ABD Başkanı Donald Trump’ın desteğiyle, İsrail, BAE ve Bahreyn arasında 13 ağustos 2020’de imzalanan ve diplomatik ilişkileri normalleştiren Abraham Anlaşmaları, aynı yıl içerisinde genişleyerek Fas ve Sudan’a da ulaşmıştı. Suudi Arabistan daha sonra kervana katıldı. Sonuçta İran’a ve bölgede diğerlerine karşı bir blok oluşturmuş durumdalar.
İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu, geçtiğimiz hafta İsrail’in dünyanın iletişim altyapısına olan iştahını işte bu Abraham Antlaşmasına işaret ederek, “meyvalarını yemeye başladık” diyerek açıkladı. 2020’de Google’un Blue-Raman denizaltı kablolama projesi duyulduğunda, Suudi Arabistan ismi henüz tam telafuz edilmiyordu ama bugün Suudi Arabistan doğrudan İsrail ile fiber kablo işbirliği yapıyor.
Pazar günü yapılan açıklamada, İsrail Maliye Bakanlığı bu kablo hattı hakkında daha fazla detay verdi. İsrail’in Akdeniz ile Kızıldeniz arasında 254 kilometrelik bir fiber optik kablo inşa ederek Avrupa ile Körfez ve Asya ülkeleri arasında sürekli bir bağlantı oluşturacağını söyledi.
Reuters’ın haberine göre Bakanlıktan yapılan açıklamada, İsrail devletine ait enerji grubu EAPC’nin Akdeniz’deki Aşkelon limanından, Kızıldeniz’in kuzeyindeki Eilat’a İsrail boyunca işlettiği bir petrol boru hattı güzergahı boyunca kablo inşa edeceği bildirildi. Kablo, İsrail kıyılarına ulaşan ve daha önce inşa edilmiş olan deniz altı kablolarına bağlanacak. Bakanlık, hattın 25 yıllık bir kiralama kapsamında İsrail’de lisanslı herhangi bir telekom şirketi tarafından kullanılabileceğini söyledi. EAPC veya Europe Asia Pipeline Company, boru hattını Süveyş Kanalı’na alternatif olarak sunuyor.
Çevrecilik grupları uzun süredir bu boru hattını bir tehlike olarak nitelendiriyor ve şirketin güvenlik sicilini sorguluyor. En önemlisi, 2014 yılında bir boru hattı ihlali, çöldeki bir doğa rezervini 5 milyon litre petrol seli altında bıraktı. Bakanlık, boru hattı güzergâhı boyunca fiber optik konuşlandırmanın arazideki herhangi bir değişikliğin izlenmesine ve olası sızıntıların tespit edilmesine de yardımcı olacağını söyledi.
Netenyahu İsrail’i Küresel İletişim Merkezi Yapacağını Söylüyor
Abraham anlaşmaları sayesinde uygulanabilir hale gelen ve Ortadoğu ülkelerini bağlayacak olan Trans Avrupa Asya Sistemi (TEAS) internet kablosu, İsrail’i Suudi Arabistan’a doğrudan bağlayan ilk altyapı parçası olacak. ABD hükümeti tarafından da desteklenen Fiber optik kablo projesini, % 25 ortaklığı olan İsrail yatırımı fonu finanse edecek. Projeyi ayrıca ABD ve İngiltere’deki yatırımcılar ile “ABD Ordusunda eski kıdemli subayların” desteklediği kaydediliyor.
Proje aynı zamanda Suudi merkezli Körfez İşbirliği Konseyi Arabağlantı Otoritesi (GCCIA) tarafından da destekleniyor. Bu, bölge için sınır ötesi bir elektrik şebekesi inşa etmeyi amaçlayan, Körfez İşbirliği Konseyinin (GCC) altı eyaletinin ortak mülkiyetindeki özel bir şirket.
TEAS projesi, Aralık 2020’de Bermuda’da kayıtlı ancak merkezi New Jersey’de bulunan kablo endüstrisinde yeni bir şirket olan Cinturion tarafından tanıtıldı. Cinturion geçen sene Yunanistan’ında projeye dahil olduğunu açıkladı.
2022’de Tel Aviv Menkul Kıymetler Borsası’na yapılan bir Keystone sunumuna göre, şirket Cinturion’un sermayesinin yüzde 30’una sahip ve toplam 30 milyon İsrail şekeli (8,39 milyon dolar) yatırımın 7,5 milyon İsrail şekeli (2,07 milyon dolar) yatırım yaptı. Sunum ayrıca TEAS’ın 900 milyon $ olarak tahmin edilen toplam inşaat maliyetinden de bahsediyor.
20.000 kilometrelik kablo, Fransa’da Marsilya ve Hindistan’da Mumbai arasındaki bir rotada dört GCC ülkesi daha (Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar ve Umman) ile Ürdün ve Filistin’den geçecek. Arap Körfez’indeki Ras al Khair’den Amman’a ve ardından İsrail’e Arap Yarımadası boyunca karasal olarak geçen ilk kablo olacağı için sektörde “devrimci” olarak müjdeleniyor. Güney kesimi de Hint Okyanusu’ndan Kızıldeniz yoluyla Akabe Körfezi’ne deniz yatağı boyunca uzanacak. Böylece küresel internet trafiğinin % 30’unu taşıyan Mısır bypass edilmiş olacak.
TEAS Yol Haritası
Küresel internet trafiğinin aktığı kabloların çoğu özel şirketlerce işletiliyor. Ama bu şirketlere ya da hatlara yakından bakıldığında 2013’te Edward Snowden tarafından da açıklandığı üzere, kabloların içinden geçen verilerin kıymeti düşünülürse, Amerikan gizli servisleri (NSA) gözetleme amacıyla bu şirketlerin bir yerinde bulunuyor.
Üstelik şimdi sahnede telekomünikasyon ekipman üretiminde öne geçmiş olan Çin var ve internet altyapısı ve topolojisinde söz sahibi oluyor ya da olmaya çalışıyor.
Uzmanlar, Avrupa-Asya arasında bir denizaltı kablolar savaşı olacağına kesin göz ile bakıyorlar. Bugün dünyanın internet trafiği genellikle denizden gidiyor.
Bu konuda yazmaya devam edeceğiz.