Bulut bilişim kavramı 2012 yılında da çok konuşulacağa benziyor. BT yapılarının yönetimi için çözümler sunan CA Technologies, bulut bilişimde yaşanan gelişmeleri yakından takip eden bir şirket olarak öne çıkıyor. CA Technologies Genel Müdürü İlkem Özar ile geçtiğimiz günlerde yaptığımız söyleşide bulut kavramının ne denli karmaşık olduğu gündeme geliyor.
Bulut bilişim ile şirketlerin tüm yapılarını sanal ortama taşıyarak tüm hizmeti dışardan satın alabilecekleri gibi bunu daha hibrid olarak yönetebileceklerini hatırlatan İlkem Özar, geniş bant erişimin ve teknik yeterliliğin iyi düzeyde olması gerektiğini ifade ediyor. Birçok firmanın bilgilerinin dış bir veri merkezinde olmasına sıcak bakmadığını anlatan Özar, kullanıcıların buna hazır olması gerektiğini söylüyor.
turk-internet.com’un sorusu üzerine Özar, kritik olmayan bilgilerin olduğu sistemlerin buluta taşındığını ifade ediyor. Özar şöyle konuşuyor:
“Bulut bilişime ağırlıklı olarak orta ölçekli firmaların e-mail sistemlerini taşıdıklarını görüyoruz. Aslında IT personeli anlamında sıkıntısı olan veya IT’ye yeterince yatırım yapamayan firmaların bir hosting merkezinin çoklu ölçeklenmesinden faydalanması onların çok büyük yararına olacaktır. Ancak büyük firmalarda da bu bulut bilişimden faydalanacakları, en azından kendi bazı servislerini bu şekilde verecekleri, grup şirketlerine bu şekilde hizmet verecekleri sistemlere geçilebilir ve üstelik bu onlara bünyelerinde var olan eleman açısından da çok faydalı olacaktır. Ancak buraya geçişin beklenenden yavaş olduğu gözüküyor.
Büyük kurumsal kullanıcılar cephesine baktığımızda hizmetleri daha çok kendileri sağlamak istiyorlar. Ama yine de kendi verdikleri bazı hizmetleri private cloud denen sisteme nasıl geçirebiliriz şeklinde araştırmalarda da bulunuyorlar. Ancak bu tabi ki, yeni bir yatırım demek, yeni bir maliyet demek, yeni bir yönetim anlayışı demek. Bu, bazı şeylerin kültürel olarak da değiştirilmesi demek. O yüzden de, beklendiği kadar hızlı ilerlemiyor ve ya bundan getirilecek olan faydayı business benefit halinde sunmak o kadar kolay değil. Türkiye’deki büyük kurumlarda daha çok sanallaştırma üzerine yoğunlaşılıyor ama gerçek anlamda bulut bilişim üzerine yoğunlaşan bir büyük kurum henüz duymadım. Bunun için data center yapısını yeniden oluşturmak lazım. Yeni bir data center kuruluşuna bakan ve kendi data center’larını yenilemek üzere olan bir iki yer var. Onların benzer bir araştırmayı yaptığını görüyorum. Burada aslında telkolar önce olabilir. Çünkü telkolar zaten servis sağlama konusunda uzmanlar.
Özar’a telko şirketleri bulut işine ayrı bir segment olarak girebilirler mi?diye sorduğumuzda ise şöyle cevap verdi :
“Aslında girebilirler. Çünkü baktığınız zaman ciddi biçimde hizmet sağlama sektöründe yer alıyorlar. ISP’ler servis sağlama işinde oldukları için bu işin püf noktalarını biliyorlar. O yüzden bunların yanında sadece internet veya teknoloji altyapısını sağlamak değil, bununla beraber uygulamaları sağlamak işine de girebilirler.
Bu trendin araştırmalarının yapıldığını ve bakıldığını görüyoruz ama henüz tam benimsendiğini gözlemlemiyoruz. Buralarda çok önemli olan, aslında o sağlanan servis seviyesinin ölçümlenmesini sağlamak. Bunu da alan firmanın da yapabilmesi ve ya veren firmanın da ‘ben sana sağladığım servis seviyesini real time olarak raporlayabiliyorum’ veya ‘senin uyarılarını göz önüne alabiliyorum’ demesi lazım.
Hatta CA’nın bu konuda “Oblicore” diye bir çözümü var. Bu tamamen aslında bulut bilişime geçen ve ya hizmetini başka bir kurum üzerinden alan firmaların aldığı bütün hizmeti online izleyebilmesi. Bizim oradaki bu çözümümüzün en büyük farkı bu, çünkü sonradan raporlandığında zaten servisimi alamamış oluyorum. Sadece alamadığımın raporlanması oluyor ve bu bir fayda sağlamıyor. Önemli olan; alıyorken, o anda, nerde takılındığı, ne olduğu ve hangi servisin verilmesinden daha kritik etkileniyorum, nereye öncelik vermeliyim gibi konuları bizzat sağlayan birtakım tool’larımız da var. İşte servis sağlayıcılar ve telkolar bu çözümü inceliyor, bir iki tane de banka bakıyor. İsteniyor ama henüz tam harekete geçilmiş değil Türkiye’de. Bunun önünde de pek çok faktör var. Bir yatırım yapılması lazım ve o yatırımın geri dönüşü çabuk olacak ama öncelikle bir yatırım yapılması lazım.
Özar’a “bahsettiği yatırımların yapılmasında regülasyonun önemli bir unsur olabilir mi?” diye sorduk :
“Regülasyonla ilgili bir problemle şu ana kadar hiç karşılaşmadık. Bizim gündemimize gelen bir şey olmadı. Gerçi banka spesifik baktığınız zaman bazı müşteri bilgilerinin banka dışına çıkarılmaması ile ilgili konular var ama müşteri bilgisi içermeyen de pek çok hizmet var bulut bilişime getirilebilecek. Henüz oralarda bile fazla bir örnek yok. Söylediğim gibi güvenlik endişesi var. Sonuçta bir hizmet verenin sisteminde 2-3 tane birden firmanın işlemi olduğunda bunlar birbirine karışıyor mu, karışmıyor mu?
Bu nedenle bu hizmeti veren firmaya güven de önemli. Orada güven önem kazanıyor. Aslında bunları teknolojik olarak biliyoruz, önüne geçilebiliyor. Oralarda endişe etmeye gerek duymayacak sistemler kurmak çok mümkün ama orada kendinden başka bir partiye güvenme kültürü, alışkanlığı söz konusu. Çok uzun zaman internetten alışveriş de yapamıyorduk biliyorsunuz. Bu çok yavaş kırılan bir döngü oldu. O alışkanlığın kazanılması biraz zaman alacak.”
Son olarak Özar’a “2012’de rekabetin daha güçlü olacağını düşünüyor mu?” diye sorduk :
2012 hala nispeten araştırmayla, hazırla geçecek diye düşünüyorum. 2013 belki daha aksiyona geçileceği bir yıl olabilir diye öngörüyorum. Bunda da deminden beri konuştuğumuz 2012’de bazı adımların temkinli atılmak istenmesi, eldekilerin değerlendirilmek istenmesi, kritik projelerin önceliklendirilmesi gibi konular dolayısıyla bunu düşünüyorum.
Hazırlıklar 2012’de bitirilebilir ve 2013’te aksiyona geçilebilir ama 2012’de fazla bir gelişme beklemiyorum. Belki de yanılıyorumdur, umarım yanılıyorumdur. Toplam yapılan yatırımlarla da doğru orantılı olacaktır. Çünkü bu da bir yatırım. En azından ilk hayata geçirilişi bir yatırım olacaktır. Ama şöyle tek tip bir şey olabilir mi; zaten yapılmak istenen bir yatırım aslında yapılamayacak bir şey, bulut tarafında yapıldığında ciddi bir maliyet avantajı sağlanıp da oralarda gerçekleştirilen tek tip bir şey olur mu, olur umarım. Çünkü hakikaten desteklediğim, olması gereken, başlamamız gereken bir şey ama aslında bir nokta var, o noktaya gelene kadar çok yavaş ilerleyip o noktadan sonra hızlanacak diye düşünüyorum. Ama oraya gelişimiz epey yavaş oluyor.