turk-internet.com : İstanbul’da birçok internet kafe kapatıldı. Bu kapatmaların nedeni nedir?
YUSUF ANDİÇ : İstanbul’da başlatılan kapatma olaylarının kaynağında bir şikayet söz konusu. Oyun yeri işleten bir vatandaşın, İçişleri Bakanlığı, E.G.M ve İstanbul Valiliği’ne mail yoluyla şikayette bulunması sonucu başlayan olaylar silsilesi olarak özetleyebiliriz.
1999 yılında çıkarılan “internet kafeler” genelgesinin içerisinde yer alan bazı boşlukları fark eden bir vatandaş, 3 kuruş fazla para kazanmak uğruna çevresindeki meslektaşlarını kapattırmak istiyor. Ardından hiç istenmeyen tatsız olaylar başlıyor…
Resmi kayıtlara geçen kapatma nedeni ise, internet kafeler de oyun oynatmanın yasak olduğu yönünde… Halbuki 30 Aralık 1999 tarihinde yayımlanan Resmi Gazetede internet kafeler şu şekilde tanımlanmış:
“İçerisinde bulunan internet bağlantılı bilgisayarlar sayesinde oyun oynamaya ve uluslararası yayınları takip etmeye müsait, alkolsüz içeceklerle birlikte hafif yiyeceklerin de verildiği umuma açık iş yerleri”
Burada da görebileceğiniz gibi internet kafeler de oyun oynanabileceğini bu yasa kabulleniyor. Başka bir ifadeyle oyun oynanmasında sakınca görmüyor. 2000 yılına geldiğimizde birkaç internet kafe’de hiç kimsenin istemediği bazı olaylar yaşanıyor. Ardından 10 Temmuz 2000 tarihinde, dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, bir genelge yayınlayarak tüm Internet Cafe’leri kahvehane ve kıraathanelerle aynı kefeye koyuyor. Yasaklara göre Cafe’ler de oyun oynanmayacak, film seyredilmeyecek, sigara içilmeyecek, oyun sitelerine, pornografik ve bölücü sitelere erişim engellenecek, 15 yaşından küçükler Internet Cafe’ye giremeyecek. Ayrıca Eğitim öğretim kurumlarının 200 metre yakınında bulunan Internet Cafe’ler de elektronik, mekanik yada bilgisayar oyunları oynanması yasaklanacak, bu şartları kabul edenlerde ise eğitim öğretim kurumlarına 200 metre uzak olması şartı aranmayacak.
Bu genelgeyle internet kafeler de oyun oynanması tamamen yasaklanıyor. Oyun oynanmasına izin verilen yerlere ise 18 yaşından küçüklerin girmesi tamamen engelleniyor. Özetle ülkemizde çocukların oyun oynaması yasak.
turk-internet.com : Oyunların zaralı olup olmadıkları neye göre söyleniyor. Sizce bu doğru mu?
YUSUF ANDİÇ : Dünya da en çok ülkemizde bulunan “çok bilmişler” oyun oynamanın zararlı olduğunu savunuyor. Fakat ne ilginçtir ki aynı kişiler bilgisayar oyunlarının her yerde oynanabileceğini (okul, ev, lokal vs.) sadece internet kafeler de yasak olması gerektiğini düşünüyor. Doğal olarak insan bunun altında başka sebepler olduğunu aklına getiriyor. Sizce çocuklarımızın kahvehane köşelerinde yetişmesi mi isteniyor? Bugün Türkiye’de 120 bin kahvehane olduğu söyleniyor. Gençlerimizin internet kafeler de çok ucuza saatlerce eğlenerek öğrenmesi bazı çevreleri huzursuz etmiş olsa gerek ki geçen ay meclise internet kafelerin Kahveciler Odasına bağlanması için kanun teklifi sunuldu…
Oyunların zararlı olması konusu, bazılarında kan, şiddet ve pornografik öğelerin öne çıkması olarak özetlenebilir. Bu görüşe katılmakla birlikte uygulamaya katılmıyorum. Bizler hep işin kolayına kaçıyoruz, örneğin araştırmıyoruz, tartışmıyoruz, tarafları dinlemiyoruz vs. vs. bu oyunda şiddet var deyip tüm oyunları yasaklıyoruz. Bu yanlış, zararlı olduğunu düşündüğümüze sınırlama getirebiliriz.
Fakat ne yazık ki “vur deyince öldürmek” bize özgü bir atasözü…
turk-internet.com : Sizce ne tür oyunlar zararlı sayılabilir? Sadece kan ve şiddet içeren oyunlar mı?
YUSUF ANDİÇ : Aslında her şeyin fazlası zararlı. Siz, saatlerce bilgisayarla ders çalışsanız bu yine zararlı, fakat kimse bunlarla ilgilenmiyor. Bilimsel verilere göre, çocuk ve gençlerin günde 3 saatten fazla bilgisayar karşısında oturmamaları gerekiyor.
Zararlı oyunlar konusuna gelince, her yaşın bir oyunu var. Avrupa Birliğine bağlı ülkelerde uzmanlar her oyunu inceliyor ve belli bir yaş sınırlaması getirerek piyasaya sürülmesine müsaade ediyor. Sadece internet kafeler de değil her yerde bu kurala uyulmak zorunda.
Oysa ülkemiz de sadece internet kafeler de yasaklanıyor. Ne ilginçtir ki bugün ülkemiz de internet kafe ruhsatı almamış fakat internet kafe olarak işletilen yüzlerce mekan var. Bunların içerisine Türk Telekom bayileri, Bilardo Federasyonuna bağlı klüpler, Turizm ruhsatlı kafeler ve otellerde bulunan yerler sayılabilir. Buralar da her şey serbest fakat internet kafeler de yasak.
turk-internet.com : Internet kafelerde pornografik içerikli sitelere filtre uygulama zorunluluğu getirildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
YUSUF ANDİÇ : Zararlı sitelere sadece internet kafelerden girilmiyor, her yerden giriliyor. Eğer ortada zararlı bir site varsa, buna kimse giremesin. Yani bu filtre işini doğrudan servis sağlayıcılar yapsın.
Tüm bu haksız uygulamalara rağmen bizler TieV üyesi işletmelere ücretsiz filtre programı dağıtıyoruz ve kullanma zorunluluğu getiriyoruz. Fakat günümüz şartlarında bu uygulamanın yeterli olduğunu düşünmüyorum. Zira teknoloji çok hızlı ilerliyor ve siz 1-2sn içinde zararlı site yapabilirsiniz ve bunun takibi imkansız.
turk-internet.com : Türkiye’deki kafelerle batılı örnekleri arasında ne fark var?
YUSUF ANDİÇ : En başta “İnternet Kafe” anlayışı farklı batıda. Bilgisayar sahipliliğinin artması, internet kafelere talebin azalması anlamına geliyor Türkiye’de. Ama bu Batılı ülkelerde böyle değil. Çünkü orada internet kafeler, bir kişinin, 1-2 saat içerisinde, maillerine ve ödevlerine bakabileceği, arkadaşlarıyla sohbet edebileceği, canlı müzik dinleyebileceği yerler olarak görülüyor. Bizde ise durum çok farklı, bilgisayar oyun aleti olarak görülüyor. Bilgisayarı oyun aleti olarak tanımlayamazsınız. Bilgisayar doğru kullanıldığında hayatı her yönden kolaylaştırabilen bir araç. İnternet kafeye gelen bir müşteriye bunu yapma veya şuraya girme diyemezsiniz. Bu tamamen eğitimle ilgili bir konu, bugün internet kafelere her yaştan insan geliyor. İnternet Kafeler iyi denetlenir ve düzenlenebilirse ülkemiz için ciddi bir kazanç olacağını düşünüyorum.
turk-internet.com : Türkiye’deki internet kafelerin şu anki durumunu nasıl buluyorsunuz?
YUSUF ANDİÇ : Türkiye de internet kafe sektörü 7 yıl öncesine göre gelişemeyen ve ilerleme gösteremeyen bir çizgide görünüyor. Tabi bunda ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik şartlarında etkisi var. Çok yavaş ilerleyen bilişim sektörü, teknik alt yapı vb. bir çok etken, internet kafe işletmeciliğini sonu belli olmayan bir karanlığın içine sürüklemiş durumda. Fakat bunun uzun sürmeyeceği kanaatindeyim, nezih mekanlara talep arttıkça, bizler gibi sivil toplum kuruluşları çoğaldıkça ve en önemlisi aileler, internet kafeler arasında seçici olmaya başlar, çocuklarını o şekilde yönlendirirlerse ülkemiz açısından iyi bir kazanım sağlayabiliriz.
turk-internet.com : Internet kafelerin toplumdaki kötü imajının suçlusu kim sizce?
YUSUF ANDİÇ : Bir çok etken sayılabilir. Eğitimsiz işletmeciler, sadece ticari kazanç öngörenler, bilinçsiz kanun koyucular ve biraz da basının yanlış yönlendirmesi bu imajın oluşmasını sağladı. Düzelmesi de zaman alacağa benziyor. İxir’i yok eden zihniyet yok olur ve internet reklamları artarsa, insanlarımızın sektöre bakış açısının değişeceğine inanıyorum.
turk-internet.com : Internet kafelerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
YUSUF ANDİÇ : Topluma sağladığı fayda devamlı ikinci planda düşünülen internet kafeler, eğer iyileştirilirse, büyük bir hizmet kapasitesine sahipler. Henüz okullarında bilgisayarla tanışma fırsatı bulamamış 13-14 yaşındaki çocuklar, bugün kendi internet sitelerini yapabiliyorlar. Bu imkanı da onlara sadece internet kafeler sağlıyor.
Bunları göz önünde bulundurur, internet kafe açılmasını teşvik eder ve açılmalarını kolaylaştırırsak, uzun yıllar ülkemizde büyük bir eksikliği kapatacaklarını düşünüyorum.
turk-internet.com : Sizce internet kafeleri denetim altına almak için neler yapılmalı?
YUSUF ANDİÇ : Bana göre en büyük hatayı, herkesin internet kafe açmasına müsaade etmekte yapıyoruz. Eğer bir sınır koyabilirsek, denetimlerde kolaylaşır. Denetçilerde bilinçlendirilmeli. Emniyet içerisinde yer alan Bilişim Dairesi memurları denetimleri yapabilir. En azından onlar az çok bilgisayarın içindeler. Ne yaptığını bilen bir denetçi, hedeflediğimiz internet evi modelinin ülkemizde yerleşmesi için bize zaman kazandıracaktır. Aslında emniyet güçlerimiz nerede ne yapıldığını çok iyi biliyor. Eş dost mantığı ile hareket ettikleri sürece kendi etrafımızda döner dururuz.
turk-internet.com : Türkiye Internet Evleri’nin hedefi ne olacak? Cafeler den farkı ne olacak?
YUSUF ANDİÇ : Türkiye İnternet Evleri Projesi 2 yıl önce ortaya attığım bir fikirdi. Maddeler halinde sıralayabileceğimiz bu projenin temelinde, dünyaya örnek oluşturacak ve insana hak ettiği hizmeti veren mekanlar oluşturmak yatıyor. Belli standartlar var, ihtiyaçlar ve zamana bağlı olarak sürekli yeni maddeler ekleniyor veya değişiyor. Bir kaç örnek vermek gerekirse, başta ismi değiştiriyoruz. İnternet Kafe yerine “internet evi” diyoruz. Eğitimli insanların bu mekanları işletmesini talep ediyoruz. TieV eğitim semineri almış yada üniversitelerin sektörü ilgilendiren bölümlerinden mezun olmuş kişilerin bu mekanları işletmesini istiyoruz. Aydınlık ve nezih mekanlar olması şartı getiriyoruz. İnternet bağlantısının hızlı olmasını, sigara içilmemesini yada sigara içilen bölümün ayrılması gibi sıralayabileceğimiz bir çok şartımız var. Bu statüye geçen mekanları belgelendiriyor ve ailelerin TieV üyesi işletmelere çocuklarını rahatlıkla bırakabilmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Burada herkese önemli görevler düşüyor, başta basın ve kamu kurumlarımızın yönlendirici olmasını sağlayabilirsek herkes bu standartlara gelmek isteyecek ve tüm dünyaya örnek olabileceğiz.