Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya göre, Türkiye’nin Huawei ve diğer Çinli şirketlere artan bağımlılığı ABD’nin büyük NATO müttefiki ile askeri işbirliğini zorlaştırabilir. Pompeo bu konudaki görüşünü Washington Examiner isimli yayına açıkladı [1].
“İşleri daha da zorlaştırıyorlar. Şu anda Türkiye’de çok fazla veri bulunuyor. Bunlar Çin Komünist Partisi’nin ellerinde. Her zamankinden daha dikkatli olmamız gerektiği anlamına geliyor.”
Pompeo, diğer NATO müttefiklerini, bu tür çalışmaların Pekin’in casus teşkilatlarıyla bağlantılı şirketlere maruz kalma riskinden ziyade Amerikan birliklerini geri çekmeye zorlayabileceği konusunda uyardığını hatırlatıyor ve Türkiye’ye de aynı tehditi savuruyor. Pompeo,
“Savunma ağlarımızın, güvenlik ağlarımızın güvenli olduğundan emin olmalıyız. Türkiye içinde veya başka herhangi bir ülkede faaliyetin artmasından etkilenecek olan sadece askeri ve güvenlik ağları değil. Amerikan verilerini koruyacağız. “
Washington Examiner, Başkan Trump’ın yönetiminin, Türkiye’nin gelişmiş Rus uçaksavar füze sistemlerini satın alma konusundaki ısrarı nedeniyle Türkiye’yi F-35 hayalet savaş uçağı programından çoktan kovduğunu yazıyor.
Pompeo’nun telekomünikasyon şirketleriyle ilgili uyarısı, Avrupa Dış İlişkiler alt komitesindeki en üst düzey Cumhuriyetçi olan Wisconsin Senatörü Ron Johnson’ın ABD’li stratejistlerin Amerikan kuvvetlerinin Türkiye’nin İncirlik Hava Kuvvetleri üssünden çıkarılması için hazırlandığını açıklamasından birkaç hafta sonra geldi.
Çin’in telekomünikasyon şirketlerinin, Türkiye’deki varlığının Pekin ile artan ekonomik ilişkilerin bir yönünü temsil ettiğini ve öbür tarafta, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ni Ankara üzerinden yürütülmesinin amaçlandığı kaydediliyor.
Stanford Üniversitesi’nden Ayça Alemdaroğlu ve Chicago Üniversitesi’nden Sultan Tepe, Foreign Policy dergisi analizinde şöyle yazdı [2].
“Çin 2016 ile 2019 arasında Türkiye’ye 3 milyar dolar yatırım yaptı ve bunu gelecek yılın sonunda ikiye katlamayı planlıyor. Ve nakit gelmeye devam ediyor: Çin İhracat ve Kredi Sigorta Şirketi , Kuşak ve Yol projelerinde kullanılmak üzere Türkiye’nin Varlık Fonu için bu yıl 5 milyar dolara kadar taahhütte bulundu. Fonun sınırlı şeffaflığı ve hesap verebilirliği, paranın nereye gittiği ve Türkiye’nin geri ödeme gücü konusunda daha fazla endişe uyandırıyor. “
Kuşak ve Yol Girişimi’ni, Çin Komünist Partisinin stratejik dönemeçlerde siyasi nüfuz elde etmenin bir yolu olarak “yağmacı” krediyi kullanmasına izin veren “hazine tarafından yönetilen bir imparatorluk inşası” olarak tanımlayan Pompeo, Türkiye’nin anlaşmaları hakkında da benzer şüpheleri dile getirdi. Pompeo şöyle dedi :
“Ön ödeme değil gerçek bir maliyet var. Bu kaynakları Çin Komünist Partisinden kabul etmenin gerçek bir maliyeti var. Ve sonuç olarak bu ülkelerdeki insanlar daha kötü durumda olacak. Bu sadece Güneydoğu Asya ve Türkiye için değil, Amerika Birleşik Devletleri için de geçerli.”
Pompeo, Çin’in yabancı ülkelerde varlık kazanmak için “devlete ait işletmeleri kullanarak hegemonya oluşturmaya” çalıştığını söyledi:
“[Onların] ilk kuralı gelip bir şeyler çalmaktır; ikincisi, onu Çin Komünist Partisi’ne geri getirmek ve sonra geri çevirmek, devlet destekli bir girişimle dünyaya yaymak. Bu çok riskli bir güvenlik modeli ve Başkan Trump’ın çok ciddiye aldığı bir model.”
[1] Exclusive: Pompeo warns Turkey that Huawei threatens US military presence