Kurumsal Sosyal Sorumluluk projeleri ülkemizde son 15-20 yılda kullanılmaya başlanan halkla ilişkiler araçları arasında. Firmaların “kendi pazarlarının gelişmesine katkı yapması” olarak tanımlayabileceğimiz bu alan henüz yeterince ilgi gösterildiği söylenemez. Bu alanda büyük firmaların motivasyonunu görüyoruz ama orta-küçük firmaların farkındalığı zayıf. Ama burada halkla ilişkiler firmalarına ve medyaya daha fazla görev düşüyor. Medyanın sosyal sorumluluk projelerini öncelikli yayınlamaları ve halkla ilişkiler firmalarının da müşterilerine kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin ne anlama geldiğini daha iyi anlatmaları gerekiyor. Sektörün eskilerinden ve butik bir halkla ilişkiler firması olan Alya İletişim bu konuya önem verdiğini anlattığı için Ajans Başkanı Firuze Kaymaz’ı dinledik.
turk-internet.com : Alya İletişim olarak kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Firuze Kaymaz : Alya iletişim olarak kurulduğumuz günden bu yana müşterilerimiz için uçtan uca iletişim hizmetleri sunan bir danışmanlık şirketi olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Basın iletişiminden lider yönetimine, kriz iletişiminden sosyal sorumluluk projelerine, etkinlik yönetimi ve marka yönetimine kadar 360 derece hizmet mantığında ihtiyaçlara özel; yerel ve global markalara hizmet sunuyoruz. Müşteri portföyümüzde ise ağırlıklı olarak teknoloji şirketleri ve çağrı merkezi alanında faaliyet gösteren firmalar yer alıyor. Bunun dışında kimya, sağlık, kozmetik, mücevherat, eğitim sektörü gibi çok farklı alanda özel projelereler de yürüttük.
Ajans olarak bu sene odağımızda sosyal sorumluk projeleri yer almakta. Bugüne kadar birçok müşterilerimizle birlikte farklı konularda sosyal sorumluluk projelerine imza attık. 2017’de de bu vizyonumuzu sürdürmeyi ve ülkemizin ekonomisine değer katmak için çalışmalarımıza bu doğrultuda yön vermeyi hedefliyoruz.
turk-internet.com : Müşterilerinize proje önerirken hangi kriterlere göre seçiyor ve değerlendiriyorsunuz?
Firuze Kaymaz : Hepimizin bildiği üzere ülkemiz zor günlerden geçiyor. Ancak bunu bahane olarak görüp durmak yerine projeler yapılması gerektiğini düşünüyor ve müşterilerimize yeni projeler öneriyoruz. Son dönemde tüm taraflara fayda sağlayacak, kazan kazan mantığı içinde şekillenen eğitim, kariyer, girişimcilik modellleri ve sağlık alanlarında çalışmalar yürütüyoruz.
Bugüne kadar beraber çalışma imkanı elde ettiğimiz birçok sivil toplum örgütü ve bu örgütlere bağlı sosyal sorumluluk projelerimiz oldu. Biz sadece Alya İletişim olarak bu gibi STK ve projelere destek vermenin yanı sıra mevcut müşterilerimizi de aynı şekilde motive edip ilgili projelere dâhil olmalarını amaçlıyor ve bunu da azami oranda başarıyoruz. Böylece projeler için gerekli kaynağı yaratmış ve bu kaynağı sağlayan sponsor şirketlerin kitlesi üzerinden de projeyi daha geniş mecralara duyurmuş oluyoruz.
turk-internet.com : Ajans olarak KSS projelerine verdiğiniz önemin nedeni nedir?
Firuze Kaymaz : Daha mutlu ve sağlıklı bir toplum yaratılması için kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Alya İletişim olarak bu konudaki projelere sonuna kadar destek olma hedefiyle çalışıyoruz. Zira bu tip projelerin hayata geçirilmesi ile eğitim alabilen bir fazla çocuk ya da sağlığına kavuşan bir hastanın bile ülkemizin çağdaşlaşma serüvenindeki en güçlü adımlardan biri olacağına inanıyoruz. Buradan hareketle ajans olarak eğitim ve sağlıkla ilgili projeleri üretip bu gibi projelerin içinde yer almayı tercih ediyoruz.
turk-internet.com : Yapmış olduğunuz KSS projelerini anlatır mısınız?
Firuze Kaymaz : Bu alanda yaptığımız birçok proje var. Hepsinden bahsetmek yerine en son gerçekleşen projemizi kısaca anlatmak isterim. Yakın geçmişte müşterilerimizden Procat, Speechouse ve Call Center Hotel ile Temel İhtiyaç Derneği-TİDER tarafından düzenlenen “Adım Adım İyilik İçin Koş” projesine destek olduk. TİDER, insanların temel ihtiyaçlarına adil ve eşit şekilde ulaşabilmesi için çalışmalar yürüten ve kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu. Bu proje kapsamında tüm yardım severler “Adım Adım” organizasyonu çerçevesinde, 13 Kasım 2016 tarihinde koşulan 38. Vodafone İstanbul Maratonu’nda koşarak hem spor yaptı hem de diledikleri sivil toplum kuruluşuna yardım etme şansına sahip oldu. Biz de 35 kişilik bir ekip ile TİDER’in yanında yer aldık ve dernek için kaynak oluşturduk.
Öncelikle şirket olarak ihtiyaç sahiplerine destek veren bir projenin içinde yer aldığımız için çok mutluyum. Birey ve kurum olarak gelir sağladığımız bu topraklara olan borcumuzu bunun gibi yardım projelerine destek olarak ödemeye çalışıyoruz. Bu noktada önceliğimiz ‘balık tutmayı öğreten nitelikle’ projelere destek vermek.
TİDER ile gerçekleşen proje kapsamında ekip olarak sağlıklı yaşam ve sporun önemine bir kez daha dikkat çekmek istedik. PROCAT ve Alya İletişim Ailesi ile 35 kişilik bir ekip ile maratonda TİDER destekçileri ile beraber koştuk. Kampanyada toplanan bağışlar ile Destek Marketler üzerinden yardım alan vatandaşlarımızın sayısı artacak. Bağcılar’da açılacak yeni Destek Market için çorbada bizim de tuzumuzun olmasını istedik.
Daha önce birçok sivil toplum kuruluşu ve dernek ile ortak kurumsal sosyal sorumluluk projeleri hayata geçirdik. Hem iş dünyasından, hem basından ve hem de sosyal medyadan TİDER‘in çalışmaları hakkında bilgi sahibi idik. Ekip ile güzel bir sinerji oluşturduğumuza inanıyorum. 2 destek Market’in açılması için kaynak yaratmak adına hep beraber anlamlı bir proje içine girdik. Umarım bu çalışmamız diğer kurumlara da örnek olur. TİDER’ in de destekçilerinin sayısı daha da çok artar.
TİDER ve Destek Market için detaylı bilgi edinmek ve bireysel ve kurumsal anlamda destek olmak isteyenler www.tider.org adresini ziyaret edebilir. Derneğin Başkanı Türk iş dünyasının yakından tanıdığı başarılı bir isim Serhan Süzer. Kendi ve ekibi ile aynı vizyona sahip olduğumuz için bu projede yer almaktan son derece keyif aldık.
turk-internet.com : Son dönemde eğitim alanında bir projenin içindesiniz. Detaylarını sizden öğrenebilir miyiz, bu projede ki amacınız ne idi?
Firuze Kaymaz : Son dönemde özel ve devlet üniversiteleri ile yakın temas içindeyiz. İlk olarak bir devlet üniversitesinde gençlere bir anlamda kariyer koçluğu yapmak istiyoruz. Bu süreçte üniversitede eğitim alan öğrencileri, gerçekleştireceğimiz seminerler ve paneller ile yeni teknolojiler ve trendler ışığında bilgilendirip, yeni meslek dalları ve girişimcilik konusunda yarınlara hazırlamak niyetindeyiz.
Danışmanlık hizmeti verdiğimiz kurumların CEO’ları ve Genel Müdürleri ile devlet üniversitelerinde Yeni Nesil Girişimciliğin Altın Kuralı, Öğrenciler Soruyor, Sektör Liderleri Anlatıyor, Eğitimde 4.0 Yaklaşımı vb. konu başlıklı paneller düzenleyerek sektör profesyonellerinin Türkiye’deki başarılarını nasıl elde ettiklerini öğrencilerle paylaşacağız. Gençlerin sorularını yanıtlamanın yanı sıra, günümüz iş dünyasında ortaya çıkan ve ihtiyaç duyulan yeni mesleklere dair bilgi vereceğiz. Başarılı bir kariyer için onlara ipuçlarını da aktaracağımız etkinlikler dizisi kapsamında genç yeteneklere staj ve iş imkânı da sağlayacağız.
Bireylerde sosyal sorumluluk bilincinin gelişmesi yaşamın ilk yıllarından itibaren atılan adımlar ile mümkündür. Hayat ile ilgili diğer değerler gibi sosyal sorumluluk da çocuğun öncelikle anne-babasından daha sonra sosyal çevresinden öğrendiği, geliştirdiği bir beceridir.
Belli bir yaştan sonra sosyal sorumluluk duygusunu geliştirmek için ilköğrenim ile beraber öğretmenlerimize büyük görevler düşmektedir. Bu nedenle bu bilincin ilkokuldan itibaren öğrencilere aşılanmasını hatta okullarda projelerle desteklenen bir model olarak ele alınması çok doğru bir davranış olacaktır.
Ortaokul ve lise sonrası ise üniversitelerde sosyal sorumluluk kulüpleri ile bu bilinç iyice pekiştirebilir.
Öte yandan sosyal sorumluluk projelerinde görev üstlenmiş olmak artık işe alımlarda aranan şartlar arasında yer alıyor. Bunun farkına varan üniversiteler de eğitim programlarına sosyal sorumluluk derslerini ekliyor.
Gittikçe kaynakları tükenen, kirlenen dünyanın yükselen değerlerinden biri haline gelen kurumsal sosyal sorumluluk, sadece şirketler için değil, iş hayatına atılmaya hazırlanan geleceğin liderleri için de büyük önem taşıyor. Çünkü şirketler artık işe alacakları kişilerin CV`sinde en az bir sosyal sorumluluk projesinde yer alıp almadığına dikkat ediyor. Bunun nedeni sadece seçecekleri yöneticilerin toplumun sorunlarına duyarlılığını görebilmek değil; sosyal sorumluluk projelerinde görev alan kişilerin sorunlara çözüm odaklı yaklaşabilme yetisinin, takım çalışmalarına yatkınlığının daha güçlü olduğunun da düşünülmesi.
Öğrencilerinin iş dünyasına bir adım önde başlamasını sağlamak için kolları sıvayan üniversiteler de sosyal sorumluluğu hem teorik hem de pratik olarak eğitim müfredatlarına eklemeye başladı. Birçok okul, sosyal sorumluluk derslerini zorunlu dersler arasına koyarken bazı okullar da kurduğu kulüpler aracılığıyla öğrencilerinin mezun olmadan en az bir projede görev almasını sağlıyor.
Öğrenciler ise okulda gördükleri sosyal sorumluluk dersleriyle ve yer aldıkları projelerle toplumun yaşadığı sorunları daha iyi kavradıkları, çözüm önerileri üretebilmek adına ufuklarının açıldığı fikrinde birleşiyor.
Sorun değil çözüm odaklı bireylerin topluma kazandırılması için KSS projelerinin önemime bir kez daha vurgulamak isterim. Güçlü bir Türkiye için daha çok çözüm odaklı bireye ihtiyacımız var.