Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Ömer Arasıl ile Telekomünikasyon Kurumu’nun dünyadaki ve Türkiye’deki önemi ve Kurum hakkında sektörün merak ettikleri üzerine sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.
Başkan Arasıl, Ege Üniversitesi iktisat bölümünde sürdürdüğü görevini, “30 senelik dostum” dediği Ulaştırma eski Bakanı Oktay Vural’ın kendisine danışman olması isteğiyle bırakmış bir akademisyen.
Bilindiği gibi, 4502 sayılı yasada Kurul Başkan ve üyeliklerine atanma şartı olarak “telekomünikasyon tecrübesi” gerekiyor. Başkan Arasıl bu şartı Ulaştırma eski Bakanı Oktay Vural’ın danışmanlığında sağlamış görünüyor.
Telekomünikasyon ile ilgili danışmanlık görevinden öncede çeşitli teorik çalışmalarının bulunduğunu ifade eden Başkan Arasıl, Ulaştırma Bakanı danışmanlığı görevinde, Türk Telekom’un özelleştirilmesi ve Telekomünikasyon sektörü konularında çalışmalar yaptığını, bu konuda IMF ile yapılan görüşmelerde yer aldığını ifade etti.
Başkan Arasıl 2 Ağustos’ta gerçekleşen atamasının, eski Ulaştırma Bakanı Oktay Vural ile “dostluğundan” dolayı siyasi bir atama gibi gösterilmesi ve personel atamaları ile ilgili konularda sıkıntıları olduğunu söylüyor. Başkan Arasıl, göreve başladığı günden bu yana hiçbir siyasi ile kadro ile ilgili görüşme yapmadığını, buna eski Bakan Vural’ın da dahil olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
- “Eski Ulaştırma Bakanı Oktay Vural‘ın danışmanıydım ama Sayın Vural ile 30 senelik bir arkadaşlığımız var. Oktay Vural Cumhurbaşkanı da olsa, portakal da satsa benim dostum. Dostlukla, adamı olmak arasındaki farkı ayırt edebilmek gerekir. Ben onun adamı değilim. İktisat politikası ve iktisat alanında ulusal ve uluslararası kariyerim var. Benim hayatım ve eğitimim açık. Oktay Vural, Ulaştırma Bakanlığı’na layık görüldü. Bu ülkede teknolojiye yatkın, yapıcı ve hiçbir saplantısı olmayan bir bakandı. Böyle sayısız bakanımız vardır ayrı bir konu ama ben Sayın Vural’ı tanıdığım için bu fikri yürütebiliyorum. Türk Telekom’un özelleştirilmesi, Telekomünikasyon ile ilgili teorik çalışmalarım var. Kurumun düzenleyici ve denetleyici konuları ile ilgili çalışmalarım var. Bu çalışmalarımdan sonra Başkanlık görevine uygun görüldüm ve göreve getirildim. Burada eski yapılanlar ve yanlışlıklar beni hiç ilgilendirmiyor. Ülkeme olan borcumu yerine getirmek istiyorum. Oktay Vural, bir kere telefon açıp kadro ile ilgili bir şey söylemedi. Bu benim işim değil. Buna insanların inanması ve alışkanlıkların kırılması gerekir.”
“İnsan Kaynakları Planlaması Yapıyoruz”
Kurum’da ideal personel sayısını bulabilmek için insan kaynakları planlaması ve personel için, “maliyet-etkinlik-fayda” analizi yaptırdığının altını çizen Başkan Arasıl, personel alımı konusunda siyasilerin bir baskısı olmadığını şu sözlerle ifade etti:
- “Ben burada idari, özerk ve bağımsız bir kurumun Başkanıyım diye küstahlık yapma hakkım yok. Yüce milletin oyları ile seçilmiş insanlar bana bir yetki devrediyorlar. Ancak seçmenler bana bu yetkiyi devretmekte istekli mi isteksiz mi bilmiyorum. O zaman ben, seçilmiş insanlara saygıda kusur etmemeliyim. Kim olursa olsun, hangi görüş olursa olsun. Milletin iradesini dolaylı bir biçimde bana bir yetki devri söz konusu ise, siyasete asla küstahlık etme gibi haddim ve hakkım yok. Ama siyasetçiyi de asla buranın özerkliğine, personel atamasından, işlerime kadar karıştıracak mümkün değil. Bunu her yerde savunurum. İki aydır bu görevdeyim ve hiçbir siyasetçinin personel atanması konusunda benden bir talebi olmadı.”
Bu konuda kendisine haksız eleştiriler getirildiğini, hedeflerinin Kurum için ideal personel sayısına ulaşmak olduğunu ifade eden Başkan Arasıl, bilişim sektörünün nitelikleri ve nitelikli olması konusunda herkesin hemfikir olduğunu söyledi. Başkan Arasıl sözlerine şöyle devam etti:
- “Benim kendi kadrom yok. Örneğin hukukçu, uluslararası ilişkiler uzmanı, işletmeci ve haberleşme mühendisi gibi ihtiyacım var. Ancak bu ortamda ‘al’ deseler de almam. Çünkü insan kaynakları planlaması yapıyorum. Bunu yaptıktan sonra belirlenen ihtiyaç doğrultusunda taleplerim olur. Yasaların işleyişine göre, personelin sınavla mı alınacağına, Başbakanlıktan mı talep edileceğine sonra karar vereceğim.
Ancak burada, bir yıl öncesinden alınması kurul kararı ile belirlenen personel var. Onlar da bir şekilde, uygun kadro varsa başlayacaklar. Ancak bu insanlara ihtiyacım varsa alırım. Benim de personel ihtiyacım var. Örneğin burası bir endüstri, GSM’i, uydusu ve tüm bilişim teknolojileri ile ilgili bir endüstri ve benim endüstri mühendisim yok. Bu tür personellerde işletme yüksek lisansı yapmış olma özelliği de arayarak personel eksiğimi kapatmam gerekir. Merkez ve taşra yapısı içinde personel var ve ben bu personelin etkinliğini bilmiyorum, tereddütlerim var. Bu konuda çalışmalar yapılıyor.”
Telekomünikasyon Kurumu’nun Personel Yapısı
Başkan Ömer Arasıl, Telekomünikasyon Kurumu’nun kadro yapısına ilişkin bilgiler de verdi. Kurum’un 557 kadrosunun bulunduğunu, buna karşılık 439 kişinin çalıştığını ifade eden Arasıl, toplam 121 açığının bulunduğunu söyledi.
KADRO | ÇALIŞAN | BOŞ | |
MERKEZ | 372 | 317 | 55 |
TAŞRA | 185 | 119 | 66 |
TOPLAM | 557 | 439 | 121 |
Buraları doldurmak gibi bir “lükslerinin” olmadığını ifade eden Arasıl, “başkan yardımcıları ile konuştum. Buraları doldurmak gibi bir lüksümüz bu ülkede yok. İnsan planlamamızı yapalım, eskiden talep edilen kadrolar üzerinden etüdlerimizi yapalım. Başkan yardımcılarına, ‘Merkez kadrosu için 55 kişi değil de örneğin işimize yarayacak 20 kişi alalım’ dedim. İletişimciden, uluslararası ilişkiler uzmanına ve hukukçuya ihtiyacım var. Bunun planlamasını yapıyoruz” dedi.
Telekomünikasyon Kurumu kurulurken, 4502 sayılı yasaya göre Telsiz Genel Müdürlüğünden, toplam 557 kadro alındığını, çalışanların 345, boş kadronun ise 212 olduğunu ifade eden Arasıl, “bizim çalışmamıza göre olması gereken merkez kadro sayısı 531’e, taşrada 383’e düşürüldü. O dönemde alınan memur statüsünde olan kadrolara hiçbir şey yapamıyorum. Çünkü böyle bir lüksüm yok. Keşke bir yetkim olsa da, bu kadroları daha verimli çalışabilecekleri yerlere kaydırabilsem” dedi.
“11 kişi talep ettim”
Başkan Arasıl, Kuruma personel ihtiyacını şu anda bir tek özelleştirmeden talep ederek veya ÖSYM’ye gerekli şartları bildirerek sınavla alma şanslarının olduğunu, ancak personel ihtiyacı için öncelikle Bakanlar Kurulu onayının gerektiğini vurguladı. Başkan Arasıl, Telekomünikasyon Kurumu’na atanacak personelin devlet memuru statüsünde olması gerektiğini hatırlatarak, “Kurul kararı ile alınan, mülakat yapılan kişiler var. Uluslararası ilişkiler konusunda da bir kişi ile görüştüm, alalım dedim. Kurul karar veriyor ve personelin çalıştığı kurum ile yazışılıyor. Çalıştığı kurum izin verdiğinde, tekrar Kurul kararı almam gerekiyor. Başka türlü personel alamam. Bu konuda 11 personel ihtiyacım olduğunu bildirdim” dedi.
Önceden 28 tane sınavla Telekomünikasyon uzman yardımcısının alındığını, bugüne kadar 86 personelin diğer kurumlardan Telekomünikasyon uzmanı olarak nakledildiğini kaydeden Arasıl, “Bu kurum regülasyon yapıyor, denetleme, hakemlik yapıyor. Nitelikli personele ihtiyacımız var. Ben bu kurumun teknik, idari, sosyal ve hukuki personele ne kadar ihtiyacı olduğunu tasarlamaya çalışıyorum” dedi.
“Hesap Sorulabilir Olmalıyım”
Bütçe konusunda bir sıkıntılarının olmadığını, en az masrafla bu kurumu nasıl götürebileceklerini planladıklarının altını çizen Arasıl, bütçe denkliği sağladıklarını, bütçe fazla verdiğinde bunu Hazine’ye aktardıklarını söyledi. Kurum’un faaliyet gösterdiği binaya kira verdiklerini ifade eden Arasıl sözlerine şöyle devam etti:
- “Her ay bu binaya kira vereceğime kendi binamı almak zorundayım. Verdiğim kirayı da katarsanız geri dönüşü beş yıl sürmez. Ben özerkliği, denetim anlamında hesabını vermek istiyorum. Hesap sorduğum kadar hesap sorulabilir de olmalıyım. Açık olmalıyım”.
Denetimin, demokrasinin gereği olduğunu söyleyen Arasıl, “Ben seçilmiş iradenin burada yetkilendirdiği biriyim. Bir siyasi irade beni bu göreve layık görüyor. Yani hesabı daha da sık vermek durumundayım. Ama bu işlerime siyasileri karıştıracağım anlamına gelmiyor” dedi.
İkinci Başkanın İstifası
Telekomünikasyon Kurumu eski Başkanı Fatih Yurdal’ın döneminde İkinci Başkan görevini yürüten Erol Alkan’ın istifası, sektörde merak edilen bir konuydu. Başkan Arasıl’a bunu da sorduk, yanıtı şöyle oldu:
- “Bir yönetim değişiyor. Sayın Alkan, eski başkan ile ikinci başkanlık görevini yürütüyordu. Alkan, eski başkanın sağlık sorunları nedeniyle aktif başkanlık görevi üstlenen bir kişi. Burada sınırlı sürede oluşturmaya çalıştığım vizyon var. Bu vizyonu paylaşamayan veya yönetim anlayışı farklılığından kaynaklanan bir sıkıntımız olabilir. Bunu kendi de isteyebilir, bende isteyebilirim. Bu çok doğal bir konudur.”
Başkan Arasıl, Erol Alkan’ın yerine ikinci başkanlığa, Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş’in uzun süre kararnamelerini imzalamadığı ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, “doğrudan Oktay Vural tarafından atanmalarının usulsüz olduğu” gerekçesiyle reddettiği ve bu nedenle ikinci sefer atanabilen üyelerden biri olan Hüseyin Edis’in getirildiğini kaydetti.
Bilindiği gibi Telekomünikasyon Kurulu’nda boşalan iki üyelik için Sanayi Bakanlığı ve TOBB’un göstereceği iki üyenin atanması gerekiyordu. Buna karşılık eski Ulaştırma Bakanı Oktay Vural Faruk Cömert ve Hüseyin Edis’i önermiş, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ise kararnameyi usule uygun bulmayarak geri göndermişti. Arasıl konu ile ilgili şunları söyledi:
- “Kemal Derviş’in atanmasını ertelediği iki Kurul üyesinin ataması konusu da yanlış anlaşıldı. Bu iki kurul üyesi icraatın içinde kişilerdir. İlk atamalarında teklif yanlışlığı, teknik anlamda hatadan kaynaklanan bir durum olmuştur. Kurul üyelerinin atanması ile ilgili kanun ile belirlenen şartlara aykırı bir atanma olmamıştır. Kurul, son derece demokrattır. Eskiden kalma alışkanlıklar varsa bu beni rahatsız eder. Kuruma yeni Başkanın geldiğini, tarz değişikliği olabileceğini söyledi. Erol Alkan’ın yerine Hüseyin Edis’i teklif ettim oy çokluğu ile kabul edildi. Yeni ve eski üyeler arasında uyumsuzluk yoktur.”
“Organizasyon Yenilendi”
İki Başkan yardımcısının görev alanlarının değiştirilmesi konusunda yeni bir organizasyon planlaması yapıldığını kaydeden Başkan Arasıl şöyle söyledi:
- “Birbirinden değerli 4 başkan yardımcısı var. Bir organizasyon şeması yaptım. Ekonomik düzenlemeler başkan yardımcısı var. Bu başkan yardımcısına tarifeler, lisans, sektörel araştırma, tüketici hakları, sözleşmeler daireleri bağlı. Teknik Düzenlemeler başkan yardımcısı’na ise spekturum yönetimi, izleme ve teknik düzenleme, standartlar daireleri bağlı. İdari hizmetler başkan yardımcısına lojistik, muhasebe bağlı. Bir de, bilişim ve dış ilişkiler başkan yardımcılığı var. Mustafa Alkan ve Ertuğrul Karaçuha, ikisi de akademisyen kişilerdir. Onlarla konuştum ve görevlendirmeyi buna göre yaptım. Ertuğrul Karaçuha’nın ekonomik yönü, Mustafa Alkan’ın ise bilişim yönü var. Kendi kariyerlerinden, uzmanlaşma niteliğine göre bir düzenleme yaptık. Kurul başkan yardımcıları, ilgili konularla işbirliği yaparak geliyor ve kurula öyle çıkıyorlar.”
ITU Tam Yetkililer Konferansı
Kurum’un dünyada önemli bir yeri olduğunu hatırlatan Başkan Arasıl, bir çok organizasyondan davet aldıklarını, bu konuda da bir planlamaya gittiklerini ifade etti. Organizasyonların önemine ve katılım düzeyine göre bir yıllık plan yaptıklarına söyleyen Başkan Arasıl, Fas’ın Marakeş şehrinde gerçekleştirilen International Telecommunication Union (ITU) konferansına üst düzeyde katıldıklarını, burada üyelik seçimleri için çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Başkan Arasıl şunları söyledi:
- “Yüzlerce davetiye var bizi çağırıyorlar. Bu toplantıların önemini, katılım düzeyini bilmem lazım. Birileri olmadığında o görevi yerine getirecek kişilerin bilgileri almam lazım. Böyle bir plan hazırlatıyorum. Bu işi bilen kurum ve kuruluşlardan destek de alıyorum. Türkiye’nin ITU’ya Konsey üyeliği müracaatı var. ITU, dünyadaki Telekomünikasyon sektörünün, “Avrupa Birliği” gibi. Orada konsey üyeliği alabilmek çok önemli. Ulaştırma eski Bakanı Oktay Vural döneminde çok önemli adımlar atıldı. Bakanlara ve otoritelerin başkanlarına yazılmış mektuplar var. Ama tabii bu bir seçim. Bunun bize olumlu yansıyıp yansımayacağını bilemiyorum. Şimdi arkadaşlarımız orada ve çalışıyorlar, çok hazırlıklı gittik. Katılımı sayıca çok aza indirdim, çünkü burada işimiz çok. Bu yüzden bir plan yaptık. Bakanlarda organizasyonda olmayınca bütün yük bize yıkıldı. Bir heyet oluşturuldu. Heyet başkanı Abdullah Raşid Bey, Hüseyin Edis ve eski ikinci başkan Erol Bey de gittiler. 3-4 haftalık bir program bu ve ben son hafta gideceğim. Konsey üyeliği seçimi 4 ekimde başlıyor, ben de 3 ekimde gideceğim. Net takvim belli değil ama bizi ilgilendiren seçimin 4-7 ekim arasında olacağını biliyorum.”
TTnet Abonelik Ücretleri
Başkan Arasıl’a, Türk Telekom’un TTNet abonelik ücretleri ile ilgili görüşlerinin ne olduğunu sorduk. Bilindiği gibi Rekabet Kurulu’nun soruşturmasında bunun maliyetinin en az 11 milyon TL/ay ortaya konulmuş, buna rağmen TTNet aboneliği 9 milyona çıkarılmıştı. Türk Telekom’un tekel olduğunu ve bu konudaki alışkanlıkları kırmanın zor olduğunu ifade eden Başkan Arasıl, sözlerine şöyle devam etti:
- “Bizim bir tarife yönetmeliği var ve bu tartışılabilir. Bu tarife yönetmeliği, uluslararası bir danışmanlık firması ve bizim arkadaşlarımızın organizasyonuyla hazırlanmış ve sektöre açık raporlanarak elektronik ortamda görüşler doğrultusunda ortaya çıktı. Bütün öneriler, çıkabilecek aksaklıklar dile gelmiştir. Benim yaptığım o tarife yönetmeliğimizi uygulamak. Ancak, tarife yönetmeliğinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini ben biliyorum. Bugün olmasa bile, özelleştirme ile beraber acilen gündeme getirmeyi planlıyorum.”
“Danışmanlık İhaleleri Yıl Sonundan Önce Bitecek”
Başkan Arasıl, 2002 yılı iş planının kendisinden önce hazırlandığını ve planda aksaklıklar olduğunu belirterek, “Bu kurumun öncelikleri oluşmamış, stratejik planı yapılmamış. Sektörden de, onlar adına da kendim adına da özür dileyerek, bu gecikmeyi en kısa süreye indireceğim. 2003 planını ben yapacağım ve bu plan yürüyecek” dedi. 2003 planı oluşturulması için talimat verdiğini, ancak Kurul üyelerinin çoğunluğunun Fas’taki ITU toplantısında olması sebebiyle buna yönelemediklerini ifade etti.
Başkan Arasıl, toplu danışmanlık ihalelerini iptal ettiğini, parçalı danışmanlık ihalelerinin maliyet ve zaman açısından daha faydalı olabileceğini kaydetti. Başkan Arasıl şöyle dedi:
- “Bu danışmanlık ihalesinin şekli ile uğraşıyoruz ve bu çok tartışıldı. 20 küsür firma belirlenmiş. Diyelim ki böyle bir ihaleye çıktım ve bir danışman aldım. Bu firmanın konusu teknik ise benim hukuk konusu ile ilgili ihtiyacım olduğunda bu danışman firma bana hukuk firması bulacak. Ben direk hukukçu almak varken, neden teknik uluslararası firmanın hukukçusuna mahkum olayım. Bir ara bağlantı firmasının danışmanlık hizmetinin fiyatını, bir hukuk firmasının danışmanlık hizmetinin fiyatını öğrendim. Bunun maliyeti daha düşük ve zaman konusunda daha çabuk ulaşabiliriz. Maliyet olarak daha düşük ama zaman konusunda benim kişisel gayretim önemli olacak. Kurul’da oy çokluğu ile bunun parçalı ihalesinin daha çabuk ve ekonomik olacağına karar verdik.
Bu şartnameler bugün yarın hazırlanacak ve ilgili firmaları davet edeceğiz. Bu süreç 2003 yılı başından önce kesinlikle bitecek. Elimde olsa geciktirmeden haftaya bitireceğim. Zaman ile yarışacağım ve çözüm bulacağım. Yaptığım çözümlerde hata olabilir. Ama bu riski göze alıyorum. Bunun hesabını vermeye hazırım.”
“VOIP konusunda gerekirse yetkilerimi Kullanırım”
Voıp ile ilgili Türk Telekom ve sektör temsilcileri ile görüştüğünü, bu konuda çalışmalarının ve raporlarının hazır olduğunu belirten Başkan Arasıl, “Telekom yetkilileri ile bu konuda görüştüm ve beni haklı buldular. Bu işin serbest bırakılması gerektiğini söylediler. Benim tüm hazırlıklarım tamam. Ancak Türk Telekom’un bu konuda çalışmalarını bitirmesi gerekiyor. VOIP konusunda, Türk Telekom hukuki alt yapıyı oluşturup Kurum’a getirmesi gerekiyor. Bu konu gecikirse ben yetkilerimi kullanırım” dedi.
“GSM konusunda danışmanlık İhalesine Çıkacağız”
GSM işletmecilerinin Aycell’in fiyat politikaları konusunda haklı şikayetlerinin olduğunu belirten Başkan Arasıl, “Ancak, Aycell’e ‘maliyetiniz ne?’ diye soruyoruz, bir şey söyleyemiyorlar. Bu konuda teknik danışmanlık ihalesine çıkacağız. Böylece GSM işletmecilerinin bir maliyet hesaplaması yapılıp, buna göre fiyat belirlenebilecek” dedi.
Türk Telekom’un Özelleştirilmesi
Telekomun özelleştirilmesi ile ilgili çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayan Başkan Arasıl, “kimse benden bir şey istemiyor ama ben hazırlığımı yapıyorum. Muhtemel çıkacak sorunlar , beni direkt ilgilendirecek alternatif senaryolar konusunda hazırlığım var. 2003’te en önemli konu, Türk Telekom’un özelleştirilmesi olacak” dedi.
Başkan Arasıl, Kanun değişikliği ile Türk Telekom tekelinin 1.1. 2007’e ertelenmesinin gündeme gelip gelmeyeceği konusunda şunları söyledi:
- “Bunun olacağını sanmıyorum. Özelleştirme konusu birazda siyasete endekslenen bir konu. 1.1. 2004 takviminin işleyeceğine inanıyorum. Bunu için 3 Kasım’dan sonra oluşacak hükümet yapısının da önemi var elbette ama bu konu, hangi siyasi yapı olursa olsun vazgeçilmez bir konu. Piyasada bulunan yatırımcıların beklentilerini mağdur edecek bir gelişme olmayacağını düşünüyorum”.
“Bilişim, Türkiye’nin Dünya’da Rekabet Edeceği Bir Sektördür”
Başkan Ömer Arasıl, telekomünikasyon sektörüne ve Telekomünikasyon Kurumu’na ilişkin görüşlerini şu şekilde anlattı:
- “İdari işler bazlı bir takım işler yapmamız gerekiyor. Bunları, hem kurumun yönetmelikleri hem de ana kanunun çerçevesinde yapmak gerekiyor. Ancak asli işimiz olan, sektörün acil bekleyen sorunları idari işlerle fazla vakit kaybetmeden, eş anlı ve ağırlıklı gerçekleştirmek gerekiyor.
Kurumların yapılarının iyi analiz edilmesi lazım.Bilişim teknolojileri, bilişim ekonomileri, tüm bu büyük faaliyetlerin ortaya çıkardığı katma değer, ulusal ekonominin büyümesi üzerine verdiği pay giderek artıyor. Sonuçta, bu sektörde faaliyet gösteren her kurum ekonomik getirisini maksimize etmek, diğer taraftan da tüketiciler bu hizmetleri 24 saat kullanıldığı için maliyeti minimize etmek, sağlıklı hizmet almak isteyeceklerdir. Bu tür kurumlarda teknik düzenlemeler, ekonomik düzenlemeler ve bütün bunların hepsini kapsayacak hukuki düzenlemeler ihtiyacı ortaya çıkıyor.
Telekomünikasyon Kurumu’nun, bilgi teknolojilerini de içeren bir boyutu var. Ben sadece Telekomünikasyon diye tanımlanan dar bir alanda uğraşmamam gerekir. Bütün bilgi teknolojilerinde; bilgisayar, telefon ve internet üçlüsünü içeren bir kapsamda düşünüyorum. Bilgiye ulaşacak, hızla bilgiyi tarayıp bunun yararlarını bulacak ve bunu ekonomik değere dönüştürerek pazarlayacak bir sistem gerekiyor. Bu sistem, hem bugünkü durumu hem de geleceğin planlamasını gerektiriyor.
Telekomünikasyon Kurumu, mevcut problemler konusunda hem bugünü hem de uzak geleceği planlamak durumunda. Türkiye’yi geleceğe taşıyacak bir Kurum’dur. Türkiye’nin, nitelikli genç jenerasyonu var ve bütün dünyada bu büyük bir avantaj sağlıyor. Bilişim teknolojileri, dünyada Türkiye’nin rekabet gücü avantajını elde edebileceği yegane sektör olacağını düşünüyorum. Bunu sektör ve üniversitelerde konuşulan ortak görüşten yola çıkarak söylüyorum. Ancak herşey geliyor, Türkiye’nin, sektörün ekonomik gücüne dayanıyor. Şimdi bunun da bir planının yapılması gerekiyor. Burada Kurul’un önemi ortaya çıkıyor.
Önemli olan benim teknik kadrolarımın geride kalmamasını sağlamaktır. Yani bunun da kurumun eğitime önem verecektir. Hem ulusal hem de uluslararası boyutta, sektör ile işbirliği halinde bu eğitim faaliyetlerini yürütmeyi planlıyoruz. Yani onların gerisinde kalmadan, onlarla birlikte düşünüp harekete geçebilme özelliğini kazanacağız.”
“Telekomünikasyon Kurumu, Diğer Kurumlardan Farklı”
Başkan Arasıl, kendisine tevdi edilen asli görevin düzenleme ve denetleme olduğunu, bunu da yasal çerçevede, yönetmeliklerin çizdiği çerçevede yürüteceğini ifade etti. Telekomünikasyon Kurumu’nun diğer özerk Kurum’lardan farklı olduğunu söyleyen Arasıl şunları söyledi:
- “Bu kurum, diğer kurum ve kurullarla aynı potada eritilmemeli. Biz bu sektörde, müteşebbisleri var etmek için varız. Yani cezalandırmak için yokum. Cezai müeyyidelerim de var ayrı konu ama … Benim asli hedefim bu sektörü güçlendirmek. Yani var olan bir sektörde değilim ben. Daha önce potansiyel olarak ne olacağını bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin bile planlayamadığı bir yerdeyim. Dünya bilgi toplumu, onlarda bir plan arayışı içinde. Yani geleceği planlıyoruz biz. Bu yüzden Telekomünikasyon kurumu diğerlerinden çok ayrı. Ben sektöre yeni müteşebbislerin ulusal, uluslar arası müteşebbislerin girmesini teşvik etmek durumundayım. Düzenlemeleri, onların ekonomik beklentilerini bozacak şeklinde yapamam”.
“Sektör Firmalarının Varlığını Sürdürmesi Gerekir”
Başkan Arasıl, ana amaçlarından birinin de, “doğal tekel konumundaki işletmeciyi bir takım haksız uygulamalar, çapraz sübvansiyon dediğimiz uygulamalarla işleyişi bozmasını engellemeye çalışmak” olduğuna da dikkati çekti. Evrensel hizmet anlayışında bunun olması gerektiğini vurgulayan Başkan Arasıl, “Amacım, bu sektörde faaliyet gösteren firmaların rekabetçi bir ortamda karlarını maksimize etmelerini sağlamaktır. Varlıklarını sürdürebilmelerini sağlamaktır” dedi.
Başkan Arasıl, bir diğer ana amaçlarının da, aldıkları kararların istikrarlı olacağına sektöre güven vermek ve bunu sağlamak olduğunu ifade etti. Başkan Arasıl, “kararların sık sık değişerek, yarın değişecek paranoyasına yol açmamalıyız. Ancak bunlar tanım olarak güzel, fakat uygulamada birbiri ile çelişen amaçlarda içeriyor. Bunları nasıl entegre edebiliriz. Tüketiciyi, sektör firmaları arasındaki çatışmaları nasıl minimize ederek rekabetçi bir ortamdan faydalanmasını sağlayabilirim ve firmaların kabul edilebilir karını sağlayabilirim konuları üzerinde çalışıyoruz” dedi. Başkan Arasıl sözlerine şöyle devam etti:
- “Örneğin, GSM işletmecileri sektöründe ideal bir rekabetçi ortamın ne olduğuna ilişkin ampirik bir kanıt yok. Türkiye’de en ideal rekabet ortamı belki 3, belki de 5 şirket. Bu iktisat literatüründe oligopol, “aksak rekabet” olarak tanımlanabilir ama bu sektör için ideal da olabilir. Yani kalıcılığın sağlanması için bunların belirlenmesi gerekir.”
Başkan Arasıl, bütün bunlar için zamana ihtiyaçlarının olduğunu, ancak sektörün tahammülünün olmadığını da bildiğini, hızla bazı şeyleri gerçekleştirmek durumunda olduklarını da sözlerine ekledi.