Dünyanın en prestijli sinema festivallerinde gösterimi yapılmış 5 filmden oluşan Festival Seçkisi GAİN’de yayına girdi. Hindistan’dan Latin Amerika’ya dünyanın dört bir yanından etkileyici hikayeleri, usta işi senaryoları, üstün sinematografileri ve özgün müzikleri eşliğinde seyirciyle buluşturan bu filmler hafızalarda yer edecek.
The Secret in Their Eyes
Ülkenin en önemli mahkemelerinden birinde yıllarca sorgu müfettişliği yapmış Benjamin Esposito, görevinden ayrılıp inzivaya çekilme kararı alır. Çok etkilendiği geçmiş bir vakayı romana çevirmeyi planlarken, yaptığı araştırmalar onu dava üzerinde yeniden çalışmaya iter. Esposito bu yolculukta adalet ve vicdan kavramlarının acı gerçekleriyle yüzleşecektir. Arjantin sinemasının son dönemdeki en dikkat çekici yapımlarından, 8,2 IMDB puanına sahip “The Secret in Their Eyes”, 2010 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar kazanmıştı. 2015 yılında başrollerini Nicole Kidman, Julia Roberts ve Chiwetel Ejiofor’ın paylaştığı “Secret in Their Eyes” isimli filmle İngilizceye uyarlandı.
The Lunchbox
Mumbai’deki meşhur bir geleneğe göre, her gün 160.000 sefer tası, 5000 dağıtıcı tarafından evlerden alınıp işyerlerine dağıtılır. Bu sefer tasları içinden bir tanesi, bir gün yanlış adrese gider. İla’nın, kocasının ilgisini çekmek umuduyla özene bezene hazırladığı tariflerle dolu taslar, emekliliğini bekleyen memur Saajan’a ulaşır. İkili birbirlerini hiç görmeden sefertaslarının içine koydukları notlarla yazışmaya başlar. 2013 Cannes Film Festivali’nde Uluslararası Eleştirmenler Haftası’nda gösterilen film, eleştirmenlerden tam not aldı ve Grand Rail d’Or olarak da bilinen Eleştirmenler Haftası İzleyici Seçimi Ödülü’nü kazandı.
The Guilty
Gelen acil aramalara yanıt vermekle görevli polis memuru Asger Holm, her şeyin olağan seyrinde aktığı bir gece sıradışı bir telefon alır. Telefonun öbür ucunda kaçırıldığını söyleyen bir kadın vardır fakat bağlantı birden kopar. Santral odasında tıkılıp kalan, Asger, kadını kurtarmak için büyük bir mücadele verecek ve adeta zamanla yarışacaktır. 2018 yılında Danimarka’nın Oscar adayı olan film, aynı yıl Sundance Film Festivali’nde Dünya Sineması Dramatik Yarışması bölümünde gösterildi ve festivalde İzleyici Ödülü’nü kazandı.
The Diving Bell and the Butterfly
Elle dergisi editörü Jean-Dominique Bauby’nin gerçek yaşam öyküsünden yola çıkarak kaleme aldığı, ilk kez 1997 yılında basılan ve Türkçeye “Kelebek ve Dalgıç Giysisi” ismiyle çevrilen kitaptan çarpıcı bir uyarlama… Bauby’nin tek gözü hariç tüm bedensel fonksiyonların yitirmesi sonrasında yaşadıklarını anlatan film, Julian Schnabel’e Cannes Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’nü getirdi. Film, Altın Küre, BAFTA ve César Ödülleri’ne de layık görüldü. Ayrıca dört Oscar adaylığı aldı. Bazı eleştirmenler tarafından on yılın en iyi filmlerinden biri olarak gösterilen film, BBC tarafından belirlenen “21. Yüzyılın En İyi 100 Filmi” listesinde de yer alıyor.
Motorcyle Diaries
Yıllar sonra “Che” Guevara ismiyle devrimci hareketin öncülerinden biri haline gelecek olan genç Ernesto, 23 yaşındayken tıp okulundan arkadaşı Alberto ile Latin Amerika turuna çıkar. 1951’de, motorsiklet ile yaptıkları bu seyahat, ikilinin yaşadıkları topraklar ve bu toprakların halklarıyla ilk kez gerçekten tanışmasına, yaşanan acıları ve adaletsizliği görmesine yol açar. Bu uyanış serüveni, önce iki genç adamın kaderini, sonrasında ise bir ulusunkini tamamen değiştirecektir. Che Guevera’yı Gael Garcia Bernal’ın canlandırdığı Motorsiklet Günlükleri, 2005 yılında “En İyi Film Müziği” Oscar’ını kaldırmış ve yine aynı yıl BAFTA’da En İyi Film ve En İyi Uyarlama Senaryo da dahil olmak üzere 4 ayrı ödül kazanmıştı.
