turk-internet.com Notu : Bu makale 2004 yılını sektör lideri şirketlerinin yöneticilerinin kendi kaleminden değerlendiren “2004 NASIL GEÇTİ DOSYA”mız kapsamındadır. |
Bilişim sektöründe yoğun bir yılı daha geride bıraktık. Yeni projeler özellikle Aralık ayına doğru hız kazandı ve tamamlandı. Bir kısmı da yeni başladı ve 2005’te de devam edecek. Şu bir gerçek ki, ortada açık yazılımı mevcut altyapı ile bütünleştiren projeler -nazar değmesin- geçtiğimiz yıl en çok konuşulan konular arasındaydı. Bazen etraftan gelen proje haberlerini takip etmekte bile zorlandık.
Geçtiğimiz yıl pek çok yazı, seminer ve konferansta, 2004 yılının Linux için bir atılım yılı olacağını belirtmiştim. Bunları söylerken dayandığım gözlemleri aşağıda bulabilirsiniz.
1.Linux, artık psikolojik engellerle karşılaşmıyor. Doğrudan Linux’a karşı olan, bunu açıkça belirten ve eylemlerine yansıtan kurumları bir kenara bırakırsak, bilişim sektörü, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, Linux’u artık alternatif değil, ana unsur olarak görüyorlar.
2.Linux, bir iş modeli olarak tutmaya, benimsenmeye başladı. 2002 yılından itibaren bu alanda yapılan yatırımların geri dönüşü 2003 ve 2004’te görülmeye başlandı.
3.2003 yılında pazarlama ve satış kanalları Linux ürünlerine yer verirken, yazılı kaynaklarda karşılaştırmalı istatistikler görülmeye, IDC ve Gartner’dan daha fazla veri akmaya başladı.
Bu yıl ise, yukarıdaki üç maddeye ek olarak söylenebilecek en önemli gelişmelerden birisinin, IBM, Oracle ve HP gibi çokuluslu firmaların ve bağlı kanallarının Linux’a alışma evrelerini atlatması oldu. Hem kendi içlerinde, hem de müşteri kanallarında Linux’u etkin bir şekilde kullanmaya başlayan bu üç dev, gösterilen kararlılığın karşılığını da almaya başladı.
Yine geçtiğimiz yıl, IT Business dergisinde SCO [SC] davasının Linux’u etkilemeyeceğini söylemiştim. SCO’nun küçük çapı, inançsız diretmesi, karşısına dev bir camiayı alması ve daha da önemlisi ortaya koyduğu pek çok iddianın (“Linux’un kaynak kodunun SCO’dan çalıntı olması” gibi) ayyuka çıkması bu davanın sonunu getirmek üzere. Kimilerine göre davada SCO’ya destek veren çok büyük bir kurum var. Gerçek ne olursa olsun, davanın SCO’nun aleyhine düşmesi ile birlikte, benzeri iddiaların daha çok uzun bir süre bizleri rahatsız etmeyeceğini söyleyebiliriz.
Yayın Eksikliği
Radyo, televizyon, kitap, dergi, internet vb mecralarda Linux ve açık yazılımları tanıtan yayınların sayısı hala çok az. Almanca Linux kitaplarının sayısı 150’yi aşmış, dergilerinin sayısı 4’ü bulmuşken Türkiye’de bu sayı bir kaç adetle ifade ediliyor. Doğal bir promosyon yöntemi olan basılı kaynaklar, aynı zamanda referans aracı olarak kullanılıyor, bilgi yayma ve yönetmeye imkan tanıyor.
2004 yılı, masaüstünde Linux’un en çok tartışıldığı yıl oldu. Linux’un kiosk ya da terminal istemci dışında masaüstündeki yeri tartışılınca konu her zaman “kullanışlılık” kavramına geldi. Bireylerin Windows, MacOS gibi işletim sistemleriyle edindikleri tecrübelerin Linux çerçevesine kolayca aktarılabilmesi, asgari eğitimle geçiş yapılabilmesi, Linux arayüzünün insan zihinsel modeline oturtulabilmesi için arayüz çalışmalarına hız verildi. Her ne kadar dünya çapında pek çok test çalışması yapılsa da, açık kaynak kodlu ve dağıtık yazılım projelerinin insan-bilgisayar etkileşimi (İBE) uzmanlarının ilgi alanında olduğunu söylemek -şimdilik- güç.
Her ne kadar uygulama yazılımları artık uçta işletim sisteminden bağımsız bir yapıya bürünse de, pek çok tedarikçi Linux’u hem uçta, hem de merkezde konumlandırarak ürünlerine Linux uyumluluğu katmaya başladı. Adını pazarlama eksikliği nedeniyle çok az duyduğumuz kurumları bir yana bırakırsak, Borland, IBM, Oracle, Sun gibi kurumlar bu alanda başı çekiyorlar. Jakarta, J2EE/J2ME, Java Beans, Websphere gibi, artık birbiri içine büyük bir uyumla geçişmiş programlama dilleri ve hızlı yazılım geliştirme araçları, çok katmanlı yazılım geliştirme sürecini hızlandırıyor. Ülkemizde de, özellikle kritik iş süreçlerine bağımlı bankacılık ve telekom sektöründe alt ve orta seviyelerde Linux kullanımı bu sayede arttı. Ziraat Bankası’nın çekirdek sistemini Linux’a geçirmesi, Türk Telekom VOIP altyapısını 50’dan fazla sayıda Linux’a taşıması bir kaç örnek.
Geçtiğimiz yıl ülkemizde iki büyük etkinlik yaşandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi – Open Source Enterprise Centre’ın ev sahipliği yaptığı Özgür Yazılım ve Açık Kaynak Günleri´nin ikincisi 27-29 Şubat tarihleri arasında gerçekleşti. Üç gün boyunca süren eğitim seminerleri, konferanslar ve Özgür Yazılım / Açık Kaynak hakkında tartışmaların yapıldığı etkinlikte GNU projesinin kurucusu Richard Stallman ve Debian GNU/Linux kurucusu Ian Murdock konuklar arasındaydı.
Linux Kullanıcıları Derneği de III. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği’ni 13-16 Mayıs 2004 tarihleri arasında Ankara Milli Kütüphane’de gerçekleştirildi. Açılış konuşmasında CHP Uşak Milletvekilli Osman Coşkunoğlu’nun bulunması ve bir konuşma yapması, konuya gösterilen ilginin de bir göstergesi oldu.
TV’de İlk Linux Programı
Takip edenler hatırlayacaklar, Bir süre önceye kadar hizmet veren Technology Channel’da, Türkiye’nin ilk Linux programını Dinçer Karaca ile sunduk. Gerçekten beklemediğimiz bir ilgi aldık. 13 programda, Türkiye’de Linux dünyasının tanıdığı 13 kişiyi konuk ettik, kendilerine sorular sorduk, geleceğe yönelik tartışmalar yaptık. İkinci 13 seriyi çıkarmadan hemen önce kötü haberi aldık: Ne yazık ki kanal kapanmıştı.
Entegrasyon firmaları ve OEM’ciler olarak tabir edilen ve uygun parçaları bir araya getirerek ısmarlama bilgisayar üreten firmalar da Linux treninde yerini aldı. IBM, HP, Exper, KRN, Escort vb gibi 2003’e göre sayıları çok artan bu kurumlar, Linux’a yönelik iş taleplerini de artırıyor. 2005 yılında özellikle web servisleri, Linux güvenliği ve bütünleşik çalışmaya yönelik işgücünde ciddi bir açık bekleniyor. Türkiye’de bile günden güne bu açık hissedilir derecede artıyor.
Avupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve UNESCO’nun Linux’a verdiği açık destek devam etti. CALIBRE [CA], Türkiye’nin liderlik yaptığı, 20 farklı Avrupa ülkesinin katılacağı TOSSAD [TO], İngiltere’nin üç yıllık açık yazılım projesi OpenAdvantage [OE], başlayan ve başlamak üzere olan projelerin sadece birkaçı…
2004’ün diğer ilginç haberleri arasında, SuSE’nin [SU] Novell’e satışının tamamlanması, Sun Microsystems’ın Solaris işletim sisteminin kaynak kodunu açacağını duyurması (bu yazı hazırlanırken henüz bir hareket yoktu), Microsoft’la çok yakın ilişkilerde olan Dell’in Linux yüklü masaüstü satışına başlaması, Firefox’un çıkışı ve önlenemez görünen yükselişi de var.
Sizce 2005’in en önemli başarı hikayesi ne olacak?
Kaynaklar:
[SC]: www.sco.com
[CA]: www.calibre.ie
[OE]: www.openadvantage.org
[TO]: http://www.ideal-ist.net/view.php?id=TR2″ target=”_blank”>www.ideal-ist.net
[SU]: www.suse.com
turk-internet.com Notu : Bu makale 2004 yılını sektör lideri şirketlerinin yöneticilerinin kendi kaleminden değerlendiren “2004 NASIL GEÇTİ DOSYA”mız kapsamındadır. |
Bilişim sektöründe yoğun bir yılı daha geride bıraktık. Yeni projeler özellikle Aralık ayına doğru hız kazandı ve tamamlandı. Bir kısmı da yeni başladı ve 2005’te de devam edecek. Şu bir gerçek ki, ortada açık yazılımı mevcut altyapı ile bütünleştiren projeler -nazar değmesin- geçtiğimiz yıl en çok konuşulan konular arasındaydı. Bazen etraftan gelen proje haberlerini takip etmekte bile zorlandık.
Geçtiğimiz yıl pek çok yazı, seminer ve konferansta, 2004 yılının Linux için bir atılım yılı olacağını belirtmiştim. Bunları söylerken dayandığım gözlemleri aşağıda bulabilirsiniz.
1.Linux, artık psikolojik engellerle karşılaşmıyor. Doğrudan Linux’a karşı olan, bunu açıkça belirten ve eylemlerine yansıtan kurumları bir kenara bırakırsak, bilişim sektörü, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, Linux’u artık alternatif değil, ana unsur olarak görüyorlar.
2.Linux, bir iş modeli olarak tutmaya, benimsenmeye başladı. 2002 yılından itibaren bu alanda yapılan yatırımların geri dönüşü 2003 ve 2004’te görülmeye başlandı.
3.2003 yılında pazarlama ve satış kanalları Linux ürünlerine yer verirken, yazılı kaynaklarda karşılaştırmalı istatistikler görülmeye, IDC ve Gartner’dan daha fazla veri akmaya başladı.
Bu yıl ise, yukarıdaki üç maddeye ek olarak söylenebilecek en önemli gelişmelerden birisinin, IBM, Oracle ve HP gibi çokuluslu firmaların ve bağlı kanallarının Linux’a alışma evrelerini atlatması oldu. Hem kendi içlerinde, hem de müşteri kanallarında Linux’u etkin bir şekilde kullanmaya başlayan bu üç dev, gösterilen kararlılığın karşılığını da almaya başladı.
Yine geçtiğimiz yıl, IT Business dergisinde SCO [SC] davasının Linux’u etkilemeyeceğini söylemiştim. SCO’nun küçük çapı, inançsız diretmesi, karşısına dev bir camiayı alması ve daha da önemlisi ortaya koyduğu pek çok iddianın (“Linux’un kaynak kodunun SCO’dan çalıntı olması” gibi) ayyuka çıkması bu davanın sonunu getirmek üzere. Kimilerine göre davada SCO’ya destek veren çok büyük bir kurum var. Gerçek ne olursa olsun, davanın SCO’nun aleyhine düşmesi ile birlikte, benzeri iddiaların daha çok uzun bir süre bizleri rahatsız etmeyeceğini söyleyebiliriz.
Yayın Eksikliği
Radyo, televizyon, kitap, dergi, internet vb mecralarda Linux ve açık yazılımları tanıtan yayınların sayısı hala çok az. Almanca Linux kitaplarının sayısı 150’yi aşmış, dergilerinin sayısı 4’ü bulmuşken Türkiye’de bu sayı bir kaç adetle ifade ediliyor. Doğal bir promosyon yöntemi olan basılı kaynaklar, aynı zamanda referans aracı olarak kullanılıyor, bilgi yayma ve yönetmeye imkan tanıyor.
2004 yılı, masaüstünde Linux’un en çok tartışıldığı yıl oldu. Linux’un kiosk ya da terminal istemci dışında masaüstündeki yeri tartışılınca konu her zaman “kullanışlılık” kavramına geldi. Bireylerin Windows, MacOS gibi işletim sistemleriyle edindikleri tecrübelerin Linux çerçevesine kolayca aktarılabilmesi, asgari eğitimle geçiş yapılabilmesi, Linux arayüzünün insan zihinsel modeline oturtulabilmesi için arayüz çalışmalarına hız verildi. Her ne kadar dünya çapında pek çok test çalışması yapılsa da, açık kaynak kodlu ve dağıtık yazılım projelerinin insan-bilgisayar etkileşimi (İBE) uzmanlarının ilgi alanında olduğunu söylemek -şimdilik- güç.
Her ne kadar uygulama yazılımları artık uçta işletim sisteminden bağımsız bir yapıya bürünse de, pek çok tedarikçi Linux’u hem uçta, hem de merkezde konumlandırarak ürünlerine Linux uyumluluğu katmaya başladı. Adını pazarlama eksikliği nedeniyle çok az duyduğumuz kurumları bir yana bırakırsak, Borland, IBM, Oracle, Sun gibi kurumlar bu alanda başı çekiyorlar. Jakarta, J2EE/J2ME, Java Beans, Websphere gibi, artık birbiri içine büyük bir uyumla geçişmiş programlama dilleri ve hızlı yazılım geliştirme araçları, çok katmanlı yazılım geliştirme sürecini hızlandırıyor. Ülkemizde de, özellikle kritik iş süreçlerine bağımlı bankacılık ve telekom sektöründe alt ve orta seviyelerde Linux kullanımı bu sayede arttı. Ziraat Bankası’nın çekirdek sistemini Linux’a geçirmesi, Türk Telekom VOIP altyapısını 50’dan fazla sayıda Linux’a taşıması bir kaç örnek.
Geçtiğimiz yıl ülkemizde iki büyük etkinlik yaşandı. İstanbul Bilgi Üniversitesi – Open Source Enterprise Centre’ın ev sahipliği yaptığı Özgür Yazılım ve Açık Kaynak Günleri´nin ikincisi 27-29 Şubat tarihleri arasında gerçekleşti. Üç gün boyunca süren eğitim seminerleri, konferanslar ve Özgür Yazılım / Açık Kaynak hakkında tartışmaların yapıldığı etkinlikte GNU projesinin kurucusu Richard Stallman ve Debian GNU/Linux kurucusu Ian Murdock konuklar arasındaydı.
Linux Kullanıcıları Derneği de III. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği’ni 13-16 Mayıs 2004 tarihleri arasında Ankara Milli Kütüphane’de gerçekleştirildi. Açılış konuşmasında CHP Uşak Milletvekilli Osman Coşkunoğlu’nun bulunması ve bir konuşma yapması, konuya gösterilen ilginin de bir göstergesi oldu.
TV’de İlk Linux Programı
Takip edenler hatırlayacaklar, Bir süre önceye kadar hizmet veren Technology Channel’da, Türkiye’nin ilk Linux programını Dinçer Karaca ile sunduk. Gerçekten beklemediğimiz bir ilgi aldık. 13 programda, Türkiye’de Linux dünyasının tanıdığı 13 kişiyi konuk ettik, kendilerine sorular sorduk, geleceğe yönelik tartışmalar yaptık. İkinci 13 seriyi çıkarmadan hemen önce kötü haberi aldık: Ne yazık ki kanal kapanmıştı.
Entegrasyon firmaları ve OEM’ciler olarak tabir edilen ve uygun parçaları bir araya getirerek ısmarlama bilgisayar üreten firmalar da Linux treninde yerini aldı. IBM, HP, Exper, KRN, Escort vb gibi 2003’e göre sayıları çok artan bu kurumlar, Linux’a yönelik iş taleplerini de artırıyor. 2005 yılında özellikle web servisleri, Linux güvenliği ve bütünleşik çalışmaya yönelik işgücünde ciddi bir açık bekleniyor. Türkiye’de bile günden güne bu açık hissedilir derecede artıyor.
Avupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve UNESCO’nun Linux’a verdiği açık destek devam etti. CALIBRE [CA], Türkiye’nin liderlik yaptığı, 20 farklı Avrupa ülkesinin katılacağı TOSSAD [TO], İngiltere’nin üç yıllık açık yazılım projesi OpenAdvantage [OE], başlayan ve başlamak üzere olan projelerin sadece birkaçı…
2004’ün diğer ilginç haberleri arasında, SuSE’nin [SU] Novell’e satışının tamamlanması, Sun Microsystems’ın Solaris işletim sisteminin kaynak kodunu açacağını duyurması (bu yazı hazırlanırken henüz bir hareket yoktu), Microsoft’la çok yakın ilişkilerde olan Dell’in Linux yüklü masaüstü satışına başlaması, Firefox’un çıkışı ve önlenemez görünen yükselişi de var.
Sizce 2005’in en önemli başarı hikayesi ne olacak?
Kaynaklar:
[SC]: www.sco.com
[CA]: www.calibre.ie
[OE]: www.openadvantage.org
[TO]: http://www.ideal-ist.net/view.php?id=TR2″ target=”_blank”>www.ideal-ist.net
[SU]: www.suse.com