İnternetin olmazsa olmazlarından birisi domain name. Yani uzantısında com ya da com.tr ya da .net ya da .gov vs ile tanımlanan site adresleri. Arka planda 4 bloklu bir IP numaralama sistemi olan bu tanımlamalar çok önemli. Bunlar internet dünyasının markaları. Mesela Yahoo.com, mesela Google.com gibi.
İşte bu önemli konu, pek çok kavgaya da yol açabiliyor. Herkes kullanıcısının kendisini daha rahat bulmasını sağlamak için, en bilinen adları almaya çalışıyor. Ama alan adları kısıtlı (bir ad bir kere kullanılabiliyor), taliplisi çok olunca problem çıkıyor.
Tabi bu olayın mahkemesi, başvuru mercileri, hakemleri de var.
Geçtiğimiz günlerde bu türden ilginç bir olay yaşandı. Milliyet gazetesi, milliyet.net domain adına 1999’dan beri sahip olan kişi hakkında WIPO’ya başvuruda bulundu. WIPO alan adları konusundaki dünyadaki hakemlik yapan kuruluş.
Milliyet markasına sahip olmasına karşın, alan adı ilk kayıt ettiren Süleyman Şahin’de kalmaya devam etti. Bu olay çok ilginç. Bu nedenle size anlatmak istiyoruz. Bakın bu olayda neler yaşandı. Milliyet.net alan adının sahibi Süleyman Şahin ile neler konuştuk;
turk-internet.com : Milliyet.net adlı bir domain için sorun yaşadığınızı öğrendik. Konuyu açalım biraz. Milliyet.net domainini ne zaman satın almıştınız ve amacınız neydi?
Süleyman Şahin : Milliyet.net alan adı 1999 Şubat ayında kayıt edildi. İnternet Amele Birliği olarak ben ve arkadaşlarım jenerik olan ve Türk kültürünü yansıtan alan adlarımızı tek çatı altında toplama fikrinden yola çıkarak milliyet adını da kayıt ettik. Turkistan.net, Turkistan.tv, Halk.org, Nevruz.net, Sozluk.net, TurkiyeOnline.org, TurkeyOnline.org, IstanbulOnline.org, Sebil.com gibi isimleri bir araya getirdik.
Önemli amaçlarımızdan biri de yine isimlerin yanlış ellere geçmesi ve yanlış propagandaya alet olmaması idi. Bu düşüncemizi hala korumaktayız ve stratejik olabilecek isimler bulursak, bunları kayıt ediyoruz. Soykirim.org, Sehit.net, Sehitlik.net ve Sehitlik.org isimlerini buna örnek verebilir.
Ellerinde bu tür domain olan bazı genç arkadaşlarda bizleri daha yakından tanıdıkça elindeki isimleri bize öneriyorlar. Mümkün olduğu ölçüde üstlendiğimiz bu misyonu devam ettirmek istiyoruz.
Gönül isterdi ki bu strateji sadece bizim gibi İnternet’e ve Türkiye’ye gönül vermiş insanlar tarafından değil, daha organize olmuş kurumlar tarafından da sahiplenilsin. Ancak Türkiye’de ki alan adları konularını dikkatle incelediğimiz eski yıllarda böyle bir stratejiyi maalesef görmek mümkün değil? Peki şimdi farklı mı? Artık bu yorumu okuyucularınıza bırakmak isterim. Türkiye’de Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk adına adanmış hiç resmi bir site gördünüz mü?
Ataturk.gov.tr, Ataturk.com.tr, Ataturk.gen.tr adreslerine gidin bakalım ne göreceksiniz? (Bkz : Siz Atatürk’ü Hala yasaklarla Savunanlardan mısınız?)
Şükür, Ataturk.com, Ataturk.net ve Ataturk.org isim İnternet’in önemini çok erkenden fark etmiş gönüllüler tarafından kayıt edilmiş. Turkiye.com, Turkiye.net ve Turkiye.org adresleri yine Türklerin elinde. Ancak Turkey.com ve Turkey.net isimleri için aynısı söyleyemem. Kimin elinde olduğu belli değil. Turkey.org ise Washington Elçiliğimiz tarafından 1995 yılında kayıt edilmiş. Ancak Turk-internet.com okuyucuları bu isimle ilgili yaptığımız bir haberi hatırlarlar. (Sanal Sınırlarımız Kevgire mi Döndü?)
turk-internet.com : Peki, devam edelim. Milliyet.net adı ile ilgili olarak Doğan Medya’dan gelen bir harekete maruz kaldınız. Bu neydi?
Süleyman Şahin : Milliyet.net ‘i kayıt ettiğimiz ilk gün olan 20 Şubat 1999 tarihinden 14 Mayıs 2008’e kadar herhangi bir tepki almadık. Hatta İnternet Amele Birliği olarak 4 Eylül 1999 tarihinde Doğan Medya’ya bağlı Milliyet Gazetesinde haber olduk. Yine aynı gruba bağlı aylık olarak yayınlanan PCNET’in Temmuz ayı sayısında İnternet Amele Birliği projelerinden olan SOZLUK.NET, Türkiye’nin en iyi 5 sözlük sitesinden biri olarak gösterildi. Sitemizi okuyucularına tanıttılar.
Doğan Medya tarafından yıllardır bilinmemize rağmen, Marka ve Patent uyuşmazlıkları konusunda uluslar arası bir kurum olan WIPO’a yazdıkları yazıda bizim hakkımızda çeşitli iddialarda bulundular. Açıkçası bunu ilk okuduğumda şok oldum. “Kelimelerin Efendisi” olması gereken bir sektörün büyük bir üyesinin uluslarası bir kuruma yazdığı yazıda bu kadar eksik ve araştırmaya dayalı olmayan ifadeler kullanabilmesi beni şaşırttı. Her ne kadar bu yazı, kurum adına avukatları tarafından yazıldı ise de, bu kurumun yöneticileri de elbette bu yazılanları okumuşlardır diyorum çünkü altlarına imza atmışlar.
turk-internet.com : Başvuruda sizin bu tepkinizi doğuracak kadar ne diyorlardı peki? Milliyet bu başvuru öncesinde ya da sonrasında sizinle temasa geçti mi?
Süleyman Şahin : Başvuruda ilginç suçlamalar vardı. Mesela ;
- Milliyet.net adresinin www.amele.net‘e yönlendirilmesi ile kendilerini küçük düşürüyormuşuz ; Yani Doğan Medya’ya göre “amele” kelimesi argo bir kelime olup herhangi bir yeteneği becerisi, entelektüel temeli olmayan ve bedeni ile çalışan bir kesimi ifade etmektedir. Bu nedenle de milliyet kelimesinin amele kelimesi ile yan yana gelmesine itiraz ediyorlardı.
- Amele.net düzeysiz bir içeriğe sahip olup milliyet.net’in neden kayıt edildiği açık değil
- Milliyet isminin kullanılması ile İnternet üzerinden kolayca fayda sağlayacak şekilde kullanıcı çekilmesi hedeflenmiş
- Milliyet.net ‘in adres kayıtlarının tam olmaması sebebi ile adres olarak ulaşılmamayı hedeflemişiz
- Milliyet” kelimesi Doğan Gazetecilik A.Ş. adına kayıtlı marka olduğu için bu kelimenin yasal kullanım haklarının sadece kendilerinde olduğu
14 Mayıs 2008 tarihinde Doğan Gazetecilik adına WIPO’a yollanan yazı dışında kendiler ile ne öncesinde ne de sonrasında bir iletişimimiz olmadı. Milliyet.net adı için bu taleplerini bu yazı vasıtası ile öğrenmiş oldum.
Yazıyı bir bütün olarak değerlendirdiğinizde ve satır aralarını dikkatle okuduğunuzda aslında, “bu alan adı bize ait olmalı” gibilerinden nötral bir talep yerine doğrudan suçlamalar vardı. Ben bunu şahsi haklarıma bir saldırı olarak algıladım. Aslında bu suçlama sadece şahsıma değil bütün Türkiye’ye sayılırdı. Her ne kadar talepleri milliyet.net için olsa da yazının temeli “amele” üzerine yoğunlaşmıştı. Çünkü milliyet.net’in sahibi olan İnternet Amele Birliği’ni, ne kadar küçük düşürürlerse, kendi iddialarını o kadar sağlam temele dayandıracaklarını sandıklarını düşünüyorum. WIPO’nun Türkçe çalışmamasını, yani hakemlerin bu dilin içindeki özelliklere inemeyeceklerini kendi avantajlarına kullanma çabası içinde gördüm bu başvuruyu.
İnternetin ilk günlerinden yani 1996 yılından beri yaşam felsefelerim arasına soktuğum AMELE idealine karşı açıkça bir saldırı vardı. O tarihten beri AMELE ve AMELEBAŞI olarak adlandırılıyordum. 1996’dan sonra çeşitli vesilerle tanıştığım bir çok insan bile beni Süleyman Şahin olarak değil AMELE ve AMELEBAŞI olarak tanıyordu. Onlar için ben AMELE idim.
WIPO’ya bu başvuruyu yazanlar İnternet’i televizyon gibi kullanmak yerine kendilerini o dünyanın bir parçası olarak saysalar İnternet Amele Birliği hakkında bir çok bilgiye çok rahat ulaşacaklardı.
turk-internet.com : Ama yine de kısaca bir özetler misiniz? Nedir Amele felsefesi?
Süleyman Şahin : Amele ile kastettiğim ise Ben kendimi internetin amelesi olarak adlandırıyorum ve bu sektörde laf yerine iş yapan insanların kendilerini ifade şekli olarak yorumluyorum. Bunun bir aşağılama olmasını çok ayıp karşılıyor ve aksine, bu işi severek ve yüreği ile yapanların oluşturduğu bir takımı hayal ediyorum.
Bu röportajın devamını burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.