Prof.Dr.Orhan Kural, İTÜ Maden Fakültesi’nde, Yeraltı Maden İşletmeciliği Anabilim Dalı Başkanlığı yapmanın ötesinde, Sigarayla Savaşanlar Vakfı Onursal Başkanlığı, Benin Cumhuriyeti Fahri Başkonsolosluğu, Gezginler Kulübü Kurucu Başkanlığı, Yeşilay Eğitim Uzmanlığı, İTÜ Ekoloji Kulübü Başkanlığı gibi bir çok ünvanı başarıyla taşıyan hiperaktif biri.
Öyle ki, röportaj yapmak için İTÜ’ye gittiğimde kendisiyle bir 5 dakika oturduysam, bir diğer 5 dakikayı da fakülte bahçesinde kedi ve güvercinlere yiyecek vermek için harcadım. Orhan hoca, ardından bana topladıkları atık kağıt ve diğer materyalleri gösterdi. Ben de bu vesileyle kendisine böbürlenerek ‘çevrecilik adına’ neler yaptığımı anlatabilme fırsatını buldum.
Oldukça samimi bir ortamda gelişen röportajda, kendisini magazin girdabının içine çekmek yerine hedefe dönük sorular sormaya çalıştım ve ilginç cevaplar aldım.
turk-internet.com; Hocam, son kitabınızı yazma fikrinin nasıl çıktığını bize kısaca anlatabilir misiniz?
Prof.Dr.Orhan Kural; Guinnes Rekorlar Kitabı’na göre, dünyanın en fazla konferans veren kişisiyim. Hemen hemen her gün bir yerlerde çeşitli etkinliklerle insanları aydınlatmaya çalışıyorum.
İnsanlar, bu etkinliklerin sonunda bana “bizden ne istiyorsunuz” sorusunu soruyorlar. Hayatın bir parçası olmadan dinlemenin bir anlamı yok. Son zamanlarda tüketimin nasıl azaltılabileceği, tasarruf yapılabileceği konusunda konferanslar veriyordum.
Bir gün böyle bir etkinliğin sonunda dinleyicilere dağıttığım bilgi notlarını yerlerde görünce, bunu kitaplaştırmak ve okuma niyeti taşıyanlara cüzi bir miktarla sunma fikri ortaya çıktı.
Türk toplumu biraz okuma özürlü olduğu için kitabı karikatürlerle daha albenili bir hale getirdik. Bilimsel detaya girmeden, her kesin okuyabileceği bir dille insanların dikkatine sunmaya çalıştım.
Bazı gazeteler kitabı promosyon olarak vermek istediler, ancak ben yemek kitapları gibi el altına düşebileceği endişesiyle bunu kabul etmedim. Şu ana kadar 5 baskı yaptı, 6’ncısına da hazırlanıyoruz.
turk-internet.com; İlginç tepkiler alıyor musunuz?
Prof.Dr.Orhan Kural; Sanatçı İskender Doğan, kitabı okuduktan sonra aradı. “Ben de alışverişlerimde naylon değil, file kullanıyorum” dedi. Duyarlı insanlara ulaşıyoruz ki bu da beni sevindiriyor.
E-postalar alıyorum. Bir çoğu; “unuttuğumuz fakat yapmamız gereken şeyleri yeniden hatırlattınız” diyerek teşekkür ediyorlar. Bu arada, ilginç öneriler de geliyor. Örneğin, bir vatandaş; “hocam reklamlarla aşırı tüketim özendiriliyor. Bundan da bahsedin” şeklinde bir mesaj atmış.
turk-internet.com; Konferanslar vermek için şehir şehir geziyorsunuz. Okullara gidiyorsunuz. Gençler nasıl tepki veriyor?
Prof.Dr.Orhan Kural; Yüzde 90’ı çıkarken; “bir herif geldi, bir şeyler söyledi” deyip, Banu Alkan’ın göğüs ölçüleriyle, Galatasaray futbol takımına dönüyorlar. Bu bir gerçek.
İşte, benim de amacım her konferansta 10-15 kişi kazanmak. Bazen, bir tek cümle bana hayat veriyor. Kelebek filminde de ifade edildiği gibi, “Amazon’da bir kelebek kanat çırparsa, bu Pasifikte bir fırtınaya dönüşür” yani dinleyen 1 kişi bile olsa bu halka halka genişleyebilir.
turk-internet.com; İnterneti kullanıyor musunuz?
Prof. Dr. Orhan Kural; Ben internette sohbet olayına karşıyım. Futbol gibi insanları ekran başına toplayıp konuşamayan, asosyal bir grup yaratıyor. Gençler, Türkçeyi kullanamıyorlar, kısaltıyorlar. Benim öğrencilerim o chat yüzünden 150 kelimeye Türkçe konuşur oldular.
Ama, internet geniş bir kitleye ulaşmak adına güzel bir şey. Facebook’ta, 2 bine yakın fan topluluğum var. Benim, internetle ilgili bir adetim vardır. Gelen her yazıyı değerlendiririm. Kendim ya da asistanlarım aracılığıyla cevap vermeye çalışırım.
turk-internet.com; Bir röportajınızda; “bir kedinin bir lüks araba kadar değeri vardır” diyorsunuz, ancak, maalesef ülkemizde hayvanlara karşı bir sevgisizliğin olduğunu görüyoruz. Siz, bunun değişebileceğine inanıyor musunuz?
Prof. Dr. Orhan Kural; İnsanın yapısında maalesef zalimlik var. Bunu, insanlar Ortaçağ’da bir arenada toplanıp hayvanları bir birlerine parçalatarak yapıyorlardı. Bugün, arenaların yerini futbol sahaları almış durumda.
Ama, ümidi kaybetmemek durumundayız. Ümidi kaybetmek, her şeyi kaybetmektir. Hayvansever olarak ortalarda dolaşan bazılarının üstlerinde kürkler görüyorum. Ben o nedenle hayvansever değilim. Ben, hayvan hakları savunucusuyum. Cevizi açtığımda içerisinden kurt çıkıyorsa kapatıp kenara koyuyorum. Çünkü, o ceviz ona aittir. Hayvan hakları savunucularının böyle olması gerektiğini düşünüyorum.
turk-internet.com; Siz, aynı zamanda Sigarayla Savaş Vakfı’nın onursal başkanısınız. Sigara yasağıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Orhan Kural; Çok iyi oldu. Bütün kalbimle destekliyorum. Yasağı eleştirenlerin arkasında, bu işten para kazanma hayalleri suya düşen sigara üreticileriyle kanser ilaçları üreticileri var.
Çünkü Türkiye onların çok iyi müşterisi. Bir akciğer kanserinin 1 aylık masrafı 1000 dolardır. Dünyanın pek çok ülkesini gezdim; sigara yasağı uygulanan hiç bir yerde müşteri azalması gibi bir durum söz konusu olmamıştır.
turk-internet.com; Sizin, çevre ve sigara konusunda yaptığınız uyarılar dolayısıyla saldırılara maruz kaldığınızı biliyoruz. Neden Türkiye’de çevreye saygı beklemek bu kadar zor?
Prof.Dr.Orhan Kural; Biz Türkler, haklarını aramayan bir milletiz. Dikkat ederseniz bizi bu güne kadar hanlar, padişahlar yönetmiş. Baskı altında bir toplum olarak demokratik haklarımıza sahip çıkmamışız.
Yani, insanlara yanlış yaptıklarını söylediğinizde tepkiyle karşılaşıyorsunuz. Benim başıma Zonguldak ve Taksim’de geldiği gibi ucu şiddete varan tepkiler alabiliyorsunuz.
Ama, ben yapmak zorundayım. Çünkü, ben yapmazsam başkalarına da “yap” diyemem. Ama, Ardahan valisinden olduğu gibi güzel tepkiler aldığımda bu beni çok mutlu ediyor.
turk-internet.com; Siz, bildiğimiz kadarıyla fast food kültürüne de karşısınız. Baktığımızda Türk çocuklarında da obeze doğru bir gidiş görüyoruz. Sizce biz Amerikanlaşmayı biraz abarttık mı, Ne dersiniz?
Prof. Dr. Orhan Kural; Konferanslarımda, fast food zincirlerine gitmeyin de kapansınlar diyorum. Tabii, bizim geleneksel yemeklere sahip çıkmamız lazım. Amerikalılar, yiye yiye bizim 17 katımız olmuşlar. Onun için ben insanlara aile lokantalarını tercih etmelerini öneriyorum.
Büyük bir fast food zincirinin İstanbul’da 20 mağazası kapandı. İyi gidiyoruz. Bu vesileyle bize destek veren ‘Sefer Tası Hareketi’nin önde gelen isimlerinden Cem Karaca’yı rahmet ve şükranla anıyorum. Gençler aydınlatılırsa fast food kültürü yavaş yavaş çekilecektir diye düşünüyorum.