Salgının hayatlarımıza getirdiği önemli bir değişim, e-ticaret, evden çalışma ve uzaktan eğitim oldu. Bazılarımız geçmiş yıllarda uzaktan çalışmaya geçmiş olsa da, bu tür kişilerin sayısı, toplam işgücüne vurulduğunda oransal olarak epeyce azdı. Bugün “yeni normal” evden çalışma haline geldi. Ne kadar devam edeceği de henüz belli değil.
Ön saflarda sağlıkçılar, toplu taşımacılar gibi fiziksel bulunmayı gerektiren işlerde çalışanlar veya dünyayı dolaşan insanlar olsa da, çoğumuz evden çalışıyor, alışverişimizi yapıyor ve virüsün bulaşmasını azaltmak için üzerimize düşeni yapıyoruz.
4 Koldan Video Konferans mı?
Ev hayatımızın karmaşıklığına ek olarak, çocuklarımızın çoğu da evde. Okulların yeniden açılmasıyla ilgili tartışmalar alevlenirken, birçok ebeveyn çocuklarını evde tutmayı tercih ediyor. Birçok okul bölgesi, kolej ve üniversite, uzaktan eğitim stratejisine geçti.
Hiç şüphe yok ki bu yeni normal, refah ve akıl sağlığımız üzerinde büyük bir etkiye sahip olsa da, aynı zamanda ev internetimizin de önemini arttırıyor. Salgından önce, evdeki interneti çoğunlukla maillere bakmak, film izlemek, biraz da oyun oynamak için kullanılıyordu. Akışık (Streaming) servisi yapan firmaların teknolojileri de geliştiği için düşük bant genişliği yeterli gelebiliyordu[1]. Ancak şimdi durum değişti ve ev interneti günlük yaşam açısından çok önemli hale geldi.
Video Seyretmek ya da Konferans için Gereksinimler
Ortalama bir aileyi anne-baba ve 2 çocuk gibi düşünürsek ve hepsinin internet kullanımına ihtiyacı varsa, yani anne-baba işini video konferans ile yürütürken, çocuklar da başka bir uygulama üzerinden eğitim alıyorsa, sağlam bir internet hızına (bant genişliğine) ihtiyacınız var demektir. Çünkü artık basit bir e-posta ya da tek kanaldan film izliyor değilsiniz. 4 kanaldan video konferans yapıyor olabilirsiniz. Hele 4K video akışı ya da büyük veri dosyaları söz konusuysa çok fazla bant genişliği gerekir.
Elbette, teorik olarak herhangi bir bant genişliği kapasitesine sahip (hatta çevirmeli bağlantı ile) bir 4K video akışını izleyebilirsiniz, ancak önce tüm dosyayı indirmeniz gerekir, bu da günler alabilir. Sadece tıklayıp izlemek istiyorsanız, internet hattının tüm bu verileri barındıracak kadar geniş olması gerekir.
e-postalar ve temel web’de gezinme, nispeten az miktarda bant genişliği tüketir. Fotoğraflar ve müzik, oyunlar gibi daha fazla tüketir. Ama en büyük bant genişliği videolar için gerekir. Mesela 4K’da yayınlanan bir filmi izlemek için bağlantınızın 20 Mbps olması gereklidir. Bu, hattınızın bir saniyede 20 milyon bit gönderebilmesi gerektiği anlamına gelir.
Neyse ki, Netflix ve YouTube (ve diğer birçok akış hizmeti), izlediğiniz videonun kalitesini (ve buna bağlı olarak kullandığınız bant genişliğini) belirlemenize veya videonuzu mevcut bant genişliğinize göre otomatik olarak kısmanıza izin verir. Ancak siz, eşiniz ve çocuklarınız aynı anda video kullanarak çevrimiçi olmanız gerektiğinde, gereksinimler değişir.
ISS’niz Size Ne Satıyor?
Servis sağlayıcınızdan (ISS) genellikle seçtiğiniz yükleme ve indirme bant genişliğine dayalı bir internet paketi alırsınız. Kapasite yükseldikçe fiyat da artar.
Ancak bu sadece fiyat/hız’dan ibaret bir paket almış olmanı olayı değil. ISS’niz size belirli bir hız (bant genişliği) satar ama karşılığında acaba ne verir?
Aldığını paket paylaşımlı oluyor. Bunun tersi “dedicated” denilen size özel hat olur. Yani 25 Mbps’ye kadar deniliyorsa “paylaşımlı”, 25 Mbps deniliyorsa “size özel” hat almışsınız demektir. Size özel pahalı olduğu için (genellikle şirketler alabilir), paylaşımlı hat alıyoruz.
Paylaşımı ise ISS firma yapıyor. Yani 25Mbps’e kadar olan hattınızı 3 kişi mi (şu anda ABD-İngiltere’de bu kullanılıyor), yoksa 20 kişiye mi bölüyor? Bunu Speedtest ile görebilirsiniz. Eğer 25 Mbps ya da 16 Mbps paket satın almış ama eve gelen hız bunun dörtte biri filan ise, bu aslında “ayıplı mal” sınıfına girer.
Olması gerekeni soruyorsanız; ortalama kullanılabilir bant genişliği, geniş bant sağlayıcısının size sattıklarını iddia ettiği miktarın %60’ı düzeyinde ise çok kötü değildir.
Bundan kötüyse, şikayet edebilirsiniz. Tüketici heyeti ya da BTK’ya. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu adıyla kurulan BTK’nın fonksiyonu tüketiciye iyi bir telekomünikasyon hizmetinin verilmesini sağlamaktır. Burayı tıklarsanız, İngiliz Ofcom’un (yani bizim BTK’nın eşdeğeri) sürekli olarak –tüketici lehine– “satılan hız X alınan hız” araştırması yaptığını göreceksiniz.
Bizde bu araştırma BTK tarafından ne zaman yapıldı? HİÇ !!! Neden yapılmıyor? BTK tüketicinin daha iyi telekom hizmeti alması için kurulmadı mı? O zaman internet hizmetinin kalitesini ve yatırımların artmasını düzenlemek ve denetlemek zorunda değil midir?
Fiberiniz Full Fiber mi, Yarım Fiber mi?
O da nesi demeyin. Bugün Türkiye’de hala bakır kablolar var. Operatörler fiberoptik döşedik dediklerinde, sadece sokağınızdaki dolaba kadar gelen bakırı fibere dönüştürüyor. Oradan evinize hala eskiden kalma bakır kablo ile internet alıyorsanız, hala istenen hıza ulaşamayabilirsiniz.
Bu nedenle FTTH (eve kadar internetin ingilizce baş harfleri) ya da FTTB (sokaktaki dolaba kadar) tanımları var. Full dediğimiz FTTH olan yani evinize kadar fiber kablo gelmiş olması. FTTB ise yarım fiber oluyor. Maalesef bunu size eve kadar fiber diye sundukları da olabiliyor.
100 Mbps ile dört Zoom oturumunu, bir 4K Netflix oturumunu ve başka bir 4K video oturumunu veya bir sürü HD video oturumunu rahatça indirebilirsiniz.25 Mbps ile ise, aynı anda yalnızca iki Zoom oturumu ve bir HD video akışı alabilirsiniz.
Yükleme Kapasitesi
Yükleme (upload) ve indirme (download) bant genişliği de önemli. Yakın zamana kadar, ev internetinde yükleme bant genişliği önemli değildi. Ama video konferanslar ya da YouTuber olmak, online oyun oynamak yükleme hızının da önemli olması anlamına geliyor. Geçen yıl operatörler Türkiye’de yükleme hızını yükselttiler ama yeterli değil.
Yükleme kapasiteniz 5 Mbps yukarı ise, planınıza göre 100 Mbps indirme hızınız olmasının bir önemi yoktur. Zoom akışını kesintili sürdürebilirsiniz. Daha da düşük yükleme performansına sahip olanlar, muhtemelen tek bir akışın güvenilir bir şekilde çalışmasını sağlayamazlar.
15 Mbps yükleme kapasitesine sahip olanlar, aynı anda üç Zoom konferansı gerçekleştirebilir. Yalnızca 35 Mbps aralığında ve bunun üzerindeki kapasiteleri yüklediğinizde, 4 kişilik aile çapında Zoom etkinliklerini sürdürebilirsiniz.
Hız Testi, Ne Ölçer?
Ev ağınızı optimize etmenin yollarını incelemeden önce, bir hız testinin gerçekte neyi ölçtüğünden bahsedelim. Eğer kullanırsanız Fast.com veya SpeedTest.net (veya benzer bir şey), size noktası A’da ISS’nizin performansını ölçmek olabilir ama değildir.
Gerçekte, test makinenizden (B) test sunucusuna (C) kadar olan performansı ölçüyorsunuz. Aradaki her şey bu ölçüme katkıda bulunur, bu nedenle izlenen bir TV şovu varsa, bu bant genişliği gerektirir. Otomatik indirme varsa, bu bant genişliği gerektirir.
Bir hız testi size genel ağ performansının iyi bir göstergesini verecektir, ancak ISS’nizin performans iddialarını karşıladığını doğrulamaya gerçekten yardımcı olmayacaktır.
ISS’nizden gelen ağ beslemenizi optimize etmek, gerçekten bulunduğunuz yerin şansına ve ne kadar ödemek istediğinize bağlı olsa da, ev ağınızı optimize etmek yine başka bir şeydir. Yönlendiriciniz (router) birkaç yıldan daha eskiyse yükseltmeyi düşünün. Ucuz yönlendiriciler (ve daha eski yönlendiriciler) çok fazla internet bağlantısını kaldıramaz.
Yine başka bir konu; Wi-Fi performansınız kötü ise, bu genellikle ISS’nizin hatası değildir. Wi-Fi, tamamen evinizin içinde ağınızı nasıl kurduğunuzla ilgilidir. ISS’niz yalnızca eviniz ile internet arasındaki bağlantıyı yönetir.
Wi-Fi pek çok nedenden dolayı yavaş olabilir. Bu bir radyo sinyali, yani duvarlardaki metaller, aletler, hatta havadaki elektrik bile onu etkileyebilir. Ağ fikri, Wi-Fi’nizin bir noktadan yayılması yerine, bir yönlendirici erişim noktası ağının evinizin her yerinde bir Wi-Fi battaniyesi oluşturmasıdır.
Bu konuları anlatmaya devam edeceğiz.