2 ay önce 29 Eylül’de Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi’ye, yerli üreticilerin iflasını önlemek için, özellikle adını vermediği “iki Güney Koreli firmadan” ev aletleri ithalatını yasaklaması talimatını verdi. Kısa notunda, yerli firmaların daha yeni ayakları üzerinde durmaya başladıklarını ve hükümetin onlara yardım edeceğini söyledi. Şimdi bu konunun ciddileşmeye başladığı raporlanıyor.
İsmi verilmeyen 2 firma Samsung ve LG, Avrupa ve Amerikan ürünlerinin yer almadığı İran pazarında buzdolabı, çamaşır makinası, Tv gibi ev eşyalarında önemli bir yere sahip. Resmi olmayan tahminlere göre, İran’ın yaklaşık 3,8 milyar ABD Doları değerindeki ev aletleri pazarının %55-70’ine iki firmanın hakim olduğu düşünülüyor.
Diğer yandan, ülkedeki telefon ithalatçıları derneğinin rakamlarına göre, 2020’de İran’a toplam 1,2 milyar $ değerinde olan 7,14 milyondan fazla Samsung akıllı telefonu edildi ve bu İran pazarının % 45’i anlamına geliyor.
LG ve Samsung, 2018’de Ortak Kapsamlı Eylem Planı’ndan (JCPOA) tek taraflı olarak çekildi ve ABD yaptırımları nedeniyle İran’daki faaliyetlerini küçültmeye başladılar. 2019’un sonunda, ABD kısıtlamalarının hızla genişlemesi nedeniyle üretim hatlarını sürdürmek için temel bileşenleri sağlayamayan Samsung, operasyonları askıya aldı. Oysa 2 firmanın İran’da yüzlerce istihdam sağladıkları montaj hatları bulunuyordu. Tahran ve diğer büyük şehirlerdeki çok sayıda elektronik mağazası Samsung tabelalarını indirdi.
Yine de 2 firma da İran’dan ayrılmadılar ve düşük profilli olarak ticarete devam ettiler. Çünkü 85 milyon nüfusu ile İran hala önemli bir pazardı. Hem Samsung hem de LG, daha düşük miktarlarda da olsa ihracatlarına devam ettiler. 2 şirketin 2019 yılında İran pazarından toplam 4 milyar dolar kazandıkları raporlanıyor.
Yerel Üreticileri Korumak mı, 2 Firmaya Gözdağı mı?
2 firmanın, ABD yaptırımları çerçevesinde ticaretlerini düşük profilde tutmaları ve faaliyetlerini küçültmeleri İran tarafından tepkiyle karşılanıyor. İran tarafı “Ambargonun sıkıntılarını aşmak için yerli üretimi arttırmak” şeklinde sunuluyor. Günümüzde ülkedeki işletmelerin birbiri ardına iflas ilan ederek ayakta kalma mücadelesi verdikleri kaydediyor. Ama daha doğru yorumun, İran’da yıllarca faaliyet göstererek önemli gelirler elde etmiş olan iki büyük şirkete, “İran’a gösterdikleri tavıra karşı bir meydan okuma olduğu” şeklinde.
Tabii ki, ülkemizde olduğu gibi bu harekete çeşitli yorumlarla yaklaşanlar var. Bazıları yönetime karışmayacağını söyleyen Hamaney’in yaklaşımını eleştiriyor ve yerel şirketlerin kapasitesi ve emtia piyasasının durumu hakkında yanlış bilgi veren danışmanlar tarafından aldatıldığını söylüyor.
Ama yasağın daha belirgin sonucu, İran yapımı buzdolapları, çamaşır makineleri, TV setleri, elektrikli süpürgeler, mikrodalgalar ve bulaşık makineleriyle ilgili tatsız deneyimlerini paylaşmak için hızla sosyal medyaya yönelen İranlıların mesajlarıydı.
Yerel basında çıkan haberlere göre, yabancı rakiplerinin ayrılmasıyla cesaretlenen İranlı beyaz eşya üreticileri fiyatlarını % 20-30 oranında arttırdı. Tahran Ev Aletleri Satıcıları Sendikası başkanı Akbar Pazouki, geçenlerde İran yapımı bir buzdolabının en az 850 dolara satıldığını, bu da orta düzey bir devlet memurunun beş aylık maaşına eşdeğer olduğunu söyledi. “İnsanlar bu kadar yüksek fiyatları karşılayamaz”diye ekledi.
Güney Kore’li devlere yönelik baskının bir başka boyutu da, İran’ın Kore bankalarında dondurulan yaklaşık 9 milyar dolarlık varlıklarına karşı bir cevap olarak yorumlanması. Para, Güney Kore’nin önceki yıllardaki ham petrol ithalatı nedeniyle İran’a olan borcudur. ABD yaptırımlarını gerekçe göstererek ödemeyi reddediyor. ABD yaptırımları kaldırılmadan, bu paranın İran’a geri gönderilmesi mümkün gözükmüyor.