VI. Türkiye’de İnternet Konferansı’nda ele alınan en önemli konulardan birisi de “İnternet ve Hukuk” oldu. Konferansın katılımcılarından Yargıtay BİM sorumlusu Mehmet Tiftikçi , elektronik ticaretin klasik işlemleri tartışmalı hale getirdiğini söyledi: “Hukukçuların gereksinim duyduğu üç şey vardır: Dil, Kalem, Kağıt. Elektronik ticaretle son ikisi elden gitti. İnternet, matbaanın bulunuşundan sonraki en büyük buluş. Ticari alandaki klasik işlemlerin kağıt bazlı olanları ortadan kalktı. Bu durumda bazı düzenlemelere gitmek zorunlu. Türkiye’de bu yönde çalışmalara başlandı. Başbakana bağlı e – Ticaret Yüksek Kurulu oluşturuldu. Teknik, Hukuk, Finans konularında çalışma graupları kuruldu. Hazırlanan rapor www.ettk.gov.tr adresinden edinilebilir. Kurul, TÜBİTAK Biten ile birlikte İSO için pilot proje gerçekleştirdi, elektronik ticaretin yaygınlaştırılması için öneriler ve eylem planı geliştirdi.”
İnternette hukun konusunda iki eğilim olduğuna işaret eden Tiftikçi, düzenleme yapalım diyenlerle yapmayalım diyenlerin bulunduğunu belirtti: “ABD ve İngiltere Anglosakson sistemine tabidir ve elektronik belge mahkemede delil olabilir. Kara Avrupası hukuk sisteminde ise elekktronik belge fiziki varlığı olmadığından belge kabul edilmez. Bu nedenlerle uluslararası uygulama birliği gözetilmeli, düzenlemelerin teknolojiden bağımsız yapılmasına özen gösterilmeli. İnternet sınır tanımaz olduğundan ülkeden ülkeye açabiliyor uluslararası uyum şart. Teknoloji hızlı geliştiğinden düzenlemelerin teknolojiden bağımsız gerçekleştirilmesi gerekiyor.”
Tiftikçi, ‘Hukuk neden gerekli’ sorusuna şu yanıtı verdi: “Elektronik ticaret işlemlerinde güven unsuru önem taşıyor. İhtilaflarda kişilerin çıkarının korunacağı güvencesi verilmeli. Hukuki güvenlik sözleşmeler aracılığıyla tarafların ilişkilerini düzenler. İnternet ortamında karşılaşma tesadüfi olduğundan sözleşme yapmak mümkün olamıyor. Genel işlem şartları hizmet ve mal satanlar kurallarla belirliyor. Diğer taraf Kabul ederse sözleşme ortaya çıkıyor. Sözleşmeyi hazırlayanın çıkarını gözetiyor. En önemli nokta yasal olarak güvence getirilmesi.”
Türkiye’de neler yapılabilir? Sorusunu Tiftikçi şöyle yanıtladı: “Ulaslararası düzenlemeler olan Milletlerarası Ticaret Hukuk Sözleşme Kuralları ve AB Direktifleri’ne uyum sözkonusu. Uluslararası Ticaret Hukuk Kanunu model alınmalı ve Elektronik Ticaret Direktifi sözleşme gibi işlem görecek. Elektronik imza ıslak imza yerine geçecek. İnternet ortamında elektronik ticaret kredi kartı yoluyla ödeme şeklinde gerçekleşiyor. Bu alanda sorunlar var kredi kartı yerine elektronik paranın yaygınlaşması hangi düzenlemeye tabi tutulacak. Elektronik para Merkez Bankası paralarına rakip mi olacak? AB’de elektronik para kuruluşları ortaya çıktığını ve bu mali kuruluşların yükümlülüklerinin standartlarının oluştuğunu belirten Tiftikçi, “Türkiye de AB’ye dahil olma sürecinde AB direktiflerini hukuk sistemine adapte etmek durumundayız. Elektronik belgenin oluşma koşulları, elektronik imzanın işlevi, elektronik para sağlayacak kuruluşların yükümlülükleri model kanunlarla belirlenmeli.”
Hukukçu Yaman Akdeniz de konuşmasında dünyadan örnakler verdi. Akdeniz, “OECD’de elektronik ticaret konusunda standartlar üzerinde çalışıyor, ama yaptırımı yok. Avrupa Konseyi’ndeki gelişmeler de Türkiye’yi ilgilendiriyor. AB üyesi ülkelerde kişisel bilgilerin korunmasi kanunu mevcut. Macaristan’da da var. Böylelikle Macaristan Avrupalı şirketlerle data alışverişinde bulunablir, ama türkiye bulunamaz. Türkiye’de standart yok. 3 senedir devam eden gelişmeler sonucunda siber suçlarla ilgili geniş kapsamlı çalışmalar var. Problemler ISS’lere zorunluluklar getiriyor. Server’larının çeşitli IP taramalarını yaparak aktiviteleri takip etmesi isteniyor. Bu ISS’lere finansal yük getirecek. Elektronik ticarette tüketicinin korunması uzaktan gönderilen ürünle de mümkün olacak. Elektronik ticaretin vergisi nasıl alınacak? İstenmeyen mail SPAM, telif hakları, elektronik imza konusunda kanunlar yeterli mi? Ne yapılacağı konusunda şeffaflık büyük önem taşıyor. Ticaret Bakanlığı, Adalet Bakanlığı kanunları tartıştırmalı. Kişisel bilgilerin korunması kanunu şimdi çıksa adaptasyonu 5 yıl alır. Bir an once AB’ne uyumlu politika geliştirilmeli.”
SOL avukatlarından Zeynep Derman pratikte yaşanan sorunlardan söz ettiği konuşmasında, “Bakanlıklarda bazı düzenlemelerin ilk adımları atılmış ancak aynı konuda 3 ayrı kanun hazırlı olduğunu görüyoruz. Özel sektörün fikri ise sorulmuyor. AN hukuku gözetilmiyor. İnternetin hukuku yok yakınması halkı yanlış yönlendiriyor. Kötü niyetli kullanılıyor. İnternetin özel bir hukuku olmaması gerekir. Bazı eklemeler, ufak değişiklikler yapılabilir. Özel düzenleme yapalım, elektronik ticaret maddesi yazalım derken dijital kanun yapamazsanız boşluk doğacak. Genel bir kanun yapılmalı, ihtiyaç halinde özele inilmeli. Türkiye’de 80’e yakın ISS var. Hepsinin raatsızlığı ‘Biz kimiz?’, ‘Kime Bağlıyız?’, ‘Lisansımızı kimden alacağız?’ bu konular çok karışık. Muhatabımız, Türk Telekom mu, Ulaştırma Bakanlığı mı, Telekomünikasyon Kurulu mu bilinmiyor. Sorumluluklarımız neler? Haftada 2 – 3 savcılık yazısı alıyıruz. Polisler şyerimize geliyor, hakaret taciz olayları oluyor internetin kötü niyetli kullanımlarını engellemek sorumluları bulmak için bize geliyorlar. Resmi yazı gelince özel bilgiyi paylaşıyoruz. İnternetin amaca uygun kullanımından yanayız. Bazı durumlarda 3 yıl öncesinin bilgisini istiyorlar. Tüketiciyi Koruma Kanununda değişiklikler var. Elektronik ticaret yani mesafeli satışlar kapıdan satışların yükümlülüklerine tabi tutuluyor. 7 gün içinde para talep edemez deniliyor bu bir yazılım ise 7 gün lisanssız mı kullanılacak? Bu düzenlemeler ne kadar sağlıklı?”
Derman, internetin gelişimi için gerekli olduklarına inandığı internet cafelerin kıraathane statüsünden çıkarılmasını da istedi: “PC fiyatları malum. Her evde PC yok. Cafelerin sayısı artıyor. İçişleri Bakanlığı oyun salonu muamelesi yapıyor.15 yaşın altındakiler içeri alınmıyor, 15 – 18 yaş arasındakiler ebeveyniyle girebiliyor. İnternet café’lere yeni düzenleme getirilmeli, ‘kıraathena’ olarak nitelenmemeli. Veliler çocuklarının internet café’de zaman geçirmesinden memnun. Bakanlık ise okul saatlerinde kapatmaktan söz ediyor. O halde, okulu kırıp sinemaya gidiyorlar diye sinemaları da mı kapatacağız?”