Ülke seçimler, meçimlerle uğraşadursun. Arka planda telekom sektöründe öyle bir karmaşa var ki, anlayan beri gelsin. 2004’de güya serbestleşme ilan edildi. Farklı farklı alanlarda, çeşitli bin TL’ler karşılığında lisanslar ilan edildi. Bilmemkaç bin tane (toplarsanız öyle yapıyor) firma lisans, misans aldı. Peki sonuç?
Sonucu ortada görüyoruz da, henüz görmediğinizi söyleyelim; İstanbul Belediyesi telekom firması daha doğrusu altyapı şirketi olmaya soyundu. Hani 2010’dan bu yana sadece 17 km yasal kazı izni veren İBB. Daha önceki yazılarımızı okumayanlar için ifade edelim; ülkemizin yüzölçümüne eşit bir ülkede olması gereken fiber miktarı 2 ila 4 milyon km arasında bir yerde olmalıydı..
İşte böyle bir ortamda, işletmeciler İBB’den bir yazı aldılar. İBB Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı Elektronik Sistemler Müdürlüğü, şubat 2016 ayında altyapı işletmeciliği hizmeti sunan firmalara bir yazı göndererek, taraflar arasında imzalanan “2 nolu Geçiş Hakkı Ana Sözleşmesi” ile sağlanan geçiş hakkı izinlerinin metro ve finüküler güzergahları için 31.12.2016 tarihi itibariyle feshedildiği, 2017 yılı için geçiş hakkı izinlerinin yenilenmeyeceği, bu nedenle Sözleşme 31/a fıkrası hükmü gereği işletmeciler tarafından çekilen kablo ve ekipmanların toplanması ve boş olarak teslimi, toplamanın mümkün olmaması halinde ise belediye tasarrufuna devredilmesi gerektiğini bildirdi.
Yani firmaların bir seçim hakkı filan yok. “Kabloların topla, ben yapacağım” diyen bir belediye var. Tabi ilk akla gelen konu şu; “Peki bu ülkede 2004’de ilan edilen serbestleşme nerede?”
İBB’nin altyapı şirketi olmaya soyunması ne anlama geliyor derseniz, anlamı şu ; 2004’den bu yana lisans alan firmaların boşuna lisans aldıkları, boşuna para verdikleri anlamına geliyor. Yani siz Belediyeyi ne olarak düşünüyorsunuz bilemiyoruz ama belediye artık internet hatlarımıza da karışır ve bu işten de para kazanmayı hedefler hale geldi.
Peki ama, İBB kendi işi olmayan bir konuda nasıl servis verecek? Garantiyi nasıl sağlayacak?
Bu konuyu daha detaylı inceliyor olacağız.