Bugün, son yıllarda adını pek fazla duyduğumuz bir ‘’mmorpg’’ (Massive Multiplayer Online Role Playing Game- Devasa Çok Oyunculu Çevrimiçi Rol Yapma Oyunu) olan League Of Legends oyununu inceleyeceğiz.E-Spor dünyasının adeta temellerini atan, başlayanın bırakamadığı; uzaklaşsa bile bir internet kafede, arkadaş ortamına girdiğinde içindeki aşkın yeniden alevlendiği bu oyunu bu kadar özel yapan şey ne? Gelin bakalım:
Oyunumuzda iki takım var. Bu takımlar -standart oyun modunda- beşer kişiden oluşuyor. Oyunumuzun amacı, öncelikle kendi kulelerimizi savunmak sonra karşı takımın kulelerini yıkmak. Eğer karşı takımın en son kulesi olan ‘’Nexus’u’’ yıkarsanız oyunu sizin takımınız kazanıyor.
Oyunda sınırsız ölme ve yeniden doğma hakkınız bulunuyor. Lakin her öldüğünüzde rakibinize altın, yani fazladan güç kazandırırsınız. Bunun yanında koridorunuza dönme süreniz her ölümünüzle daha fazla gecikeceğinden rakibiniz sizin önünüze geçecek ve ilk kulenizi yıkmak için de eylem gerçekleştirecektir.
Oyunumuzda iki yüzden fazla sayıda karakter bulunmakta. Bu karakterlerin her birinin farklı yetenekleri, kendilerine özel zırh ve saldırı değerleri bulunmakta. Oyunumuz ayrıca metafizik öğelerden de bahsetmekte. Bu metafizik öğeler çoğunlukla oyunun karakterlerine yansır durumda. Zira, karakterler sıradan bir okçu olabiliyorken aynı zamanda bir ejderha da olabilmekte. Hepsinin kendine özel avantajları ve dezavantajları mevcut. Bunun yanında oyundaki karakterler “büyü ve fiziksel hasar verenler” olarak iki ana başlığa ayrılmakta. Bunun alt başlıkları olarak; sahip oldukları yetenek ve diğer özelliklere göre nişancı, suikastçı, destek şeklinde ayrılıyor.
Oyunun en önemli mekaniği, minyon öldürerek kendine seviye yükseltmesi ve altın kazandırmak. Bu altınlarla marketten fazladan güç veren eşyalar satın alarak gücünü artırmak ve rakiplerinin önüne geçmek mümkün. Dolayısıyla “altın” oyunun kilit noktası. Oyunda farklı fiyatlarda farklı güçler veren eşyalar bulunmakta. Büyücü iseniz büyü gücü, fiziksel saldırı karakteri iseniz fiziksel saldırı takviyesi sağlayan eşyalar gibi… Hal böyle olunca, aynı koridorda savaşan karşılıklı iki oyuncudan birisi koridora fazladan güçle geldiğinde karşı taraf için durum oldukça zorlaşıyor.
Haritamızda dört adet koridor bulunuyor. Bu koridorlar: alt, üst, orta ve orman koridorlarıdır. Ormana bir bölge olması sebebiyle koridor gözüyle bakılmıyor olsa da her maç bir oyuncu orada oynamaktadır. Alt koridorda takımın en çok hasar vurması beklenen karakteri (nişancısı) ve takıma can doldurmak, kolaylık sağlamakla görevli olan destek karakteri bulunuyor. Orta koridorda genellikle işi takımı toparlamak, takım savaşlarında ekstra avantaj sağlamak olan bir karakter bulunmakta. Büyü hasarı veya fiziksel hasar veren bir karakter seçmek kişinin kendisine kalıyor. Solo, yani üst koridor ise adından da anlaşılacağı gibi tek kişi için uygun olan bir koridor. Bu koridordaki oyuncunun görevi de takım savaşları başlayana kadar koridoru ittirmeye çalışmak, ve bir yandan kendi güçlenmesini sağlamak. Son koridorumuz orman. Aslında, belirttiğimiz üzere, burası bir koridor değil lakin koridoru seçen oyuncu, haritanın en “gezgini” oluyor. Orman, bir noktada oyunun en değerli koridorudur da bana göre. Çünkü bu koridor, maç boyunca ormandaki canavarları keserek kendi güçlenmesini sağlamanın yanında diğer koridorlara da sık sık yardıma giderek rakibe baskın yapmakla da görevli. Eğer iyi oynayan birisi ormancıysa takımınız galibiyete çok yakın demektir.
Geçelim team fight (takım savaşı) safhasına. Oyuncular genellikle 15-20 dakika sularında koridorlarını terk ederek kozlarını paylaşmak üzere orta koridorda toplanırlar. İlk yirmi dakikanın birikimi olarak, en çok karakterlerini güçlendiren takım, mutlak avantaj sahibidir. Ancak oyun yeteneği ve ormandaki bossları (canavarları) “keserek” elde edilen fazladan gelişme puanı ve altınlar, çok kritik öneme sahip olduğu için galibiyet el değiştirebilmektedir.
Peki, yok mu bu oyunun hikayesi? Herkesin bildiği ana bir hikaye bulunmuyor. Karakterler özelinde nereden geldikleri, kim oldukları gibi temel şeylerden bahsediliyor. Zaten karakterlerin replikleri ve kıyafetleri de buna göre düzenleniyor. Ancak League of Legends’in kendi sayfasında Türkçe olarak kesit kesit hikayeler bulunmakta. Dilerseniz gidip okuyabilirsiniz.
Bu oyunu benim ve milyonlarca oyuncu için özel yapan nokta da “dinamizm” kısmı. Çünkü oyun esnasında içinizde hep kazanabileceğinize dair umut ve bunun yanında kaybedebileceğinize dair bir kaygı bulunuyor. Asla ekranın başından kalkmak istemiyorsunuz. Kazandığınızda karşınızda birilerinin kaybettiğini bilmek size çok büyük bir tatmin hissi veriyor. Ayrıyeten oyun size kaybetmeyi de öğretiyor.
Benim oyunla tanışmam 2014 yılının başlarındaydı. İnternetten edindiğim ve çok eğlendiğim arkadaşlarımla oynadığım için oyunun yeri bende bambaşka. Oyunu oynayan neredeyse her kişide olduğu gibi, benim de dönem dönem oyunu uzun süreler boyunca oynamadığım oldu. Ancak bir şekilde bir yerde oyunun introsunu, oynanış videosunu gördüğümde şu an bile oyunu oynayasım gelir.
Oyun yıllar içinde değişime uğramış olsa da hissettirdiklerinde çok büyük değişiklikler olmuyor. Tabi ilk oyuna başladığınız ve birlikte uzun zamanlar geçirdiğiniz insanlarla geçirilen dönemin yeri başka oluyor.
Her şeyin yanında en önemlisi de herkes kendine oyunda bir yer bulabiliyor. Oyundaki karakter çeşitliliği, illa ki bir veya daha fazla karakterle bütünleşmenize yol açıyor. Kullandığınız karakterin oyun içindeki konuşmaları, kıyafet tarzı ve hareket mekaniği kendinizle bir yerlerden bağdaştırabileceğinizunsurlar bulunduruyor.
Son olarak oyunun dezavantajından bahsedelim. İnsanların oyunu bırakmasına, ara vermesine sebep olan bu dezavantajımız oyuncularca ‘’ergen kitle’’ olarak adlandırılıyor. Böyle adlandırılmasının sebebi oyunu oynayan yaş ortalamasının giderek düşmesiyle birlikte geldiği düşünülen karşılıklı küfürleşmeler. Ancak ben bu durumun yaş ortalamasından ziyade genel kitledeki hoşgörü eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum.
Oyun her ne kadar fiziksel aksiyon yaratmasa da kendi içinde oldukça dinamik ve dolayısıyla stresli bir oyun. Oyun içerisinde serbest bir chatin bulunması beraberinde kişilere sonsuz bir özgürlük getiriyor. Anonim hesapların olmasıyla birlikte de bu kişiler fazla cesaret kazanıyor. Ardından canının istediği herkese, her ırka, dini ve manevi değerlere küfür etmeye başlıyor.
Eğer bu dönemde arkadaşlarınızla vakit geçirmek istediğiniz, içerik yönünden zengin bir mmorpg türünde oyun arayışındaysanız bir girip bakın derim. Önünüzde herhangi bir büyük bir sınav varsa, son sınıf öğrencisiyseniz kesinlikle uzak durmanızı tavsiye ediyorum.
Oynamamı, incelememi istediğiniz oyun varsa belirtebilirsiniz.