2016’daki Amerikan seçimleri sonrası tüm dünyada en popüler konuların başında, malum “politik sistemi organize etmesi muhtemel” iddialar var. Bu Facebook için kişiye özel gösterilen haberler (aslında reklamlar), Twitter’daki troller ya da Google’daki yönlendirmeli aramalar. Amerikan toplumu ve tabi ki Kongre bu konuyu araştırmayı bırakmıyor.
Google CEO’su Sundar Pichai, 11 aralıkta Amerikan Senatosunda ilk kez ifade verdi ve önceden hazırlanmış yazılı ifadesini de ayrıca sundu. Daha önce Twitter CEO’su Jack Dorsey ve Facebook COO Sheryl Sandberg de aynı şekilde Amerikan Senatosunda ifade vermişlerdi.
Amerikan milletvekilleri Pichai’ye “Şeffaflık ve Sorumluluk: Google ve Veri Toplama, Kullanma ve Filtreleme Uygulamasının İncelenmesi” başlığı altında çeşitli sorular sordular. Amerikan milletvekillerinin sorguladığı konu; arama sonuçlarında siyasi önyargıların çalıştığı yani algoritmaların bu şekilde planlandığı şeklinde.
Bağımsız milletvekilleri, Google’a veri gizliliğini sordu. Cumhuriyetçi Milletvekilleri de kişisel verilerin mahremiyeti ve minimal kullanılmasının üzerinde durdular. Şirketin özellikle yer takibi ile ilgili kullanıcı veri toplama uygulamaları konusunda ne kadar şeffaf olduğu konusu tartışılan bir soru oldu. Pichai, şirketin veri ayarlarını kontrol etmek isteyen “ortalama kullanıcılar” için süreci basitleştirmeyi hedeflediklerini ve bir kullanıcının veri paylaşım uygulamalarını devre dışı bırakması durumunda Google’ın artık o kişinin verilerini toplayamadığını söyleyerek cevapladı.
Malum Avrupa’da mayıs ayında yeni kişisel veriler düzenlemesini GDPR’ı yürürlülüğe soktu –ki bir hayli ağır kapsamı var–. Amerikalı milletvekillerinin üzerinde durduğu bir konu da buydu; bazı milletvekilleri GDPR benzeri bir kanun tasarısı üzerinde çalışıyor. Ancak Amerikalıların tasarısında “unutma hakkı” ya da“devre dışı bırak” yerine verileri paylaşmaya “onay” rızası öncelikli gözüküyor. Pichai’nin de buna destek verdiği anlaşıldı.
Pichai’yeABD’nin ulusal bir gizlilik yasasına ihtiyacı olup olmadığı sorulduğunda ise cevabı, her bölgede farklı düzenlemeler olmasından çok küresel ve tüm firmaların uygulayacağı kapsamlı bir veri koruma çerçevesinin olmasının daha iyi olacağı şeklindeydi.
Sorgulamada Cumhuriyetçi Milletvekillerin asıl odaklandığı konunun “Google’un muhafazakarlık karşıtı arama sonuçlarına ağırlık verdiği” iddiaları olduğu kaydediliyor. Cumhuriyetçiler geçmişteki teknik duruşmalarda da, Google arama sonuçlarının muhafazakar görüşleri geri plana ittiğini iddia etmişlerdi ama buna dair bir delili ortaya koyamadılardı. Pichai de, algoritmanın verdiği arama sonuçlarının tarafsız olduğunu ve kullanıcıların tıklama ya da paylaşmalarına gibi bazı hareketlerine göre değerlendirildiğini söyledi ve çalışanların bu sonuçları değiştirme imkanı olmadığını belirtti.
Ama en ilginç soru bir Demokrat Partiliden geldi. Pichai’ye “Idiot kelimesi arandığında, neden Donald Trump’ın resminin çıktığı” soruldu. Pichai hiç elle müdahele yapmadıklarını söyledi; konuya Donald Trump özelinde yaklaşmayarak genel olarak Google’ın nasıl çalıştığını anlattı. Pichai, Google’ın her bir anahtar kelime için anlık olarak arama yaptığını, kendi dizinlerinde milyarlarca sayfanın kopyalarını bulunduğunu ve yapılan aramaların sonuçlarının bu dizinlerle karşılaştırma sonucunda verildiğini belirtti. Trump daha önce yaptığı bir konuşmada Google’un arama sonuçlarıyla oynadığını ve muhafazakarların sesini bastırdığını iddia etmişti. Örnek olarak da; Obama’nın “Ulusa Sesleniş” konuşmasının öne çıkarıldığını göstermişti.
Google’a milletvekilleri tarafından sorulan bir soru da, Avrupa Konseyi tarafından ayrımcı uygulamalar yapıldığı suçlamasıyla verilen 5 milyar $’lık para cezasıydı. Google bu kararı temyize götürüyor olduklarını söyledi ve şirketin rekabet ihlali yapmadığını iddia etti.
Bir de bağımsız milletvekillerinin sorduğu, şirketin Çin’de sansür içeren bir arama motorunu devreye alma planları olduğuna dair söylentiler var. Pichai şirketin böyle bir planı olmadığını ama yine de bu konuda 100 kişinin çalıştığı “Project Dragonfly” isimli bir araştırma projesi bulunduğu belirtti.