İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 33 yıl aradan sonra, Türkiye’de bir belediye tarafından yurt dışına ihraç edilen ilk Eurobond satışını gerçekleştirdi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, satışın tanıtımıyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuştu. İmamoğlu’nun konuşması öncesinde sahneye, tarihi satışı gerçekleştiren ekibin lideri İBB Genel Sekreter Yardımcısı Turgut Tuncay Önbilgin ile Genel Sekreterlik Hukuk Danışmanı Hande Kayacık, Finans Müdürü Dr. Rezzan Neslihan Vural, Finansal Analist Serra Mandacı, Genel Sekreter Yardımcısı Danışmanı Elif Karabay ve Stratejik Varlık Yönetimi Müdürü Ozan Şakar sahneye davet edildi.
“HESAPSIZ, KİTAPSIZ İŞLERE GİRİLMİŞ”
Toplantıyı, küresel salgın nedeniyle yaşanan zor günlerde güzel bir haber vermek için düzenlediklerini belirten İmamoğlu, seçim kampanyası boyunca metro yatırımlarının önemine dikkat çektiğinin altını çizerek şöyle konuştu:
“Bunu söylerken de ‘Her Yere Metro, Her Yerde Metro’ diyerek şehrin dört bir yanına pankartlar asan ve 2019’a kadar 400 kilometre metro inşaatını bitirme sözü veren bizden önceki yönetimlerin, özellikle de son yıllarda metro inşaatları konusunda, zamanı ve kaynakları israf ettiklerini bilerek konuşuyordum. İş başına gelince gördük ki; devasa bütçeler gerektiren metro inşaatlarının finansman ihtiyacını çözmeden, hesapsız kitapsız işlere girilmiş, ne yazık ki, İstanbullunun hayatını kolaylaştırmak adına bir arpa boyu bile yol alınamamıştı. Göreve başladığımız ilk günden itibaren, ‘İstanbul’a yeni bir başlangıç’ yapmak ve yarım kalan tüm metro inşaatlarına fon bulmak için arayışlara başladık. Çünkü İBB’nin kaynakları öylesine heba edilmişti ki, kendi bütçesiyle metro inşaatlarını yapabilmesi, ihtimal dahilinde değildi.”
“DURMUŞ 6 HATTA BİRDEN ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Yaptıkları yurt dışı ziyaretleri ve ekibini etkin çabaları sonucunda geçen sene ülke dışı finansman bulduklarını hatırlatan İmamoğlu, bu şekilde durmuş haldeki 6 hatta birden raylı sistem inşaatlarını yeniden başlattıklarını vurguladı. İmamoğlu, söz konusu hatlarla ilgili, şu bilgileri paylaştı:
“2 yıldır tamamen durmuş olan bu hatlardan ilki olan Mahmutbey-Mecidiyeköy Metro hattını, hızlı bir şekilde tamamladık ve 28 Ekim 2020’de halkımızın hizmetine açtık. Başladığımız Alibeyköy-Eminönü tramvay hattını birkaç hafta sonra açacağız. Yine 2021 yılı içinde İkitelli-Bahariye kısmi metro inşaatını ve Cibali-Alibeyköy tramvay inşaatını bitirerek, açılışlarını yapacağız. İnşaatlarını yeniden başlattığımız tüm hatlarımızı, 2022 ve 2023 yıllarında tamamlayarak hizmete açacağız. Elbette ki 16 Milyon İstanbullunun hayatının kolaylaştırılması için çok daha fazla yatırımın yapılması ve pek çok hatta yeni metronun şehrimize kazandırılması gerekiyor. Bu kapsamda inşaatları tümden durmuş olan; Kaynarca-Pendik-Tuzla, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli, Kirazlı-Halkalı ve Mahmutbey-Bahçeşehir-Esenyurt metro hatlarının finansmanı için bankalardan borç almak yerine, bu kez yeni bir finansman aracı olarak, Eurobond ihracı yapmak üzere arkadaşlarımızla çalışmalara başladık.”
“ÇABALARIMIZ, BÜYÜK BİR BAŞARIYLA SONUÇLANDI”
İBB ekibinin son 3 aydır yoğun bir tempoyla uluslararası yatırım bankaları, uluslararası hukuk büroları ve çok sayıda uluslararası yatırımcı kurum ile görüştüğünü aktaran İmamoğlu, şöyle devam etti;
“İstanbul’un ekonomik gücünü ve İBB’nin finansallarını şeffaf biçimde uluslararası çevrelere tanıttı. Yeni kurmuş olduğumuz İstanbul Yatırım Ajansı da bu çabalara katkı sağladı. Memnuniyetle bildiriyorum ki; çabalarımız, büyük bir başarıyla sonuçlandı. Bahsettiğim 4 metro hattımızın proje finansmanı için, uluslararası sermaye piyasalarına 5 yıl vadeli, 580 milyon $ tutarında ilk teminatsız Eurobond ihraç etmeyi başardık. 2 Aralık Çarşamba günü yapmış olduğumuz tahvil ihracımız; Asya, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere, global yatırım çevrelerinden çok büyük ilgi gördü. Hedeflediğimiz 580 milyon $’lık tahvil satışına karşılık, tam 4,3 kat, yani 2,5 milyar $ büyüklüğünde bir alım talebi ile karşılaştık. Üstelik de yatırım işlemlerinin son derece azaldığı, yılın sonuna yaklaştığımız bir dönemde çıktığımız ve belediye tahvillerinin uluslararasında endeks dışı bir yatırım olmasına rağmen. Dünyadan tam 248 yatırımcı kurumun ilgi gösterdiği bir tahvil ihracı başarısı elde ettik. 33 yıl sonra, ülkemizde bir belediye tarafından yurt dışına ihraç edilen ilk Eurobond olan bu tahvil satışında elde ettiğimiz sonuç; büyüklüğü, faiz oranı ve vadesiyle birlikte değerlendirildiğinde, şeffaflık ve liyakat açılarından yeni İBB yönetimine duyulan uluslararası güvenin bir özetidir”
“GELECEĞİMİZ ADINA ÖNEMLİ BİR UMUT”
İstanbul’a kazandırdıkları 580 milyon $’lık finansman sayesinde, 4 metro hattında daha inşaatlara hızlıca başlayacaklarını söyleyen İmamoğlu, şunları kaydetti;
“Böylelikle İstanbul, toplam 52,1 kilometre yeni metro ve 39 yeni istasyona daha kavuşacak. Bu hatlarda, tek yönde saat başına 275.000 olmak üzere, günde 5 milyonu aşkın yolcu taşınacak. İstanbul içinde trafik rahatlarken, İstanbulluların hızlı ve konforlu şekilde seyahat etmesi sağlanacak. Bu yeni finansmanın katkısının sonucunda, İBB olarak, aynı anda 10 hatta raylı sistem inşaatlarımız sürüyor olacak.
İBB’nin; şeffaflık, liyakat ve ortak akıl ilkeleriyle yarattığı güvenilir yatırım iklimi, tahvil için ödenecek kupon faizini de ülkemizdeki benzeri ihraçlarla karşılaştırıldığında, en düşük olan %6,375 seviyesinde tutmuştur. Dünyanın mevcut ekonomik gidişatı, ülkemizin ve şehrimizin içinde bulunduğu pandemiyle mücadele süreci de göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’den bir belediyenin küresel piyasalarda bu büyüklükte ve bu faiz oranıyla finansman temin etmesi geleceğimiz adına önemli bir umuttur”
“HER TÜRLÜ ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN TEK TEK GELİYORUZ”
İstanbul’un yaşanabilir, üreten ve hareket eden bir şehir olarak kalmasının yolunun metro ağının genişletilmesinden geçtiğini belirten İmamoğlu, şunları söyledi;
“Geçmişte bu şehirde metro hakkında çok sözler verilmiş olsa da plansızlıktan, israftan, finansman bulunamamasından dolayı hızlı yol alınamamıştır. Biz, yeni vizyonumuzla, liyakatli ve profesyonel genç kadromuzla, bu şehrin geleceğine olan inancımızla ve çalışkanlığımızla her türlü engellemenin ve her türlü zorluğun üstesinden tek tek geliyoruz. Gelmeye devam edeceğiz”
580 milyon $’lık büyük bir finansman tutarını, tahvil yoluyla temin eden ekibi tek tek takdim eden İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu ekip, ülkemizin yüksek politik risk oranlarına rağmen, şehrimiz adına sürdürülebilir ve maliyeti düşük yeni finansman enstrümanının geliştirilmesinde büyük emek sarf ettiler. Büyük katkı sağladılar. Her birine hem kendi adıma hem şehrimizin ve hem de ülkemiz adına teşekkür ediyorum. Elde ettiğimiz bu başarı, İBB için, yerel yönetimler için bir ilktir. Biz, ilkleri başaran bir belediyeyiz ve öyle olmaya devam edeceğiz. İstanbul’u güzelleştirmek ve 16 milyonun hayatını kolaylaştırmak için bundan sonra da yeni ilklerimiz olacak. Yeni metro hatlarımızın finansmanı için elde ettiğimiz bu sonucun hayırlı olmasını diliyorum.”
“KAMU BANKALARIYLA SIFIR NOKTASINDA KREDİ İLİŞKİMİZ VAR”
İmamoğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın verdiği yanıtlar, şunlar oldu:
Soru: Yabancı basında bir haber çıktı. Özellikle yabancı yatırımcıların, Erdoğan’la olan ilişkinizden kaynaklı, temerrüt riski var mı yok mu konusunu sorguladığını yazıyor. Siz, Eurobond’a başvurmadan önce, ‘Kamu bankalarından ya da yerli bankalardan kaynak bulmak için girişimlerimiz oldu’ demiştiniz. Orada hala direnç devam ediyor mu? İkincisi Maliye Bakanlığı’ndan onayı aldınız mı?
“Bunun onay süreçleri var zaten. Bunlar olmadan, bu iş yürüyemez. Onay, önceden alındı. Tabi yurt dışındaki basının yorumu, bizi çok ilgilendirmiyor. Biz, şu anda İstanbul’un ihtiyaçlarını gözetiyor ve o şekilde süreci yönetiyoruz. Aslında kamu bankalarında hiç bir direnç yok. Gayet stabil, sıfır düzeyinde devam ediyor. Kamu bankalarının ne iş yaptığını da bilmiyorum. Çünkü neredeyse, bildiğim kadarıyla 750 milyar liraya yakın zarar açıklandı kamu bankalarında. Nereye koştukları, nereye borç verdikleri hakkında bir bilgim yok. Umarım bunu sorgulamanın zamanı gelir. Ama şu anda bizimle ilgili gerçekten direnç derecesi, sıfır. Çünkü sıfır noktasında bir kredi ilişkimiz var kamu bankalarıyla.”
“İNŞALLAH BU GARABET TAVIRLARINDAN VAZGEÇERLER”
Soru: “Kamu bankalarıyla sıfır ilişkimiz var” dediniz. Kredi talebiniz oldu mu daha önce? Önümüzdeki dönemdeki projeler için dış finansmana ağırlık vereceğinizi anlıyoruz. Yine Eurobond ihracı mı olabilir. Ya da başka dış finansman yöntemleri arayışı içinde misiniz?
“Kamu bankalarıyla ilişkimiz sıfır derken, bu bizden yana bir tarif değil. Biz çünkü, ilişki kurmak için büyük çabalar gösterdik. Düşünsenize; seçimden 1 gün önce var olan bir kredi limitini kullanabiliyorsunuz, -yüz milyonlarca liralık bir kredi limitinden bahsediyorum- seçimden 1 gün sonra, ‘Bunu sana kullandırtmıyorum’ diyen bir yönetim. Yani bu, nerede, hangi ülkede olur, hangi ekonomi anlayışında olur; bunu sizlerin takdirine bırakıyorum. Bunu en iyi kalemi alacak olan isimler sizlersiniz. Bunun sonrasında biz, ilişkiyi yok mu saydık? Tam aksine, ama bireysel ama kurumsal ama bir başkan makamı üzerinden, bu ilişkiyi kurmak, geliştirmek adına defalarca girişimde bulunduk, bulunmaya da devam ediyoruz; bulunmaya da devam edeceğiz. Çünkü, o kamu bankalarının başındaki yöneticiler ya da iradeler zannetmesinler ki, o bankaların sahibidirler.
Kamu bankaları, her şeye rağmen bütün eksilerine, bütün sıkıntılı yönetim biçimlerine rağmen millete aittir. Kurtuluşu mümkündür. Bu garabet tavırlarından vazgeçerler inşallah. Umut ediyorum ki, ilişkimiz bir vücuda gelir; biz de faydalanırız. Bundan yana ilişkiden asla uzak durmayız. Tabii yurt dışı finansman meraklısı olmak istemeyiz. Elbette ki ülkemiz içi kaynaklardan maksimum derecede faydalanmak isteriz. Ama bugünkü siyasi ortamda, bunun engel taşıdığı da ortadadır. Neredeyse ayan beyan ortadadır. Ama onun dışında, eğer yurt içinde imkan varsa, ondan faydalanırız. Yurt dışında var olan hangi imkan en uygun, en ucuz ve şehrin lehine ise, ondan faydalanırız. Mühim olan bunu kabiliyetli bir şekilde yönetmek, şeffaf bir biçimde yönetmek ve ardından da hangi projeyi halk lehine ürettiğimizi ve sonuçlandırmak istediğinizde çok doğru bir şekilde vatandaşı aktarmaktan geçer. Bu yönüyle dış finansman kaynakları ilişkimiz, devam edecek. Bunun adı bono tahvil ihracı olabilir, proje finansmanı olabilir ya da başka unsurlar da olabilir.”
“HIZRAY PROJEMİZİ İSTANBUL’A HEDİYE ETMEK ADINA İHALE ETMEK DÜŞÜNCESİNDEYİZ”
Soru: Belediye yatırımları içerisinde metro yatırımlarının payı nedir? İBB’nin bu anlamdaki bütçesinin oranı ne kadardır?
“Metro hattının 600 km’nin üzerine çıkmasını istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor. Elbette bizimle beraber Ulaştırma Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar da var. Bu söylediğimiz seçim öncesi. Bu rakam, total bir rakamdı. Şu anda biz Mahmutbey-Mecidiyeköy Metro hattımızı açtık. 18 Km’lik bu hat devreye girdi. Şimdi Eminönü-Alibeyköy 13km devreye girecek 2-3 hafta sonra. Adım adım buraya doğru yürüyoruz. Önümüzdeki yıl devreye girecek hatlarımız var. 4 hattımızı bu kredi ile harekete geçiriyoruz. Bunlar çok değerli adımlar. Yani 600 km’nin üzerine çıkma hedefimizi aslında İstanbul kenti adına adım adım ilerliyoruz.
2021 yılında kendine has bir finans metoduyla ve de özellikli bir anlaşmayla hızray projemizi Sabiha Gökçen’den Halkalı arasında doğudan batıya, İstanbul’u boydan boya yaklaşık 55 dakikada geçecek olan ‘Hızray’ projemizi İstanbul’a hediye etmek adına ihale etmek düşüncesindeyiz. Yine uzun yıllardır İstanbul’un batısını ilgilendiren İncirli – Beylikdüzü hattı ile ilgili de aynı kapsamda 2021 yılında bu hatlarımızı da ihale etmek düşüncesindeyiz. Aslında bu iki hatla birlikte, mevcut planlanan hatlar, İstanbul’un metro ağı açısından büyük oranda rahatlamasını sağlayacak süreci İstanbul’a yaşatacaktır. Elbette deniz ulaşımı ve ulaşım sisteminin bütünleşmesi adına da yine istanbul’a hazırlamış olduğumuz ve hediye etmek istediğimiz Hisar – Aşiyan Finiküler Hattı gibi bizim yine İstanbul’un bazı yerlerinde de finiküler hattı ile özellikle deniz ulaşımına… Özellikle deniz ulaşımına entegre bir ulaşım sistemini kazandırmaya dönük arkadaşlarımızın proje çalışmaları sürmektedir.”
“İSKİ’DE DE AĞIRLIKLI BU PROJE FİNANSMANI ŞEKLİNDE İLERLEYECEK”
“Gelelim İstanbul bütçesinin oranına. Hepiniz şahitsiniz ve biliyorsunuz ki; bu işin maliyeti açısından, şu anki İBB bütçesi içerisinde metro yatırımı ile yarışma şansı yok. ‘%13 ayırdım, %14,5 ayırdım’ ile bu iş yorumlanamaz. Biz dünyanın diğer şehirleriyle ilgili bir kıyas yapma şansına sahip değiliz. Ülkenin ekonomisi, bütünü içerisinde bunu kıyaslayabiliriz. Bu kıyası yaptığımızda da gerçekten uygun koşullarda ve hatta reddedilen süreçlerde kabul görmüş bir ekonomik itibarla, bu süreci sonuçlandırdık. Bu çok değerlidir. İstanbul kentine olan güven, İstanbul kentinin yeni yönetimine olan güven ve tümüyle süreçleri daha önce kurduğumuz irtibatlarda da bunu yaptığımız ziyaretlerde ya da Türkiye’ye gelip ziyaret ettiklerinde finans kuruluşlarıyla yaptığımız toplantıda da bunu çokça ifade ettik. Tümüyle şeffaf bir sürecin yönetilmesi bu itibarı daha da yukarıya taşımıştır. Bu sürecin başarısıdır. Bu ihracın önümüzdeki yılın bütçesiyle, elbette borcun ödenebilirliği açısından bu denge düşünülerek hareket edildi. Ama bire bir böylesi bir rakamın, bir yılın bütçesiyle çok paralel bir ilişkisi yok. Kaldı ki bundan sonra da biz bono tahvil ihracı düşüncemiz olduğu gibi proje odaklı proje finansmanı şekilde de çalışmalarımız sürüyor. İSKİ de ağırlıklı bu proje finansmanı şeklinde ilerleyecek.”