Google’un kuruluş amacı, arama yaparken en güncel ve en alakalı sonucu önünüze getirmekti. 2000 yılı öncesinde, en popüleri AltaVista olan dünyanın ilk arama motorları, yazıların eklenmesi usulü ile çalışıyordu ve aradığınızı bulamayabiliyordunuz. Google farklı bir teknoloji geliştirdi. Bir yandan webi tarayan teknolojiyi yaratırken, diğer yandan da bazı kabullerle indeksler hazırlamaya başladı. Biz bu kabullere bugün algoritma diyoruz ve arkasında 3 haneli milyar $’lı bir endüstri yani arama motoru optimizasyonu endüstrisini (SEO) doğurdu ama anlaşılan artık arama motorları kendi yarattıkları canavarla başa çıkamaz hale geliyor.
Alman araştırmacılar tarafından bir yıl süren yeni bir araştırmaya göre, Google aramaları artık spam SEO’nun hakimiyeti altında, kedi-fare savaşını kaybetmiş durumdalar. Google sürekli spam sıralamalarla savaş halinde ama her seferinde SEO mühendisleri yeni yollar buluyor.
Leipzig Üniversitesi, Bauhaus Üniversitesi Weimar ve Ölçeklenebilir Veri Analitiği ve Yapay Zeka Merkezi’nden araştırmacılar, “Google Kötüleşiyor mu?” sorusunu yanıtlamak için yola çıktılar. Bir yıl boyunca 7.392 ürün inceleme terimi için Google, Bing ve DuckDuckGo’da arama sonuçlarını incelediler.
Sonuçta; Daha yüksek sıradaki sayfaların ortalama olarak SEO’cular tarafından daha fazla optimize edildiği, bağlı kuruluş pazarlamasıyla (affiliate marketing) daha fazla para kazanıldığını ve bu metinlerin kalitesinin daha düşük olduğunu buldular.
Ayrıca spam sitelerinin sıralamalar konusunda Google ile sürekli bir savaş içinde olduğunu ve spam sitelerinin düzenli olarak sistemle oynamanın yollarını bulurken, Google sıralamasında en üst sıraya yükseldiğini ve ardından devrildiğini de buldular.
“SEO sürekli bir savaştır ve arama motorları ve SEO mühendisleri sırayla parametrelerini ayarlarken, sonuçlara giren ve çıkan inceleme spam’lerinin tekrarlanan kalıplarını görüyoruz”
Araştırmacılar, Google, Bing ve DuckDuckGo’nun düzenli olarak algoritmalarını değiştirdiğini ve doğrudan spam olan içeriği kaldırdığını, ancak genel olarak bunun yalnızca “geçici bir olumlu etkiye” yol açtığını belirtiyorlar. Özellikle Google, Bing ve DuckDuckGo’nun hepsinde aynı sorunlar olduğu ama araştırmacıların ölçümlerine göre genellikle Google,, Bing ve DuckDuckGo’dan daha iyi performans gösterdi.
Araştırmacılar, bu sıralama savaşının yapay zeka tarafından üretilen spam’ın ortaya çıkmasıyla muhtemelen çok daha kötüleşeceği ve arama motorlarının gelecekteki faydalarını gerçekten tehdit edeceği konusunda uyarıyor:
“İyi huylu içerik ile içerik ve bağlantı çiftlikleri biçimindeki spam arasındaki çizgi” giderek bulanıklaşıyor ve üretken yapay zekanın ardından bu durum kesinlikle daha da kötüleşecek. Düşük kaliteli, seri üretilen ticari içerik biçimindeki dinamik rakip spam’in daha fazla ilgiyi hak ettiği sonucuna vardık.”
SEO endüstrisi artık insanlar tarafından yazıldığında bile kalıplaşmış gibi görünen içerik türlerini daha da optimize etmek için üretken yapay zekayı kullanan veya kullanmayı düşünen şirketlerle dolu. Bing ve Google artık yapay zeka tarafından oluşturulan arama sonuçlarını kendileri kullanıma sunuyor. Tüm bunların olası sonucu, robotların diğer robotları memnun etmek için çok sayıda makale yazmaya devam etmesi ve aramanın halihazırda olduğundan daha az kullanışlı hale gelmesidir.
Araştırmacılar şöyle yazdı :
“Giderek artan sayıda sosyal medya kullanıcısı, arama motorlarının bilgi ihtiyaçlarını karşılayan gerçek ve yararlı içerik bulma konusunda giderek daha az yetenekli hale geldiği yönündeki gözlemlerini paylaşıyor. Özellikle ürün aramaya yönelik düşük kaliteli içerik torrenti, arama sonuçlarında her türlü yararlı bilgiyi boğmaya devam ediyor.”
Ticari arama motorlarının sonuç sayfalarındaki yüksek dereceli ürün incelemelerinin çoğunluğunun bağlı kuruluş pazarlaması kullandığını ve önemli bir kısmının doğrudan SEO ürün inceleme spam’ı olduğunu gördük. Ayrıca arama motoru sıralamaları ile bağlı kuruluş pazarlaması arasında güçlü korelasyonların yanı sıra basitleştirilmiş, tekrarlanan ve potansiyel olarak yapay zeka tarafından oluşturulan içeriğe yönelik bir eğilim de görüyoruz.”