Tüm Dünya Corona(COVID-19) salgını ile boğuşurken, salgınla mücadele eden ülkeler de Telekom şirketleri kullanıcılarına sınırsız dakika-internet, geniş bant hizmeti verirken biz ise internet ve sosyal medyaya gelecek kısıtlamaları tartışıyoruz.
Diğer ülkeler finansal destek paketleri açıklarken biz de ise konut kredisi kolaylığı, %’1lik uçak bileti gibi salgınla bağı kurulamayan önlemler açıklandı. Tüm Dünya’da bu dönem de internet ve teknolojileri ön plana çıkmışken “salgınla mücadele” yasası önlemler içine sosyal medya ile ilgili alınması düşünülen önlemler de ayrıca anlaşılamadı, “salgınla mı mücadele ediyoruz? sosyal medya ile mi?” gibi sorular yükselmeye başladı. Bu günler de herkesin vazgeçilmez yaşam kaynağı olan internete müdahale doğal olarak endişe yarattı.
Torba Taslak ile geçirilmek istenen düzenlemeler neler?
Bu torba taslak(yasalaşırsa kanun) ile hükümetimiz; WhatsApp, Facebook, Twitter vb tüm sosyal medya uygulamalarını kontrol altına almaya yönelik kanun çıkarıyor.
Peki neler isteniyor?
- Ülkede bir temsilci olması isteniyor (ama zaten hepsinin temsilcisi ya da hukuk temsilcisi var)
- Bu temsilcinin her başvuruyu yada şikayeti değerlendirip 72 saat içinde cevaplaması isteniyor (yayından kaldırılması)
- Sosyal medya uygulaması olan şirketlerin 3 ayda bir içerik çıkarma konusunda rapor vermesi isteniyor.
- Türkiye’deki verilerin Türkiye’de tutulması isteniyor (sunucuların Türkiye’de olma hali. Buna yukarı da saydığımız şirketler sıcak bakmaz Türkiye kullanıcıları feda eder, hiç biri gelip burada data center kurmaz diye düşünüyorum )
Torba Taslak yasalaşırsa sosyal medya şirketleri ne yapar?
- İlk seçenekleri : isteneni yapmak; kısıtlamak, istedikleri verileri paylaşmak
- İkinci seçenek : Kapatılma riskini göze almak veya verilecek cezalara razı olmak ki bu da Türkiye’den çekilmek anlamına geliyor.
Sosyal medya şirketleri Türkiye’den çekilirse ne olur?
Elbette bir boşluk oluşur ancak insanlar alternatif haberleşme yollarını bulurlar geçmişte de bunun örneklerin gördük. İnsanlar eleştirmesin diye yapılan her hamle karşı hamlelerin oluşmasına yol açar.
Dolayısı ile Tüm bunların önüne geçebilmek için internetin fişinin çekilmesi gerekir, peki bu yapılabilir mi?
Zor, bunu yapabilmek için tüm Dünya ile olan hem insanı hem ticari ilişkileri askıya almayı göze almak gerekir. Türkiye ekonomisi başta olmak üzere bankacılık olmak tüm sektörler çöker dolayısı ile Türkiye çöker.
Bu duruma bile insanlar uydu antenlerinden internete çıkma yolunu bumuş insanlar buna en başta Telekom şirketleri itiraz eder böyle bir dilimi kaçırmak istemezler. Elon Musk’ın benzeri (uydudan internet) girişimlerini de unutmayalım.
Bu konu da toplumda farkındalık ne durumda?
Son yıllarda Türkiye’de artan sansür uygulamalarının ve erişime engellenen internet sitelerinin sayısının artması ile ifade ve internet özgürlüklerine yönelik oluşan baskı sonucu ortaya çıkan bir proje var Free Web Turkey Platformu
Proje kapsamında kurulan Free Web Turkey Platformu bileşenleri arasında Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği (TBİD) ve Alternatif Bilişim Derneği (Altbilişim), Korsan Parti Hareketi, istanbul hackerspace ve SUB Yayın bulunmakta.
Free Web Turkey Platformu yaşanan son gelişmeler sonucunda aşağıdaki gibi bir bildiri yayınladı.
Bir açıklama da Alternatif Bilişim Derneğinden geldi. Yapılan basın açıklamasında aşağıdaki ifadelere yer verildi;
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair bir kanun teklifi taslağı ile Türkiye’ de Covid-19 salgını fırsat olarak kullanılıp, yeni bir internet ve sosyal medya sansürü getirilmeye çalışılıyor.
…Öncelikle yasa teklifinin gerekçesinde belirtilen “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleri ile teklif edilen düzenleme arasında hiçbir bağ bulunmamaktadır. Tüm dünyanın salgın ile mücadele için olağanüstü bir çaba sarf ettiği dönemde, sosyal medya platformlarına engelleme ve sansür getirilmesi tam aksine kamu düzenini ve genel sağlığı daha fazla tehlikeye sokacaktır.
Türkiye’ nin de üyesi olduğu BM İnsan Hakları Komisyonu açıklamasına göre “internet erişimi kriz anında kritiktir. Hükümetlerin internet erişimini engellemekten kaçınmaları esastır; İnternetin engellendiği durumlarda, hükümetler, öncelikli olarak, mümkün olan en hızlı ve en geniş internet hizmetine anında erişim sağlamalıdır. Özellikle acil durumlarda, bilgiye erişim kritik öneme sahip olduğundan, internet erişimine kamu düzeni veya ulusal güvenlik gerekçeleriyle kısıtlamalar getirilemez.
…Bir çok kamu kurumu ve bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından Covid-19 salgınına ilişkin günlük verilerin, alınması gereken tedbirlerin, basın açıklamalarının daha fazla yurttaşa erişilebilmesi için Twitter v.b. sosyal ağlardan yayınlandığı bir dönemde söz konusu yasa teklifi ile fırsattan istifade edilerek sansür getirilmesi açık olarak Anayasaya’ da güvence altına alınan ifade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği ilkelerine aykırıdır.
İnternet’in yaşamın her alanına nüfuz ettiği, ağsız/İnternetsiz bir yaşamın düşünülemediği ve bilgiye erişimin öncelikli önem taşıdığı çağımızda sosyal medya platformlarına getirilecek olan sansürün hiçbir açıklaması ve gerekçesi olamaz!
Sosyal medya platformlarına getirilmeye çalışılan sansüre ilişkin bu yasa teklifinin geri çekilmesini ve artık bir sansür yasası haline dönüşen 5651 sayılı utanç yasasının bu konuda faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ile birlikte oluşturulacak komisyon eliyle yeniden düzenlenmesini istiyoruz.
Tüm İnternet ve sosyal medya kullanıcılarını ve aktörlerini, sansürsüz bir internet ve sosyal medyaya ülkemizden özgürce erişilebilmesi için ses çıkarmaya çağırıyoruz.
Alternatif Bilişim Derneği 9 Nisan 2020
# internetkısıtlanmasın # bilgiyeerişimözgürlüğü
Bilgi toplumunda internetin yaşamsal önemi
İnternet her alanda bu kadar yaşamımıza girmişken eğitim, sağlık, ticaret, bankacılık vb. ve sosyal ağlar artık tüm bu alanların da vazgeçilmezi olmuşken, artık Twitter gibi bir sosyal ağın özellikle siyasi liderler tarafından bir basın kuruluşu gibi kullanılıp açıklama yaptığı bir dönem de bu tip kısıtlamalara, yasaklamalara uğratılması kabul edilebilir bir durum değil ve şunu da altını çizerek belirtelim : her türlü yasa dışı ifadelerin, kışkırtmaların, ceza kapsamına giren faaliyetlerin karşısında gerekli yasal yaptırımların uygulanması kaçınılmazdır ve hesap sahibine uygulanmalıdır kullandığı alana değil. Ancak insanlar; hakaret etmeden sırf görüşlerini açıkladığı, muhalefet ettiği için seslerinin kısılması hapis-gözaltı tehditleri alması da kabul edilebilir değildir.
Umarım bu yanlıştan dönülür.
Onları anmadan olmaz
Bu arada Türkiye’de internetin gelişimin de büyük emekleri ve katkıları olan;
13 Aralık 2017’de yitirdiğimiz Doç. Dr. Mustafa AKGÜL‘ü, Özgür Uçkan‘ı ve geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Telkoder’in başkanı, Eser Telekom Genel Müdürü Yusuf Ata Arıak’ı da anmadan geçmeyelim. Arada unuttuğum, yitirdiğimiz değerli insanlarımız elbette vardır onları da saygıyla anıyorum.
İnternetin özgür, düşüncelerin kısıtlanmadığı günler dileklerimle.