Sözcü: DE-CIX Türkiye Bölge Direktörü Bülent Şen
Dijital ve internet tabanlı uygulamalar, gelecekte değer yaratmanın temelini oluşturuyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu konuda şüpheye yer yok. Aynı derecede kesin olan iki gerçek daha var: Birincisi, veri yoğun yapay zeka uygulamaları, işbirliğine dayalı iş modelleri ve sürükleyici / kapsayıcı internetin, yarının refahını güvence altına alan ana başlıklar olacağı. İkinci gerçek ise bugünün altyapısının geleceğin uygulamaları için yeterli olmaması. Çünkü, veri trafiğinin yakın gelecekte ulaşması gerken hız, belirli bir ölçütü, yani “gecikme”yi, tüm dijital ekonomilerin yeni para birimi haline getirecek.
Her milisaniye önemli
Gecikme, temel olarak, veri aktarımı sırasında geçen süreye denir. Ve milisaniyelerin önemli olduğu
her yerde ve her alanda gecikme kritik bir faktördür. Somut olarak ifade edersek: Örneğin otonom
araçlarda seyahat edenler, engellerin, yayaların veya o andaki boş şeritlerin aracın neresinde
olduğuna bir kalp atışı kadar kısa bir sürede karar vermesi gereken araç bilgisayarlarına kendilerini
emanet ediyor. Aynı şey, yapay zekanın fabrikalarda insanların ve makinelerin birlikte güvenli bir
şekilde çalışmasını sağlamasının beklendiği veya insan duyuları Metaverse’teki gibi
sürükleyici/kapsayıcı dünyalarla karşı karşıya kalması durumlarda da geçerli.
Hissetmek, görmek ve işitmek: Beynimizin dokunsal izlenimleri işleyebilmesi için 20 milisaniyeye
ihtiyacı var. Gözümüzün bize neyi gösterdiğine 13 milisaniyede merkezi sinir sistemi karar veriyor,
kulağımızın neyi algıladığını ise 1 milisaniyeden daha kısa bir sürede anlıyoruz. Ancak iş gecikmeye
geldiğinde algımız kesinlikle aldatılamaz. Yalnızca doğal hissettiren bir şekilde deneyimlediğimizde
sürükleyici/ kapsayıcı uygulamalara tam olarak ilgi gösteriyoruz. Başka bir deyişle, görüntü ve ses
senkronize değilse, bu yalnızca bizler için sinir bozucu olmakla kalmıyor; senkronizasyon olmamasını
“kabul edilemez” buluyoruz.
Daha az gecikme, daha fazla refah
Geleceğin internetinde, sayısı giderek artan cihazın daha fazla veriyi, daha hızlı aktarabilmesi
gerekiyor. Bu nedenle de düşük gecikme süreleri, sürücüsüz araçların yolda güvenli olması,
fabrikalardaki robotların ve mühendislerin sorunsuz bir şekilde birlikte çalışabilmesinin
sağlanabilmesi için gerekli.
Yeni nesil internet için neler gerekiyor? İster fiber optik, ister mobil veya uydu ağı olsun, mevcut
altyapı üzerinde daha fazla veri paketini daha hızlı değiş tokuş etmek istiyorsak, o zaman “yeni bir
internet” oluşturma konusunda tempoyu yükseltmemiz gerekli. Bu da odağına müşterileri ve
uygulamaları alan geniş ölçekli bir işbirliğiyle ilintili. Bu, ağlar ve kullanıcılar arasındaki geniş ölçekli
işbirliği ile de başarılabilir; farklı ağların kendi aralarındaki geniş ölçekli işbirliği ile de. Ve büyük veri hatlarını ve yüksek performanslı bilgisayarları, yaşamın ve işin akıllı uygulamalara bağlı olduğu
konumlara yaklaştırarak… Yoğun, küresel olarak dağıtılmış, tarafsız ve açık birbirine bağlı bir altyapı,
şirketlerin ve toplumun ihtiyaç duyduğu çeviklik ve düşük gecikme süresine sahip bilgi işlem ve
depolama kaynakları sağlayabilir.
Daha fazla refah için daha az gecikmeye gereksinim olduğu ortada. Ekosistemimizle birlikte
bulunduğumuz pazarlara baktığımızda bu iki kavramın nasıl bağlantılı olduğunu görüyoruz. Örneğin
Dubai’de, 2012 ile 2022 yılları arasında gecikme 200 milisaniyeden 3 milisaniyeye düşürüldüğü için
şehir, günümüzde bölgesel girişimciliğe ilham vermeye devam eden bağlantı hızlarında bir artış
yaşadı. Aynı dönemde, tesis içi veri merkezlerinin sayısı üç katına çıktı ve ağ sayısı sekiz kat arttı.
Aynısını İber Yarımadası’nda da görmek mümkün: Madrid metropol bölgesinde 2016 yılında 20 veri
merkezi bulunurken bugün bu sayı 30’un üzerinde; 15 tanesi ise planlanma aşamasında. DE-CIX
olarak Digital Realty ve IDG pazar araştırmacılarıyla birlikte yürüttüğümüz yakın tarihli bir çalışma da
bunu doğruluyor: Ağların birbirine bağlandığı her yerde veri merkezleri kuruluyor ve bu da istihdam
yaratıyor, ekonomiyi güçlendiriyor ve refahı güvence altına alıyor. IDG uzmanlarına göre, İspanyol veri
merkezi sektörünün yatırdığı her euro, gayri safi yurt içi hasılaya 7 euro katkıda bulunuyor.
İlerleme koşullarının işbirliği içinde yaratılması
Kesin olan bir şey var ki dijitalleşmenin her şirketi etkilediği göz önüne alındığında, sektör olarak
zorlukları işbirliği içinde çözmemiz halinde (ister partner, ister tedarikçi, ister internet servis
sağlayıcısı olalım) başarılı olabiliriz. Ancak teknolojik önkoşulları bugünden yaratırsak, önümüzdeki
yıllardaki dijital ilerlemeye hazır olacağız. Ve ancak o zaman kapsayıcı internet duyusal ve ekonomik
bir başarıya ulaşacak. Potansiyel kesinlikle var: Alman istatistik enstitüsü Statista’nın yaptığı bir
analize göre Metaverse’ün 2030’da 468 milyar euroluk satış elde etmesi bekleniyor.