İngiltere, ifade özgürlüğü protestolarının ardından internet kuralları planını geri çekti. İngiliz hükümeti, milletvekilleri ve sivil özgürlükler gruplarından güçlü eleştiriler alan öneriyi “yasa dışı ve yasal arasında yarı yasal bir kategori” yaratacağı için iptal ettiğini açıkladı.
Bu demokratik bir ülkede hükümetin nasıl yasa yaptığına ya da yapmadığına dair bir önemli ders. Geçen ay göreve gelen Başbakan Rishi Sunak’ın muhafazakar hükümeti, tasarıyı geri çekti ve bazı eleştirilen yönlerini değiştirdikten sonra tasarıyı 2023’ün ortalarında yeniden Parlamentoya getirmeyi planlıyor.
“Online Güvenlik Yasa”sı tasarısı, çevrimiçi ırkçılık, cinsel istismar, zorbalık, dolandırıcılık ve diğer zararlı materyallere karşı kurallar getirdiğini söylüyordu. Tasarı orijinal haliyle, düzenleyicilere Google, Facebook, Twitter ve TikTok gibi dijital ve sosyal medya şirketlerine yaptırım uygulamak için geniş kapsamlı yetkiler veriyordu.
Eleştirenler, en büyük platformların “yasal ancak zararlı” içeriği kaldırma zorunluluğunun sansüre yol açabileceği ve ifade özgürlüğünü baltalayabileceği yönündeki endişelerini dile getirmişti.
Tasarı hâlâ bazı çevrimiçi etkinlikleri suç sayıyor, bunlara siber flashing – birisine istenmeyen müstehcen görüntüler göndermek – ve nöbetleri tetikleyebilecek yanıp sönen görüntüler göndererek epilepsi trollemesi dahildir. Ayrıca, kendine zarar verme ve intihar içeriklerini internette izledikten sonra 2017’de hayatına son veren 14 yaşındaki Molly Russell’ın ailesinin başlattığı bir kampanyanın ardından, kendi kendine zarar vermeye yardım etmeyi veya teşvik etmeyi suç haline getiriyor.