İnternet altyapısındaki gelişme, internet erişim hızının artması, insanların zaman ve mekandan bağımsız çalışma isteğini beraberinde getiriyor. Bulut teknolojilerinde yaşanan gelişmeleri değerlendirmesini istediğimiz LUCA Proje Koordinatörü Maviş İçöz, işletme ve depolama maliyetlerindeki yüksekliğin de yeni iş yapış biçimlerinin ortaya çıkmasında etkili olduğu görüşünü dile getiriyor.
Günümüzde, kullanıcı beklentilerinin kurumsal beklentilerin önüne geçtiğini ifade eden İçöz, dolayısıyla bulut mimarisi ile uygulama modellerinin önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Türkiye’de de öne çıkacak bir model olduğunu söylüyor:
“Ben Luca’nın koordinatörüyüm, Luca Türmob – Tesmer tarafından geliştirilen ülkemizin ilk cloud uygulaması aslında. Biz bunu 2003 yılında projelendirdik ve 2005 yılında hayata geçirdik. Biz projeyi hayata geçirirken Türkiye’deki internet altyapısı da belki bu kadar gelişmiş değildi. Bu kavramları aslında Türkiye’de kimse bilmiyordu ve danışmanlık alabileceğimiz, destek alabileceğimiz kişi ve firma sayısı da çok azdı ama Oracle’la beraber aslında biz bu yapıyı 2003 yılında tasarlayıp 2005 yılında hayata geçirdik. Bugün de gerçekten ülkenin ilk cloud uygulaması olarak muhasebecilere, yaklaşık 85 bin kullanıcıya biz kesintisiz hizmet vermeye devam ediyoruz.
Ben hep şunu söylüyorum, teknoloji ilerledikçe bu teknolojinin imkanlarından bizlerin de çok iyi yararlanması gerekiyor. Bugün nasıl eve gittiğimizde bir düğmeye bastığımızda elektriği kullanıyor ve arka taraftaki bu yatırımı düşünmüyorsak, musluğu açtığımızda suyu kullanıyor ve arka tarafta bu yatırımı kim yapıyor diye bunları düşünmüyorsak ve sadece kullandığımız kadar ödüyorsak tüm süreçlerin de bence artık bu şekilde yönetilmesi gerek. Yani bütün uygulamalar için, yazılım ve donanım dünyası için de herkes artık kullandığı kadar ödeyecek ve çok daha düşük maliyetlerle çok daha yüksek verimle çalışmaya devam edecek.
Kullanıcı perspektifinden baktığımızda, bulut mimaride insanların veri mahremiyeti, veri güvenliği, bu verinin yönetilebilirliği ile ilgili bir takım tereddütleri ve kaygıları var. Ama teknoloji çok hızlı gelişiyor. Bugün artık dünya bu tarafa doğru gittiği ve süreçler de artık bu şekilde yönetildiği için, güvenlikle ilgili yatırımlar yapılıyor, bununla ilgili yazılımlar geliştiriliyor, bunlarla ilgili güvenlik altyapısına başka neler yapılabilir diye kafa yoruluyor.
Bulut mimarinin, merkezden yönetim kolaylığı sağlaması dolayısıyla iş sürekliliğine önemli katkılar yaptığını belirten İçöz, böylelikle bir değişikliğin anında tüm kullanıcılara yansıtılabildiğine dikkat çekiyor:
“Teknik ya da fonksiyonel herhangi bir hata ya da ilave gerektiği zaman da anında müdahale ediyorsunuz. Sonuçta bu da iş sürekliliğini pozitif yönde etkileyen bir şey. Özellikle iş sürekliliği tarafında, client tarafında da çok önemli gelişmeler var artık. Kullanıcılar çok bilinçlendi. Bir kullanıcı kendi sistemini de çok iyi yönetebiliyor, tercih edebiliyor. Dolayısıyla kullanıcı kendi client’ını herhangi bir yatırım yapmadan ya da çok fazla yazılım yüklemeden merkeze bağlanarak bütün süreçlerini kolayca yönetebiliyor. Tüm verisini merkeze gönderip, bir veri kaybı yaşamadan çalışmalarına devam ediyor.”
Sistemi biraz daha detaylandırmasını istediğimizde, Maviş İçöz şunları belirtti :
Bir kere merkezdeki veri tabanlarıyla ilgili sürekliliği sağlamak açısından Cloudster sistemler kuruluyor. Bu sistemler gerek donanım gerekse yazılım olarak bir kere yedekleniyor. Bunlarla ilgili burada herhangi bir kesinti olmaması için tabi ki bir takım felaket merkezleri kuruluyor. Veriler herhangi bir problem anında devreye alınabilsin diye senkron ve asenkron olarak yedekleniyor. Bu tür yöntemler sürekli geliştiriliyor.
Son yıllara baktığımızda tüm bilişim sektörünün, iş sürekliliği, bulut mimari modelleri ile bulut mimari uygulamalarının nasıl yönetilebileceği gibi konularda sürekli toplantılar yaptığını ve kafa yorduğunu görüyoruz. Dediğim gibi, verinin paylaşımı ve yönetimiyle ilgili çalışmalar yapılıyor.
Şu anda bununla ilgili büyük ölçekli donanımlar üretiliyor. Merkezdeki veriyi korurken paralelde de yatay büyüyebilen çözümler üretiliyor. Şimdi Client tarafında çok fazla bilgi yüklemeden, çok fazla yazılım yüklemeden, client’a çok fazla yük bindirmeden sadece şifreyle merkeze bağlanılıp çalışılabilecek ortamlar hazırlanıyor.
Biz bunu destekliyoruz, çünkü bu birçok kişinin aynı yatırımları tekrar tekrar yapmasını engelliyor. Bu, herkesin kendi uzmanlığını yerine getirmesini sağlıyor.