Güney Kore korona (COVID-19) salgını başladığından beri pandemi ile savaşta en başarılı gösterilen ülkelerden biri. Bu başarısını çok sayıda test yapmak, karantina ve temas takip sistemi olarak bilinen 3 yöntem ile sağlamış. Haziran sonu itibariyle ülkede 282 ölüm, 12.000+ vaka sayısı ve %0,6’lık bir ölüm oranı var. “Temas Takip” uygulamasının hikâyesi ise Seul’da Korona testi pozitif çıkan birinin bir gecede gezdiği tüm barların ve son gezdiği yerlerin daha önceden kurmuş oldukları EISS- Epidemic Investigation Support System yani Epidemi Araştırma Destek Sistemi ile tespit etmeleri ile başlamış. Bu sistemi aslında 2018 yılında “Akıllı Şehir” kapsamında şehirdeki hava kirliliği, trafik yoğunluğu gibi konuları takip edip şehir planlaması yapmak için kullanmak üzere tasarlamışlar. Korona krizi patladıktan sonra ise hastalığı takip edebilmek üzere bu altyapıyı dönüştürmüşler.
EISS nasıl çalışıyor derseniz, bir korona vakası tespit edildiğinde sisteme bu kişinin telefon numarası ve kredi kartı girilerek daha önce bulunduğu yerlerin verisi sistemden isteniyor. (G. Kore’de mobil telefon operatörleri ve kredi kartı işletmecilerinin verisi kullanılmış) . Sistemin kullanım amacının herhangi birini gözetim amaçlı hedefli izlemek değil (Targetted Tracing) hastaların ve temas halindeki kişilerin takibi için kullanıldığı belirtiliyor. Bu karar esasen 2015 yılındaki MERS ( Middle East Respiratory Syndrom) hastalığının yaygınlaştığı sırada alınmış. Güney Kore’nin kullandığı bu uygulamanın en iyi uygulama olduğunu söylemek zor. Mobil telefon verisi baz istasyonu kapsama alanının genişliği nedeniyle (0,2-2 km) çok hassas bir ölçüm olmayabiliyor. Yine cep telefonlarının toplayabildiği GPS ve bluetooth verisinin bileşeni gerçeğe çok daha yakın bir değer sunabiliyor.
Korona ile savaşta 3T olarak bilinen Test, Takip, Tedavi (Test, Trace, Treat) üçlüsünün en temel bileşenlerinden biri olan Takip için her ülke kendi “Temas Takip” uygulamasını geliştirmiş.
Merkezi ve Merkezi olmayan Temas Takip sistemleri (Centralized/Decentralized)
Mobil telefonlar üzerinde çalışan “Temas Takip” uygulamalarının temel mantığı korona riski olan kişileri tespit etmek ve diğer insanların riskli kişiye yaklaştıklarını önceden bildirmek. Bu uygulamalar, “Merkezi” ve “Merkezi olmayan” olarak iki grupta toplanıyor. Merkezi uygulamalarda uç noktadaki kişilerden toplanan veri bir merkezde toplanıyor ve işleniyor. Bir kişide hastalık çıkma durumunda daha önceden temas ettiği kişilere bildirim gönderiliyor. Merkezi olmayan yapıda ise temas bilgisi herkesin kendi telefonunda tutuluyor. Her iki tür uygulama da bluetooth ile temas bilgisini alıyor. İlk zamanlar merkezi model daha çok kullanıldıysa da daha sonra merkezi olmayan modelin daha verimli olduğu düşünülerek kullanımı yaygınlaşmış. Apple ve Google’ın API’larını yayınlaması sonrasında uygulama daha da kolaylaşmış. Nisan 2020 itibariyle merkezi model kullanımı %70 iken kullanım giderek merkezi olmayan yapıya doğru dönüşüyor. Merkezi sistemin önemli dezavantajlarından biri de “mahremiyet”, yani kişinin tüm temas halinde olduğu kişilerin kayıt altına alınıyor olması.
Dünyada Mobil Temas Takip Uygulamaları
Google ve Apple bu tür uygulamaları destekliyor. İngiltere ilk dönemde kendi geliştirdiği “merkezi” uygulamayı kullandıysa da daha sonra bunu bırakarak merkezi olmayan modele dönmüştü. Aşağıdaki listede ülkelerin kullandıkları temas takip uygulamalarını ve merkezi olup olmadıklarını da görebilirsiniz.
Dünyada 30’dan fazla ülkede temas takip sistemleri servise verilmiş. Güncellenmiş listeyi aşağıda görebilirsiniz. Bu listede kullanılan uygulamaların özellikleri de belirtiliyor.
https://docs.google.com/spreadsheets/d/1ATalASO8KtZMx__zJREoOvFh0nmB-sAqJ1-CjVRSCOw/edit#gid=0
Temas Takip uygulamaları ne kadar başarılı
Oxford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre temas takip uygulamalarının başarılı olabilmesi için en azından ülkedeki nüfusun yarısından fazlasının bu uygulamayı kullanıyor olması gerekiyor. Örneğin Fransa’da temas takip uygulaması 2 milyon kişi tarafından indirilmiş ama sadece 14 virüs uyarısı göndermiş.25 milyonluk Avustralya’da ise 6 milyon kişi uygulamayı indirmiş . Sisteme olan güveni sarsan bu değerleri bilinen bazı nedenleri var. Bir tanesi az sayıda insanın uygulamayı kullanıyor olması. İkincisi Google ve Apple’ın bluetooth bilgisini toplamayı sınırlandırması. Örneğin Avusturalya’da sistem zamanın %25’inde veri toplanmasına izin veriyor. Bazı kullanıcılar ise çok fazla telefonun pilinin harcadığından uygulamayı kullanmaktan vazgeçmişler.
Bir başka başarı kriteri ise enfekte kişilerin bu bilgiyi uygulama üzerinden paylaşmaları. Bu da gönüllü bir işlem olduğundan kişinin sorumluluk hissedip gerekli işlemi doğru ve zamanında yapması ile mümkün.
Temas Takip sistemlerinin bluetooth tabanlı olarak veriyi topluyor olmaları bazı hataları da beraberinde getiriyor. Örneğin bluetooth sinyalleri duvarları da aşabildiği için yanlış temas görünebiliyor.
Hayat Eve Sığar
Türkiye’de kullandığımız temas takip uygulamasının adı ise “Hayat Eve Sığar”. Bugüne kadar 5 milyondan fazla kez indirilmiş. Kısa adı HES olan “Hayat Eve Sığar” mobil Uygulaması, Sağlık Bakanlığı tarafından Korona virüsü (Covid-19) konusunda kişileri bilgilendirmek, yönlendirmek ve yaşanabilecek salgın hastalık ile ilgili riskleri en az seviyeye indirmek ve yayılmasını önlemek amacıyla geliştirilmiş. Telefon numarası ile doğrulama yaparak giriş yapıldıktan sonra adım adım sorulan soruları cevaplayıp, vermiş olduğunuz cevaplara göre değerlendirme ve yönlendirme yapıyor. Öneri niteliği taşıyan bu yönlendirmeler kesinlik içermiyor.
Uygulama içinden harita üzerinde hastane, eczane, market zincirleri, metro ve duraklar gibi temel ihtiyaç noktaları, enfekte kişiler ve riskli bölgelerin yoğunluğunu görülebiliyor.
Ailem bölümünde ise merak ettiğiniz ve takip etmek istediğiniz yakınlarınızı ekleyerek, ilgili kişinin bu uygulamayı yükleyip, uygulama üzerinden onay vermesi durumunda onların konum bilgilerini görebiliyor, takip edebiliyor ve bulundukları bölgelere göre risk durumlarını görebiliyorsunuz.
Uygulamaya Apple App store ve Google Play’den erişmek mümkün..
Yine uygulama içinden “HES kodu” alarak TC kimlik numarasından bağımsız bir kod ile mahremiyet sağlanarak uygulamayı kullanmak mümkün oluyor. HES kodu uçak, tren, otobüs yolculuklarında zorunlu bir bilgi olarak isteniyor.
“Hayat eve Sığar” uygulaması da tüm dünyadaki eşdeğerleri ile benzer problemler içeriyor. Küresel ve yaşamsal bir problem olan Korona (COVİD-19) savaşında maske takma, sosyal mesafeyi koruma, hijyene dikkat gibi yardımcılardan biri olarak hayatımızda yer aldı. Zaman içinde iyileştirilebilecek sorunları ve özellikleri ile kullanmaya devam etmekte fayda var.