Avrupa telekom pazarının belki de en ilginç hareketlerinden birisini Nokia yapıyor. Şirketin Alcatel-Lucent’in tüm hisselerini 15,6 milyar Euro karşılığında satın almak için anlaşmaya vardığı duyuruldu[1]. Şirketin adı Nokia Corporation şeklinde sürüyor. Merkezi Finlandiya olacak ama Fransa’da ağırlık sürecek. Yönetim Kurulu Başkanı Risto Siilasmaa ve CEO Rajeev Suri olarak açıklandı.
Satış 2016’nın ilk yarısında tamamlanacak ve 2019’a kadar 900 milyon euro’luk işletim masrafları tasarrufu oluşacağı açıklandı. Nokia bu satın alma ile oluşacak büyümeden ötürü 2014-2019 arasında % 3,5 olan satış büyümesinin de gelişeceğini öngörüyor.
Nokia’nın, bu alım çerçevesinde firmanın % 33,5 toplam hissesini oluşturacak şekilde, Alcatel-Lucent hissedarlarına, her bir eski hissesi için yeni şirketin 0,55’lik hissesini vereceği belirtiliyor.
Nokia, Fransa’da 6000 çalışana sahip Alcatel-Lucent’in zaten planlamış oldukları dışında işten çıkarma yapmayacağını ve Villarceaux ve Lannion şehirlerindeki ARGE merkezlerini muhafaza edeceğini açıkladı.
Nokia Neden Satın Alma Yapıyor
Nokia ve Ericsson, kablo döşenmesinin zor olduğu Baltık ülkelerinin kablosuz iletişim (cep telefonu) konusundaki 2 devi olarak 1990’lardan itibaren yükseldiler. 2 firma bir yandan 2G cep telefonları üreticileri olarak dünya lideri oldular, bir yandan da operatörlerin altyapısını ürettiler.
Ancak, akıllı telefonlar ve özellikle de iPhone’un pazara çıkmasıyla birlikte, bu 2 şirketin –zaten kar marjı düşük olan– cep telefonu cihaz üretim gelirleri geriledi. Ericsson, biraz daha erken davrandı ve Japonlarla Sony-Ericsson haline geldi. Nokia da malum bu bölümünü geçen yıl Microsoft’a sattı.
Diğer alanda, yani operatör altyapıları konusunda ise, Ericsson bugün dünya lideri durumunda. Nokia, Alcatel-Lucent’ı satın aldığında, 26 milyar Euro satış yapan ve 114.000 elemana sahip bir organizasyon oluşacak. Bu haliyle de bu segmentin % 35’ini oluşturur hale gelecek. Dolayısıyla da pazarın % 40’ına sahip Ericsson ile % 20’sine sahip Huawei arasında bir yere oturabilecek. Ama Nokia için asıl önemlisi Kuzey Amerika pazarına girebiliyor olması olacak.
Nokia’nın Alcatel-Lucent’e önce sadece kablosuz iş’i almak için yaklaştığı ama daha sonra şirketin tamamının söz konusu olduğu Alcatel CEO’su Michel Combes tarafından açıklandı. Nokia’nın, cep telefonu üretim bölümünü Microsoft’a sattıktan sonra, elinde kalanlar; şebeke bölümü, harita bölümü ve bazı teknoloji patentleri olmuştu.
Nokia açıklamasında 2 şirketin birleşmesi ile oluşan iş alanlarını, sabit ve mobil genişbant, IP yönlendirme, çekirdek şebeke, bulut uygulamaları ve servisleri olarak belirtti. Ayrıca 2014 yılında, 2 şirketin ARGE için birlikte 4,7 milyar euro harcandığı ve 40.000 eleman ayırdığı hatırlatılarak, 5G, IP ve yazılım tabanlı şebekeler, bulut, analitikler, sensörler ve görüntüleme gibi yeni teknolojiler konusunda çalışacakları kaydedildi.
1+1=2 Eder mi?
Telekomünikasyon sektörünün uzmanları bu satın alımda riskler görüyorlar. Telekom üreticileri sektörü 2000’lerin başından bu yana bir karmaşa yaşıyorlar. Bir zamanların devi Nortel’e bakın mesela. Zaten Fransız Alcatel de, daha önce Amerikan Lucent’i satın almıştı. Başka açıdan anlatırsak, –değişen teknoloji ve Çin’li firmalar nedeniyle– önce Kuzey Amerika’da, sonra da Avrupa’daki üreticiler zor duruma düştüler.
Özellikle Huawei’in (ve de ZTE’nin) fiyatlarının bazen neredeyse % 40’lara varan oranda daha tasarruflu olması, pazarı tamamen değiştirdi. Hatta Amerika’lıların Çin’lileri casuslukla suçlamasına karşın (aslında Snowden belgelerine bakılırsa asıl casusluğu Amerika’lılar yapıyormuş) firmanın global pazarlardaki yükselişi devam ediyor.
Peki, 2 firmanın birleşmesi ile 1+1=2 eder mi? Eğer Alcatel-Lucent birleşmesine bakarsanız, etmiyor gibi gözüküyor. O günden bu yana, dünyada ve ülkemizde “n” sayıda CEO değiştirildi ama bugünkü sonuç zaten durumu anlatıyor. Dikkat ederseniz, olay duyuldu ve satış bitti. Yani Fransızlar her zamanki tartışmacılıklarını gösterme yerine anında kabul etmişler gibi yani zaten pes etmişler anlaşılan. Nokia ise tam tersine Avrupa telekom pazarı adına, pes etmek yerine “birlikten kuvvet doğar” demeyi tercih etmiş gözüküyor.
Ama 2 tane zayıf durumdaki şirketin birleşmesinden, bir güçlü şirket çıkabilir mi? Bu tür soru ve eleştirilere karşı, Nokia CEO’su Rajeev Suri, “bu bir joint-venture değil, bu satın alma, dolayısıyla yönetimsel sorunlar yaşamayacağız. Geçmişteki hatalarımızdan bir şeyler öğrendik.” diyor.
Bakalım ne olacak?