştirici, front-end geliştirici, ürün yöneticisi, içerik uzmanı ve büyüme uzmanı bulunuyor. Ürünün ihtiyacı ne ise, iş sırasına alıp, tüm gücümüzle destek veriyoruz.
Zamanını satanı ürününü satana çevirmek diyorsunuz. Bu kolay bir şey değil, komunite’nin ana fikrini bir de bu açıdan anlatır mısınız?
Şöyle ki, bugün maaşlı çalışan herhangi bir yaratıcı profesyonel, freelance iş yapmamış olsa bile, freelance çalışan bir arkadaşa kesinlikle sahiptir. Freelance çalışmak, sistematik olarak, maaşlı çalışmaktan daha farklı değil aslında, ancak fiyatlaması, uzmanlığınızın ölçüsüne bağlı. Dolayısıyla fiyatta ayrılıyor.
Bizim yatırım yöntemimiz bu olduğu için “zamanını satan insanları ürününü satan insanlara çeviriyoruz” gibi bir söylem kullanıyoruz, anlatayım: Diyelim ki bir Komünite üyesi bize fikriyle geldi. Fikrini değerlendirirken sormamız gereken soruları sorduk ve ürünün ne olması ve hangi kitlelere pazarlanması gerektiği konusunda anlaştık.
Akabinde, bu ürünün çok erken aşama değerlemesini şu şekilde yapıyoruz: Bu ürünün lansmana hazır hale gelmesi için ihtiyaç duyulan geliştirme süresi ve Komünite ekibinin kaynak yatırımı noktasında ne kadar zaman harcaması gerektiğini hesaplamaya çalışıyoruz.
Bu örnek özelinde 3 ay diyelim, 3 ayın sonunda ürün lansmana hazır olacak. Gelir öncesi (pre-revenue) ve ürün öncesi (pre-product) haliyle yaptığımız değerlemede diyelim ki ürüne 8.000 $ değerleme teklif ettik. Yaratıcısı da kabul ederse, biz Komünite olarak çoğunlukla %30 ortak oluyoruz ürüne ve 2.400$ yatırım yapıyoruz.
Fikrin sahibi, ürünün ana sahibi oluyor her zaman, biz ise operasyonel yatırımcı konumunu alıyoruz. Bu yatırım miktarı olan 2.400 $’ı da, aynen freelance bir işte olduğu gibi, 3 ayda ve 2 taksitte ödüyoruz.
Düşünün ki, freelance iş yapar gibi para kazanıyorsunuz, zaten uzmanı olduğunuz işi yaptığınız için keyfiniz yerinde, ancak, iş bittiğinde, ortaya çıkan ürünün de %70’i sizin oluyor ve siz satmak zorunda kalmıyorsunuz. Siz yeniden bir ürün geliştirebilirsiniz, tüm satışı ortağınız yapıyor.
Pazarlama ve satış bizde diyorsunuz. Burada ne yapıyorsunuz? Komunite nereden para kazanıyor?
Satış tarafındaki teşvik Komünite’nin gerçek değer önerisi. Komünite’nin gelir elde edebilmesi için daha fazla ürün satması lazım; Komünite daha fazla satarsa, ürünün yaratıcı da daha fazla kazanacak. Yani sistematik, girişimcinin faydası üzerine kurulu Komünite’nin iş modelinde —ve bu konuda ciddiyim.
Satış süreci, aslında ürün lansmanı ile başlıyor. Product Hunt, Hacker News, Betalist gibi internet siteleri, bağımsız yaratıcıların ve büyük internet şirketlerinin hem ürünlerini paylaştığı hem de ürün fikirlerini test ettiği platformlar haline geldi. Bu platformlarda üst sıralara çıkmayı başaran ürünler, zaten ilk 24-48 saat içerisinde az ya da çok bir gelir üretebiliyorlar. Komünite, üye sayısı, hitap ettiği sosyal medya kitlesi ve elimdeki tüm veriyle, lansman günlerinde ürünü üst sıralara çıkarmak uğraş gösteriyor. Bir bağımsız yaratıcının, lansman başarısını tek başına göstermesi çoğunlukla mümkün değil. Komünite’nin kitlesi, “Bugün sana yarın bana” gibi bir yaklaşımla, topluluktaki bir diğer üyeyi destekliyorlar.
Sonrasında ise ürünün özelliklerine göre performans reklamlarını kullanarak ya da farklı içerik pazarlaması yöntemlerini kullanarak ürüne düzenli gelir getirmeye çalışıyoruz. Bugüne kadar kullandığımız affiliate yöntemlerinden memnun kaldığımız için, şimdi kendi affiliate sistemimizi yazmaya yöneldik mesela. İçerik pazarlaması konusunda da uzmanlaşıyoruz, artık 2 yıldan fazla birikmiş bir bilgi var şirketimizde. Tabi performans pazarlama benim derin uzmanlığımın olduğu bir konu, orada da çok güçlü çalışmalarımız var.
Daha önce de söylediğim gibi Komünite, üyelik ücretleri büyük gelirler elde etme amacı taşımıyor. İki farklı gelir hedefimiz var, birincisi, ürün satış gelirleri. Buradaki çift taraflı teşviği anlattım. İkincisi ise, mikro exit dediğimiz, ürünü tamamen satmak. Ürünü belli bir gelir düzeyine getirdikten sonra, tüm lisans hakları ile birlikte satma hedefi taşıyoruz.
Bu noktada da dünyanın en büyük girişim/ürün Pazaryeri olan Acquire ile Türkiye özelinde partnerliğimiz bulunuyor.
Bütün bu işlemlerin resmi süreçleri nasıl işliyor?
Komünite, dünyaya satış yapmaya çalışan bir şirket olduğu için, şirketleşmesini ABD’nin Delaware eyaletinde yaptı. Yatırımcılarının tamamı da ABD’deki bu şirkete ortak oldular. ABD’deki şirket, girişimcilerinin fikirlerinin satış haklarını lisans sözleşmeleri ile alıyor ve bu sayede kendi ödeme altyapılarımızı kullanarak tüm satış operasyonunu hazırlıyoruz.
Aylık gelirleri de ABD’deki şirketimizden direkt ürün sahibinin hesabına ödeme olarak yapıyoruz. Çoğunlukla ürün sahiplerinin artık Payoneer gibi uluslararası dijital bankacılık platformlarında hesapları var, öncelikli olarak onları kullanıyoruz. Ancak kimi ürün sahiplerinin de Türkiye’deki banka hesaplarına ödeme yapabiliyoruz.
Yatırımcılara neler sunuyorsunuz? Kitlesel fonlama sistemlerinden farkınız nedir?
Kitlesel fonlamadan en büyük farkımız, biz bir yatırım platformu gibi hareket etmiyoruz. Biz bir girişim stüdyosu yapılanması halindeyiz. Girişim stüdyosu, model olarak kapitalin yanında kaynak yatırımı yapılan, operasyonel süreçlerde aktif olan bir model. Komünite, bu maddelerin hepsini karşılıyor.
Ayrıca biz bir yatırım fonu gibi de hareket etmiyoruz. Bir yatırım danışma kurulumuz bulunmuyor ya da gelen fikirleri yatırımcılarımıza “Bu fikre yatırım yapmak ister misiniz” şeklinde sunmuyoruz. Tamamen trendleri takip ederek, hızlı üretilebilen, marşa bastığı anda 1$ da olsa kazanma potansiyeli gösteren ve mikro exit fırsatına açık fikirlere yöneliyoruz.
Bu anlamda yatırımcılarımızın tamamı, Komünite’nin fonladığı ve yönettiği tüm projelere ortak ve tüm projelerin üzerinde hak sahibi olan paydaşlar aslında.
Tabi, bu ürünlerin içerisinden yüksek potansiyel gösteren girişimler de çıktı ve çıkabiliyor. Bu olduğunda ise o fikri şirketleştirme yoluna gidiyoruz.
Bize bu süreçlerden geçen bir kaç startup örneği verir misiniz?
Size 3 farklı ürün çeşidi için örneklerimizi vereyim.
Startup Recipes: Geçtiğimiz yıllar içerisinde, Notion isimli kullanıcı dostu veritabanı diyebileceğimiz uygulamanın etrafında bir ekonomi oluştu ve bu ekonomi büyümeye devam ediyor. Komünite olarak bu ekonominin global powerhouselarından biri olmayı hedefliyoruz. Bu yüzden de bugüne kadar birçok Notion şablonunu fonladık. Bu şablonlar en temelinde “bilgi ürünleri” diyebileceğimiz kategorideler ve bu ürünleri satın alan insanlar, onlarca saat sürecek olan araştırmaları yapmak yerine, bizim gibi üreticilerin ürünlerini satın alarak zaman tasarrufu ediyorlar.
Bu anlamda geçen sene başında fonladığımız Startup Recipes ürünü, içerisinde kodsuz geliştirme araçları ile üretilebilecek ürün fikirlerini içeren ve bu ürünlerin nasıl hayata geçirilebileceği konusunda detaylı bilgiler veren bir bilgi ürünü.
2022 yılında toplamda 30 bin dolardan fazla satış gelirine ulaştı ve hem yaratıcılarına hem de Komünite’ye para kazandırdı.
Omnicourse: Sesli öğrenim platformu olarak nitelenebilecek basit bir mobil uygulama fikri olarak ortaya çıkan Omnicourse, bizim de ilk büyük girişimimiz haline geldi.
Uygulama, Spotify ile benzer özellikler gösteren bir uygulama. Dinleyiciler, aylık bir bedel ödeyerek uygulamanın içerisindeki tüm sesli öğrenim içeriklerine sınırsız ulaşabiliyorlar. Bu içerikleri üreten uzmanlar, etki sahibi insanlar ve akademisyenler ise, içeriklerinin dinleme dakikaları üzerinden gelir elde ediyorlar.
Spotify’ın e-öğrenme versiyonu diyebileceğimiz Omnicourse, henüz ürününü bile ortaya koymamışken Product Hunt’da çok büyük bir başarı elde etti ve büyük ilgiyle karşılandı. Akabinde, Türkiye’nin en tanınmış YouTube yıldızlarından Orkun Işıtmak’dan tohum öncesi yatırım aldı ve çok kısa bir süre içerisinde Türkiye’nin önde gelen melek yatırım ağlarından olan Angel Effect’den yatırım aldı. 2021’in Aralık ayında sonlanan yatırım turunda toplam 170 bin dolar toplamayı başaran Omnicourse, Komünite’nin mikro fonlama yaparak şirketleştirdiği ilk işi oldu.
Notion Insider: Notion’ın oluşturduğu ekonominin büyümekte olduğundan bahsetmiştim. Bu ekonominin önemli büyüme noktalarından biri de, Notion için hazırlanan şablonların satıldığı e-ticaret siteleri ve pazaryerleri. Notion şablon pazaryerleri, piyasada en az 4-5 tane var ve para da kazanıyorlar. Ancak bu rakipler, temelde pazaryeri gibi değil, affiliate (komisyoncu) gibi çalışıyorlar. Şablon üreticileri, şablonlarını sattıkları platformların bağlantısını ekleyerek, aslında satış için farklı platforma yönlendiriyor, pazaryeri ise komisyonunu alıyor.
Biz, Notion Insider’da bu problemi çözdük. Komisyoncu gibi davranmıyoruz, tam anlamıyla pazaryeri gibi davranıyoruz. Şablon üreticisi hesabını açıyor, satışa koymak istediği şablonlarını yüklüyor, banka hesap bilgilerini ekliyor ve her ayın 5’inde bizden ödemesini alıyor. Üstelik bu sistem, dünyanın 120 ülkesinden fazlasında çalışıyor.
Rakiplerimizin önünde başladığımız Notion Insider yolculuğu için hedeflerimiz büyük.
Bu 3 örneği verirken, aslında ne kadar çeşitli işleri fonladığımız ve çeşitli disiplinlerde ürün verdiğimizi göstermek istedim. Komünite, bu anlamda sektör için bir kurtarıcı görevi görüyor diye düşünüyorum.