Huawei adına Ipsos tarafından gerçekleştirilen bu araştırma, sekiz pazarda 8.000’den fazla Avrupalı yetişkinden (18-64 yaş arası) oluşan temsili bir örneklemle yapıldı: Bulgaristan, Almanya, İtalya, Polonya, Romanya, İspanya, Türkiye ve Birleşik Krallık. Anket çevrimiçi mülakatlar şeklinde gerçekleştirilmiştir; ortalama mülakat süresi 20 dakika olmuştur. Yanıtlar 12 ile 28 Eylül 2023 tarihleri arasında toplanmıştır.
Avrupa’da Genel Sağlık
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Avrupalıların büyük çoğunluğu kişisel sağlıklarıyla ilgilendiklerini iddia etmektedir; belki de daha ilginç olanı, marjinal olarak daha fazla insanın (katılımcıların >%83’ü) psikolojik refahlarıyla fiziksel sağlıklarından (>%82) daha fazla ilgileniyor olmasıdır.
Genel ilgiye rağmen, ankete katılanların sadece yarısı genel sağlık durumlarından memnun olduklarını (veya çok memnun olduklarını) belirtirken, Avrupa vatandaşlarının diğer yarısı ne fiziksel uygunluklarından ne de psikolojik refahlarından memnun olmadıklarını ifade etmiştir. Ankete katılan yetişkinlerin neredeyse dörtte biri (%24) genel fiziksel uygunluklarının kötüleşmesinden endişe duyduklarını; %26’sı hareket kabiliyetlerinin kötüleştiğini ve %29’u enerji seviyelerinin azaldığını belirtmiştir. Endişe yaratan sadece iddia edilen sağlık sorunları da değil: katılımcılardan kilo ve boylarını belirtmeleri istendi; bu ölçümlerden Avrupa vatandaşlarının %46’sının tıbbi olarak aşırı kilolu veya obez olduğunu hesaplayabildik. Bu durum, tüm katılımcıların %40’ından daha azının ‘harika görünüyorum’ ifadesine katılmasına katkıda bulunabilir.
Türkiye, katılımcıların %60’ının hem fiziksel zindeliklerinden hem de ruhsal sağlıklarından memnun olmasıyla sağlık memnuniyeti sıralamasında en üst sıralarda yer almaktadır. Almanya, katılımcıların sadece %43’ünün fiziksel zindeliğinden ve %45’inin psikolojik sağlığından memnun olmasıyla son sırada yer alıyor.
Uyku ve Stres en önemli iki endişe kaynağı
Kişisel olarak ilgilendikleri sağlık konularını seçmeleri istendiğinde, katılımcıların çoğu tarafından seçilen iki konu ‘uyku kalitesi ve miktarı’ ve ‘stresle başa çıkma’ olmuştur (her ikisi de %82). Bu ilgi, rapor edilen sağlık semptomlarıyla doğrudan bağlantılıdır: Avrupa genelinde ankete katılanların %35’inin yaşadığı en popüler sağlık semptomu uyku bozukluğudur. Bunu Avrupa vatandaşlarının %30’unun muzdarip olduğu ‘stres’ takip etmektedir.
Diğer ülkelere kıyasla daha fazla sayıda İngiliz katılımcı (%39) uyku bozukluğu yaşadığını belirtirken, bu ülkeyi Türkiye (%38) takip etmektedir. Romanya, ankete katılan tüm pazarlar arasında en stresli ülke gibi görünmektedir; Romanyalı yetişkinlerin %39’u bu durumdan muzdarip olduğunu belirtmiştir. Buna karşın, Almanya en az stresli ülke olarak görünmektedir; Almanların sadece %22’si stres yaşadıklarını belirtmiştir.
Kalp sağlığı ve Vücut Kitle Endeksi
Katılımcıların kalp sağlığından (%71) ziyade vücut yapılarıyla (katılımcıların %76’sı) ilgilendiklerini belirtmeleri, genel nüfus demografisiyle ve kalp sağlığının ileri yaşlara yaklaşanların daha fazla ilgisini çekmesiyle açıklanabilir. Ancak, kişisel sağlığa ilişkin kayıtsızlığa ve/veya ankete katılan tüm ülkelerde proaktif sağlık hizmetlerinin dikkate değer bir şekilde eksikliğine dair bazı endişe verici işaretleri görmezden gelmek zordur: tüm katılımcıların yalnızca %67’si düzenli önleyici muayenelerle ilgilendiğini söylerken, Avrupa vatandaşlarının %56’sından fazlası düzenli tıbbi muayene yaptırmamaktadır. İnsanların %70’inden fazlası en az bir sağlık semptomundan muzdarip olduğunu bildirmiştir ve belirtilen ortalama sağlık semptomu sayısı kişi başına neredeyse beşe eşittir.
Vücut Kitle Endekslerini karşılaştırdığımızda, Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler (İtalya, İspanya ve Türkiye; %40) ile Orta ve Kuzey Avrupa’daki diğer ülkeler (özellikle Almanya ve Birleşik Krallık; %50) arasında dikkate değer bir fark ortaya çıkmıştır.
Avrupa genelinde iki sağlık durumu mu var?
Almanya ve İngiltere temel sağlık göstergeleri konusunda çok düşük bir farkındalık sergilerken, Bulgaristan ve Türkiye’de katılımcılar doğru hedef değerin ne olması gerektiği konusunda çok daha yüksek bir farkındalık sergilemektedir. Genel sağlık endişeleri sorulduğunda, seçeneklerden biri katılımcıların ‘düzensiz muayenelerden’ muzdarip olup olmadıklarını kaydetmekti. Türkiye, vatandaşların %13’ünün ‘düzensiz muayeneleri’ bir sağlık sorunu olarak belirtmesiyle ikinci en düşük yüzdeyi vermiştir. Bu da Türklerin düzenli kontrollere erişebilme konusunda rahat oldukları anlamına geliyor.
Avrupa’daki Akıllı Saat Kullanıcılarının Sağlık Davranışları
Avrupa’daki akıllı saat kullanıcılarının tüm temel sağlık ölçümleri için doğru hedef ölçümü bilme olasılığı, kullanmayanlara göre ortalama %51 daha fazladır. Hedef vücut yağ ölçümlerini bilme olasılıkları %75 ve doğru günlük kalori hedeflerini bilme olasılıkları %71 daha yüksektir.
Tüm düzenli akıllı saat kullanıcılarının ortalama %67’si, cihazlarından gelen analiz ve önerilerin sağlıkları ve yaşam tarzları konusunda daha bilinçli olmalarını ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmelerini etkilediğini kabul etmektedir. Bu duygu en çok Türkiye (%85), Birleşik Krallık (%74) ve Romanya’da (%74) hissedilmiştir.
Akıllı Saat Kullanımı ve İşlevi
Akıllı saatlerin genel olarak basit ‘sağlık’ ölçümlerini – yani CHeSS kısaltmamızın kapsadığı ölçümleri – takip etmek için kullanıldığı bildirilmektedir. Tartışıldığı üzere, bu durum cihazlardaki sınırlı sağlık işlevselliğinden kaynaklanıyor olabilir (sahip olunan cihazların çoğunluğu (%45) bir ila üç yaş arasındadır ve %14’ü dört yaşın üzerindedir) ya da basitçe, gelişmiş sağlık bilgisine aşina olmamak insanların cihazlarının tüm potansiyelinden yararlanmadıkları anlamına geliyor olabilir.