Son birkaç yıl içerisinde “Intranet” kelimesi, şirketlerin altyapısını birçok açıdan tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Değişen teknoloji sayesinde, artık, bilgiler şirketler içerisinde çok daha verimli bir şekilde yönetiliyor. Bu da Intranet kelimesinin tanımının değişmesine neden oluyor.
Intranet’ler ilk kullanılmaya başladıklarında, sadece HTML programcıları tarafından oluşturulmuş, statik Web sayfalarından oluşuyorlardı ve sadece bunlara nasıl erişebileceklerini bilen çalışanlar tarafından erişilebiliyorlardı. Fakat, bu yaklaşım, çeşitli sorunlara yol açtı. HTML programcıları, bilgi yönetimi çalışanlarından içerik almakta ya da içerikleri oluşturmada oldukça zorlandılar. İçerikler, Intranet’lere yüklendiğinde ya güncelliğini kaybediyorlardı ya da üzerlerinde çeşitli yanlışlıklar oluyordu. Buna ek olarak, çalışanların çoğunun Intranet’lere erişecek yeterli teknolojik bilgileri bulunmuyordu. Bu da Intranet’lerin verimsiz bir hale gelmelerine neden oluyordu.
Intranet’lerin başlangıcında yaşanan bir diğer sorun ise, sıkça kullanılmamalarıydı. Intranet üzerinde bulunan bilgiler, genellikle, güncelliklerini yitiriyorlardı ya da çalışanlar için gerçekten kullanışsız oluyorlardı. Kullanıcı arayüzleri, tasarımcılar değil programcılar tarafından yapılıyordu. Bu da, sayfaların kullanımını oldukça zor yapıyordu ve Intranet’ler, uygun bilgiler için hiçbir zaman ilk bakılan yer olmuyordu. Intranet’ler, sürekli olarak, şirket tarafından geliştiriliyordu.
İlk Intranet’ler, yerel ağlar üzerinde konumlanan sunucular üzerinde geliştirildiler. Intranet’lerin, yerel ağ üzerinde bulunan bir sunucu üzerinde tutulması, kullanımın, sadece yerel ağ kullanıcılarının erişimiyle sınırlanmasına neden oldu. Yani, ofiste bulunmayan ya da yerel ağa VPN’le bağlanan kullanıcılar, Intranet’e erişebilme yeteneğine sahip değildiler. Günümüzde ofisler, dünya çapına dağılmış durumdalar ve çalışanların tamamının birbirleri ile iletişim kurmaları gerekiyor. Hareketsiz, güncelliğini yitirmiş Intranet’lerin sürdürülmesi de, hem oldukça pahalı hem de zaman harcayıcı.
Ortaya çıkan yeni teknolojiler, bizim çalışma ve iletişim kurma yöntemlerimizi değiştirdi ve hiç kuşkusuz Intranet’leri de etkiledi. En önemli gelişme, bilgi yönetimi (knowledge management) alanında oldu.
Mevcut bilgilere Web üzerinden erişebilmenin değerini parayla ölçmek neredeyse imkansız. Web tabanlı Intranet’ler, navigasyonu, basit arayüzleriyle, artık, şirketlerin bilgileri kolaylıkla yükleyebilmelerini ve dünya çapındaki kullanıcılara erişim sağlayabilmelerini sağlıyor. Müşterilerinin ihtiyaçlarını bilen ve şirket içerisindeki bilgi akışını anlamış şirketler, Intranet’lerin hayata geçirilmesi ve sürdürülmesi esnasında çıkabilecek tüm sorunları hedefleyen Intranet uygulamaları geliştiriyorlar.
Yeni Intranet sistemleri, aynı zamanda, sadece dosya ve belge depolamasıyla sınırlı değiller. Yeni Intranet sistemleri, sanal çalışma ortamları haline geliyorlar. Gelişmiş Intranetler üzerlerinde Web tabanlı takvimler, müşteri ilişkileri yönetim sistemleri, anında mesajlaşma, tartışmalar ve pek çok gelişmiş özellikleri barındırıyorlar. Bu Intranet’lerin bazıları, aynı zamanda, kablosuz bağlantılarla kullanılacak şekilde tasarlanıyorlar. Bu uygulamalar, şirket içerisinde bulunan bilgilere kapıları açıyorlar.
Şirketlerin bu teknolojileri ve uygulamaları, kendi içlerindeki bilgi paylaşımı yeteneklerini, nasıl kullanacaklarını görmek oldukça heyecanlı olacak. Bir dizüstü bilgisayar ve bir Intranet adresi, günümüzün dosya dolaplarının ve çantaların yerini kolaylıkla alabiliyor.