Gümrük vergisi kaçırma, her zaman ülkemizin gündeminde. Nitekim geçtiğimiz günlerde gizli kayıt edilen görüntüler uzantısında yapılan Kapıkule Gümrüğü’ndeki tutuklamalarla bir boyutu gündeme gelen konu, cep telefonu alanında kamuoyunun hafsalasının alabileceği boyutların ötesinde gözüküyor. Bu haliyle de bazıların hala tartışma yaratmaya çalıştıkları bir alan.
Geçen yıl, ülkemizde halen kullanılan 35 milyon civarı cep telefondan, 19 milyon kadarının kaçak (bir kısım çalıntı da rakamın içinde) ya da klonlanmış olması şaşkınlık vericiydi. Bu olayın ülke ekonomisine verdiği zarar da inanılmaz boyutta. Peki bunu kim gerçekleştirdi?
Bunu gerçekleştirenlerin bir tarafında bazı “ilginç” ithalatçılar, gümrük komisyoncuları ve onların önündeki perakendeciler (yani cep telefonu bayileri), diğer tarafında ise Kapıkule’de ya da TK’da tutuklanan tür ve aslında görevleri bu tür kanunsuzlukları önlemek olan kişiler var. Üçüncü tarafta da, tabi ki bu işe prim veren yani garantisi ya da faturası olmamasına karşın 3-5 kuruş daha az para ödemek uğruna kaçak cep telefonlarını satın alan halkın sorumluluğunu unutmuyoruz.
Geçen yıl Telekomünikasyon Kurumu’nun (TK) ve Mobisad’ın (cep telefonu bayilerinin ve ithalatçılarının üye oldukları dernek) kaçak ve çalıntı telefonlara karşı bir çalışma yürüttüklerini duyduğumuzda doğrusu hemen inanmadık. Çünkü olaydan çok-çok büyük kazanç sağlayan tarafların olduğunu ve bir şekilde engel olacaklarını düşünüyorduk.
Ama bazı çalışmaları ile sektörün güvenini sağlayan TK Başkanı Dr.Tayfun Acarer ve bürokratı Dr.Mehmet Altuner’in çabaları ile önce temmuz ayında kanun çıktı. Sonra da sayının çok fazla olmasına karşın, kayıt altına alma işlemi başarılı bir operasyonla tamamlandı.
Ancak sancılar bitti mi? Hayır bitmedi. Zaten bitemez. Çünkü öte yanda bu büyük işin kaymağını yiyen – haksız ranta alışmış kişiler var. 2 gün önce Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in açıkladığı düşük fiyatla getirilen cep telefonu sayısı ve vergi kaybı rakamları da bunu göstermiyor mu?
Kayıtsız telefonların çalışmasının engellenmesine yönelik gerçekleştirilen çalışma çok akıllıcaydı. Hatta bu çalışmayı örnek almak için incelemeye gelen Belçika gibi ülkeler de oldu. Nitekim sonuç olarak, kayıtsız telefon kullanımı engellendi. Ama haksız ranta alışmış kesim, konuya acilen bir çözüm bulmakta gecikmedi.
Ne yaptılar?
Bu sefer cep telefonlarını düşük faturalarla gümrükten içeri sokmaya başladılar. 1/10 ya da 1/5 gibi fiyatlarla. Böylece Türkiye ekonomisini, her anlamda (sadece gümrük vergisi değil ama yanısıra haksız rekabet ve tüketici açısından da) zarara uğratmayı sürdürdüler ve böylece hem kazanç sağlayacakları bir marj oluşuyordu, hem de telefonlar kayıt alınıyordu. Bu konuyu mart sonunda “Kaçak, kayıtlı kaçağa dönüştü” başlıklı haberimizde vermiştik.
Tabi ki, tek akıllı onlar değil. Devlet de en az onlar kadar akıllı insanlar var. Nitekim yukarıdaki satırlarda belirttiğimiz gibi, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen 2 gün önce yeni inanılmaz rakamları bir basın toplantısıyla önümüze getirdi. 247 milyon $’lık sadece devlete ödenecek vergilerden kaynaklanan zarar olayın bir boyutu. Diğer tarafta haksız rekabet, kimi örgütlere para aktarma ya da tüketicilerin uğradığı zarar gibi konular bu rakamın içinde değil.
Ama olay bitmedi. Bitmediğini de bugün Hürriyet Gazetesi yazarlarından Yalçın Bayer’in köşesinde rastladığımız ilginç bir yazıdan bir kez daha anlıyoruz. “Tüzmen, kamuoyunu aptal yerine koydu” başlıklı ve bir gümrükçünün Bayer’e ilettiği notları veren bu yazı diyor ki;
Havayolu ile özellikle Dubai’den getirilen kaçak telefonların girişini kim yapıyor; bunlar düşük bedelle gösterilmişse neden zamanında kontrol edilmedi. Bir gümrük memuru, cebindeki telefonla ithal edilen telefonların fiyatlarını kıyas edemeyecek kadar bilgisiz mi?
Allah Allah.. Bir gazetecinin görevi kanunsuz işlem yaparak haksız rant sağlamayı alışkanlık haline getirmiş kimi ithalatçıları, gümrük komisyoncularını ya da görevini kötüye kullanmayı alışkanlık halline getirmiş kimi kişileri mi savunmaktır?
Bu yazı neyi savunuyor?
Bu yazıda bizim gördüğümüz.. “bunlar zaten yapılıyordu.. Siz ithalatçının elini neden tutuyorsunuz.. devam etsinler” gibilerinden bir mesaj. Sevgili turk-internet.com okurları, ben yanılıyor muyum? Bir de siz okuyun yazıyı ve bana yorumlarınızı bildirin.
Yılların gazetecisi Bayer’in görevi, ülkeye her anlamda zarar yapan bir konuyu hiç araştırmadan sadece bir gümrükçünün sözleriyle sunmak mıdır? ya da yazı Kürşad Tüzmen’e zarar vermeyi mi hedeflemektedir (başarılı Bakan Tüzmen’e bu tür saldırıları zaman zaman görüyoruz değil mi)?
Bakın aynı yazıya cevap veren ve bize de bucevabı ileten bir cep telefonu perakendecisi ne diyor?
Sayın Bayer,
Ben cep telefonu satan bir perakendeciyim. Sektörümüzün kanayan yarası kaçakçılık, malumunuz sadece bizlerin değil ülkemizin problemi haline gelmişti.
Yapılan düzenlemeler önce alenen yapılan kaçakçılığı, daha sonra da bu işi yapanların kaçakçılık yolunun tıkanması üzerine yöneldikleri kayıtlı kaçakçılığı önlemiştir.
Gelinen bu noktada hiç kimsenin kimseyi showla itham etmeye hakkı yok görüşündeyim.
Okuduğum kadarı ile Sayın Bakan açıklamasında ; geçmişe dönük 1 Milyar Dolar’ı bulacak ceza kesilecek diye belirtiyor. Tahsil edilme kaabiliyetinin ne olabileceğini gümrükçü Beyefendi kadar kendileri de elbette ki biliyorlar. Bu açıklamaları yapmak makamlarının elbette ki görevidir. Rakamları ve çalışmaları gerçekleri ile ortaya koymayı show diye nitelendirmek ancak arkasında farklı amaçlar taşındığı için olabilir.
Bir bakanın böyle açıklama yapması “show” değil, yürekli olduğunu göstermez mi?
Ben işin başka bir boyutunu dile getirmek istiyorum.
Görüşünü belirten beyefendi’yi tenzih ederim ama Gümrükçüler önce iğneyi kendilerine batırsınlar ve özeleştiri yapsınlar .
BİR CEP TELEFONUNUN % 10 DEĞERİNDE BEYAN EDİLEN GERÇEK DIŞI FİYATLA İTHALATINA ARACILIK ETMEYİ İÇLERİNE NASIL SİNDİRİYORLAR. BU KADAR MUHAKEMEDEN, PİYASA BİLGİSİNDEN MAHRUM OLABİLİRLER Mİ ?
PİYASADA 70 EURODAN SATILAN BİR CEP TELEFONUNUN 8 EURO’DAN BEYAN EDİLMESİNİ GÖRÜPTE BEN İŞİME BAKARIM MI DİYORLAR ?
BUNUN İÇİN GÜMRÜK NOKTALARINDA DÖNEN RÜŞVETE ARACILIK ETMEYİ,RÜŞVETİ BİZZAT VERMEYİ, TARİFE OYUNLARI YAPMAYI MESLEKLERİNİN GEREĞİ Mİ SAYIYORLAR?
ODACI, ÇAYCI DİYE BELİRTTİKLERİ KİŞİLERİN İŞLERİNİ YAPARKEN KENDİLERİ BUNUN FARKINDA OLMALARINA RAĞMEN ( BELİRTTİKLERİNE GÖRE FARKINDADIRLAR ) BUNU OLAĞAN GÖRÜYORLAR, ARKALARINDA KİMLERİN ASIL PATRON OLDUKLARINI GAYET İYİ BİLİYORLAR, İŞ YAPIYORLAR DA BAKAN AÇIKLAMA YAPINCA MI SAKINCALI OLUYOR?
EĞER BÖYLE DEĞİLSE GÜMRÜKÇÜ BEYEFENDİ BUNUNLA İLGİLİ BİR ÖRNEK VERSİNLER. ŞU FİRMANIN KAYIT ÜZERİNDE ORTAKLARI ŞUNLARDIR AMA ASLINDA FİRMANIN SAHİBİ BUDUR DİYE! BELİRTTİĞİNE GÖRE BİLİYOR OLMASI GEREKİR,ÖRNEKTE VEREBİLİR.
Bakan Bey gümrüklerde temizlik yaptıklarını, rüşvete bulaşanları ayıkladıklarını belirtiyor, inkar etmiyor ki. Gümrük müşavirleri de sektörlerindeki mesleki ahlaka uymayan kişileri kendi içlerinden ayıklasınlar. Bizim sektörümüzde bu yapılmaya başlandı.
Kaçak cep telefonları birkaç yıl değil 1994 ten beri ülkeye girmektedir. Herkesin vebali vardır. Buna tüketicilerde dahildir. Faturasız, belgesiz, daha ucuza alacağım diye dükkanlara girip doğrudan kaçak telefon veya faturasız telefon var mı diye sormak, bunları alıp kullanmak olağan mıdır?
O gümrükçü arkadaşımın bugüne kadar kullandığı cep telefonlarının hepsi yasal mıydı ? Bilgilerini versin araştıralım böyle olmadığını ispat etsin. Kendisinden burada en büyük özürü dileyeceğim.
Eğer gerisinde farklı bir maksat yoksa! Maalesef sürekli eleştirmeye, muhalefete odaklanmış, bunu iş sanan bir toplumuz.
Herhalde Aklınız başınıza yeni mi geldi dedirtmemek için hiçbir şey yapılmamasını daha doğru ve olağan bulacak kadar garip düşünebilen bir toplum.
Bu önemli probleme köşenizde yer verdiğiniz için şahsım adına teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla
Şimdi, bu nedir? özetle söyleyelim. Haksız rant kapısı kapanan ve bu kanunsuz işleme yol-yön vermekten olan, ithalatçıdan, gümrük komisyoncusuna ve gümrükçüye uzanan bir yelpazedeki 1-200 kadar adamın son çırpınışları.
Umarız, her sektörde buna benzer temizlenmeler olur da, ülkemiz daha uygar bir düzeye kavuşur. Dileğimiz, basının da bu tür olaylarda populist yaklaşım yerine, olması gereken duyarlılığı göstermesi, bu tür haksız kazanç peşinde koşanlara ödün vermemesi, alet olmaması.