ABD’de SOPA ve PIPA yasa tasarılarının kamuoyundan gelen tepkiler üzerine rafa kaldırılmasının ardından tartışmalar farklı boyutlarda devam ediyor. Söz konusu yasa tasarılarının en büyük savunucusu durumundaki MPAA (Amerikan Film Endüstrisi Birliği) Başkanı Chris Dodd, gelişmeleri yakından izlediklerini ve bu tasarıya destek vermeyi kesen politikacıların seçim kampanyalarına bağış yapmayacaklarını duyurdu. Bu açıklama ise son derece büyük bir gürültü kopardı.
ABD’deki lobicilik faaliyetlerinin çok ciddi bir ekonomik boyuta ulaştığını daha önceki bazı yazılarımızda teknoloji özelinde de olsa işlemiştik [1], [2]. Amerika’da lobi faaliyetlerinde bulunmak yasal bir uğraş. Bu uğraşın şekli de genellikle Kongre üyelerinin seçim kampanyalarına veya partilerin etkinliklerine yapılan “bağışlar” şeklinde vücut buluyor. Ancak bu bağışlar, aynı zamanda zengin seçmenin veya maddi gücü yerinde olan güç odaklarının, politikacıların dizginlerini ellerine almasını sağlamakta.
Bu durumun en net örneği, ABD Kongresi’nde kamuoyu tepkisinden çekinilerek rafa kaldırılan SOPA ve PIPA yasa tasarıyla ilgili yaşanan son gelişmelerle açık bir biçimde karşımıza çıkmakta. Söz konusu yasa tasarılarının en büyük savunucusu durumundaki MPAA (Amerikan Film Endüstrisi Birliği) Başkanı Chris Dodd, tasarıların rafa kaldırılmasının ardından konuyu takip etmeye devam edeceklerini açıklamış ve hızını alamayarak politikacıları “bağış desteğini kesmek” tehdidi ile korkutmaya çalışmıştı.
SOPA ve PIPA yasa tasarılarına karşı çıkan gruplar ise, Chris Dodd’un açıklamaları karşısında hemen bir imza kampanyası başlattılar. Beyaz Saray’a gönderilen ve çok kısa bir sürede 30.000 imzaya ulaşan bu imza kampanyası metni, Dodd’un yaptığı açıklamaların bir rüşvet itirafı olup olmadığı konusunda soruşturma başlatılmasını talep ediyor.
Beyaz Saray, taraflarına gönderilen imza kampanyası hakkında anında bir açıklama yayınladı [3]. Açıklamada, kendilerine gönderilen imza kampanyası dilekçesinin spesifik bir yasal yaptırım talebi (soruşturma açılması) içerdiğini dolayısıyla da Beyaz Saray’ın bu dilekçe ile ilgili herhangi bir yorum yayınlamayacağı bildirilmekte.
ABD’de her vatandaş Anayasal bir hak olarak, hükümete düzeltilmesini istediği konularda dilekçe verme hakkına sahip. Bu hak genellikle işlerin daha hızlı yürüyebilmesi için ortak bir dilekçe formatında hazırlanıyor ve açılan imza kampanyaları sayesinde toplu talebe dönüştürülüyor. ABD yönetimi ise belli durumlarda bu dilekçeleri işleme koymama veya dilekçe hakkında yorum açıklamama hakkına sahip olmakta. Uzmanlar yaşanan son durumda, dilekçenin “soruşturma açılması talebi” değiştirilerek yeniden imza kampanyasına açılabileceği görüşündeler.
[1]-ABD’de İletişim ve Elektronik Sektörünün 2011 Lobi Harcamaları Toplam 390 Milyon Dolar