Görevi İstanbul’da yaşayan vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmak olan İstanbul Belediyesinin, özel bir uzmanlık konusu olan ve lisans alınmasını gerektiren telekom alanına soyunduğunu ve İSTTELKOM adını taşıyan bir altyapı şirketi kurduğunu geçen yıl yayınlamıştık [1].
Bu şirketin ana hissedarı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, altyapı şirketlerine bir tebligat göndererek, mevcut döşenmiş ve kullanılmakta olan bazı hatların (genellikle metroların içinden giden) toplanmasını, artık sadece kendilerinin hat döşeyeceğini bildirmiş durumdaydı [2].
Bu tebligatta yazılı olmasa da, İstanbul Belediyesi yetkililerinin, alt yapı işletmecileriyle yaptıkları toplantılarda gerekçe olarak, “ulusal güvenlik” ve “15 temmuzda yaşananlar” konusunu gösterdikleri anlatılıyor. Ancak 15temmuz sonrasında İBB içinde yapılan çok sayıdaki FETÖ operasyonu yapıldığını hatırlatalım. Ayrıca haberleşme altyapısının “tek” yani “tekel” olmasının tehlikelerini daha önce yazmıştık [3].
Neyse ki, işletmeciler daha sonra bu karar için mahkemeye başvurdular ve tedbir kararı alarak hatların toplanmasını durdurdular [4].
Ancak şöyle bir sorun devam ediyor; şu anda yeni bir altyapı için başvuran operatörlere eskiden kazı izni vermeyen İBB’nin, bugün operatörleri şifahi ifadelerle IstTelkom’a başvurmaları için yönlendirmeye çalıştığı bilgisi var.
Yani kazı izinlerini 7 yıldır vermediğinde olduğu gibi, yönlendirme yaptığında da aslında idari görevini yapmıyor[5] ve IstTelkom ile tesis paylaşımı yapılmasına, bu yolla şirkete işlerlik sağlanmasına çalışıyor. Bu ise şöyle bir sorun anlamına geliyor, eğer IstTelkom bir telekom firması ise (BTK’dan 2013’de lisans almış), diğer telekom firmalarının rakibi durumunda. Şirketin sahibi olan İBB ise bu kazı izinlerini veren kurum. Dolayısıyla –şifahi de olsa– yetkisini kendisine doğru kullanıyor gözüküyor.
Bu firmanın ve İstanbul Belediyesinin hareketleri, telekom sektöründe uzunca bir süredir tartışılıyor. Çünkü İstanbul Belediyesi 2010 yılından bu yana fiber altyapı yapılmasını kazı izni vermeyerek engelliyor [6] –hatta mevcut yani bir zaman kazılmış ve döşenmiş olan güzergahları da kullandırtmadığı bilgisi de var. Türk Telekom kazı iznini devlet zamanından gelen sürecin devamı olarak sorunsuz alıyor ama ortadaki toplam rakamlara bakıldığında, onun da fiber altyapıya yatırım yapmaya gerek duymadığını görüyoruz. Muhtemelen rakiplerinin kazı izni alamaması Türk Telekom’u da bu konuyu ihmal edilebilir görmesine neden oluyor.
Telkoder isimli alternatif operatörlerin derneği, diğer sorunlarla uğraşmanın yanında İstanbul Belediyesinin bu yeni şirketi ile de yasal yollardan mücadele ediyor. Mayıs ayında mevcut döşenmiş hatların kaldırılmasını bildiren İsttelkom yazısını iptal eden bir mahkeme kararı alındı [4]. Şimdi son olarak da, Rekabet Kurumuna yapılan başvuru ile bir soruşturma başlatılıyor [7].
Rekabet Kurumu “İstanbul Elektronik Haberleşme Ve Altyapı Hizmetleri San. Ve Tic. A.Ş. (İSTTELKOM)” hakkında soruşturma açtı. Kurum internet sayfasında yayınlanan duyuru şöyle;
Rekabet Kurumu kayıtlarına intikal eden bir başvuru üzerine yürütülen önaraştırmada elde edilen bilgi ve belgeler ile yapılan tespitleri 27.09.2017 tarihli toplantısında müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli görerek; İstanbul Elektronik Haberleşme ve Altyapı Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. hakkında, bu teşebbüsün elektronik haberleşme işletmecilerinin altyapı tesisine yönelik olarak gerçekleştirdiği uygulamalarla 4054 sayılı Kanun’u ihlal edip etmediğinin tespiti için, soruşturma açılmasına 17-30/489-M sayı ile karar verdi.
İsttelkom ile Vodafone ve Turkcell Neden Anlaşma Yaptı?
Bu arada, diğer şaşırtıcı bir konu da, kısa bir süre önce İsttelkom firmasının, Turkcell ve Vodafone ile altyapı anlaşması imzalamış olması [8]. Bu anlaşmalar –özellikle İBB’nin metrolardaki baz istasyonları için fahiş kiralar istemesi düşünülürse– çok anlamlı görünmüyor. Konuya dair yorum yapan bir sektör yetkilisi; “Rekabet Kurumuna yapılan başvuruyu etkilemek için bu operatörler imzalamaya zorlanmış olabilir mi?” diye soruyor. Nasıl zorlanmış olabilirler sorusuna ise; “Büyükşehir belediyesi, yıllar önce yaptığı protokol ile tüm altyapı kazılarının İBB bünyesinde olduğunu belirtmişti. Ancak 6-7 yıl kazı izinleri vermemesi ve yanısıra altyapı ihtiyacının gitgide büyümesi sonucunda, bazı altyapı operatörleri ilçe belediyelerden izin alarak, ilçelerin kendi bölgelerinde kazı yaptı. Sonra bir gün İBB bunların ilk protokola aykırı yani kaçak olduğunu belirterek, 6-7 senede yapılan tüm kazı izinlerinin iptal olacağı, hatların kaldırılması gerektiği gibi bir konuya girdi. Dolayısıyla özellikle büyük operatörlerin başlarına açılacak sorun büyüktü. Anlaşılan, anlaşma yoluna gittiler.” açıklaması yaptı.
Metrolardan Niye Dışarıyı Arayamıyoruz?
Bu arada beni şahsen en çok rahatsız eden husus, metrolardan dışarıyı arayamıyor oluşumuz. İlk yıllarda hatırlayacaksınız, metrolardan dışarıyı arayabiliyorduk. Ama sonra birden bu engellendi. Nedenini sorduğumuzda, operatörler, İBB tarafından istenen baz istasyonu kirasının olması gerekenin çok üstünde olduğunu ve hesap yapıldığında işin ekonomisini karşılamadığını anlattılar.
Zaten biliyorsunuz, metrolarda dışarıdan içerisi aranamaz. Bunun nedeni; güvenlik. Dışarıdan cep telefonu ile bomba patlatılabilir. Ama dünyadaki medeni tüm ülkelerin metrolarında içeriden dışarısı aranıyor.
Bu arada Marmaray’ın TCDD’ye ait olması nedeniyle, oradaki metroda telefonla konuşabildiğimizi hatırlatalım.
Bir başka nokta da şu; acaba Olimpiyatları Tokyo’ya karşı kaybettiğimizde, İstanbul ile Tokyo arasındaki telekom altyapısının büyük farkı, değerlendirmeyi ne kadar etkilemiştir?
Ama bundan daha önemlisi, umarız günün birinde kaza, deprem ya da tecavüz gibi bir olayla birlikte bu konu gündeme gelmez, manşetlere taşınmaz, biz şimdiden söylüyoruz.
Bütün bunları bir araya getirdiğimiz, İstanbul Belediyesinin telekom sektörünü, vatandaşa hizmetten çok siyasi ya da para amaçlı olarak kullanılacak bir araç olarak gördüğünü düşünüyoruz.
Haberleşme anayasal bir hak olarak merkezi ya da yerel yönetimlerin sağlaması, ucuzlaştırılması ve kaliteli sunulması için mücadele edilmesi gereken bir hizmet. Ama İstanbul Belediyesi bunun yerine telekom işinden güç ve para kazanmaya çalıştığı düşündürtüyor. Rekabet Kurumunun bütün bunları gözönüne alarak, altyapı konusunda tüketicilerin –tabi ki operatörlerin de– mağduriyetinin çözülmesine yönelik bir çözüm getirmesini umuyoruz..
[1] Fiber’i 5 Senedir Engelleyen İBB, Şimdi Fiber Şirketi Kurdu
[3] Darbe Teşebbüsü, İletişimde Tekel’in Ülke Güvenliğine Verebileceği Zararı Gösterdi
[7] İstanbul Elektronik Haberleşme Ve Altyapı Hizmetleri San. Ve Tic. A.Ş. Hakkında Soruşturma Açıldı
[8] İstTelkom, Turkcell ve Vodafone ile Ortak Telekomünikasyon Altyapısı için Anlaştılar