YGS’de “şifre-kopya” iddialarının bir itiraf ya da kesin bir delil ele geçmeden, soru kitaplarının incelenmesi ya da yanıtların üzerinde yapılacak analizlerle aydınlatılabileceğine inanmayan Yarımağan, “kesin bir sonuca ulaşılamaması” durumunda da sınavın iptal edilmesini istedi.
“Sehven” de olsa yapıldığı kesin olan şifreleme ve bunun bazı adaylar tarafından bilindiği iddiaları nedeniyle “kuşkulu” bir hale gelen YGS’nin “bir itiraf” ya da kesin bir delil ele geçmeden, soru kitaplarının incelenmesiyle aydınlatılamayacağına inanan ÖSYM eski Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, sınavın iptal edilmesinin en doğru karar olacağını düşünüyor.
Türkiye Bilişim Derneği’nin (TBD) Bilişim Dergisi’nin 132. (Mayıs) sayısı yayında. 174 sayfalık bu sayıda, ÖSYM eski Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YGS’deki kopya olaylarını değerlendirdi ve bu sınavın iptal edilmesinin neden gerekli olduğunu anlattı.
2011-YGS olaylarını basından izlediğini, dolayısıyla basında çıkan ve herkes tarafından bilinenler dışında hiçbir bilgiye sahip olmadığını vurgulayan Yarımağan, “Kurumda çok uzun süre görev yapmış biri olarak olayları daha kolay yorumlayabiliyorum” diyerek “YGS Skandalı” olarak adlandırılan olaylarla ilgili görüşlerini özetledi.
Kurumun 1974’ten beri yüzlerce sınav yaptığını, KPSS-2010 Eğitim Bilimleri Sınavı’nın da diğer sınavlar gibi, aynı ciddiyet ve aynı güvenlik önlemleri altında yapıldığını bildiren Yarımağan, şunları söyledi:
“Ancak çok örgütlü bir grup bu sınavın güvenliğini kırmıştır. Bunu yaparken, belki de ÖSYM içindeki bir-iki kişiden yardım almıştır. KPSS Skandalı diye adlandırılan olay budur. Dikkat edilecek olursa olayın sınavda kullanılan Soru Kitabı Türü sayısıyla; adayların saatleri, kalemleri, silgileri vb. ile bir ilişkisi yoktur. Yani sınırlı sayıda Soru Kitabı Türü kullanıldığı; adaylar kendi kalemleri, silgileri, saatleri ile sınava girdiği için bir güvenlik yetersizliği oluşmamıştır. Ama bütün bunlar yönetimin sorumluluğunu yok edemez. Bu bilinçle ve kurumun daha fazla yıpranmasını önlemek için ÖSYM Başkanlığı’ndan istifa ettim.”
Yarımağan, adayların sınava saat, kalem, silgi, .. vb. araç-gereç getirmelerinin yasaklanmasını ise “sınav güvenliği ile çok da ilgisi olmayan, buna karşılık sınava giren adaylara güçlük çıkaran, bir nevi ‘fantezi’ uygulamalar” olarak değerlendirdi.
“Soru kitapları incelenerek ya da yanıtlar analiz edilerek olay aydınlatılamaz”
Seçeneklerin sırası değiştirilerek, “her adaya özgü ayrı bir Soru Kitabı oluşturulmasının kesinlikle mümkün olmadığı”nı bildiren Yarımağan, “Her adaya özgü ayrı bir Soru Kitabı oluşturulmasını bir tarafa bırakalım, 200-300 farklı Soru Kitabı Türü oluşturulmuş olsa bile, bence pedagojik açıdan yanlış yapılmış, adaylar arasında eşitlik bozulmuştur” dedi.
Sınavda “doğru seçeneği kolayca bulmayı sağlayan anahtar” olduğu bilgisinin sınavdan önce belirli adaylara ulaşmış olabileceğine işaret eden Yarımağan, “Bazı adaylar itirafta bulunursa bu kesinleşir. Ancak KPSS örneğinde olduğu gibi YGS olayı da örgütlü bir olay ise, hiçbir aday itirafta bulunmayacaktır. Bir itiraf olmadan ya da kesin bir delil ele geçmeden de, soru kitaplarının incelenmesi ya da yanıtların üzerinde yapılacak analizlerle bu olayın aydınlatılabileceğini inanmıyorum” diye konuştu.
Yarımağan, YGS sınavın iptal edilmesinin gerekliliğini şu sözlerle vurguladı:
“Sonuç olarak ‘sehven’ de olsa yapıldığı kesin olan şifreleme, sınavdan önce adaylar arasında dolaştığı kesin olan ‘mod-medyan’ anahtarı ile bu anahtarın açılımının bazı adaylar tarafından bilindiği iddiaları varken, bu kadar kuşkulu bir sınavın geçerli sayılamayacağı görüşündeyim. Bu nedenle, kopya olayının bazı adaylara haksız kazanç sağladığı konusunda kesin bir sonuca ulaşılamaması durumunda da sınavın iptal edilmesinin en doğru karar olacağını düşünüyorum.”