Geçtiğimiz aralık ayında, transit geçtiği Vancouver Havalimanında, ABD’nin isteği üzerine önce gözaltına alınıp, sonra tutuklanan Huawei’in baş mali sorumlusu Meng Wanzhou, Kanada hükümeti, sınır kurumu ve ulusal polis teşkilatına dava açtı.
Meng 10 milyon Kanada doları kefaletle serbest bırakılmıştı. İade işlemlerini beklerken, Vancouver/Kanada’da yaşıyor ve davasının birkaç ay hatta yıl sürebileceği kaydediliyor.
Meng’in avukatları, British Columbia Eyalet Yüksek Mahkemesi’ne verdikleri 13 sayfalık dilekçeyle hukuk mücadelesi başlattı. Kanada ABD savcılarının, Meng’in yöneticisi olduğu şirketin bankaları yanıltarak, ambargoyu deldiği ve İran’la iş yaptığı iddiası üzerine Meng’i gözaltına almışlardı.
Dava dilekçesinde, CBSA memurlarının Meng’i havaalanında uzun süre yasa dışı sorgulamaya maruz bıraktığı belirtilerek, memurların federal hükümet tarafından istihdam edilmesinden dolayı Kanada’nın ‘açıkça sorumlu’ olduğuna dikkat çekildi. Dilekçede, Meng’in üç saat gözaltında tutulduğu, bir avukatla konuşmasına izin verilmediği, CBSA yetkililerinin yasal izin olmadan Meng’in iki adet kişisel telefonunu, tablet ve bilgisayarını alıp özel bir ofise götürdükleri, cihazların açıldığı, içeriklerin görüntülendiği, bagajlarının mahremiyet hakları ihlal edilerek arandığı kaydedildi.
Biliyorsunuz, Amerikan filmlerinde gördüğümüz sahnelerden birisidir. İnsanlar tutuklanmadan önce hakları okunur. Anlaşılan Meng’e uygulanmamış.
Meng Kanada Sınır Kurumu ajanlarının elektronik cihazlarını ve şifreleri aldığını ve yasadışı bir şekilde içeriğinin incelediğini ve gözaltına alınmasının gerçek nedenlerinin kendisine söylenmediğini kaydediyor. Ancak üç saat sonra kendisine tutuklandığı ve avukat tutma hakkı olduğu söylenmiş.
Dava dosyasında; “Bu dava, davalı memurların, davacının haklarını ciddi şekilde ihlal ederek, delil ve bilgi edinmeye çalışması ile ilgilidir” denildi.
Konuyla ilgili olarak Kanada Adalet Bakanlığı, Sınır Hizmetleri kurumunun yorum yapabileceğini söylemiş ama onlar da yorum yapmaktan kaçınmış