Sanal varlıklarımızın korunmasında dijital tanımlama ve onaylama son derece kritiktir ancak basit bir parola, iş yeri için önem arz eden veriyi veya kişisel kimlik bilgilerini korumada yetersiz kalıyor. Tahmin edilebilir olmaları ve her an siber saldırı tehdidiyle karşı karşıya kalma olasılıkları sebebiyle parolalar, tam randımanlı bir güven sağlayamazlar. İnsanların uzun ve karmaşık yapıda parolaları hatırlayamayacakları için, verilerini korumak ve rahat erişebilmek adına kolay parolaları tercih etmeleri, siber saldırganlara açık kapı bırakmış oluyor.
Kimlik hırsızlığının siber suçlular için adeta bir altın madeni olduğunu bilen güvenlik ve iş dünyası liderleri, kişisel verileri korumak için siber güvenlik endüstrisinde yıllar boyu süren çalışmalarıyla, ortaya karmaşık koruma sistemleri koydular. Bireylerin verilerini korumak amacıyla, siber güvenlik kontrollerinde iki aşamalı doğrulama yanı sıra parmak izi, yüz tanıma ve iris tarama gibi biyometrik kimlik doğrulama yöntemleri geliştirildi.
Ancak sanal korsanların, teknolojiye paralel hızda geliştirdikleri saldırı metotları karşısında siber güvenlik endüstrisinin trilyon dolarlık önlemleri yeterli çözümü sunamıyor. Güçlü bir parolaya sahip olmak bir derece güvenlik sağlıyor ve siber suçlular ile kullanıcılar arasına aşılabilir bir kapı olarak set çekiyor. Diğer karmaşık güvenlik önlemleri, bu kapıya daha fazla kilit ve zincir eklerken, sanal korsanlar yeni engelleri aşmak için farklı ve daha kolay giriş yöntemleri geliştiriyor.
Geçtiğimiz 7 yılda siber saldırılara karşı %95’lik bir başarı oranı yakalanabilmesi için 1 trilyon dolar harcandı. Ancak buna rağmen bugünün güvenlik önlemlerinin, saldırılar karşısında yetersiz kaldığına değinen Forcepoint Türkiye, Rusya ve CIS Bölge Direktörü Levent Turan, insan ve bilgi unsurlarını göz ardı etmeyi, bu yetersizliğin sebebi olarak işaret ediyor. Turan hem siber güvenlik sağlayıcılarına hem de işletmelere, insanların veriyle etkileşime girme yollarını anlama konusunda çok daha fazla vurgu yapmaları gerektiğini hatırlatıyor.