Veri merkezi sektörü Türkiye için önemli bir alan. Bunu anlamanın bir yolu da, hala çok sorunları olmasına karşın, son 5 sene içinde ülkemize veri merkezi satın alarak ya da doğrudan giren yabancı firma çokluğu. Bunlardan birisi de, Telecity Group ve Zenium firmalarını satın alan Equinix[1][2].
Equinix Türkiye Genel Müdürü Mehmethan Şişik ile firmayı ve hedeflerini konuştuk;
turk-internet.com: MehmetHan Bey, bize kendinizi ve Equinix’i tanıtır mısınız?
Mehmethan Şişlik :Memnuniyetle! Ben elektrik-elektronik mühendisiyim. 25 yılı aşkın bir süredir de bilişim sektörü içerisinde farklı kurumlarda yer aldım, farklı fonksiyonları yönettim; kendi girişimlerim de oldu. Başarılı olanları da oldu, başarısız olanları da oldu. 4 senedir de Equinix Türkiye’nin ülke direktörlüğünü yürütüyorum.
Equinix Amerika’da Kaliforniya merkezli bir işletme. Tam 20.senesini kutluyoruz bu sene. 1998 yılında kurulmuş ve o dönemde tam bu 2000 yılı öncesi işletmelerin veri merkezi ihtiyaçlarının artacağı ve özellikle internet değişim noktaları ihtiyaçlarının da artacağı öngörülerek, Kaliforniya’da kurulmuş.
Bu 20 sene çok heyecan verici bir serüven çünkü sektörün çok daha üzerinde bir büyüme performansıyla bugün artık yıllık yaklaşık 5 milyar dolar’lık gelir üreten bir işletmeden bahsediyoruz ki, veri merkezi pazarında açık ara dünya liderliği konumundayız. Bunu da şu anda 5 kıtadaki 200’den fazla veri merkezimiz üzerinden bu hizmetlerimizi sunuyoruz. Equinix’in iş yapma modeli aslında hep ekosistemler oluşturmaya dayanıyor.
Geçmiş dönemlerde veri merkezi deyince genellikle akla gelen işte bir beyaz alan; bu beyaz alana işletmelerin BT sistemlerinin konduğu ve gerekli güç ve internet altyapısının olduğu alanları anlıyorduk. Halbuki günümüzde artık iş yapma şekilleri çok değişti. Özelikle bu bulut bilişim ile beraber ve hemen hemen her şeyin artık DAAS service modeliyle sunulmasından dolayı kurumların da tüm paydaşlarıyla bir arada olma ve birbirleriyle hızlı bir şekilde bir etkileşim içerisinde olma gereği çıktı.
Bizi “Equinix” olarak zaten diğer hizmet sağlayıcılardan en fazla ayrıştıran noktaların başında da bu geliyor. 200 tane veri merkezinde hemen hemen tüm sektörlerdeki oyuncuların önemli bir kısmı barındırılıyor. Bu da şu anlama geliyor: herhangi bir kurum bizim veri merkezimiz içinde olduğunda bu aslında diğer 199 veri merkezi içerisindeki diğer kurumların sistemlerine de veya kendi sistemlerine de çok rahatlıkla erişebilmelerini mümkün kılıyor ki, günümüz BT mimarilerine baktığımızda artık ya public veya hybrid cloud’u yaygın bir şekilde kullanmaya başladı işletmeler. Bu da halihazırda veri merkezlerimizde yer alan bulut bilişim hizmet sağlayıcıları olsun, ki dünyadaki büyük bulut bilişim hizmet sağlayıcılarının neredeyse tamamına yakını dünyada yayılırken yani ana merkezlerinden ülkelerdeki son kullanıcılara erişirken tabii ki trafik değişim noktalarına ihtiyaçları bulunuyor. Ağırlıklı olarak bizim ver merkezlerimizi kullanıyorlar. Çok stratejik bir iş birlikteliğimiz var bilişim hizmet sağlayıcılarıyla.
Diğer taraftan telekom operatörlerinin neredeyse tamamına yakınıyla çalışıyoruz. Tier-1 telekom operatörlerinin hepsi bizim ver merkezlerimiz içerisinde. Tier-2 operatörleri hepsi yine veri merkezlerimiz içerisinde. Bu bahsettiğim 200 tane ver merkezinde bin 800’e yakın telekom operatörünün pop’lar yer alıyor. Burada zaten ekosistemden kastettiğim de şu: bir tarafta Telekom operatörleri, bulut hizmet sağlayıcıları, sistem entegratörler, bunların hepsi bu veri merkezlerinde olunca, herhangi bir kurum da bu veri merkezine geldiğinde çok rahatlıkla bu hizmet sağlayıcılarıyla ilişki içerisine girebiliyor. Bunların çözümlerini aynı ver merkezi içerisinden temin edebiliyor.
turk-internet.com: Birkaç tane örnek verebilir misiniz iş ortaklarınızdan?
Mehmethan Şişlik :Şöyle söyleyeyim: mesela bulut hizmet sağlayıcıları dediğimizde bunun içerisinde Microsoft, Google, Oracle, IBM, SAP ilk akla gelenler. Yerli oyunculara baktığımızda Bulutistan, Koç Sistem gibi firmaların platformları da şu anda halihazırda zaten veri merkezimizde.
İlk söylediğim markalar ise şu anda globalde birçoğu bizim veri merkezimizi kullanıyor. Malum biliyorsunuz şu anda ülkemizde uluslar arası bulut hizmeti sağlayıcılarının daha bulunmamakta. Bizim hedeflerimizden önemli bir tanesi de bu tür oyuncuları da hızlı bir şekilde Türkiye pazarında hizmet verir hale, ülke içinde hizmet verir hale getirebilmek. Operatörler dediğimde de Türkiye özeline baktığınızda şu anda İstanbul’daki veri merkezimizden sizinle bu görüşmeyi gerçekleştiriyoruz. Şu anda Türkiye’deki bütün operatörlerimiz bu veri merkezimizde pop’larını barındırmakta. Dolayısıyla bu veri merkezinde yer alan veya yer almayı hedefleyen müşterilerimiz de birinci elden tüm bu operatörler ile çalışabilir durumda.
turk-internet.com: Bu görüşmeden önce konuştuğumuzda bir de ayrıca internet değişim noktası hizmetiniz de olduğunu söylediniz. Türkiye’de var mı bu hizmet?
Mehmethan Şişlik :Equinix’in açılımına baktığınızda zaten ismin içinde de internet exchange’i bulacaksınız. Diğer taraftan biz veri merkezlerimize de IBX (International Business Exchange) diyoruz. Çünkü sadece internet Exchange değil, aslında bütün bu ekosistem paydaşlarının müşterileriyle, tedarikçileriyle, diğer kurumlardaki oyuncuların hepsiyle çok rahatlıkla iletişim içerisinde olabilmesi, sağlamayı hedeflediğimiz ana katma değer budur.
İnternet değişim noktasına gelince de, biz dünyada aslında 1 numaralı internet değişim noktası kurulumuyuz. Amerika’da açık ara lider konumundayız. Avrupa’da da birçok büyük şehirde nod’larımızı kurduk. İstanbul’da şu anda kendi internet değişim noktamız bulunmamakta ama Avrupa’daki yine lider trafik değişim noktası olan De-cix ile bir iş ortaklığı içerisindeyiz. Onların nodlarından bir tanesi de, İstanbul 2 diye adlandırdığımız veri merkezi içerisinde yer alıyor.
turk-internet.com: Mehmet Han Bey, Türkiye’de veri merkezleri –global mutlaka veri merkezlerinin sorunları vardır ama- Türkiye’deki veri merkezi sektörünün ne tür sorunları var?
Mehmethan Şişlik :Öncelikle tabiî ki veri merkezlerine yönelik net bir tanım ülkemizde halihazırda bulunmamakta. Telekom sektörü malum regüle edilen sektörlerden bir tanesi ama veri merkezlerine yönelik net bir tanım bulunmaması bence önemli eksiklerden bir tanesi. Biliyorum ki uzunca bir süredir hem sektördeki sektörü temsil eden kuruluşlar tarafından olsun, hem telekom otoritesi tarafından buna yönelik belli çalışmalar sürdürülüyor. Fakat daha sonuçlandırılmamış durumda. Öncelikle tabi bunun sonuçlandırılması çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
Diğer taraftan tabii ki veri merkezi denince, kurumların algısını değiştirmemiz lâzım. Geçmiş dönemlerde –konuşmamın başında da söylediğim gibi, temelde anlaşılan bir beyaz alanın olması ve bunun içerisine sistemlerin konulup gerekli güç ve bağlantı imkânlarının sunulmasıydı ve bir de bunun üzerine eklenen de bir felaket kurtarma merkezinin tanımlanmasıydı ama bu daha çok kendi başına kapalı şekilde çalışan sistemler için geçerliydi. Fakat günümüz dünyasında artık her şeyin hizmet bazlı olmasıyla beraber, artık kurumların çoğu hizmetlerini servis modeliyle birçok farklı kurumdan alıyor ve bunların çoğunda OPEX modeli oluyor.
Dolayısıyla birkaç şeyi değiştirmemiz gerekiyor. Bu yeni tedarik modelleri, iş yapma modellerine göre birincisi veri merkezlerinin seçiliyor olması lâzım. İkincisi, artık yedeklilik sadece coğrafi olarak değil, hem network katmanında olsun, hem de bulut hizmet sağlayıcıları katmanında bile olması gerekiyor. Eskiden kurumlar bir tane tedarikçiye veya bilemediniz 2 tane seçerdi ve buna göre de sistemlerini temin ederdi fakat artık günümüzün bu dinamik dünyasında ve herkesin de dijitalleşmeden konuştuğu bir dünyada çok hızlı bir şekilde bulut üzerinden de veri hizmetlerini kullanmaları gerekiyor. Burada da tabi birden fazla platform var. Dolayısıyla işletmelerin bu platformlara hızlı ve esnek bir şekilde erişebilmesi de çok çok önemli.
Diğer düşünülmesi gereken konulardan birisi, büyük işletmeler özellikle kendi yatırımlarını yapmayı tercih ediyorlardı ki, biliyorsunuz halen daha kısmen de olsa bu devam ediyor. Hep vurguladığımız husus şu: herkesin kendi asli işine odaklanması ve hem sermaye gücünü, hem ekiplerini, kaynaklarını, tüm kısıtlı kaynaklarını aslında buna yönlendirmesinin en doğrusu olduğunu, bu anlamda diğer türlü yatırımların ya atıl kaldığını görüyoruz, çok etkin kullanılmadığını. Dolayısıyla veri merkezi tarafında da artık büyük kurumların da bizim gibi böyle güvenilir kurumlar ile artık çok rahatlıkla bu hizmetlerini temin edebileceklerini, burada da önemli bir aslında dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz. Ve son olarak da söyleyeceğim husus şu: arada da bahsettim. Network katmanındaki yedeklik de çok önemli. Günümüzde güvenlik biliyorsunuz her kurumun hassasiyet ile üzerinde durduğu konulardan bir tanesi. Artık bağlantı ihtiyaçlarının önemli bir kısmını internet üzerinden değil, veri merkezleri içinden halletmek bu konudaki önemi bir çözüm başlığı olabiliyor. O yüzden de yine kurumların veri merkezinin içerisinde bu hizmetlerini alması önem kazanıyor. Tabii burada da ne ön plana düşüyor? Kurumların çalıştığı operatörlerin o veri merkezlerinde bulunması da lazım. Şimdi bunların hiçbirisi bu yakın zamana kadar günümüzdeki veri merkezlerinde de çok görebildiğimiz şeyler değildi.
Dolayısıyla hem bu tür esnekliklerin olmaması, hem sektörün tanımının oturmamış olması, hem de bu tür iş yapma modellerinin daha tam anlaşılamamış olması veri merkezi sektörünün önündeki aslında en önemli bariyerlerden birkaç tanesiydi. E tabii, bulut hizmet sağlayıcılarının da ve aynı zamanda OTT Player dediğimiz büyük content sağlayıcılarının da ülkemizde olmaması da aslında ver merkezi sektörünün büyümesinin önündeki önemi engellerden bir tanesiydi ama bu söylediğim bileşenlerin artık bir şekilde temin edilebilir olmaya başlaması bu anlamda da o dönüşümün de, değişimin de olmaya başlayacağını gösteriyor. Bizim de zaten Equinix olarak yapmak istediğimiz faaliyetlerin başında ve kendimize aslında biçtiğimiz ana misyon, bunları olabilir hale getirebilmek, mümkün kılmak.
turk-internet.com: Yer sağlayıcı veri merkezi… bu tanımlar henüz çok net değil dediğiniz gibi. Bir karmaşa var. Bu neyi engelliyor?
Mehmethan Şişlik :Şimdi tabii ülkemize baktığınızda tüm bu dijital dönüşüm dediğimiz macera daha yeni başladı. Biz bu sektörün içerisindeki firmalar, sektör çalışanları olarak tabiî ki nelerden bahsettiğimizi biliyoruz ama hem diğer sektörlerdeki, özel sektördeki firmalara bakacak olursak, kamu tarafına, işte yasa yapıcılara, uygulayıcılarına baktığımızda bunların hepsine tabiî ki aynı dille konuşması lazım. Bu konuda halen istediğimiz noktada değiliz. Böyle olunca da bir anlam karmaşası çıkıyor ve kimin rolü nedir, kim neden sorumludur bazen kaybolabiliyor. Bu da sektördeki oyuncularda, bizim gibi kurumlarda bazen belli mağduriyetlere yol açabiliyor. Ki, bu aynı zamanda global oyuncuların da Türkiye pazarına girmesi yönünde gördükleri en önemli çekincelerin aslında başında geliyor.
turk-internet.com: Global oyuncular derken, Avrupa’da veri merkezi açan büyük Facebook, Google gibi firmaları kastediyorsunuz?
Mehmethan Şişlik :Onları da kastediyorum. Doğru. Bugün söylediğiniz firmalara yurt içinden çıkan trafik azımsanmayacak boyutlarda. Biliyorsunuz önemli konularımızdan bir tanesi de, işte ülkemizin verisinin ülke içinde kalması ki, şu anda zaten bu verinin önemli bir kısmı yurt dışına çıkıyor. İşte biz ancak bahsettiğimiz türdeki oyuncuların ülke içine gelmesini mümkün kılabilirsek, o zaman bu veriler ülkemiz içinde olmaya başlayacak.
turk-internet.com: Bu aynı zamanda para ile de ilgili bir şey.
Mehmethan Şişlik :Tabii ki! Burada hem verinin korunmasıyla ilgili veya güvenlik ile ilgili konular da var ama diğer taraftan ticari olarak da yurt dışına çıkan trafik ki, bunun da bir ticari para karşılığı var tabii ki! Dolayısıyla bunların büyük bir kısmının ülke içinde tutulmasını sağlayacak ki, son zamanlarda çıkan yeni bir yasamız var biliyorsunuz Türk Lirası’nı korumaya yönelik; buna bile önemli katkısının olacağını düşünüyorum.
turk-internet.com: Peki, büyük firmalar kaçınıyorlar veri merkezlerine gitmekten dediniz. Buradaki tabii büyük endişelerden biri güvenlik. Verilerinin güvenliği. Belki müşteri datasının, belki muhasebe verilerinin. Bunu nasıl siz yorumluyorsunuz? Ne güvence getiriyorsunuz?
Mehmethan Şişlik :Şimdi burada güvenliği birkaç başlıkta incelememiz lâzım. Öncelikle tabii ki fiziksel güvenlik, operasyonel güvenlik, artı siber güvenlik gibi birçok başlık altında bakmak lâzım. Bizim gibi kurumlar ile çalışmalarının sağladığı avantajlara bu alanda bakacak olursak, bizim bir tane temel işimiz var. O da, veri merkezi hizmetleri sunmak ve biz bu konuda çok iyi olduğumuzu, çok iddialı olduğumuzu düşünüyoruz ki, bugün ülkemizde hiçbir kurumun sunmadığı 5/9 hizmet sürekliliğini taahhüt ediyoruz. 5/9 demek, artık 1 sene içerisinde bir işletmenin sistemlerinin çok kısa sürelerce ancak kesinti yaşaması, geriye kalan tüm sürelerde ise erişilebilir durumda olmasını sağlıyor ki, bu bile başlı başına önemi bir avantaj. Diğer taraftan dünyanın hemen hemen her coğrafyasında irili ufaklı birçok işletmeye bu hizmetleri aynı standartlarda vermeyi hedeflediğinizde bu aslında çok geniş bir operasyonel derinlik kazandırıyor. Bu operasyonel derinliği aynı zamanda güvenlik katmanında da kastediyorum ki, hem işte iletişim güvenliği olsun, hem fiziksel güvenlik anlamında bu konuda da çok deneyimli bir kurumuz ve hem şu anda halihazırda verdiğimiz hizmetler olsun, hem de üzerinde çalıştığımız, devreye alacağımız hizmetlerde de çok önem kazanıyor. Diğer ikinci bir konu ise, kurumların zaten dış dünyaya bağlantı ihtiyaçlarını büyük oranda azalttığımız için çünkü ekosistem paydaşlarıyla birebir bağlantılar üzerinden iletişim sağlayabildikleri için, bu da güvenlik zaafiyetlerini ciddi şekilde azaltıyor. Diğer bir tanesi ise son olarak ekleyeceğim, kurumların gerçekten kendilerinin fiziksel olarak tamamen yönetebileceği kafesli alanlar sunuyoruz. Bu, ülkemizde çok görülen bir şey değildi. Veri merkezlerine gittiğinizde normalde belli kabinlere, belli koridorlar içerisinde yer alırdınız ama biz kurumların istedikleri her türlü fiziksel güvenliği sağlayacak şekilde, kafesli onlara diledikleri özel alanları da sunarak, güvenliği en üst seviyede sağlayabilmelerini mümkün kılıyoruz.
turk-internet.com: Bir de altyapı Türkiye’nin yetersiz uzun zamandır. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ne yapılması lâzım?
Mehmethan Şişlik :Şimdi, altyapı derken tabii onu da yine birkaç başlıkta incelemek lâzım. Öncelikle altyapı derken enerji bizim için önemli. Başlıklardan bir tanesi olduğu için, enerji tarafındaki alt yapı yatırımlarını çok önemsiyoruz ve bunun artarak da devam etmesini istiyoruz özellikle…
turk-internet.com: Yeterli görüyor musunuz?
Mehmethan Şişlik :Değil ama ülkenin enerji bağımlılığını daha da aza düşürecek özellikle yenilenebilir enerji alanlarındaki yatırımların çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Buralarda önemli adımlar da atılmadı değil ama daha da hızlanarak devam etmesi lâzım. Yani şu anki tüm dünyadaki ve ülkemizdeki büyüme tahminleri göz önüne alındığında yeterli olmadığı aşikâr. Bu konuda daha yapmamız gereken çok şey var. Diğeri ise özellikle iletişim tarafında fiber altyapılar tarafında. Burada da maalesef istediğimiz hızda ilerleyemedik ve sektör paydaşlarının da bu anlamda bir ortak akıl ile bir çalışma içerisinde olamamalarının handikaplarını da yaşadık. Burada da sevindirici adımlar yok değil ama yeterli değil. Bir taraftan mobil geniş band geliyor, o yüzden hala atılabilecek adımlar var. Dolayısıyla en azından bundan sonrasında bu adımların hızlı bir şekilde ve bir ortak akıl çerçevesinde yürütülmesinin çük önemli olduğunu ve ülkemizin gerçekten tüm küresel sistem ile çok iyi bir bağlantı içerisinde olmasını arzu ediyoruz çünkü Türkiye’nin ve özellikle İstanbul’un bulunduğu lokasyon itibariyle sadece ulaşım, haberleşme, vs gibi değil, teknoloji tarafında da önemli bir internet hub’ı olabilme potansiyeli olduğunu görmek lazım. Birçok sektörde bunu gerçekleştirebiliriz ama buradaki ortak payda aslında teknoloji katmanı. Buradaki katmadeğer bu. Bütün bu sektörlerin hem kendi içinde kullandıkları sistemlerin, hem diğer sektörlerdeki paydaşlar ile konuşabilmeleri için teknoloji katmanın kuvvetli olması lâzım ve bunun da olmazsa olmazı iyi bir bağlantı katmanına sahip olmamız.
turk-internet.com: Bu arada geçenlerde “global bağlantı endeksi” diye bir kavrama açıklık getirdiniz. Onu da anlatır mısınız?
Mehmethan Şişlik :Aktarayım ana hatlarıyla. Bunu çok önemsiyoruz öncelikle. Bu raporu yayınlayışımızın 2.senesi bu. Çok kolay değil böyle bir raporu ortaya çıkarabilmek. Yapmayı hedeflediğimiz şey şuydu: şu anda dünyadaki veri trafiğine bakacak olursanız, bu veri trafiğinin aslında önemli bir kısmı internet üzerinden akmıyor artık. Önemli kısmı veri merkezlerinin arasında ve veri merkezleri içinde akıyor. En başta söylediğim iş modellerinin değişmesiyle beraber artık kurumlar belli internet bağlantı hizmetlerini almak ile yetinmiyorlar, tam tersine paydaşlarıyla veri merkezleri içinden bu ara bağlantıları kullanarak bağlanıyorlar. Bizim yapmış olduğumuz bu çalışmadaki ana hedefimiz de burada nasıl bir trendin olduğuydu. Biliyorsunuz, internet veri trafiği ile ilgili Cisco’nun yaptığı, her sene yayımladığı önemli bir yayın vardır. Bizim bu yapmış olduğumuz Global Inter- Connection Index diye adlandırdığımız, işte ikincisini duyurduğumuz indekste ise tüm bu inter- connection trafiğinin nasıl aktığını ve burada nasıl bir trendin olduğunu paylaşıyoruz. Burada altını çizmek istediğim önemli nokta ise, buradaki trafiğin internet trafiğinden kat be kat hızlı arttığıdır ve artık zaten internet trafiğinden çok daha büyük bir hacme ulaştığıdır. Dolayısıyla bu da bize aslında işletmelerin nasıl mimariler ile çalıştığını ve bundan sonrası trendin ne olacağını göstermek açısından önemli bir kaynak.
turk-internet.com: Teşekkür ederiz!
Mehmethan Şişlik :Teşekkürler!
[1] Equinix, Zenium’un İstanbul Veri Merkezi’ni 93 Milyon $ Karşılığında Satın Aldı