Korona Krizi döneminde ödeme hizmetlerinin sürdürülebilirliği de çok önemliydi. Teknoser bu dönemde fiziksel POS ve ATM’lerin tamir ve bakımını gerçekleştiriyor. Genel Müdür Ozan İnan ile bu dönemde neler yapıldığını konuştuk.
turk-internet.com : Ozan Bey şu anda Korona virüs salgınının ortasındayız. Bu dönemin önemli bir olayı “ödeme hizmetleri”. Siz Teknoser olarak ödeme dünyasına yönelik çözümleri olan bir firmanın genel müdürüsünüz. Bize hem kendinizi hem de Teknoser’i –tanımayan okuyucularım varsa diye– tanıtır mısınız?
Yaklaşık 25 senedir Türkiye ve yurt dışında olmak üzere BT sektöründe çeşitli şirketlerde ve çeşitli kademelerde görev aldım. Özellikle telekomünikasyon sektöründe yapay zekâ, sensör teknolojileri, IoT platformları başta olmak üzere kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum. Son 15 yılımı Türkiye ve yurt dışında orta, üst kademe yöneticilik yaparak geçirdim. ODTÜ’de Bilgisayar Mühendisliği okudum. Yazılım kökenliyim. Bankacılık sektörünün yazılım alanına önem vermeye başladığı 90’lı yılların sonlarında özellikle CRM tarafında aktif görevler aldım. Daha sonrasında bu teknolojiyi uygulamak isteyen öncü firmalarla gerçekleştirilen bazı “ilk”lerde yer alma fırsatı buldum. Tercihen bir sektörde ilk yapılan alanlarda rol alıp oralarda kendimi ve sektörü geliştirmeye çalışan, dijital dönüşümü bir hayat felsefesi haline getirmiş bir dijital yolcuyum.
Teknoser, girişim sermayesi faaliyetleriyle bilinen Hitay Holding’in çatısı altında yer alan şirketlerden biri. Hitay Holding’in de geçmişi oldukça eskilere dayanıyor. Teknoser’in kuruluş yılı 1998. 1998’den bu yana faaliyet gösteren bir teknoloji firması. Aslında Teknoser’in ilk ilgi alanlarından bir tanesi, bugün “POS” dediğimiz kredi kartlarının altındaki otomasyon sisteminin Türkiye’ye dağıtımı. Onların servis ağına yönelik faaliyet gösterirken, zaman içerisinde işin tabiatı gereği Türkiye’nin her tarafına yayılan bir firmaya döndü. Yani BT altyapısına da yönetilen katma değerli hizmet veren bir entegratör haline gelmiş bir firma. Bugün 76 lokasyondan Türkiye’deki tüm 81 ili kapsayacak şekilde 800 ila sezon sonuna dek 1.000’e kadar değişebilen saha personeli ile hizmet veren bir entegratör diyebiliriz.
Turk-internet.com : Ozan Bey geçenlerde yaptığınız basın toplantısında, “yerli ve milli çözüm”lerin öneminden bahsettiniz. Sizin ödeme hizmetleri alanında verdiğiniz yerli ve milli çözümler nelerdir? Neden salgında bize “yerli ve milli çözüm” gerekli?
Covid-19 salgınıyla birlikte “yerli ve milli” teknolojilerin önemi bir kez daha net bir şekilde ortaya çıktı. Salgınla birlikte üretim, lojistik ve dağıtım konularında birçok sektörde sıkıntılar yaşanması bekleniyor. Başta Çin olmak üzere birçok ülkede üretim neredeyse durma noktasına geldi. Üretim yapılsa bile üretilen ürünlerin taşınması, gümrükten geçirilmesi de büyük sorunlar oluşturuyor.
İşte bu noktada yerli ve milli teknolojilerin önemi net bir şekilde ortaya çıkıyor. Yerli ve milli teknolojileri geliştirmek dışa bağımlılığı azaltmanın yanı sıra, bu tür kriz dönemlerini atlatmanın en önemli unsurlarından biri. Ancak bu teknolojileri ve ürünleri entegre edecek, servisini sağlayacak yerli ve milli entegratörlerin de yeterli güce sahip olması gerekiyor. Biz bu alandaki boşluğu yüzde 100 yerli ve milli bir şirket olarak doldurmak için her gün kendimizi daha fazla geliştiriyor ve daha çok yatırım yapıyoruz.
Turk-internet.com : Bu dönemde ödemeler dünyası nasıl çalışıyor? Siz pazarın bildiğimiz kadarıyla %65’ine sahipsiniz. Bu açıdan sizin kapsadığınız alanda;
A.Toplam POS işlemleri arttı mı, azaldı mı? Bu nereden kaynaklanıyor?
Temassız POS işlemlerinde belirgin bir miktarda artış olduğunu söylemek mümkün. Salgının ülkemizde başlamasıyla birlikte nakit para yerine kredi ve banka kartıyla ödeme yapmayı tercih eden insanların sayısı arttı. Özellikle temassız ödemelerde büyük bir artış yaşandı. Bankalar temassız ödeme limitlerini artırdılar. Daha önce temassız ödeme kullanmak istemeyen birçok kişi artık temassız ödemeyi kullanıyor.
B. Fiziksel POS’larla, online POS’lar arasındaki dağılım nasıl etkilendi,Fiziksel POS’lar’da düşüş ne kadar? Online poslarda artış ne kadar?
Salgının ilk etkileri AVM‘ler, restoranlar ve dükkanlarda görüldü, malum kamu sağlığı nedeniyle kapanan bu işletmeler, ürün ve çözümlerini varsa online pazar yerlerinden veya kendi web sitesi veya mobil uygulamaları üzerinden pazarlamaya devam edebildiler… öyle ki birçok market faaliyetine fiziksel olarak devam edebildiği halde online satış faaliyetlerinde 3-4 kat gibi çok ciddi artışlar yaşadılar.
Fiziksel POS’lara olan talep sektörden sektöre değişiklik göstermeye başladı; marketlerde, eve servis yapan restoran vb. alanlarda kullanım arttığı, akaryakıt dağıtım istasyonlarında, giyim, eğlence , turizm gibi sektörlerde azaldığı gözlemleniyor… toplam fiziksel POS kullanımında gözle görülür bir düşüş yaşandı. Sektör bağımsız online alışveriş için hazır ve esnek altyapısı olan sektörlerde online POS kullanımında ciddi artış olduğu söylenebilir.
Turk-internet.com : ATM’lerle de çalışıyorsunuz? Acaba ATM’lerin yükü ne kadar arttı?
Salgının başlamasıyla birlikte bankalar şubelerin çalışma saatlerine kısıtlama getirdiler. Aynı zamanda para çekme ve yatırma limitlerini artırdılar. Bu nedenle ATM’lerde işlem yükünün artığını belli bir dönem için söylemek mümkün. Şu anda Nakit para kullanımındaki düşüş nedeniyle ATM’lerde işlem hacmi yatay durumda diyebiliriz.
Turk-internet.com : Fiziksel Pos’lar konusunda şirketiniz nasıl bir hizmet veriyor? Yerinde mi? Yoksa alıp şirkete mi getiriyorsunuz?
Türkiye’nin en büyük POS Ödeme Sistemleri saha hizmetleri şirketi olarak POS sistemleri ve yeni nesil yazar kasa cihazlarının arıza, bakım ve diğer servis gereksinimlerine en hızlı şekilde yanıt veriyoruz. POS Ödeme Sistemleri ve Yeni Nesil Yazar Kasa cihazları için 76 hizmet noktamız, 750’nin üzerinde tam donanımlı saha personelimiz ile Türkiye’nin her noktasında nitelikli hizmet sağlıyoruz. POS konusunda çeşitli hizmetleri müşteri lokasyonunda verirken çoğu hizmeti Teknoser Atölyelerinde sağlıyoruz. Günde 81 ilde 10.000 lokasyondan gelen çağrılara sahada cevap verip sonrasında süreci kendi Atölyelerimizde devam ediyoruz.
Turk-internet.com : Sizin güvenlik konusunda da çalışmalarınız var. Bu dönem ödeme işlemleri konusunda korkmamız gereken durumlar var mıdır? Siz bunlara karşı önlem getiriyor musunuz?
Teknoser olarak, belli alanlarda pazar lideriydik. Takipçi olduğumuz alanlarda da – özellikle siber güvenlik alanında – lider firmalardan birisi olmayı hedefliyoruz. Bunu da başaracağımıza inanıyorum. Bu süreçte ülkede yürürlüğe giren bazı torba yasalar var. Bu torba yasalarda KVKK ile ilgili yasalar da var. KVKK artık opsiyonel bir durum olmaktan çıktı. Gündem başka olduğu için şu anda kimsenin dikkatini çekmiyor; ama KVKK nedeniyle siber güvenlik ve veri güvenliği ile ilgili bazı mecburi yatırımlar gerekecek.
Biz de o günler için ülkemizin topraklarında ortaya çıkmış Blockchain tabanlı bir akıllı doküman yönetimi, veri güvenliği sistemine (DivvyDrive ve 4Ndrive) yatırım yapmış durumdayız. Hedef müşterilerimiz herkes olduğu için yakın zaman içerisinde çok ciddi bir büyüme ile oradan çıkacağız. Ülkeye de ekonomiye de bizlere de yararı olacak diye düşünüyorum. Aynı zamanda siber güvenlik açıklarının ve zafiyetlerin tespiti için en önemli adımlardan birini attık. Bu kapsamda tespit ve farkındalık artıracak yüksek teknoloji barındıran başka bir yerli/milli çözüm olan (Olta.la) üzerine odaklandık.
Ödeme güvenliği açısından elbette dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunuyor. Zaten bunları birçok banka ve ödeme kuruluşu düzenli olarak açıklıyor. Örneğin kartla ödeme yaparken işlemin POS cihazında yapıldığını mutlaka kontrol etmeniz ve başında olmanız gerekiyor. Kartınızın kopyalanmaması ve kart bilgilerinin not edilmemesi için işlemin gözünüzün önünde yapılması çok önemli. Kart şifrenizi kimseyle paylaşmayın. Alışveriş yaptıktan sonra alışveriş rakamınızın fişteki rakamla aynı olduğunu kontrol edin.
ATM’lerde işlem yaparken tanımadığınız kişilerden yardım almayın. ATM’ye yerleştirilmiş bir cihazdan şüphelenirseniz ya da kartınız sıkışırsa hemen bankanıza haber verin ve kartınızı iptal edin. ATM’de şifrenizi girerken başkalarının göremeyeceğinden emin olun. Online alışveriş yaparken güvenilir ve tanınmış sitelerden sanal kartlarınız ile alışveriş yapmaya dikkat edin. Kullandığınız cihazda mutlaka bir güvenlik yazılımı olduğundan emin olun. Gerçek olamayacak her türlü tekliften uzak durun. Örneğin fiyatı 3.000 TL olan bir ürünü kimse 1.000 TL’ye satmaz.
Turk-internet.com : Hem poslar, hem ATM’ler konusunda “en çok bulaşma riski olan yerler” tanımı yapan sağlık açıklamaları okuduk. Bu gerçekten böyle mi? Siz bu cihazlarda teknik bakım yanında, dezenfekte işlemleri de yapıyor musunuz?
COVID-19’un en önemli yayılma şeklinin birbirine yakın mesafede olan insanlar arasında öksürme veya hapşırma gibi nedenlerle olduğu biliniyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü ve sağlık uzmanları virüsün belirli yüzeylere dokunulduktan sonra elin ağza veya göze getirilmesiyle bulaşabileceği yönünde de uyarılarda bulunuyor. Bu nedenle ATM’lerden para çeken vatandaşların hijyen kurallarına dikkat etmeleri gerekiyor. Sırada beklerken diğerleriyle aralarında en az 1 – 1,5 metre mesafe bırakmaları ve hijyenle ilgili diğer kurallara uymaları gerekiyor. Ayrıca POS cihazlarının sık sık dezenfekte edilmesi doğru olacaktır. En doğru yaklaşım ise Temassız Kart veya telefon ile (Banka Uygulaması üzerinden) temassız ödemeyi tercih etmek de yarar var…
Teknoser olarak pandemi ilanından sonra gerekli hijyen önlemlerini uygulamaya geçirdik; bu 81 ilde hizmet veren 1000 kişilik bir organizasyon için inanın oldukça zor bir süreç oluyor… Bu nedenle ek önlemler aldık; müşterilerimizden gelen ve tamir olup sahaya geri dönen envanterin hijyenini sağlamak için depolarımızda günlük dezenfektasyon çalışması yapmaya başladık, ayrıca karantina izolasyon çadırlarında 24 saat süresince UV-C ışığı ile ileri dezenfektasyon önlemleri aldık… önce kendi personelimizin sonra da müşterilerimiz ve arada lojistik bacağındaki arkadaşlarımızın sağlığını ilk önceliğimiz olarak belirledik. Şu ana kadar günde 10.000 temas yapan bir organizasyon olmamıza rağmen kötü bir vaka yaşamadık veya hasta olan arkadaşımız olmadı.
Turk-internet.com : Bu hizmeti verirken personelinizi nasıl koruyorsunuz? Sahada çalışan personel sayınız nedir?
Türkiye’nin her yerinde var olan bir firma olarak Covid-19 ile ilgili ülkenin gündemini en yakından takip eden, etmesi gereken organizasyonlardan birisiyiz. Ülkemizdeki gündelik hayatın devamlılığını sağlamayı en önemli toplumsal sorumluluğumuz olarak kabul ediyoruz. Birçok firma gibi İstanbul, Ankara’daki ofise önlem alarak bu işin içinden sıyrılamıyoruz. 76 şehirde ofisimiz var. Burası çeşit çeşit, renk insanın var olduğu bir aile. Dolayısıyla birçok önlemi daha detaylı, birçok aksiyonu daha ince hesaplarla yapmak durumunda kaldık.
Ülkemizde ilk vakanın görülmesiyle birlikte operasyonumuzu daha verimli hale getirebilmek için, mevcut kriz planlarımızı çok ince hesaplarla detaylandırdık. Standart olarak her şirketin yaptığı önlemleri aldığımız gibi daha ötesinde de önlemler aldık. Çünkü bizim için önce personelin sağlığı, hayatı, daha sonra müşterilerimizin sağlığı, hayatı ve daha sonra işin sürekliliği ön planda. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim, hazırlığı o kadar iyi yaptık ki, bugün onlarca banka, havayolu şirketi uzaktan çalışabiliyorsa bizim sahada daha verimli çalışmamız sayesindedir. Birileri o işleri yapıyor. O işleri yapan bazı görünmez kahramanlar var.
Bu konuda çalışanlarımızda önlem kat sayısını artırarak daha güvenli ortamda, daha verimli çalışacak bazı önlemler aldık. Bugün ülkede home-office çalışılabiliyorsa bizim gibi 850 den fazla çalışanıyla 81 ilde ve Kıbrıs’ta hizmete devam eden firmaların varlığı büyük değer katıyor. Hayat, hepimizin hayatı. Ama daha güvenli, stratejik adımlarla riskleri bertaraf edecek stratejilerle sahadan çekilmek yerine sahada daha verimli, belki eskisinden daha çok çalışacak bir organizasyon içerisindeyiz. Bu sistemlerin altyapısını sağlayan 850’ü aşkın çalışanımızın yalnızca yüzde 10’u evden çalışıyor. Geriye kalan tüm ekiplerimiz, dijital sistemlerin doğru çalışması için sahada büyük gayret gösteriyor
Turk-internet.com : Önümüzü nasıl görüyorsunuz?
Kriz, dünyanın, hepimizin krizi… Bu krizlerden en az hasarla çıkılabilmesi için bazı sektörler ön plana çıkıyor. Biz bir entegratör ve servis şirketiyiz ve ciromuzun en az yarısı servisten geliyor. İş sürekliliği için servis hizmetlerinin alınması gerekiyor, bu yüzden herkes servis hizmetlerine odaklanmış durumda. Bu nedenle servis tarafında talepler çok fazla artmış durumda. Yani krizin etkisini süre gelen servislerimize yeni servisler ekleyerek tolere edebiliyoruz. Bu nedenle bizim tarafımızda çok büyük bir değişiklik olacağını ve büyümemizi etkileyeceğini çok fazla düşünmüyorum. İnsan kaynağı ve Pazar payı olarak büyüyoruz, gelir olarak da gerileyeceğimizi zannetmiyorum.
Öte yandan mevcut krizin ikinci fazına da hazırlanmak gerektiğine inanıyoruz; Teknoser olarak yeni güvenlik servislerimiz ile müşterilerimize daha esnek çalışma platformları sunarak daha verimli ve güvenli çalışabilmelerini sağlamayı tasarlıyoruz.
Siber güvenliği lüks bir yatırım kalemi olmaktan Çıkarıp Erişilebilir tamamlayıcı bir platforma dönüştüreceğiz. Kobi’ler dahil tüm müşterilerimiz ve iş ortaklarımız en güvenilir platformlara erişebilecek ve Covid19 ile karşı karşıya olduğumuz şu günlerde yeni dijital virüslere ve siber saldırılara hazır hale gelecekler.