Batı Nato yoluyla Rusya’nın kendisi için kabul ettiği alanlara yaklaştıkça, karşılıklı tepkiler oluyor. Daha önce Gürcistan ve Kırım olaylarında, batı yaptırımlar uygulamış ama bunlar yeterli görülmemişti[1].
Bu sefer batı yaptırımları daha kişiselleştirmeye başladı. Devlet yerine bireyleri hedefliyor. Bir yandan Rus oligarkların mallarına el konulurken, diğer yandan Rusya içinde yaşayan bireylerin de mesela kredi kart kullanımları engelleniyor. Yani bu yolla Putin’e içeriden baskı uygulanmaya çalışılıyor.
Bu baskı sadece fiziksel değil, internet üzerinden de geliyor. Apple, Microsoft, Google, Netflix ve hatta Çinli TikTok birer biren Rusya pazarından çekildiler. Arkasından Rusya Facebook ve Twitter’ı engelledi.
Aynı şekilde Rus medya şirketlerini (devlete ait RT –eski adıyla Russia Today– ve Sputnik) engellemenin yollarını arıyorlar.
Bölünmüş İnternete Doğru mu?
Facebook’un ya da Twitter’ın bir ülkede engellenmesi, temelde tek bir firmanın bu ülkeden çekilmesinden veya kapanmasından farklı değil. Yani bu kapatmalar global internet kuralları çerçevesinde yapılmış hareketler değil.
Ama korkutucu olan şu; son bir kaç yıldan beri konuşulan internetin bölünmesi, adalara ayrılması konusu bu sefer test ediliyor. Bunlar firmalar değil de, interneti yöneten ajanslar tarafından uygulanır hale gelirse, sonuçların deprem yaratabileceği ve herkesin kendi internetinin olacağı, başka deyişle internetin sınır çizgilerinin / duvarlarının belireceği bir dünyaya doğru yol alınabilir. Bugün sahip olduğumuz tek küresel internet yerine, birbiriyle konuşmayan, çok sayıda ulusal veya bölgesel internetin olduğu bir yapıya gidilebilir.
Çin ve İran şu anda ABD ile aynı internet teknolojisini kullansalar da, bazı kesimlere erişimi engelliyorlar. Ama Rusya-Çin-İran ve benzeri ülkelerle, rakip bir internet ve yönetim organları oluştururlarsa, bugünün tek küresel iletişim ağının ve bağlantılı dünyasının sonu gelir.
Internet Yönetim Ajansları Dikkatli Yaklaşıyor
Ukrayna’nın dijital dönüşümden sorumlu bakanı Fedorov’un “Rusya’nın internetini kapatın” talebi, ICANN tarafından reddedildi. CEO Gorän Marby teklife verdiği yanıtta şöyle dedi :
“İnternet merkezi olmayan bir sistemdir. Hiçbir aktörün onu kontrol etme veya kapatma yeteneği yoktur. Aslında, ICANN, İnternet’in çalışmasını sağlamak için inşa edilmiştir, çalışmasını durdurmak için değil.”
Gerçekten de ICANN’in alan adı sistemi üzerinde kanunen veya kanunen herhangi bir yetkisi yoktur; kararları tüm internet operatörleri tarafından “gönüllü” olarak kabul edilir. Bu, karar verme sürecini aşırı derecede yavaşlatıyor (her şeyin fikir birliği ile kararlaştırılması gerekiyor), ancak interneti bir arada tutmak için çalışıyor.
İnternetin diğer yönetim organları da hemen hemen aynı şekilde çalışır; bunlar zorla değil, anlaşmayla çalışan bağımsız uluslararası kuruluşlardır. Neredeyse herkes bunun hayati bir küresel altyapıyı çalıştırmanın garip ve hantal bir yolu olduğu konusunda hemfikirdir, ancak daha iyi bir alternatif de yok. Aynen blockchain gibi.
Rusya ve Çin Bölünür mü?
Rusya, Çin ve diğer bazı ülkeler zaten, internet üzerinde daha özgür olan ülkelerin içeriklerinden rahatsız durumdalar. interneti başka şekillere sokmaya uğraşıyorlar. Hatta Çin’in Huawei üzerinden böyle bir yaklaşımı da var. “Yeni IP” adını verdikleri bir daha az özgür bir internet stratejisini dünyaya kabul ettirmeye uğraşıyorlar. Dolayısıyla Rusya’yı global internetten atmak ya da Rusya’nın kendisini global internetten ayırması, bu bölünmeyi gerçek haline getirebilir.
Ayrıca mevcut yapıda internetten bir şeyleri ayırmak büyük sorunlara yol açabilir. Mesela GitHub’ın depolarına erişimin kesilmesi bir çok hizmeti felç haline getirebilir. Çözülebilir ama belirsiz bir zaman ve kaynak ister.Rusya, resmi ve halka açık siteler arasında bu riski azaltmaya, bu sitelerden verilerini ülkelerine geri göndermelerini, .ru alan adlarını kullanmalarını ve denizaşırı hizmet sağlayıcıların kullanımını en aza indirmelerini talep ediyor. Bu konuda tartışmalar sürüyor.
İran zaten kilit çevrimiçi kurumları arasında ulusal bağlantılar kurarak, kendisini küresel ağdan kapatması gerektiğinde veya bugün Rusya’ya olduğu gibi bağlantıları kesildiğinde İran’a özgü bir tür interneti çalıştırıyor.
Çin’deki insanlar tarafından kullanılan neredeyse tüm çevrimiçi hizmetler Çinli şirketlerdir. Ülke ayrıca, tipik olarak Çin’in Büyük Güvenlik Duvarı olarak adlandırılan devasa ve düzenli bir çevrimiçi sansür uyguluyor.
Amerikalı Devler Pazar Kaybeder mi?
Olayın bir başka yönü, batılı devlerin Rusya’yı dışlarken pazar kaybetme olasılıkları.
Çin hükümeti, bazı Amerikalı internet devlerini –ülkeye ait bazı bilgi ve haberleri sansürlemek amacıyla– engellediklerinde, yerlerini aynı türden Çinli firmalar aldılar ve pazarın büyüklüğü sayesinde dev şirketler haline de geldiler. Bugün ABD bu Çinli firmalarla mücadele etmeye çalışıyor. TikTok ya da WeChat’in engellenmeye çalışılması gibi.
Bu sefer Çin kendi pazarına yabancıları sokmuyor ama devleri global internette gitgide daha iddialı hale geliyorlar.
Rusya’nın da büyüyen şirketleri var ve bu kısıtlama onları daha büyük hale getirebilir. ABD’li devlerin de 150 milyonluk bir pazardan mahrum kalmasına neden olabilir. Bu pazara etki alanındaki ülkeler de dahil olursa, rakam 300 milyona kadar çıkabilir.
500 milyona yakın nüfuslu AB pazarında sınırlandırılmaya çalışılan internet devlerini düşünürsek. Bunlar sorun haline gelebilir.