İhracat tarafında dünyanın 12., üretimde ise 13. büyüğü olan Türkiye mobilya sektörü, Covid-19 salgınının olumsuz etkilerinin çözümünü dijitalleşmede görüyor. Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) tarafından hazırlanan sektörel etki araştırmasına katılan markaların %73’ü satış ve pazarlama tarafında dijitalleşmeye gideceklerini söylüyor. MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, mobilya sektörünün 36.000 üretici ile Türkiye’nin hammadde konusunda dışarıya bağımlılığı bulunmayan milli sektörlerinden biri olduklarını belirterek, şunları söyledi;
“Covid-19 global krizi 2023 stratejimiz olan dünyanın 5. büyük ihracatçısı olma hedefinden bizi vazgeçirmiş değil. Bunu başarmanın yeni yollarını ve stratejilerini oluşturuyoruz”
Türkiye geneline yayılan üretim tesislerinde tasarlanan mobilyalarının %42’si ihraç ediliyor. Hammadde ve işçiliği ile %90 oranında yerli ve milli olan Türk mobilya sektörü, bu özelliklerinden ötürü dünyanın 12. büyük ihracatçısı, 13. büyük üreticisi olarak tanımlanıyor. 36.000 mobilyacıdan 15.000’i aynı zamanda ihracat da yaparken sektörün çatı kuruluşu Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED), Covid-19 sonrası sektörün yönelimlerini görmek için bir araştırma yaptı. Araştırma ile şu sorunların cevaplarını aradı;
“pandemi salgınının en çok hangi faaliyetleri etkilediği, desteklerden nasıl ve ne ölçüde faydalanıldığı, salgın ile mücadele için hangi stratejilerin uygulandığı, dijitalleşmeye bakış, hangi alanlarda dijitalleşme çalışmalarının yapıldığı, ihracat tarafında en çok hangi sorunlarla karşılaşıldığı, tehdit ve risklerin neler olduğu, salgının negatif etkisinin daha ne kadar devam edeceği”
Mobilyacı için çare dijital platform
Araştırmaya göre, sağlık ve güvenlikten ötürü sosyal mesafenin iş yapma biçimlerini şekillendiği yeni dönemde dijitalleşmeye yönelim arttı. Katılımcıların % 43’ü satış, % 40’ı ise pazarlama süreçlerinde dijitalleşmeye gidilmesinin son derece önemli olacağını düşünürken, satış ve pazarlama tarafında dijital alt yapı çalışmalarına başladığını söyleyenlerin toplam oranı %73 olarak gerçekleşti. Araştırmanın bir diğer çıktısı ise pandemi krizi ile başa çıkmak için izlenen stratejilere ilişkindi. Buna göre katılımcıların %35’i pazarlama faaliyetlerine ağırlık verdi, %20’si banka kredilerini yeniden yapılandırdı, %20’si ise istihdamda geçici olarak kısıtlamaya gitti. Bütün bu stratejileri kullananların oranı ise %10 olarak gerçekleşti. Araştırma kapsamında katılımcılara devlet desteklerinden ne oranda yararlandıkları da soruldu. Katılımcıların %58’i kısa çalışma ödeneğinden faydalandığını, %35’i KGF desteklerini kullandığını, %5’i de tüm desteklere başvurduğunu söyledi.
Mobilyacı düzelme için minimum 4 ay maksimum 2 yıl dedi
İhracat tarafında yaşanılan zorlukları da gözler önüne seren araştırmanın çıktısına göre, katılımcılar siparişlerin iptal edilmesinin yanı sıra kısmen devam eden faaliyetler sırasında gümrük ve lojistikte sorunlar yaşadı. Katılımcılara pandeminin iş kabiliyetleri üzerindeki negatif etkisinin ne kadar daha sürmesini bekledikleri de soruldu. Salgının etkisinin 6-12 ay devam edeceğini düşünenlerin oranı %50 olurken, 1-2 yıl devam edeceğini düşünenler %25’te kaldı. Katılımcıların %20’si ise 4-6 ay gibi kısa bir dönem içinde sürecin olumluya döneceğini aktardı.
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, araştırmadaki her bir sorunun çıktısının bundan sonraki stratejileri belirlemede etkili olacağını, araştırmanın bu açıdan son derece kıymetli olduğunu ifade etti. Mobilyanın üretim olarak Türkiye’nin geneline yayıldığını, %90 oranında yerli ve milli olduğunu ve bu açıdan dışarıya hammadde bağımlılığının bulunmadığını söyleyen Güleç, şöyle devam etti;
“Son 20 yılda mobilya sektörü olarak gösterdiğimiz atılım ve buradan aldığımız güç ile oluşturduğumuz stratejinin hedefi 2023 yılında 10 milyar $ ihracattı. Aynı şekilde dünyanın 5. büyük mobilya ihracatçılarından biri olmayı hedefliyorduk. Kimsenin beklemediği ve bir dünya krizine neden olan Covid-19 salgını, bütün ülke ve sektörleri etkilediği gibi bizi de etkiledi. 10 milyar $ ve beşinci büyük ihracatçı olma hedeflerinden vazgeçmiş değiliz. Bunu yapabilmenin yeni yolları ve stratejilerine bakıyoruz”
Mobilya haziran sonrasına iyi hazırlandı
15.000’i ihracatçı olmak üzere 36.000 mobilya üreticisinin toplam 250.000 kişiyi istihdam ettiğini sözlerine ekleyen Güleç, ticaret yollarını değiştiren salgından sektör adına bir başarı hikayesi çıkarmak için yeni tanıtım ve pazarlama kanalları üzerine çalıştıklarını söyledi. Güleç şunları kaydetti:
“Sektör olarak dijital satış, e-b2b görüşmelerine imkan tanıyan platformlar, ülke ticaret heyetlerinin sanal olarak gerçekleşmesine izin veren online yapılar konusunda çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Sağlık ve güvenlik için mesafeyi korumanın önemli bir hale geldiği dönemde, değeri iyice artan bu kanalları etkin kullanmak ve tanıtımlarımızı buralardan yapmak jeopolitik avantajlarımızla birleşince ihracat tarafında çok daha pozitif bir hikaye oluşturmamızı sağlayabilir. Firmaların özellikle ihracat tarafında e-ticaret sitelerine üyelikleri, sanal ticaret heyetlerine ve sanal fuarlara katılımları yakın zamanda destek kapsamına da alındı. Birbirini destekleyen, tamamlayan bütün bu girişimlerin çok daha hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyoruz.”
Türk mobilya sektörü olarak 2019 yılında 3,5 milyar $’lık ihracat yaptıklarını, aynı şekilde iç piyasada 50 milyar liralık satış gerçekleştirdiklerini aktaran Güleç, şu ifadeleri kullandı;
“Covid-19 salgını olmasaydı 2020 sonu için projeksiyonumuz iç piyasada 60 milyar liralık satış, ihracat tarafında ise 4,5 milyar $’lık ekonomik büyüklüktü. Ocak ve şubat aylarını ihracat tarafında geçen yılın aynı dönemine göre %15’lik büyüme ile tamamladık. Mobilyada KDV indiriminin sürekli hale getirilmesi de yılın devamı için çok daha pozitif tablolar taşıyordu. Fakat salgın, stratejilerimizi yeniden oluşturmamıza neden oldu. Haziran itibariyle başlayan normalleşme ve mobilya almak isteyenleri finansal açıdan destekleyecek kredi paketleri hane halkının ertelediği ihtiyaçlarını hızla hayata geçirmesine neden olacak. Bu anlamıyla mobilyada ikinci yarı dönemde daha hareketli bir süreç bekliyoruz; üreticilerimiz çalışmalarıyla, indirimleriyle, kampanyalarıyla sürece iyi hazırlandılar”