Türker, Ekonomistler Platformu`nca Bilgi Üniversitesi`nde düzenlenen “II. Ekonomi Politikaları Zirvesi”nin açılışında yaptığı konuşmada, “ekonomik program ve hedefleri” hakkında bilgi verdi.
Özelleştirmeye ilişkin düzenlemelere değinen Türker, “Bizim özelleştirme anlayışımız baştan yanlış bir temele oturtuldu. Devlete ait karlı işletmeleri özelleştirdik. Zarar edenler ise devletin sırtında kaldı” diye konuştu.
Türkiye`nin ekonomik kalkınma programı uygulayan ülkeler arasında örnek olarak gösterildiğini vurgulayan Türker, şöyle devam etti: “Ülkemizde ise programı adeta bir eleştiri kampanyası altında yürütmekteyiz. Gizli bir el, işleri bozmak veya olduğundan kötü göstermek için elinden geleni yapıyor. Buna örnek olarak, `IMF`nin 4. gözden geçirme çalışmalarını 5. gözden geçirmeyle birleştirip ödemeleri önümüzdeki seneye bırakacağı` yönündeki haberleri gösterebiliriz. Belirli kesimler, her şeyin iyi gitmesinden memnun olmuyor. 4. gözden geçirme başarıyla sona erer ve 1.6 milyar dolarlık kredi verilirse ekonominin borçlanma kabiliyeti artacak, güvenilirlik artacağı için de yurtdışı faizler düşecektir.”
Türker, bu kredinin hangi hükümet gelirse gelsin yıl sonuna kadar ekonominin borçlanma maliyetinin düşürülmesinde önemli rol oynayacağına dikkati çekerek, “Bu nasıl bir kehanettir ki 4. gözden geçirme tamamlanmadan kredi verilmesinin bir dahaki gözden geçirmeye bırakılacağı söylenmektedir” dedi. Ekonomik programın olumlu sonuçlarının bugünden başlamak üzere gelecek yıl içinde kendisini ciddi şekilde hissettireceğini dile getiren Türker, “IMF bizi, hiçbir şey yokken Mayıs`tan itibaren neden belirsizliğe gittiğimiz konusunda üstü kapalı olarak eleştirmektedir”diye konuştu.
Irak Konusu
Türker, ABD`nin Irak`a olası bir müdahalesine ilişkin olarak da şunları kaydetti: “Türkiye`nin önümüzdeki dönem Irak savaşı nedeniyle finans eksiğiyoktur, uğrayacağı zararlar vardır. Bu konuda benim söylemim, civarımızda bizim tasvip etmeyeceğimiz bir savaş çıkarsa uğrayacağımızzararların tam olarak belirlenerek, bunların giderilmesi yönündedir. Bu savaş, Körfez Savaşı gibi bir fatura dayatıp iyiye giden Türkiye`yikötüye götürmemelidir. Irak savaşından dolayı önemsediğimiz zarar borçlanma maliyetidir. 2003`te yüzde 45`lerde olması gereken faizler yüzde 70 ve üzerinde kalacaksa ödeyeceğimiz en büyük bedel budur. Ayrıca, başka bir sorun da 2 milyona yakın bir mülteci akınıdır.”
Bakan Toskay
Devlet Bakanı Tunca Toskay da seçimlerin ardından gelecek hükümetin, uygulanan programdaki kararlılığının, 2003`teki ekonomik performansın anahtarı olacağını söyledi. Kopenhag Zirvesi`ne de değinen Toskay, Avrupa Birliği`nin (AB) Türkiye`ye kesin tarih verilmemesi ve Kıbrıs Rum Kesimi`nin genişleme sürecine dahil edilmesi durumunda, AB ile ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerekebileceğini, bunun da ülkenin 2003 performansını etkileyeceğini kaydetti. Toskay, AB`nin Türkiye politikasının henüz kalın çizgilerle belli olmadığını vurgulayarak, “AB üyelerinde Türkiye`deki gibi bir kararlılığın olduğunu söylemek çok güçtür” dedi.
İhracat Hedefleri
Toskay, ihracattaki gelişmelere de değinerek, “Biz yıl sonunda 34-35 milyar dolarlık ihracat, 46 milyar dolarlık ithalat öngörüyoruz.12 milyar dolarlık dış ticaret açığı, Türkiye`nin rahatlıkla kaldırabileceği bir rakamdır. Gelecek yıl ise ihracatta 36-37 milyar dolar, ithalatta da 49-50 milyar dolarlık bir rakam tahmin ediyoruz” diye konuştu.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu ise Türkiye`nin yeni bir sanayi strateji ve politikasına ihtiyacı olduğunu vurguladı. II.Ekonomi Politikaları Zirvesi kapsamında 11 Ekim Cuma gününe kadar yapılacak oturumlarda, “Merkez Bankası Para Politikaları ve Bankacılık Sistemi”, “Özelleştirme ve Kamunun Ekonomideki Rolü”, “Yabancı Sermaye ve Dış Ticaret” ile “Yerel Kalkınma Modelleri ve Tarım Politikaları” konuları ele alınacak.