5651 sayılı kanuna göre müstehcen içerikli internet sitelerine erişimin engellenmesi öngörülüyor ve anlaşılan o ki şu ana kadar pek çok internet sitesi “müstehcen” olduğu gerekçesiyle erişime kapatılmış durumda. Müstehcenliğin erişim engelleme kararları için bir gerekçe oluşturması ve bu kavramının çok geniş yorumlanması adeta “sansür” niteliğinde sonuçlar doğurabiliyor.
Müstehcenlik şu ana kadar pek irdelenmeyen bir konu ve bu nedenle müstehcen olduğu iddiasıyla erişime kapatılan sitelere ilişkin toplumdan pek bir tepki almak mümkün olmuyor. İşte bu konudaki gelimeleri özetleyen makaleyi bu nedenle yayınlıyoruz;
GİRİŞ
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8. maddesinde erişim engelleme kararı verilebilecek suçlar arasında müstehcenlik suçu da yer almaktadır . Eri¬şi¬m en¬gel¬leme ka¬ra¬rları, 8. maddede düzenlenen tüm suçlar bakımından kural olarak soruşturma aşamasında Sulh Hâkimi, ge¬cik¬me¬sin¬de sakınca bu¬lu¬nan haller¬de ise, Sulh Hâkiminin onaylaması şartıyla Cum¬hu¬riyet Sav¬cı¬sı ta¬ra¬fın¬dan ve kovuş¬tur¬ma aşamasında ise kovuşturmayı yürüten mahkeme tarafından verilecektir . Bu genel kurala iki istisna getirilmiş ve çocukların cinsel istismarı ile müstehcenlik suçlarında cumhuriyet savcısı, sulh hâkimi veya mahkeme kararı olmaksızın re’sen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından erişim engelleme kararı alınabileceği düzenlenmiştir. Diğer bir ifadeyle, 8. maddede düzenlenmiş olan suçlarda, erişim engelleme kararını kural olarak adli merciler alacaktır ancak çocukların cinsel istismarı ile müstehcenlik suçlarında ise adli mercilerin kararına gerek olmaksızın idari bir kurum olan TİB, kendiliğinden erişim engelleme kararı verebilecektir. 5651 sayılı kanun, çocukların cinsel istismarını düzenleyen TCK’nın 103. maddesinin yalnızca birinci fıkrası nedeniyle erişim engelleme kararı verilebileceğini düzenlemiş ancak müstehcenlik suçunda fıkra ayrımı gözetilmeksizin maddenin tamamı erişim engelleme kararı alınmasını yeterli saymıştır. Bunun sonucu olarak TCK’da yedi fıkra olarak ayrıntılı ve uzun bir madde şeklinde düzenlenen müstehcenlik suçu, 5651 sayılı kanun çerçevesinde bir bütün olarak uygulanacak ve bu suç nedeniyle erişim engelleme kararı verilebilecektir. 5651 sayılı kanuna ilişkin açıklamalara geçmeden önce, TCK’da yer alan müstehcenlik suçunun incelenmesi yerinde olacaktır.
II. GENEL OLARAK MÜSTEHCENLİK SUÇU
Müstehcenlik suçu Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesinde düzenlenmiştir:
Madde 226
[1]
a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
[2] Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
[3] Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
[4] Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
[5] Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
[6] Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
[7] Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.
Bu makalenin devamını burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.