İnternet henüz tarihini yazmaya devam ediyor. Bir yandan kendi gelişimini sağlarken, diğer yandan dünyayı değiştiriyor. Öyle ki, devrim yaptığından, ülkelerin yönetimlerini değiştirdiğinden bahsediliyor. Acaba öyle mi?
İnternet’in sosyal yönünü, internet aktivisti olarak tanıdığımız Özgür Uçkan ile konuştuk. Bakın neler anlattı :
Türk internet.com: Özgür bey biz sizi internet aktivisti olarak tanıyoruz. Son dönemde aktivistler bir hayli öne çıktılar. Size bu alanda hem Dünya’da, hem Türkiye’de neler olduğunu sormak istiyoruz. Önce Arap baharı denildi. Ama arkasından komplo teorileri konuşuldu. Sonra Londra isyancıları diye bir şey geldi. Arkasından WallStreet işgal hareketi oldu. En son Şikago da bayağı bir hareket oldu. Bütün bunlar sizce nedir? İnternetin burada fonksiyonu nedir?
Özgür Uçkan: Aslına bakarsanız Arap baharı gecikmiş sayılabilecek bir hareket. 10 yıldır duyuyoruz zaten. Tüm ülkelerde ciddi isyanlar baş gösteriyor, fakat 2011 yılı başına kadar bunlar güçlü bir şekilde bastırılıyordu. Tunus’ta en son 2007’de yaklaşık 3000 kişinin öldüğü büyük bir isyan hareketi başlamıştı.
Fakat çok ilginç bakıyoruz, Tunus’ta 2007’de 250 bin Facebook üyesi varken, 2010 da bu sayı 2,5 milyona çıkıyor. Tunus ta 10 milyonluk bir ülke biliyorsunuz. Yani dörtte biri dolayısıyla Facebook’da. Zaten var olan bir isyanın diliminin, interneti de kullanarak bu kadar hızlı yayılması aslında tabi ki şaşırtıcı oldu. Bu anlamda internet olayın önemli bir parçası tabiî ki. İsyanı çıkaran internet değil ama isyanın başarıya ulaşmasını sağlayan internet oldu. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ve bu domino etkisinin Mısır’a Hollanda’ya yayılması çok ilginç.
Türk internet.com: Aktivistler, özellikle Anonymous Libya konusunda çok çelişkili davrandı. Bir taraftan Kaddafi’nin bu şekilde düşmesinden çok hoşlanmadılar gibi bir mesaj var. Diğer yandan da tam tersi Arap baharından hoşlanılıyor. Libya konusunda ne oldu?
Özgür Uçkan: Açıkçası ben Libya’yla Suriye’yi, Arap baharı içerisinde değerlendiremiyorum. Bu ikisi Arap baharı rüzgarından faydalanarak, insanların karşı çıkmasının önüne geçilmek için tezgahlanmış birer dış operasyon.
Libya’da kabile yapısı var. 6 tana kabile var. Kaddafi bunlardan birinin şefiydi ve yıllardır bu kabileler arasındaki uzlaşı ile yönetiyordu ülkeyi. Yani kabileler üç tanesini silahlandırıp, birbirine karşı kışkırttığınız zaman ortaya böyle bir sonuç çıkar. Orda gerçek bir halk hareketi göremiyorum açıkçası. Dediğim gibi bu Arap baharı rüzgarından akıllıca yararlanmış bir dış operasyon. Müsebbibi de ABD ile Fransa gibi.
Türk internet.com: Mısır’ı nasıl değerlendirdiniz?
Özgür Uçkan: Mısır çok iyi. Mısır’da gerçek bir adalet var. Ve hala da sürüyor. Çok farklı gruplar var. Orta sınıflar var, Sendikal hareketler işin içerisinde. Açıkçası Müslüman kardeşler oraya sonradan dahil oldu. Başında dahil olmadı. Dolayısıyla onların başlatmadığı bir hareket.
Fakat Mısır Tunus’a benzemeyen bir şekilde ABD ve İsrail için çok önemli bir ülke. Hayati önem taşıyor dolayısıyla. O hareketi ele geçirmek için ellerinden geleni yaptılar. Ordu hala çok güçlü.
Müslüman kardeşler orduyla pazarlığa oturdu. Bu yüzden aslında ciddi bir şekilde kredi kaybetti. Ve son seçimlerde Müslüman kardeşlerin iktidara gelmesi, aslında Mısır devriminin satılması olarak yorumlandı insanlar tarafından ve hareket hala sürüyor. Mısır çok büyük bir ülke çok farkı yenilikler var dolayısıyla daha bitmediğini söyleyebiliriz. Kolay kolay da teslim olacaklarını da zannetmiyorum açıkçası.
Ozgur Uckan / Arap Isyanlari from Noete.com on Vimeo.
Türk internet.com: Sadece Arabistan’da değil, diğer batı dünyasında da internetin kolaylaştırıcı olduğu bazı isyan hareketleri görüyoruz. Bunlardan Londra’yı söylemeyelim ama (biraz daha göçmen hareketi idiydi) Wallstreet’te biz %99’uz deyip yapılan bir hareket var burada ne oluyor?
Özgür Uçkan: Aslında orada önce “Los Indignados (Öfkeliler)” hareketi var. İspanya, Madrid, Yunanistan’da. Zaten Yunanistan 2008’den beri oturmuyor, ayakta. Arap baharının da etkisiyle 2011’de bayağı güçlü bir olay yaşandı. Hemen akabinde İspanya’da Puerto del Sol meydanını işgal edildi. Aslında bu kobay hareketi daha önce Avrupa da başladı diyebiliriz.
Bunların kendilerine “Öfkeliler” demelerinin sebebi de Stephane Hessel’in ünlü “Indignez-vous! Time for Outrage / Öfkelenin! İsyan Zamanı”[1] kitabından kaynaklanıyor. Ve o hareket te sürüyor aslına bakarsanız.
Akabinde bu hareket İsrail’e sıçradı ki çok ilginç. İsrail’de de “öfkeliler” hareketi devam etti. Londra dediğiniz gibi daha çok göçmen isyanlarıyla gündeme geldi, yağmalamalar oldu ve akabinde kriz nasıl merkezden patlayıp da, yerküreye yayıldıysa, bu sefer de yerkürede başlayan bir hareket, merkeze gitti ve WallStreet’i işgal etti. Bu da çok ilginç bir hareket ve hemen akabinde de dünyaya yayıldı. Dünyada sadece Amerika’da değil, kobay hareketi bir çok şehirde 1400, 1500 kadar şehirde gündemde ve burada da internetin çok güçlü bir payı var internet olmadan güçlü bir şekilde ortaya çıkamazdı. Bu kadar sempati toplayamazlardı.
Bu söyleşinin devamını Özgür Uçkan : Bulut’un Esas Tehlikesi Güvenlik Değil, İnterneti Merkezileştirmesi – 2 linkini tıklayarak okuyabilirsiniz.